Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yol Gösterici Resuller

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
بســـم الله الرحمن الرحيم



"... Ona, İshak'ı Yakub'u bağışladık, her birini doğru yola eriştirdik. Daha önce Nuh'u ve soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık -ki biz iyilik yapanlara böyle karşılık veririz-

Zekeriya'yı, Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı -da hidayete eriştirdik. Onların hepsi salihlerdendir.-

İsmail'i, Elyesa'ı, Yunus'u ve Lut'u -ki hepsini alemlere üstün kıldık- doğru yola eriştirdik." (En'am-84,86)

Ayetlerde, İbrahim ve Nuh (a.s.) dışında onyedi peygamber zikrediliyor diğerlerine de genel bir işaretle değiniliyor.

"Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden bir kısmını seçtik ve doğru yola eriştirdik." (En'am-87)

Bu ayetler, yeryüzündeki hidayet kaynağını açıklamaktır. Bu kaynak Allah'ın gönderdiği peygamberlerdir. Eğer bu seçilmiş kullar (resuller) tevhidden ve vahyi aldıkları kaynağın birliğinden saparlarsa, itikatta veya ibadette ya da herhangi bir konuda başvurulacak merci olması bakımından Allah'a ortak koşarlarsa, zehirli bir otlağa dalmış hayvanın helak olduğu gibi emelleri çürüyüp gider. Evet, ayette geçen "hebete" kelimenin lügat anlamı aynen böyledir:

"Kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiklerimiz işte bunlardır. Kafirler, onları inkar ederlerse inkar etmeyecek bir kavmi onlara vekil kılarız." (En'am-89)

Bu da ayetlerin açıklamak istediği ikinci hakikat...

- Birincide hidayet kaynağı gösterilip, resullerin getirdiğiyle sınırlandırılırken,

- İkincisinde ise zikredilen ve işaret edilen resullerin, Allah'ın kitap, hikmet, güç ve nübüvvet verdiği kimseler olduğu gerçeği yerleştiriliyor.

Ayette geçen "hukm" iktidar, güç anlamına geldiği gibi, "hikmet" anlamına da gelir ve her iki anlam da ayette muhtemeldir. Bu resullerden bazısına kitap indirilmiştir; Musa'ya Tevrat, Davud'a Zebur ve İsa'ya încil indirildiği gibi, bazısına da Davud ve Süleyman'a olduğu gibi iktidar verilmiştir.

Din, Allah'ın hükmü olduğundan ve resullerin getirdikleri dini vicdanlara ve içlerine müdahale etmesi kaçınılmaz olduğundan bu görevi yerine getirecek yetenek ve etkenlerle donatılmışlardır.

Yüce Allah, resullerini itaat edilmeleri dışında bir gaye için göndermemiştir. Başka ayetlerde de geçtiği gibi, insanlar arasında adaletle hükmetmeleri için beraberlerinde kitap indirilmiş, hepsine hikmet ve nübüvvet verilmiştir. Bunlar, Allah'ın dinine vekil kılınan, onu insanlara götüren, ona inanan ve onu koruyan kimselerdir. Arap müşrikleri, kitabı, hikmeti ve nübüvveti reddederlerse Allah dininin, onların inanmalarına ihtiyacı olmayacaktır. Çünkü bu seçkin önderler ve onlara iman eden müslümanlar bu dini ikame etmeye yeterlidirler.

Bu, gövdesi uzanmış köklü bir hakikat, birbirine bağlı bir kervan ve ard arda resulerin taşıdığı tek bir davadır. Ona, samimi çabasıyla hidayeti hakk eden inanır ve inanacaktır. Bu, mümin kalbe ve sayıları ne olursa olsun müslüman cemaatin kalbine güven akıtan bir hakikattir. Bu cemaat yalnız değildir...

Kökünden kopuk bir durumda değildir. Aksine kökü sabit, dalları göklerde olan bir ağacın sağlam dalı gibidir. Birbirine bağlı bir kervanın halkası gibi...

Bu bağ, Allah'a iman ve onun hidayetine tabi olmaktır.

Bu yüzden mü'min fert, yeryüzünün herhangi bir yerinde tek başına da olsa son derece güçlü ve beşeri değer yargılarının ötesinde büyüktür. Çünkü o, kökü beşer fıtratının ve insanlık tarihinin derinliklerine varan o sağlam ve görkemli ağacın bir uzantısı ve asırlar boyu süregelen Allah'a doğru yol alan seçkin kervanının bir ferdidir.

"İşte onlar, Allah’ın kendilerine hidayet ettiği kimselerdir. (Sen de) onların hidayetlerine uy! De ki: “Ben buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Muhakkak ki o (Kur’an), alemler için ancak bir öğüttür." (En'am-90)
 
Z

zeynep_hearty

Guest
İkincisinde ise zikredilen ve işaret edilen resullerin, Allah'ın kitap, hikmet, güç ve nübüvvet verdiği kimseler olduğu gerçeği yerleştiriliyor.

Ayette geçen "hukm" iktidar, güç anlamına geldiği gibi, "hikmet" anlamına da gelir ve her iki anlam da ayette muhtemeldir. Bu resullerden bazısına kitap indirilmiştir; Musa'ya Tevrat, Davud'a Zebur ve İsa'ya încil indirildiği gibi, bazısına da Davud ve Süleyman'a olduğu gibi iktidar verilmiştir...

sanırım bu cümleler herşeyi özetle çok açık şekilde ifade ediyor...
rabbim kez kere razı olsun ..selam ve dua ile..
 

oSSlem

New member
Katılım
25 Mar 2007
Mesajlar
284
Tepkime puanı
101
Puanları
0
Konum
RuhLar ALemi...
Peygamberler, Kuran-ı Kerimde ismi zikredilen 25 zattan ibaret değildir. Bir hadisin işaretine göre 124 bin peygamber gelmiştir. Bunların bir kısmına müstakil kitap verildiği gibi, bir evvelkinin kitabıyla amel edenler de olmuştur. Nitekim Musa aleyhisselamın kitabıyla Harun aleyhisselam da amel etmiştir. İsa aleyhisselamın kitabıyla Yahya ve Zekeriya aleyhimüsselamların da amel ettikleri gibi.

Bizim bilmemiz ve inanmamız gereken şudur: İlk peygamber Adem aleyhisselam, son peygamber de hazret-i Muhammed (s.a.v)dır. Bu iki peygamber arasında sayısını bilemeyeceğimiz kadar çok peygamber gelip geçmiştir. Biz, Allah tarafından tavzif edilen peygamberlerin hepsine de inanıp, iman ediyoruz. İsimlerini bilmesek, muhitlerini tanımasak da onlar Allahın tavzif ettiği peygamberlerdir...
 

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
..

..

124.000 peygamberi hep duyarım ve gülerim sanki kuranda böyle birşey yazılıymış gibi anlatırlar

ve sonuç kuran 7 çeşit resulden bahsediyor her resul nebi değildir

1-Ulak resuller
12/YUSUF-50: Ve kâlel meliku’tûnî bih(bihî), fe lemmâ câehur resûlu kâlerci’ ilâ rabbike fes’elhu mâ bâlun nisvetillâtî katta’ne eydiyehunn(eydiyehunne), inne rabbî bi keydihinne alîm(alîmun). Ve Melik: “Onu bana getirin.” dedi. Böylece ona, resûl (ulak, haberci) geldiği zaman Yusuf (A.S): “Efendine dön ve ellerini kesen kadınların hali (durumu) nedir, ona sor.” dedi. Muhakkak ki; Rabbim onların hilelerini en iyi bilendir.

2-Risaletle vazifeli olmiyan melek resuller
6/EN'AM-61: Ve huvel kâhiru fevka ibâdihî ve yursilu aleykum hafazah(hafazaten), hattâ izâ câe ehadekumul mevtu teveffethu rusulunâ ve hum lâ yuferritûn(yuferritûne).
Ve O, kullarının üstünde kahhardır (kuvvet ve güç sahibidir).Ve üzerinize muhafaza edici (koruyucu) gönderir. Sizden birinize ölüm gelince, onu elçilerimiz vefat ettirir. Onlar (bunu yaparken) kusur etmezler.
43/ZUHRUF-80: Em yahsebûne ennâ lâ nesmeu sırrehum ve necvâhum, belâ ve rusulunâ ledeyhim yektubûn Yoksa onların sırlarını ve fısıltılarını işitmeyeceğimizi mi zannediyorlar? Hayır, onların yanında resûllerimiz (elçilerimiz) (herşeyi) yazıyorlar.

3-Risaletle vazifeli olan melek resuller
HAC-75: Allâhu yastafî minel melâiketi rusulen ve minen nâs innallâhe semîun basîr Allah, meleklerden ve insanlardan resûller seçer. Muhakkak ki Allah, en iyi işitendir, en iyi görendir.
69/HAKKA-40: İnnehu le kavlu resûlun kerîmin. Muhakkak ki o, mutlaka Kerim Resûl’ün sözüdür. 81/TEKVİR-19: İnnehu le kavlu resûlin kerîm(kerîmin).
Şüphesiz Kur'ân-ı Kerim, bir resûl olan (Cebrail'in Allah'tan getirdiği) sözüdür.

4-Risaletle vazifeli olan cin resuller
6/EN'AM-130: Yâ ma’şerel cinni vel insi e lem ye’tikum rusulun minkum yakussûne aleykum âyâtî ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû şehidnâ alâ enfusinâ ve garrethumul hayâtud dunyâ ve şehidû alâ enfusihim ennehum kânû kâfirîn(kâfirîne).
Ey insan ve cin topluluğu! Size âyetlerimi anlatan ve bugününüze ulaşacağınız konusunda sizi uyaran içinizden resûller (elçiler) gelmedi mi? “Kendi nefslerimize şahit olduk.” dediler. Dünya hayatı onları aldattı. Ve kendilerinin kâfir olduğuna, kendileri şahit oldular.

5-Risaletle vazifeli olan veli insan resuller
16/NAHL-36: Ve le kad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu), fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).
Ve andolsun ki Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kıldık). (Allah’a ulaşmayı dileyerek) Allah’a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin şeytanlardan) içtinap etsinler (sakınıp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kısmını, (Resûlün daveti üzerine Allah’a ulaşmayı dileyenleri) Allah hidayete erdirdi ve bir kısmının (dilemeyenlerin) üzerine dalâlet hak oldu. Artık yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanların akıbetinin, nasıl olduğuna bakın

6-Tassaruf rızasının sahibi veli resuller
3/AL-İ İMRAN-179: Mâ kânallâhu li yezerel mu’minîne alâ mâ entum aleyhi hattâ yemîzel habîse minet tayyib(tayyibi), ve mâ kânallâhu li yutliakum alel gaybi ve lâkinnallâhe yectebî min rusulihî men yeşâu fe âminû billâhi ve rusulih(rusulihî) , ve in tu’minû ve tettekû fe lekum ecrun azîm Allah mü’minleri; pisi, temizden ayırıncaya kadar, şu üzerinde bulundukları hâl üzere bırakacak değildir. Allah sizi gayb üzerine haberdar edecek de değildir. Fakat Allah,resûllerinden dilediği kimseyi seçer, (gaybı ona, o resûlüne bildirir). O halde, Allah’a ve O’nun resûllerine îmân edin. Ve eğer îmân eder ve takva sahibi olursanız, o zaman sizin için ECRUN AZÎM (büyük mükafat) var.72/CİN-26: Âlimul gaybi fe lâ yuzhiru alâ gaybihî ehadâ Gaybı bilen Allah, gaybı kimseye açıklamaz.
72/CİN-27: İllâ menirtedâ min resûlin fe innehu yesluku min beyni yedeyhi ve min halfihî rasadâ Ancak resûllerden rızaya (Tasarruf rızası) ulaşanlar müstesna. Öyleyse muhakkak ki O (Allah), onların önünden ve ardından muhafız gönderir.

7-Nebi resuller
33/AHZAB-40: Mâ kâne muhammedun ebâ ehadin min ricâlikum, ve lâkin resûlallâhi ve hâtemen nebiyyin(nebiyyine), ve kânallâhu bi kulli şey’in alîmâ(alîmen).
Muhammed (A.S), sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası olmamıştır (değildir). Fakat Allah'ın Resûl'ü ve Nebîlerin (Peygamberlerin) Hatemi'dir (Sonuncusu ). Allah, herşeyi en iyi bilendir.
 
Üst Alt