A
abdirabbih
Guest
Gel..Yol arkadaşım ol yeniden,çıktığımız sonsuzluk yolculuğunda..
Gel..Yok bir pusulam şimdi..
Gel.. Kaybetmek üzereyim yolumu sevdana çıkan ..
Gel ..Kaybolmak üzereyim..
Gel..Bir yol göster bana..
Kaybettim…!
Kayboluşum bu yüzden Yûsuf’un geçtiği sokakların çıkmazlarında!
Hâlbuki pusulam vardı benim;hiçbir zaman bırakıp da gitmeyecek bir yoldaş vermişti Rabbim,yola çıkmadan evvel..
Yanlış yollara mı saptım da şimdi böyle karanlık bir dehlizin içinde kalakalmışım..?!
Yanlış yolcular mı edindim yolun ortasında da şimdi menzil böyle uzakta?..
Olabilir mi böyle bir şey? Olur mu hiç? Hayır,asla!
Yol aynı yol değilse de, yolcun aynı yolcu değil midir? Nasıl alır bir yabancıyı yanına..?
Ahh Leylim.. Sevdam..
Bir damlacık vuslata hasret yaşarken,yürek nasıl dayanır bu acı firaka?!..
Can yanmaz mı?..
Gönül razı mı olur çölde yanışına; ‘Leylaa’ nidalarıyla..?
Çok mu geç kalmıştın,kuyunda Rabbinle hâlleşmeye?..
Bu yüzden miydi o apansızca gidiş?..!
Öyle perişan..öyle sersefil kalakaldım işte sensizlik zindanında..!
Hiç bakmayışın,parmaklarımı kesmemden endişe duymandan mıdır?
Bak Yusuf…Hiç bıçak yok elimde..Gittiğin andan beridir saplandığı yerde duruyor o öyle,yürekte..! Gizlenme..Bir bak Yûsuf..
Bak elini uzatmış bekliyor orda garibin..Neden tutmuyorsun ? Tut hadi, çık Yûsuf..Çık artık saklandığın kuyulardan..
Ahh ..!
Hâlâ gelmeyişin neden ?! Uyu(ya)mayışımdan mı yoksa ?..
Muhtaç olunduğunu düşünmemenden midir? Uyuyuverip de sana yorumlatacak tek bir rüya göremeyişimden mi Yûsuf?
Hadi yâr.. Hadi çıkıver artık şu kuyudan … Tutuver uzattığım elimden ..tUT da çık hadi.. Hadi gel Yûsuf..Geldiğin yerde görmek istemiyorsan , itiver kuyuna bu garip bedevini..!
Senle olamıyorsa.. Yalnız kalıyorsa kuyuların başında.. Hep kuyunun dibindeyse gözleri.. Bırak bari..Kuyusunda kokusuyla kalsın Yûsuf’un..
alıntıdır