Yine Kelimeler Asi Senin Karşında
eee
hımm
……..
……...
yine kelimeler asi senin karşında
yutkunuyor kalbim, mısraların acizliği altında
kıvranışlar, serzenişler duyulur
manayı kelimelere hapsetmeye çalıştığım duvarlarda
dilsizim sanki kalemimin ucunda
bu kadar zor mu adını papatyalara fısıldamak
bir tırtılın yüreğinin parıltılarını yakalamak
yada yeni yeşeren gülleri sulamak
çok mu zor, iki kelimeyi birbirine bağlamak
gözlerinde bir devrin baharını yaşamak
hep rüyaların penceresinden bakarken
salıncaklara yabancı kalmamak
……….
……….
yine kelimeler asi senin karşında
kördüğüm atıyor mısralar, yüreğime sarılarak
gözlerinde hüznün sevince dönerken rengini
alnından damlarken seccadene,
hüzne bulanmış su damlalarını
rüzgara küskün savrulan saclarını
neden buradayız diyen gözyaşlarını
görmek isterdim…
zaman avucumda bozuk bir saat olsa
mor menekşeler çalmış sanki kokunu
sevgi bulutunu, doğan her sabaha katarken
geceye sinmiş sisli sokaklarda
lalemsi kokunu ararken
kaybolmak isterdim…
ruhum madde duvarlarıyla örülü olmasa
hayat denilen yol hep sana cıksa
engeller rüyamda kabus,
olurlar, seni sayıklarken uyandığım düş olsa
…...
…….
yine kelimeler asi senin karşında
anlatamadığım mısraları gözlerimde ara
adın kaderime yazılsa
kaderim adınla anılsa
kaybolduğum hayat kaldırımlarında,
yada küsmüş bir merdivenin başında,
bilinmeze yürürken avucumdaki sevdayla
adını fısıldasam mühürlenmiş kapılara
isimle ateş arasında bir yerde
adınla başlasam saadet-i ebediyete
bir ses yankılanıyor içimde,
duygular boz bulanık, engeller vaveyla
her güneş batımı bir çile
uzun geceler, aciz kelimelerden armağan bize
son nefesler güneşi bekler derinde
duygular öksüz yine
…….
……
Yine kelimeler asi senin karşında
Saklanıyor duygular sessizliğin gölgesine
biliyorum; yine kelimeler eksik kalacak
artık nisan yağmurları senin için yağacak
ve ıslanırken karanfil yaprakları
tırtıllar bana hep bi hüzünlü bakacak
yanılgılar, katranlı rüyalarda filizlenirken
‘keşkeler’ dilimde tespih misali
ömrümden çekiyorum yasaklı hallerimi
bilinmezi dilenirken zamanın paslanmış yüreğinden
belki küseceğim,bu satırları sileceğim
beklide ezberleyip,
ilkbahar yağmurlarına adını fısıldarken gezeceğim
hece hece kandillerimde mehtabın yanacak
sabahlara demlenecek uykular
kelimeler eriyecek asiliğinde
sonsuzluk yazgısını beklerken
gözlerin nur kapısına anahtar olacak
son noktayı gözlerin koyacak…
eee
hımm
……..
……...
yine kelimeler asi senin karşında
yutkunuyor kalbim, mısraların acizliği altında
kıvranışlar, serzenişler duyulur
manayı kelimelere hapsetmeye çalıştığım duvarlarda
dilsizim sanki kalemimin ucunda
bu kadar zor mu adını papatyalara fısıldamak
bir tırtılın yüreğinin parıltılarını yakalamak
yada yeni yeşeren gülleri sulamak
çok mu zor, iki kelimeyi birbirine bağlamak
gözlerinde bir devrin baharını yaşamak
hep rüyaların penceresinden bakarken
salıncaklara yabancı kalmamak
……….
……….
yine kelimeler asi senin karşında
kördüğüm atıyor mısralar, yüreğime sarılarak
gözlerinde hüznün sevince dönerken rengini
alnından damlarken seccadene,
hüzne bulanmış su damlalarını
rüzgara küskün savrulan saclarını
neden buradayız diyen gözyaşlarını
görmek isterdim…
zaman avucumda bozuk bir saat olsa
mor menekşeler çalmış sanki kokunu
sevgi bulutunu, doğan her sabaha katarken
geceye sinmiş sisli sokaklarda
lalemsi kokunu ararken
kaybolmak isterdim…
ruhum madde duvarlarıyla örülü olmasa
hayat denilen yol hep sana cıksa
engeller rüyamda kabus,
olurlar, seni sayıklarken uyandığım düş olsa
…...
…….
yine kelimeler asi senin karşında
anlatamadığım mısraları gözlerimde ara
adın kaderime yazılsa
kaderim adınla anılsa
kaybolduğum hayat kaldırımlarında,
yada küsmüş bir merdivenin başında,
bilinmeze yürürken avucumdaki sevdayla
adını fısıldasam mühürlenmiş kapılara
isimle ateş arasında bir yerde
adınla başlasam saadet-i ebediyete
bir ses yankılanıyor içimde,
duygular boz bulanık, engeller vaveyla
her güneş batımı bir çile
uzun geceler, aciz kelimelerden armağan bize
son nefesler güneşi bekler derinde
duygular öksüz yine
…….
……
Yine kelimeler asi senin karşında
Saklanıyor duygular sessizliğin gölgesine
biliyorum; yine kelimeler eksik kalacak
artık nisan yağmurları senin için yağacak
ve ıslanırken karanfil yaprakları
tırtıllar bana hep bi hüzünlü bakacak
yanılgılar, katranlı rüyalarda filizlenirken
‘keşkeler’ dilimde tespih misali
ömrümden çekiyorum yasaklı hallerimi
bilinmezi dilenirken zamanın paslanmış yüreğinden
belki küseceğim,bu satırları sileceğim
beklide ezberleyip,
ilkbahar yağmurlarına adını fısıldarken gezeceğim
hece hece kandillerimde mehtabın yanacak
sabahlara demlenecek uykular
kelimeler eriyecek asiliğinde
sonsuzluk yazgısını beklerken
gözlerin nur kapısına anahtar olacak
son noktayı gözlerin koyacak…
Fethullah Gümüş