Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Verdiklerin Senin Değil

mavigezegen

New member
Katılım
14 Tem 2009
Mesajlar
243
Tepkime puanı
169
Puanları
0
"(Gönül alan) hoş bir söz, bir bağışlanma, arkasından eziyet gelen bir sadakadan hayırlıdır. (Zira) Allah ganidir, halimdir."

Bakara-263


Ortalık yaptıklarını anlatmaktan ağızları yorulmuş insanlarla dolu. Ortalık toz duman içinde. İyilik kılığına bürünmüş enaniyet her tarafta kol geziyor.

Birileri adım adım kendilerini övmekle meşguller. Birileri en küçük iyiliklerinin hesabını ağıra ödetmek için hiç fırsat kaçırmıyorlar.

Birileri durmadan kendileri için ne mükemmel adam olduklarını söyletip, onaylatmakla meşguller. Meclisler merhametten yüreklerinin semaver gibi fokurdadığını anlatıp duranları ağırlamaktan yorgun düşmüş.

Her adımlarını nasıl da hayırlara isabet ettirdiklerini örneklerle anlatan zengin kılıklı zavallılar, yüzlerindeki utanılası gururun gölgesinde ne hale düştüklerini anlamaktan acizler.

Varlıklarının ne denli paha biçilmez olduğuna inandırmak için herkesi, durmadan ne yüce gönüllü olduklarını tekrar edip duruyorlar.

Onlar olmasa, her şeyin allak bullak olacağına öyle acınası bir teslimiyetle inanmışlar ki, olmamaları ihtimalini akıllarının ucuna bile getirmiyorlar.

Eskiden utanılan cümleler, artık gerekli olduğunu söyleyen utanmazların ağızlarında cemiyetin kaideleri gibi anılmaya başlandılar.

"Çaresiz söylemeliyiz yaptıklarımızı yoksa inkar eder bu nankörler."

"Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez."

"Gözlerinin içine soka soka yapmadıktan sonra anlamaz bunlar."

Fısıltıyla değil bağırarak söyleniyor iyilikler. Bir elin verdiğini bütün eller görsün diye üstün gayret gösteriliyor. İyilikler, artık iyilik olmasın diye ilan ediliyorlar.

Fakir olmak, düşkün olmak, yardıma gereksinim duymak için listede ismi olması gerekiyor insanların.

Gönül listeleri çoktan tarumar olmuş. Uzun teşekkür cümlelerini aralıksız sıralayamayanların elleri boş. Utanmak nöbetini, utanması gerekenler tutmuyor artık.

Bu zamanın kuralları açıklık ve şeffaflığın ne zaman yaşatılması gerektiğini şaşırmış zahir.

Bu zamanın insanları kendilerinin olmayan her şeyi kendi namlarına dağıtmak sevdasıyla tutuşuyorlar.

Oysa bilseler ellerinin, kalem gibi narin olmasıyla övündükleri parmaklarının, rengine meftun bulundukları gözlerinin, her bilgiyi eksiksiz hafızasına kaydeden akıllarının bile kendilerinin olmadığını
nokta.gif


Nasıl bir çaresizliğe düşerlerdi acaba?

Nasıl bir yokluk içerisinde olduklarını bilmiyorlar kendilerini zengin sanan mirasyediler. Bilmiyorlar çünkü herşeyin sahibi olan Efendileri Vehhab da aynı zamanda.

Bilseler aslında fukara zannettiklerinin kendi dağıttıkları paçavralara muhtaç olmadığını, nasıl şaşırırlardı kim bilir?

Bilseler hiçbir şey bilmediklerini, nasıl utançla yüzlerini aşağıladıklarından saklamak için yerin dibine geçerlerdi kim bilir?

Bir iyilik yapmak istersen, onu sadece iyilik olsun diye yap.

Namın yürüsün diye muhtaçları kederlendirme.

Verme, arkasından eziyet gelecek sadakaya muhtaç olmaz, sahibi her şeyin sahibi olan.

Verme, bir tebessüm yolla sadece, bu bile sana zor gelmezse.

Sakın unutma, Allah ihtiyaçsızdır.

Ve cezada acele etmeyendir.
 
Üst Alt