Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yürek medeniyeti

fizikci

New member
Katılım
17 Eki 2006
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Yunan akıl, Roma kas uygarlığıydı. Modern Batı ise ten uygarlığıdır. İslam medeniyeti yüreği temsil eder; yani yürek medeniyeti.

Yunan aklı kutsadı, Roma gücü. Modern Batı teni kutsadı. Birincisi yararı, ikincisi çıkarı temsil ediyordu. Üçüncüsü ise hazzı temsil ediyor. İslam medeniyetinin temsil ettiği şey hayırdır. O bir hayır medeniyetidir.

Bir medeniyetin neyi temsil ettiğini bilmek için, bayramlarını nasıl kutladığına bakmak yeterli.

Yunan, bayramı sahnede kutlardı. Anfi tiyatrolara doluşan insanlar, akıl yarıştıranların eserlerinin icrasına kilitlenirlerdi. Bu bir söz yarışına dönüşürdü. Bayramlar insanların tümünü kapsamaz, sadece seçkinleri kapsardı. Seçkinler için bayram, diğer kesimler için daha fazla ıstırap ve iş yükü demekti, daha fazla ezilme ve yorulma demekti.

Roma kolezyum ve arenalarda yaptı bayramı. Yunan nasıl söz yarıştırdıysa, Roma da kas, yani güç yarıştırdı. Maviler, yeşiller, gladyatörler, aç aslanlar, ölümle sonuçlanan vahşi düellolar güç yarışının araçlarıydı. Tek slogan vardı: Güçlü olan kazansın. Güç yarışı vahşet yarışına dönüştü. Böyle bir tasavvurun bayramında zayıfa, güçsüze, ezilene, yoksula yer olur muydu? Nitekim olmadı da…

Batı, bayramı hep haz olarak algıladı. Bireyciydi, onun için bayramı da bireysel bir haz yarışına dönüştürdü. Bu anladığımız manada bir bayramın intiharı olduğu içindir ki, Batı'da bayram intihar etti. Hazzı artırmak için tene yatırım yaptı. En iyi, en çok haz verendi. Böyle bir tasavvurda, hazzı azaltan her şey kötüydü. Dolayısıyla güçsüz, muhtaç, yoksul, ezilen hazza limon sıkan unsurlardı. Zaten tene ve hazza tapan bir toplumda sevgi ve şefkatin zemini yok olurdu, öyle de oldu. Batı, nefsi alabildiğine azdırmanın öbür adı olan tatil tasavvurunu, bayramın yerine ikame etti.

İslam bayramı mabedde başlatıp toplumun kılcal damarlarına kadar ulaştırdı. Bayramı mabedde başlatması, sevinç ile Allah arasında bağ kurmak içindi. Hatırlayalım vahyin ölümsüz ifadesini: “Güldüren de O'dur, ağlatan da O; öldüren de O'dur, dirilten de O.” Bu bağ sayesinde sevinç hayra dönüşecektir. Eğer sevinç ile kutsal arasında bağ kurulmazsa, sevinç hazza dönüşür. Bu da hayvani ve şehvani bir hedonizm demektir.

Bayramın 'namaz' olmasının hikmeti budur. Böylece bayram ibadet olmuş olur. Bayram dua olmuş olur. İbâdî bir dua ile başlayan bayram, fiili bir dua olarak devam eder. Bayram namazında alınan fazladan tekbirler, cennetlik bir müminin ebedi saadet diyarına girer girmez vereceği ilk tepkiyi ifade eder: Allahuekber! Bunun anlamı, “Bu kadar büyük bir ödülün sahibi, ancak büyüklüğüne payan olmayan bir Allah olabilir!”

Bayramlar, cennetteki sevincin çok küçük bir numunesidir. Kur'an bir nimettir. Kur'an'ın getirdiği Ramazan bir nimet, Ramazan'ın getirdiği bayram bir nimet, bayramın getirdiği sevinç, şefkat ve infak bir nimet. Yani bayramlarımız bir nimetler meşheridir. Bayramlarımızın şehirlerde bir şehrâyin olması bu yüzdendir. Verilen mesaj açıktır: Bir aylık bir çabanın dünyadaki ödülü bayramdır. Cennet, ömürlük çabanın uhrevi ödülüdür.

Aklı kutsayan Yunan'a, gücü kutsayan Roma'ya, teni kutsayan modern Batı'ya karşı İslam yüreği kutsadı. Yüreği kutsamak, yüreğin en soylu meyvesi olan sevgiyi kutsamaktır. Bu yüzden varlığın zirvesi, sevginin zirvesi oldu: Allah.

Kur'an lisanında bir kelimenin kök anlamını bulmanın en sağlıklı yolu, o kelimeyi oluşturan üç temel harfin tüm kombinezonlarının ortak anlamını bulmaktan geçer. Mesela Allah kelimesinin kök anlamını bulmak için kelimenin temel harfleri olan e-l-h ile oluşturulan: e-l-h, v-l-h, v-h-l, e-h-l, l-e-h, l-h-v, h-l-v, h-v-l formlarına bakmak gerekir. Bu formların tümü, tek bir anlama çıkar: Sevgi. Besmelemiz, bu yüzden Tanrı tasavvurumuzun da ifadesidir: Özünde ve işinde şefkat ve merhametli olan Allah adına…

İslam bu yüzden yürek medeniyetidir. İslam'ın Tanrı tasavvuru, sevgiden neşet eder. İslam'ın bayramı da, şefkat ve merhametin zirve yaptığı zamanlardır. Bizim medeniyetimizde bayram, tatil değil, muhabbet mesaisidir. İnsanlar yürek avcılığı yaparlar. Özellikle de mahrumların, düşkünlerin, güçsüzlerin, yoksulların ve hatta ahirete göçenlerin.

İslam yılı, bayramdan bayrama dönen bir zaman tasavvuruna yaslanır. Bu yüzden “bayram” anlamına gelen ıyd ile, “döngü” manasına gelen avd (avdet, aid, aidat, âdet) aynı köktendir. Yine, “ıyd” ile “ahiret” anlamına gelen mead aynı köktendir. Biz bayramlarımıza sadece dirilerimizi değil, ölülerimizi de ortak ederiz. Çünkü biz ıyd ile mead arasında, yani bayram ile ahiret arasında kopmaz bir bağ kurarız.

Biz bayramı muhabbet mesaisi olarak gördüğümüz için, zamanı da iki bayram arası olarak algılarız. Biz bayramı gözlemekle, Ramazan'ı, orucu, sadaka-i fıtrı, kurbanı, yani ibadeti, yardımı, muhabbeti, şefkati gözlemiş oluruz. Yani. Bizim bayram sevincimiz hazzın verdiği zehirli bir sevinç değil, hayrın verdiği sevinçtir: Yoksulu gözetmenin, yetimi sevindirmenin, düşkünü tutmanın, güçsüzü kollamanın, zayıfı desteklemenin, muhtaçla paylaşmanın sevinci…

İslam, işte bu yüzden 'Yürek Medeniyeti'dir.

Sami Hocaoğlu
 

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
..

..

hocam size fizik ile alakalı alıntı göndermek içimden geldi konuyla alakası yok helal ediniz

ALT HIZ KANUNU VE ELEKTRONLAR
Dünya üzerinde bilinen sadece alt hız kanunu vardır. Einstein'in ortaya koyduğu bu hız kanunu kinetik enerji ile ilgili olup sadece zahiri âlem içinde geçerlidir. Bir kütleye, ona hız verecek olan enerji tatbik edildiğinde üst hız sınırı muhakkak ışık hızının altında olacaktır. Bu kanun sadece madde adını verdiğimiz kesimin var olduğu ve sadece bir tek âlemin mevcut olduğu varsayımına dayalıdır. Bir tek kütle vardır. Kütle bu âlemin kütlesidir. Ve bu âlemde (Kendi âleminde) hareket halindedir. O halde bir kütle, kendi âleminde hareket halinde ise alt hız kanununa tâbidir. Bu kütle kendi âleminde pozitif (+) ağırlığa sahiptir. Kütle elektronlardan oluşmuştur. Elektronlar hâkim unsur olup asıl âleme (zahiri âlem) aittir. Karşıt elektronlar ise bağımlı unsur olup karşıt âleme aittir. Bu durumda karşıt âleme ait olan karşıt elektronların negatif (-) ağırlığı, asıl âleme ait olan elektronların net pozitif ağırlığının yarısı kadardır. Buna yarım ağırlıklar kanunu denir. Ve her âlem için geçerlidir. Her parçacık kendi âleminde gözlenebilmektedir. Ona bağlı bağımlı unsur ise bağımlı âleme ait olup saniyenin milyarda bir zaman aralığında gözlenip derhal kaybolur, yani kendi âlemine gider. O halde klasik hız kanunu bu âlemin temel yapı taşı olan elektronlar için geçerlidir.
Bir madde parçacığına ait De Broglie dalgasının hızının parçacığın hızı ile aynı olması şart değildir. Bu iki hız arasındaki bağlılık kolayca çıkarılabilir. De Broglie dalgasının dalga boyu "d" ve frekansı "n" ise bu dalganın "W" hızı bildiğimiz
W = d . n
bağıntısı ile verilmiştir. Şimdi parçacığın "S" toplam enerjisi ile ortak dalganın "n" frekansı arasındaki bağlılığın S = h . n denklemi ile verilmiş olduğunu biliyoruz.
Buna göre; n = S / h değeri hız formülünde yerine konursa W = S . d / h denklemi elde edilir.
Parçacığın "p" momentumu dalga uzunluğuna p = h / d temel denklemi ile bağlıdır.
Buradan 1/p = d/h değeri hız formülünde yerine konursa W = S/p bağıntısı elde edilir.
Toplam S enerjisi ile durgun kütleyi de içine alan toplam " m " kütlesinin Einstein'in S = mc2 relativite denklemi ile bağlı olduğunu ve parçacığın hızı " " olduğuna göre momentumu p = m. n olduğu kabul edilir. "W" hız denkleminde yerlerine konursa

W = S/p = m.c2/m.V = c2/V olur.

Buradan da W = c2/V çıkar.
Madde parçacığın "V" hızı ışığın "c" yayılma hızından hep daha küçük olduğuna göre parçacığa bağlı De Broglie dalgasının hızı her zaman "c" den daha büyük olacaktır. Buna göre hiç bir kütlenin yani parçacığın çok daha büyük bir hızla taşınamayacağını bildiren relativite teorisi postulatı sadece madde adını verdiğimiz kesimin var olduğu ve sadece bir tek âlemin mevcut olduğu varsayımlarına dayalıdır. Bir tek kütle vardır. Kütle bu âlemin kütlesindendir ve bu âlemde hareket halindedir. Bu varsayımın sonucu daima ışık hızının altında bir hızın elde edilmesidir. Elektronlar bu âlemin temel taşları oldukları için alt hız kanununa tâbidirler.


2-2-2- IŞIK HIZI KANUNU VE FOTONLAR
Işık hızı kanununun geçerli olması için bir partikülde karşıt âlemlere ait parçaların eş değer ağırlıkta olması gerekir. Başka bir deyimle fotonun oluşabilmesi için bir partikül ile karşıtının eşit pozitif ve negatif ağırlıklarla oluşuma girmesi gerekir. Böyle bir sistemin oluşabilmesi ise partikülü teşkil eden parçalarının her birinin kendi âleminde bulunması gerekir.
Bir oluşumun ikinci parçasının da ilk parçasıyla eşit negatif ağırlıkta olması için, birinci parça nasıl kendi âleminde ise ikinci parçanın da kendi âleminde olması gerekir. Kendi âleminde olan ikinci parça kendi âlemine göre (+) pozitif ama ikinci parçanın âlemine göre (-) negatif ağırlık taşıyacaktır. Böyle bir sistemin oluşabilmesi ise birinci parça ile ikinci parça arasında bir ışık duvarının mevcut olmasını gerektirir. Ancak iki âlemi birbirinden ayıran bir ışık duvarı var olduğu taktirde her oluşumun içindeki iki parçacık da kendi âleminde var olabilir ve ağırlıklar eşit olabilir. Öyleyse her foton kendi içindeki bir ışık duvarı üzerinde saniyede yaklaşık olarak 300.000 km hızla hareket halindedir. Foton var olduğu sürece bu hızı muhafaza eder. Bu hıza ışık hızı denmektedir. Bu ışık duvarı birinci parçaya ait olan asıl âlemle, ikinci parçaya ait olan onun karşıtını birbirinden ayırmaktadır. Ve birinci parça asıl âlemde ikinci parça ise bunun karşıtı olan âlemde hareket etmektedir. Bu taktirde birinci parça (+X) ağırlığında ise, ikinci parça (-X) ağırlığında olacaktır.
Birinci parça bir elektrondur ve (+X) ağırlığındadır, ikinci parça bir karşıt elektrondur ve (-X) ağırlığındadır.
Fotondaki parçacıklardan dominant olan fotonun oluşturduğu âleme ait parçacıktır. Bu parçacık kendi âleminde olduğu için foton gözlenebilir. O halde foton hangi âlemde gözleniyorsa o âleme ait parça dominanttır. Karşıtı ise bağımlı unsur olarak oluşuma girmektedir. (+) ve (-) ağırlıkları dengede olan bir fotonda parçalar oluşumun vücut bulduğu âleme göre aynı yönde spine (dönüşe) sahiptir. Aynı yönde ve eşit güçte spin sebebiyle bir foton her iki âlemdeki parçalar eşit itici güce sahip olduğundan lineer istikametde hareket edecektir. Yani arabanın her iki âlemde dönen tekerleri de aynı yönde dönmektedir. Ve aynı hızla dönmektedir. Işık duvarının özelliği odur ki bütün fotonlardaki parçaların kendi âlemlerinde bulunmalarını sağlar.
Karşıt elektronlar elektronların yarısı kadar (-) negatif ağırlığa sahiptirler. Enerji bu karşıt elektronların (-) negatif ağırlıklarını arttırarak, elektronların (+) ağırlıklarına eşit kılar. Böylece bir elektronun ağırlığı (x) ise, karşıt elektronun ağırlığı (-x) olur. x+(-x) = 0 dır. İşte ışık duvarı sadece bu sıfır noktasında görev yapar. Bütün fotonların ağırlığı sıfırdır, yani ağırlıksızdır.
Elektronlar zahiri âlemin temel taşları olmaları sebebiyle alt hız kanununa tâbidirler ve zahiri âlemde daima V parcaçık hızları C ışık hızının altında seyredecektir. Halbuki tanecik ve dalga özeliği gösteren fotonun her iki kanadı kendi âleminde seyretmesi nedeniyle V parçacık hızı C ışık hızına eşittir.
Bunu göstermek için: P = m v momentum ifadesini yazalım ve

S = mc2 m = S/ c2
enerji ifadesini dikkate alarak momentumu

P = S / c2 . V V = Pc2/S

şeklinde ifade edelim. Parçacığın relativistik kütle ifadesini kullanarak momentumu veren denklem

mo
P = . V
V2
1-
C2

şeklinde yazabiliriz. Son iki denklemden V'yi yok edersek

mo Pc2 mo c2
P = Ş 1 =
V2 V2
1- S 1- S
C2 C2

Her iki tarafin karesini alarak mo için

mo = S/c2 (1-v2/c2)1/2 mo2 =S2/c4-P2/c2

bağıntısı elde edilir. Şimdi,
P = h / d ve S = h . n olduğuna göre


h n2 1
mo = - yazabiliriz.
c c2 d2

De Broglie dalgalari için W = n.d dir. Bu değeri yerine koyarsak;


h w2 1
mo = - bulunur.
c c2d2 d2

Buradan w çekersek,


mo2c2
w = c 1 + d2 elde edilir.
h2

Bu denklem durgun kütlesi sıfırdan büyük olan (mo > 0) bir parçacık için w dalga hızının daima c den büyük olduğunu gösterir.
De Broglie dalgalarının özel bir hali olarak w = c hızı ile yayılan dalgaları dikkate alalım. Bu elektromanyetik dalgadır, yani fotondur. Bu dalgalara ait ortak parçacığın, yani fotonun v hızı da c' ye eşittir. Yukarıdaki denklemde w = c alınırsa fotonun durgun kütlesi için m = 0 bulunur. O halde fotonlar için v hızı c' ye eşittir.
Dünya adı verilen bu gezegen, bize göre insanlara ait zahiri âlemdir. Ama bu gezegende yaşayan ve farklı yaratılan cinler de bizimle dünyayı paylaşmaktadır. Onlar gene bu dünyamız üzerinde Kur'ân-ı Kerim'imizin "Gayb âlemi" adını verdiği âlemde yaşamaktadırlar. Gayb âlemi dünyadan başka bir yer değildir. Farklı yaratılmamız sebebiyle cinler ve biz insanlar aynı koordinatlarda yaşadığımız halde fizik algılama sistemlerimizle birbirimizi farketmemekteyiz.
Görülmektedir ki zahiri âlemin her noktası aynı zamanda gayb âlemidir. Gayb âleminin her noktası da aynı zamanda zahiri âlemdir. Öyleyse her nokta zahiri âlemde de gayb âleminde de aynı koordinatlara sahiptir ve her iki âlemde de vardır.
İşte bu sebeple foton bir âlemde nerede hangi noktada bulunursa bulunsun karşıt âlemde de aynı noktada bulunmaktadır. O noktada iki âlem de mevcuttur. Işık duvarı dediğimiz şey her noktada fotonun iç bünyesindeki iki karşıt unsurun kendi âlemlerindeki standartlarda olmasını temin eden, zaten her noktada mevcut olan bir ayıraçtır. Bu ayıraç fotonun yapısındaki karşıt unsurları kendi âlemlerine ait oluşumlarında tutan bir rol oynar. Ve sadece foton için geçerlidir.

2-2-2- ÜST HIZ KANUNU VE NÖTRİNOLAR
Üst hız kanunu ışık hızının ötesine taşan yani sn. de 300 000 km lik hız duvarını aşan hızların kanunudur.Sonsuz hıza en güzel örnek nötrinolardır. Nötrinolar hangi âlemde görev yapacaklar ise o âlemin dışında bir yol izlerler. Hareketleri doğrusaldır. Kendi âlemlerinde bulunmadıkları için hızları ışık hızının çok ötesindedir. Yani sonsuz hızla hareket ederler. Madde parçacığın v hızını w dalga hızına bağlayan temel denklemi,
w = c2/v
olarak elde etmiştik. Nötrinolar daima bize göre kendi âlemlerinin dışında bir yol izledikleri için v parçacık hızları sıfır kabul edilebilir. Bunu yukarıdaki denklemde yerine koyarsak nötrinolara bağlı dalga için sonsuz hız elde ederiz.
w c2/0 = ¥
O halde nötrinolar kendi âlemlerinin dışındaki âlemler de doğrusal hareket ettikleri için sonsuz dalga hızı ile hareket ederler. Kısaca düşünce hızı ile hareket ederler.
Bu kanunda üst hızların en üst sınırı düşünce hızıdır. Düşünce, kendi boyutları içinde her an hareket halinde olan bir sistemdir. Bu sistemin özelliği düşüncenin ne zahiri âleme, ne karşıt zahiri âleme, ne gayb âlemine, ne de karşıt gayb âlemine ait olmamasıdır. Bütün âlemlerden farklı boyuttadır. Bu farklı boyutta hem mekân itibariyle, hem de zaman itibariyle düşünce her koordinatta var olabilir. Yani hem bugünü, hem dünü, hem de yarını düşünebiliriz. Bulunduğumuz yeri de dünyamızı da, kâinatı da, kâinatın ötesini de yani yokluğu da düşünebiliriz.Ve düşüncenin asıl özelliği, düşüncenin, düşündüğümüz yere, düşündüğümüz an ulaşması ve orada tecelli etmesidir. Önce kendinizi oturduğunuz yerin dışında düşünün, sonra başka bir şehirde, sonra başka bir kıtada, sonra ayda, sonra güneşte ve nihâyet başka bir güneş sisteminde... Bir kaç metre ötesini ne kadar zaman aralığı içinde düşündü iseniz sonsuz uzaklığı da aynı zaman aralığı içinde düşünürsünüz. İşte düşünceniz, mesafe ne kadar uzak olursa olsun her yere aynı zaman aralığı içinde ulaşır. Bu hıza "düşünce hızı" denir.
Düşünce hiç bir âleme ait olmaması sebebiyle her âlemde sonsuz hızla hareket kabiliyetine sahiptir. Sonsuz hızın oluşabilmesi, bir âleme ait bir partikülün, bir birimin veya maddenin, başka bir âlemde hareket etmesi şartına bağlıdır.
Bir hidrojen atomuna eşdeğer olan bir nötron, içinde hem bu âleme ait olan elektronları, hem de aynı sayıda karşıt elektronları barındırmaktadır. Kısaca madde, bünyesinde maddeyi ve karşıt maddeyi eşit sayıda bulundurur. Karşıt elektronların frekansı sıfırla (-) sonsuz arasında bir deger taşımaktadır. Yani karşıt elektronlar (-) değerli frekansa sahiptir. Elektronlar ise (+) değerli frekansa sahiptir. Frekans ile ağırlık arasında kesin bir ilişki vardır. Bu ilişki paraleldir. Yani frekans arttıkça ağırlık artar. Böylece (+) frekans artırılırsa bu âlemde ağırlık artacaktır.
Bir âlemde ölçülebilen ağırlık ise (+) ağırlıktan (-) ağırlık çıkarıldıktan sonra kalan (+) ağırlıktır. Eğer (-) frekans artırılırsa (+) frekans aynı kaldığı taktirde maddenin ağırlığı azalır. (-) ağırlığı arttırmaya devam edersenlz (-) ve (+) değerlerin eşdeğer olduğu noktada foton oluşur. (-) ağırlık daha da arttırılırsa madde (-) ağırlık taşır.
Üst hıza ulaşmak ise maddenin içindeki karşıt maddeyi (-) ağırlığı ağırlık itibariyle maddeninkinden öteye geçirmekle mümkündür.
Böylece (+) ağırlık (-) ağırlığa dönüşür. Ve madde artık karşıt madde olur. Yani maddenin içindeki hakim unsur elektron iken karşıt elektron olur. Bağımlı unsur ise karşıt elektron iken elektron olur. Böylece bir âlemde, o âleme ait olan madde artık o âleme ait olmayan karşıt maddeye dönüşmüştür.
Bu karşıt maddenin ağırlığı (-) negatiftir. Böylece bir âlemde o âleme ait olmayan bir madde elde edilmiş olur. Üst hıza ulaşmak ancak bir âlemde o âleme ait olmayan bir madde için mümkündür. İşte bu âlemde elde edilen bu karşıt madde yerçekimi kuvvetini yenecek olan ve üst hıza ulaşabilen maddedir.
Not: Formüllerde geçen 8 dalga boyu ve frekansı göstermektedir.


2-2- ZAMAN-MEKÂN VE HIZ ÜÇLÜSÜ
Zaman-mekân ve hız üçlüsü birbirinden ayrılmayan zaman-mekân ve hız birliği içindedirler. Hız, zaman ile mekân arasında aralığı kısaltmaktadır. Ne zaman gözlemcinin hızı artarsa aynı anda, zaman ve mekândaki mesafeler de kısalmış olur. Hızın sonsuz olması halinde yani düşünce hızında, zaman ve mekân sonsuz yavaşlayıp büzülecektir.
22/ HAC-47: Ve yesta'cilûneke bil'azâbi ve len yuhlifallahü va'deh , ve inne yevmen inde rabbike ke'elfi senetin mimmâ te'uddûn.
Azabı çabuklaştırmayı isterler. Ve Allah vaadinden dönmez. Muhakkak ki Rab'lerinin indinde bir gün sizin saydıklarınızdan bin yıl gibidir.
İndi ilâhideki bir gözlemci için sahip olduğu hız sebebiyle bin yıllık dünya zamanı bir gün olmuştur. Ne zaman gözlemcinin hızı azalırsa zaman ve mekânın mesafesi artar. Dünyadaki bir gözlemcinin hızı alt hız kanununa tâbi olduğu için indi ilâhideki bir gün bin yıl kadar genişlemiş olur. Bu nedenledir ki hız, zaman ve mekândaki mesafeleri kısaltan çift etkili bir fren gibi çalışmaktadır.
Hız kanunlarının varlığına bağlı olarak değişik mekân ve zamandan sözedebiliriz.

SECDE-5 : Yüdebbirul-emre minessemâi ilel-ardı sümme ya'rucü ileyhi fî yevmin kâne mikdâruhû elfe senetin mimmâtûadûn.
Gökten yere kadar bütün işleri O tedbir eder. Sonra emir (Enerji), miktarı 1000 yıl olan bir günde ona yükselir.
70/ MEÂRİC-4: Ta'rücülmelâiketü verrûhu ileyhi fiy yevmin kâne mıkdarühü hamsiyne elfe sene.
Melekler ve ruh, ona miktarı 50.000 sene olan bir günde çıkarlar (yükselirler, ulaşırlar).
Dünyada bir gün, dünyanın, kendi ekseni etrafında 23 saat 56 dakika ve 4 saniyede bir devrini tamamlamasıyla meydana gelir. Yıl ise, dünyanın güneş etrafında 365 gün 5 saat 4 dakika ve 46 saniyede tam devrini tamamlamasıyla oluşur. Bir yıl 31470786 saniyeye eşittir. Bir dünya saniyesi dünyanın güneş etrafında seyrettiği yörüngenin 31470786 saniyesinde bir parçasıdır. Diğer bir tabirle dünya saniyesi dünyanın güneş etrafındaki yörüngesinde 29.8 km/sn bir hareketi temsil eder. Bir ilâhi günün 50.000 seneye tekabül ettiği zikredilen Mearic suresindeki zaman 1,5735393x1012 sn ve 46,89147114x1012 km ye eşdeğerdir. Melekler ve ruh bu mesafeyi 86164 sn.de aldıklarına göre hızları 544211865 km/sn olup ışık hızından 1814 kat daha büyüktür. Secde Sûresi'nin 5. Âyet-i Kerîme'sinde belirtildiği gibi aynı mesafeyi enerji 1000 yılda aldığına göre, enerjinin hızı, ışık hızından 90700 kat daha büyük olur.
 

fizikci

New member
Katılım
17 Eki 2006
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
gayet güzel bilgiler,üstelik benim özel ilgi alanıma da giriyor.Madem fiziğe mereklısınız birde Michael Talbot'un HOLOGRAFİK EVREN kitabınıda okuyun.
Yalnız şunuda hatırlatayım;fizikde kullanılan sabitler planck sabiti vb sabitler olayların mekanizmasını anlamak için insanların ortaya koyduğu kavramlardır.Mutlak değillerdir!Daha düne kadar atomparçalanamaz idi,sonra proton,nötron ve elektronlardan oluştuğu anlaşıldı.şimdi ise bunlarında atom altı düzeyde daha küçük parçacıklardan oluştuğu ileri sürülüyor.
Zaman konusunda Kur'anda belirtiliyor zaten;
İnsanlar dünyada ne kadar kaldıkları konusunda tartışırken en doğru söyleyeni bir gün kaldık diyor.Rüya görürkende zamanı kavrayamayız,ancak uyanınca yaşadığımız şeyin bir rüya olduğunu anlarız.Bize çok uzun sürüyormuş gözüken dünya hayatıda ölerek uyandığımızda bir rüya kadar kısa olduğunu göreceğiz.
Bu kadar teoriden sonra bu bilgileri yazmanızın hikmeti anlıyamadım!
 

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
..

..

mihr vakfını aşağılıyanlara ibret olsun diye yazmak gereği duydum bu bilgiler 20 sene önce kitaplaştırıldı 3 dilde yayınlandı
NÖTRİNO VE KARŞIT NÖTRİNO İLE ANTİNÖTRİNO VE KARŞIT ANTİNÖTRİNOLARIN, ZAHİRİ VE KARŞIT ZAHİRİ ALEM İLE GAYB VE KARŞIT GAYB ALEMLERİNDE VAZİFE YAPMALARI
http://web08.mihr.com/turkce/yazili.htm

Her aleme vazife yapmak üzere gelen nötrinolar, nötrino grupları halinde sonsuz hızla gelirler. Her dört aleme aynı anda dört nötrino grubu gelmektedir. Zahiri aleme gelen 2 nötrino grubu ile karşıt zahiri aleme gelen 2 karşıt nötrino grubu çiftleşerek sonsuz hızla ışık duvarı üzerinden hareket ederler. Şekil–3'de görüldüğü gibi zahiri ve karşıt zahiri alemlere belirli fazda vazife yapmak üzere bir çift nötrino ve bir çift karşıt nötrino grupları gelmektedir. (Ref:8 Şekil-3'de görüldüğü gibi, zahiri ve karşıt zahiri aleme gelen birinci nötrino grubu normal elektron ve karşıt elektronları oluştururken, ikinci grup ise hızlı elektron ve karşıt elektronları oluşturur. Oluşan bu hızlı elektronların primer küreleri Şekil-4'de görüldüğü gibi birinci devrede normal elektronların primer kürelerine gelerek üst üste binme prensibine göre onların spinlerini arttırmak suretiyle parçacık hızlarını arttırırlar. İkinci besleme devresinde ise, oluşan nötrino ve karşıt nötrinoların sekonder küreleri bu normal elektronların sekonder kürelerinin üstüne gelerek onların spinlerini arttırırlar. Bu primer küreler aynı yöndeki spin nedeni ile primer kürelerin spin hızını arttırırlar. Fakat bu hız arttırımı kendi spin hızlarını azaltarak normal elektron ve karşıt elektronlarını terk ederler. Işık duvarını geçen hızlı elektron ve karşıt elektron grubu tekrar nötrino ve karşıt nötrino grubunu oluştururlar. Oluşan bu nötrino ve karşıt nötrino grubunun sekonder küreleri normal elektron ve karşıt elektron grubunun sekonder kürelerinde spin arttırırlar. Enerjilerinin bir kısmını harcamaları sebebiyle normal elektron ve karşıt elektronları terk ederek sonsuz hızla geri dönerler. Bu işlemler gayb ve karşıt gayb alemindeki hızlı pozitron ve karşıt pozitronların normal pozitron ve karşıt pozitronların birinci devrede primer kürelerinin spinlerini, ikinci besleme devresinde ise, sekonder kürelerin spinlerini arttırırlar. Bunlar da enerjilerinin bir kısmını harcayarak normal pozitron ve karşıt pozitronları terk eder ve sonsuz hızla Allah'u Tealâ ve Tekaddes Hazretlerine geri dönerler. Hız arttırmadan sonra geri kalan güçle, sonsuz hızla geri dönüşün var olabilmesi için hızlı elektronların:
1. Birinci devrede normal elektron ve karşıt elektronların veya pozitron ve karşıt pozitronların primer kürelerinin spinleri ile aynı yönde spine sahip olmaları,
2. İkinci devrede normal elektron ve karşıt elektronların veya pozitron ve karşıt pozitronların sekonder küreleri ile aynı yönde spine sahip olmaları,
3. Elektron hüviyetinde spin yönüne sahip olduktan başka normal elektrondan daha fazla enerjiye sahip olmaları, gerekir.
Aşağıda, hangi nötrino grubunun elektrona dönüşeceği, hangi nötrino grubunun ise dönüşmeyeceği açıklığa kavuşturulmaktadır.

Tablo-1'de küre numaraları, küre sıraları, kürelerin enerji değerleri dökümü, enerji cinsi, normal elektron mu veya karşıt elektron mu yoksa hızlı elektron veya hızlı karşıt elektron mu oluştuğu görülmektedir.
Nötrinonun ilk dış küresinin 100 devir hızına, ilk iç küresinin ise 50 devir hızına sahip olduğu varsayımından yola çıkılarak enerji neticeleri ortaya çıkmıştır. Bu durumda sadece enerji değeri (+) veya (-) olanlar güçlü olmaları sebebiyle hızlı elektron veya karşıt elektron, hızlı pozitron veya karşıt pozitron oluşturmakta, (+) ve (-) 25 olanlar da normal elektron ve karşıt elektron veya norma pozitron ve karşıt pozitrona dönüşmektedirler.
Görülmektedir ki, (Şekil-4) Allah'u Tealâ, dört çeşit nötrino grubu teşekkül ettirmektedir. Birinci grupla normal elektron ve karşıt elektronları, ikinci grupla da normal elektron ve karşıt elektronları güçlendiren hızlı elektron ve karşıt elektronları vücuda getirmektedir.
Oysa ki hızlı elektron, aynı yönde dönen bir normal elektronun primer küresine gelerek, üst üste binme prensibine uygun olarak onun hızını arttırır. Hız arttırımından sonra normal elektronlardan ayrılan hızlı elektronlar, ışık duvarını geçerken tekrar sekonder kürelerin eş değiştirmesi ile normal nötrinolara dönüşürler. Nötrino haline gelen bu hızlı elektron çiftinin sekonder küreleri ikinci bir sefer normal elektron ve karşıt elektronların veya pozitron ve karşıt pozitronların sekonder kürelerinin hızlarını arttırdıktan sonra sonsuz hızla karşıt alemler üzerinden Allah'a geri dönerler. Hızlı pozitron ve karşıt pozitronların kendi asıl alemlerinin en küçük yapı taşları olan normal pozitron ve karşıt pozitronları beslemeleri yukarıda anlatıldığı şekilde normal elektron ve karşıt elektronların beslemelerindeki gibidir.
http://web08.mihr.com/turkce/yazili.htm
 
Üst Alt