Yüzü Açmak Bid'attır
Günümüzde yeni bir iddia ortaya atılmaktadır. Bu, kadının ev içinde kullandığı başörtüsü ile dışarıya çıkabileceği iddiasıdır. Bunlara göre yü*zün örtülmesi şer'i değildir. Çünkü yüz, avret değildir. Bu iddiayı ortaya atanlar, kendilerini Resulullah (sav)'ın haber verdiği her yüz senede or*taya çıkacak mücedditlerden saymaktadırlar. Bunlar bu iddiaları ile müc-tehid olduklarını, geçmişteki İslâm müctehidleri ile yarışarak İctihadlarda bulunduklarını kabul ettirerek modernist görüşlerinin benimsenmesini, ken*dilerine uyulmasını istemektedirler. Bu görüşler bilhassa modernistler ara*sında yaygınlık kazanmaktadır.
Şüphesiz bu görüşün yaygınlık kazanması onların iddialarının doğru*luğunu isbat etmez. Bu, insanların hayvani hislerine hitap etmelerinin bir sonucudur. Hayvani hisler de herzaman şehvanî arzularla beraber yürür. Şehvet ise herkeste vardır. Öyleyse bu görüşün revaç bulmasında hayret edilecek bir taraf yoktur.
Bu İddia sahipleri görüşlerinin kitap ve sünnete uygun olduğunu, böy*le bir Örtünmenin müslüman kadına emredilen şer'İ örtünmeyi yerine ge*tirdiğini sanıyorlar. Böylece kendilerinin. «Hakikat indirdiğimiz o açık açık âyetlerimizi ve doğruyu —biz kitapta İnsanlara onu pek aşikar bir surette bildirdikten sonra— gizleyenler (yok mu?) İşte onlar(ın hali onlara hem ALLAH lanet eder ve hem lanet etmek şanından olanlar lanet eder.». (Baka*ra: 159) âyetinde ifadesini bulan İlmi ketmenin günahından kurtulduklarım düşünyorlar.
Ben onların hangi günahtan kurtulduklarını bilmiyorum. Çünkü onlar kadının yüzünden hicabını atmasını ve şehvani arzuların kaynadığı, kötü*lük alevlerinin heryanı sardığı bir toplumda gezmelerini istiyorlar. Bunlar*dan daha evvel, aynı görüşü bazı sapık fikirli şairler savunmuştu. Nitekim bunlardan biri şöyle demişti: «O güzel başörtüsü ile örtünen güzel kadına de ki, sen bu Örtüyü örtmekle ibadet ehil takva kardeşinin dinini götür-dün. Örtünün parıltısı ile senin yüzünden doğan aydınlık bir araya gelin*ce yüzünün yanıtlamasına hayret ediyorum.»
Bu müceddit taslaklarının İddia ve davaları, şer'i örtüyü atmış, İslâ-.mi adaba muhalefet ederek sokaklarda cahiliye devri kadınları gibi açılıp saçılarak gezen kadınlara vücudlarını örtmelerini, buna karşılık yüzlerini ' açmalarını teklif etmiş olsalar bir dereceye kadar haklılık kazanabilir, hoş görülebilir. Çünkü İslâm kanunları da tedrici olarak gelmiştir. Fakat bunlar davetlerini bunlara değil, bilakis Allanın emrettiği şekilde her taraflarını kapattıkları gibi yüzlerini de kapatan kadınlara yapıyorlar. Bu mümin ka*dınların da yüzlerini açarak kadınlık vekarlanndan soyunmalrını istiyorlar.
Bu husustaki tek dayanakları da yüzün avret olmadığı görüşüdür.
Burada ben, Resulullah (sav)'m savaşlarından birinde oğlu şehid olan 1 mümin kadının kıssasını hatırlatmak istiyorum: Kadın yüzü örtülü olduğu "'halde cenazeler arasında şehid olan oğlunu arıyor. Ona, «Yüzündeki bu "örtü ile oğlunu nasıl bulacaksın?» diyorlar. Bu söze karşı kadın, «Çocuğu-" mu kaybetmem, hayamı kaybetmem kadar ağır değildir.» cevabını veriyor.
Müslüman kadından din namına yüzünü açmasını İsteyen bu İddia sahiplerine ve benzerlerine hayret ediyorum. Bilhassa ahlaksız insanların oâaldığı ve ahlaksızlığın ortalıkta kol gezdiği günümüzde bunu nasıl İş*eyebilirler?
Bu müceddit ve müctehid taslaklarına sesleniyorum: Siz, doğru yolu şaşırdınız. İslâmı ve şeriatln hükümlerini doğru anlamıyorsunuz. Sizinle aklî ve şer'î mantıkla konuşuyorum. Fakihlerden yüzün avret olmadığını söyleyenler, fitneden emin olmak şartını öne sürüyorlar. Onlara göre de eğer fitneden korkulursa yüzün açılması haramdır. Şimdi soruyorum size, siz günümüzde fitneden emin misiniz?
islâm, kadına, fitne korkusu ile yabancı erkekler karşısında avretin*den herhangi bir yerini açmasını haram kılmıştır. İslâm kadının saçlarını ve ayaklarını örtmesini emrederken yüzünün ve ellerinin açılmasına mü*samaha etmesi düşünülebilir mi?
Ey modernistfer! Size diyorum! Erkekleri yüz mü yoksa ayaklar mı daha çok iğfal eder? Aklınızı başınıza toplayın. Halka dini işlerde herhan*gi bir şüphe sokmayın. O İslâm ki ayakiarındaki halhalların sesleri duyul*masın diye kadınlara ayaklarını yere sert vurmayı yasaklamış, ziynetlerin*den herhangi birşeyin açılmasını haram kılmıştır.
Nasıl ofur da güzelliğin esası ve fitnenin kaynağı olan yüzün açılmasına müsade eder?
http://www.halidiye.com/forumx/forum_posts.asp?TID=6689&PN=1#_ftn1
http://www.halidiye.com/forumx/forum_posts.asp?TID=6689&PN=1#_ftn1
Mevzuyu Mevdudi'nin Nur Suresi Tefsin isimli kitabındaki âyetin «bunlardan görünen kısmı müstesna» bölümü hakkındaki açıklamalarıyla bitiriyorum :
«Âyet-i kerimedeki bu cümle, kadınların ziynetlerini kasdi olarak aç*malarının caiz olmadığına delalet eder. Şu varki, kendi kasıtları olmadan açılmaları hal) müstesnadır. Birde, dıştan giydikleri çarşaf ve benzeri giy*sileri gizlemeleri mümkün değildir. İşte bu üstten giyilen çarşaf ve benzeri giyeceklerin görünmelerinde bir beis yoktur. Âyetin bu şekildeki tefsiri Abdullah İbni Mes'ud (ra) ve Hasan-ı Basrî (ra) gibi kimselerden de riva*yet edilmiştir.
«Başka bazı kimseler ise âyetten yüz ve elin açılabileceği hükmünü çıkarırlar. Bunlara göre âyetteki «görünen kısımsdan maksat, insanın adet üzere açabileceği kısımdır. Buna göre, kadının yüzü ve elleri üzerlerinde*ki ziynetle birlikte açmak caizdir. Yani, kadının gözünün sürmesi, yüzünün makyajı, kınası, yüzüğü, bileziği açık olarak gezmesi caizdir.
«Bize göre âyetteki «görünen kısım müstesna» ifadesinden bu mana ,ve sonucun çıkarılması-caiz değildir. Çünkü âyetteki ifade, kendi kendine i; kasıtsız olarak görünen kısım anlamındadır. Kendiliğinden görünmekle in-^ sanın kasdi olarak açıp göstermesi arasında açık bir fark vardır.
Zira eâyet sarih olarak ziynetlerin açılmasını haram kılmıştır. Ancak kasıtsız ..olarak açılması halini istisna kabul etmiştir. Bu İstisnayı genişleterek kas-t den açma haddine ulaştırmak Kur'ana ve Resulullah (sav)'tûn rivayet edi*len sahih hadislere muhalefet etmektir.
«Resulullah (sav) zamanında kadınların yabancı erkeklere karşı yüz*lerini açtıkları tesbit edilmemiştir. Çünkü hicab emri yüzü de içine almaktadır. O zaman yüzün örtüsü, kadının elbisesinin bir parçasıdır.
Yalnız hac*da ihramda iken yüz ve ellerin açılması mubahtır. Kadınların yüz ve elleri açık olarak yabancı erkekler karşısına çıkmalarını mubah görenlere hayret ediyorum. Onlar yüz ve eller avret değildir demektedirler. Halbuki hicabla setr-i avret arasında büyük bir fark vardır. Avret, kocanın dışındaki mahrem erkekler karşısında da açılması caiz olmayan şeye denir. Hicab ise isetr-i avretin üzerine giyilen örtüye denir.»
muhamemd ali es sabuni - ahkam tefsiri nur suresi tefsiri.
Günümüzde yeni bir iddia ortaya atılmaktadır. Bu, kadının ev içinde kullandığı başörtüsü ile dışarıya çıkabileceği iddiasıdır. Bunlara göre yü*zün örtülmesi şer'i değildir. Çünkü yüz, avret değildir. Bu iddiayı ortaya atanlar, kendilerini Resulullah (sav)'ın haber verdiği her yüz senede or*taya çıkacak mücedditlerden saymaktadırlar. Bunlar bu iddiaları ile müc-tehid olduklarını, geçmişteki İslâm müctehidleri ile yarışarak İctihadlarda bulunduklarını kabul ettirerek modernist görüşlerinin benimsenmesini, ken*dilerine uyulmasını istemektedirler. Bu görüşler bilhassa modernistler ara*sında yaygınlık kazanmaktadır.
Şüphesiz bu görüşün yaygınlık kazanması onların iddialarının doğru*luğunu isbat etmez. Bu, insanların hayvani hislerine hitap etmelerinin bir sonucudur. Hayvani hisler de herzaman şehvanî arzularla beraber yürür. Şehvet ise herkeste vardır. Öyleyse bu görüşün revaç bulmasında hayret edilecek bir taraf yoktur.
Bu İddia sahipleri görüşlerinin kitap ve sünnete uygun olduğunu, böy*le bir Örtünmenin müslüman kadına emredilen şer'İ örtünmeyi yerine ge*tirdiğini sanıyorlar. Böylece kendilerinin. «Hakikat indirdiğimiz o açık açık âyetlerimizi ve doğruyu —biz kitapta İnsanlara onu pek aşikar bir surette bildirdikten sonra— gizleyenler (yok mu?) İşte onlar(ın hali onlara hem ALLAH lanet eder ve hem lanet etmek şanından olanlar lanet eder.». (Baka*ra: 159) âyetinde ifadesini bulan İlmi ketmenin günahından kurtulduklarım düşünyorlar.
Ben onların hangi günahtan kurtulduklarını bilmiyorum. Çünkü onlar kadının yüzünden hicabını atmasını ve şehvani arzuların kaynadığı, kötü*lük alevlerinin heryanı sardığı bir toplumda gezmelerini istiyorlar. Bunlar*dan daha evvel, aynı görüşü bazı sapık fikirli şairler savunmuştu. Nitekim bunlardan biri şöyle demişti: «O güzel başörtüsü ile örtünen güzel kadına de ki, sen bu Örtüyü örtmekle ibadet ehil takva kardeşinin dinini götür-dün. Örtünün parıltısı ile senin yüzünden doğan aydınlık bir araya gelin*ce yüzünün yanıtlamasına hayret ediyorum.»
Bu müceddit taslaklarının İddia ve davaları, şer'i örtüyü atmış, İslâ-.mi adaba muhalefet ederek sokaklarda cahiliye devri kadınları gibi açılıp saçılarak gezen kadınlara vücudlarını örtmelerini, buna karşılık yüzlerini ' açmalarını teklif etmiş olsalar bir dereceye kadar haklılık kazanabilir, hoş görülebilir. Çünkü İslâm kanunları da tedrici olarak gelmiştir. Fakat bunlar davetlerini bunlara değil, bilakis Allanın emrettiği şekilde her taraflarını kapattıkları gibi yüzlerini de kapatan kadınlara yapıyorlar. Bu mümin ka*dınların da yüzlerini açarak kadınlık vekarlanndan soyunmalrını istiyorlar.
Bu husustaki tek dayanakları da yüzün avret olmadığı görüşüdür.
Burada ben, Resulullah (sav)'m savaşlarından birinde oğlu şehid olan 1 mümin kadının kıssasını hatırlatmak istiyorum: Kadın yüzü örtülü olduğu "'halde cenazeler arasında şehid olan oğlunu arıyor. Ona, «Yüzündeki bu "örtü ile oğlunu nasıl bulacaksın?» diyorlar. Bu söze karşı kadın, «Çocuğu-" mu kaybetmem, hayamı kaybetmem kadar ağır değildir.» cevabını veriyor.
Müslüman kadından din namına yüzünü açmasını İsteyen bu İddia sahiplerine ve benzerlerine hayret ediyorum. Bilhassa ahlaksız insanların oâaldığı ve ahlaksızlığın ortalıkta kol gezdiği günümüzde bunu nasıl İş*eyebilirler?
Bu müceddit ve müctehid taslaklarına sesleniyorum: Siz, doğru yolu şaşırdınız. İslâmı ve şeriatln hükümlerini doğru anlamıyorsunuz. Sizinle aklî ve şer'î mantıkla konuşuyorum. Fakihlerden yüzün avret olmadığını söyleyenler, fitneden emin olmak şartını öne sürüyorlar. Onlara göre de eğer fitneden korkulursa yüzün açılması haramdır. Şimdi soruyorum size, siz günümüzde fitneden emin misiniz?
islâm, kadına, fitne korkusu ile yabancı erkekler karşısında avretin*den herhangi bir yerini açmasını haram kılmıştır. İslâm kadının saçlarını ve ayaklarını örtmesini emrederken yüzünün ve ellerinin açılmasına mü*samaha etmesi düşünülebilir mi?
Ey modernistfer! Size diyorum! Erkekleri yüz mü yoksa ayaklar mı daha çok iğfal eder? Aklınızı başınıza toplayın. Halka dini işlerde herhan*gi bir şüphe sokmayın. O İslâm ki ayakiarındaki halhalların sesleri duyul*masın diye kadınlara ayaklarını yere sert vurmayı yasaklamış, ziynetlerin*den herhangi birşeyin açılmasını haram kılmıştır.
Nasıl ofur da güzelliğin esası ve fitnenin kaynağı olan yüzün açılmasına müsade eder?
http://www.halidiye.com/forumx/forum_posts.asp?TID=6689&PN=1#_ftn1
http://www.halidiye.com/forumx/forum_posts.asp?TID=6689&PN=1#_ftn1
Mevzuyu Mevdudi'nin Nur Suresi Tefsin isimli kitabındaki âyetin «bunlardan görünen kısmı müstesna» bölümü hakkındaki açıklamalarıyla bitiriyorum :
«Âyet-i kerimedeki bu cümle, kadınların ziynetlerini kasdi olarak aç*malarının caiz olmadığına delalet eder. Şu varki, kendi kasıtları olmadan açılmaları hal) müstesnadır. Birde, dıştan giydikleri çarşaf ve benzeri giy*sileri gizlemeleri mümkün değildir. İşte bu üstten giyilen çarşaf ve benzeri giyeceklerin görünmelerinde bir beis yoktur. Âyetin bu şekildeki tefsiri Abdullah İbni Mes'ud (ra) ve Hasan-ı Basrî (ra) gibi kimselerden de riva*yet edilmiştir.
«Başka bazı kimseler ise âyetten yüz ve elin açılabileceği hükmünü çıkarırlar. Bunlara göre âyetteki «görünen kısımsdan maksat, insanın adet üzere açabileceği kısımdır. Buna göre, kadının yüzü ve elleri üzerlerinde*ki ziynetle birlikte açmak caizdir. Yani, kadının gözünün sürmesi, yüzünün makyajı, kınası, yüzüğü, bileziği açık olarak gezmesi caizdir.
«Bize göre âyetteki «görünen kısım müstesna» ifadesinden bu mana ,ve sonucun çıkarılması-caiz değildir. Çünkü âyetteki ifade, kendi kendine i; kasıtsız olarak görünen kısım anlamındadır. Kendiliğinden görünmekle in-^ sanın kasdi olarak açıp göstermesi arasında açık bir fark vardır.
Zira eâyet sarih olarak ziynetlerin açılmasını haram kılmıştır. Ancak kasıtsız ..olarak açılması halini istisna kabul etmiştir. Bu İstisnayı genişleterek kas-t den açma haddine ulaştırmak Kur'ana ve Resulullah (sav)'tûn rivayet edi*len sahih hadislere muhalefet etmektir.
«Resulullah (sav) zamanında kadınların yabancı erkeklere karşı yüz*lerini açtıkları tesbit edilmemiştir. Çünkü hicab emri yüzü de içine almaktadır. O zaman yüzün örtüsü, kadının elbisesinin bir parçasıdır.
Yalnız hac*da ihramda iken yüz ve ellerin açılması mubahtır. Kadınların yüz ve elleri açık olarak yabancı erkekler karşısına çıkmalarını mubah görenlere hayret ediyorum. Onlar yüz ve eller avret değildir demektedirler. Halbuki hicabla setr-i avret arasında büyük bir fark vardır. Avret, kocanın dışındaki mahrem erkekler karşısında da açılması caiz olmayan şeye denir. Hicab ise isetr-i avretin üzerine giyilen örtüye denir.»
muhamemd ali es sabuni - ahkam tefsiri nur suresi tefsiri.