Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Velayet kavramı üzerine bir çalışma;

hakka davet

New member
Katılım
25 Eyl 2007
Mesajlar
153
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
53
Velayet

Tevhidle arasındaki ilgiden dolayı velayet konusu Kur’an’ı Kerim ve Sünnetin en çok üzerinde durduğu meselelerdendir. Çünkü Kelime-i Tevhidi okuyup iman etmekle Rabbimizin velayetini kabul edip, batıl ilahların velayetini ise reddettiğimizi ilan ediyoruz. Kur’an ve Sünnette çokça karşılaştığımız bu kavramı iyi tanıyıp, Tevhidi bir hayat üzere kalabilmek için de yeryüzünde vahye göre pratik yapmak zorundayız.

Günümüzdeki siyasal ve toplumsal çözülmelerdeki en ekten sebeplerden birisi de velayet ilişkisini doğru bir zemine oturtamamaktır.

VELİ: Yardım, yakınlık, birinin işini üzerine almak. “Fail” vezninden sıfat olarak veli; Kayyım, idare eden, sadık dost, seven, tâbi. “Mufâale” babından alırsak; yardım etmek anlamına gelir. Aynı kökten Vali; idare ve tasarruf sahibi.Velayeti bu tanımları göz önüne alarak şu dört ana başlık altında ele alabiliriz.
1-Bir başkası adına iş yapabilme, kural koyma.
2-Hakimiyet ve selahiyet.
3-Yakınlık, muhabbet, dostluk,sevgili olma hali
4-Allah dostluğu, velilik.[1]

İslâm fıkhındaki velâyeti izah edebilmek için, iki suale cevap bulmak mecburiyetindeyiz Birincisi: "Bir müslüman; kime, nasıl ve hangi şartlarda itaat etmek zorundadır? Dolayısıyla itaat hangi hâllerde farz, vâcip veya müstehaptır?" İkincisi: "Bir müslüman, kimlerin velâyetini reddetmek mecburiyetindedir?"

Bir müslümanın; kime nasıl ve hangi şartlarda itaat edeceği, kat'i nasslarla belirtilmiştir. Mü'minler, Allahû Teâla (cc)'ya Rasûlü (sav)'e ve kendi içlerinden seçtikleri ulû'lemr'e itaat etmekle yükümlüdürler.
Tâgûtî güçlerin mü'minler üzerinde velayet hakkı yoktur. Kat'i nasslarla sabittir ki; mü'minlerin, kâfirleri veli edinmeleri haramdır.Taguta iman eden ve onun siyasi iktidarını meşru sayan bir kimse, velev ki alnını secdeden kaldırmasa bile , ibadet etmiş sayılmaz, zira itikadı sahih değildir. Velayet İslam dininin temel rükünlerinden biridir.[2]

“Ey iman edenler, yahudi ve hristiyanları veli (dost) edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden her kim ki, onları dost edinirse; o da, onlardandır. Şüphesiz ki Allah, zalimler güruhunu hidayete erdirmez.”(Maide sur 51.ayet.)

Burada veli kavramını Elmalılı Hamdi Yazır şu şekilde tefsir ediyor;
Yahudi ve hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onlara velî olmayınız değil, onları velî tutmayınız, itimat edip de yâr tanımayınız, yardaklık etmeyiniz. Velâyetlerine, hükümlerine yardımlarına müracaat etmek, mühim işlerin başına getirmek şöyle dursun, onlara gerçek bir dost gibi tam bir samimiyetle itimat edip de kendinizi kaptırmayınız. Özetle onları dost olur sanıp da yakın dostlarınız gibi sıkı fıkı beraberliklere dalmayınız, tuzaklarına düşmeyiniz, isteklerine iştirak etmeyiniz.[3]

“Bilmez misin ki göklerin ve yerin mülkü muhakkak Allah'ındır. Ve sizler için Allah Teâlâ'dan başka ne bir velî ve ne de bir yardımcı vardır.”(Bakara sur. 107.ayet.)
Bu “Müminlerin üzerinde hiçbir kafirin velayet hakkı yoktur” gerçeğinin delilidir.
“Allah, iman edenlerin velisi (dostu ve destekçisi) dir. Onları karanlıklardan nura çıkarır; küfredenlerin velileri ise tağut'tur. Onları da nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda süreki olarak kalacaklardır.” (Bakara sur.257.ayet)

Rabbimiz koymuş olduğu kurallar iman edenleri, cahiliyyenin, şirkin, zulmün, küfrün , ideolojilerin karanlıklarından tevhidin hakikatine ulaştırır.Ayette nurun tekil olması hakikatin birliğine, tevhidin aslına işaret eder.Nurla da kastedilen vahyin ortaya koyduğu hakikatlerdir.Buna rağmen zulümat-karanlık-ların çoğul olarak kullanılması ise küfrün çeşitliliğine ve değişik adlarına bir işarettir.

“Ey iman edenler, mü'minleri bırakıp kâfirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a apaçık olan kesin bir delil vermek ister misiniz?”(nisa sur 144.ayet)

Müslüman olmayanların ki; kimliği ister Yahudi, hristiyan, müşrik veya modern cahhiliyenin felsefi mekteplerinden birine ait olsun, Müslümanlara hükmetmesine, eğemen konuma çıkmasına müsaade edilmez.[4]
Müslüman olmayanların veli dost edinilmesi baba oğul şeklinde bir akrabalık da olsa yasaklanmıştır.
“Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi (bile) veli edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin kendileridir.”(Tevbe sur. 23.ayet.)

Müminler birbirlerinin velileridir.Kelime-i Şehadeti ikrar ve tasdik eden her mümin birbirinin velisidir.
“Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliğe emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve Allah'a ve Resulüne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.”(Tevbe sur. 71.ayet)

“Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O'nun Resulü, rükû' ediciler olarak namaz kılan ve zekâtı veren mü'minlerdir.Kim Allah'ı, O'nun Resulünü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galib gelecek olanlar Allah'ın taraftarlarıdır.
(maide sur.55-56.ayetler)

Sizin Velîniz Allah’tır, mü’minlerdir. Velâyetinizi Allah’a ve Al*lah dostlarına verin. Dünya işlerinizde, bireysel, sosyal, ailevi, toplum*sal, ekonomik, siyasal tüm problemlerinizin çözümünde, âhire-te mü*teallik işlerinizde, yâni hayatın tüm alanlarında eğer bir velâ ilişkisi içine girecekseniz, birileriyle birlikte hareket edecekseniz, birileriyle istişare edecek, birilerinin kararına başvuracaksanız, birilerinden akıl danışacaksanız bunlar kâfirler değil ancak ve ancak Allah dostluğuna ehil müminler olmalıdır. Mü’minleri sevmeli, mü’minleri dost bilmeli, mü’minleri velî bilmeli, mü’minlere bağımlı olmalı, mü’minlerin derdini, tasasını kendi tasanız, onların sevincini kendi sevinciniz, başarılarını kendi başarınız bilmelisiniz. Tüm işlerinizi, tüm hayatınızı, siyasetinizi, ekonominizi, eğitiminizi, sosyal ve bireysel hayatınızı, aile hayatınızı mü’minlere göre dü*zenleyecek, hesabınızda mü’minler olacaktır. İzzet ve şerefi Müslü*manlarda ve Müslümanlarla birliktelikte göreceksiniz. Değilse Allah korusun birtakım basit dünyevî hesaplarla, birtakım basit menfaat kaygılarıyla mü’minleri bırakır da kâfirleri dost edinirseniz, onların ve*lâyeti altına girer, onların kararlarını uygular, hayatınızı onlar kaynaklı yaşamaya başlarsanız sonunda onlar gibi inanmaya, onlar gibi dü*şünmeye başlayıverirsiniz ve onların gittiği cehenneme gitmek zo*runda kalırsınız. Unutmayın ki sizler birbirinizin velîsi olduğunuz gibi onlar da bir*birlerinin velîsi ve dostudurlar. Onlar arasında da karşılıklı velâyet ilişkileri vardır. Birbirleri adına karar alırlar ve birbirlerinin kararlarını, yasalarını uygularlar. Kâfirlerin mü’minlerle, mü’minlerin de kâfirlerle asla bir velâyet ilişkileri olamaz. Akraba bile olsalar mü’minle kâfir arasında bir dostluk, bir velâyet ilişkisi yoktur. Mü’minlerin velîleri, va*lileri, idarecileri, karar mercileri ancak kendileridirler, kendilerinden olanlardır.[6]
Bütün niyetini, hal ve hareketini Allah’ın(c.c.) adına ve Allah (c.c.) için yapmak , Alemlerin Rabbi Allah’u Teala’yı Rabb tanımak, O’ndan başka hiç kimseye kul olmamak, itaat etmemek; Rasulullah’ı (s.a.v.), yegane önder, lider ve örnek kabul etmek, Allah’ın(c.c.) dostlarına dost, düşmanlarına düşman olmak, tağutu ve şirkin her türlüsünü reddedip, İslam’ı topyekün kabullenerek yegane dünya ve hayat nizamı kabul etmek gerçek müminlerin vasıflarındandır.

Allah’ı (c.c.) Rabb, ilah ve mutlak hakim olarak kabul etmeyenler, Allah’u Tealanın hülümlerine karşı gelip onları reddettikten sonra kendi kafalarından nizamlar koyanlar, o nizamlara tabii olanlar elbette kafirlerin ta kendileridir.Bu kafirlerden yüz çevirmek, onlarla bütün ilişkiyi kesmek ve onlara karşı savasıp, onların fitnelerini yeryüzünden tamamiyle silip süpürmek Allah’ın(c.c.) dinini, yani İslam’ı hakim kılmak fert olarak her müslümana ve cemiyet olarak tüm Müslümanlara farzdır.

Rabbimiz Allah(c.c.) müşrikleri, kafirleri,mürtedleri, gayri Müslim olan ehli kitabı, münafıkları dost edinmeyi yasaklamıştır.Çünkü bunların cümlesi küfür milletinin birer görüntüsü ve birer koludur.Küfür tek millet olup, tüm gayesi İslam milletini yok etmek veya zayıf düşürmek yada mağlup etmektir.Bunların cümlesi ve bunların izinde olan benzerleri İslami hayat nizamı olarak kabul etmedikleri gibi reddederler.

O halde Müslümanlar ancak Müslümanlarla dost olabilirler Allah’u Teala’nın düşmanlarına kesinlikle dostluk besleyemezler.[7]
“Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiç bir kavim (topluluk) bulamazsın ki, onlar Allah'a ve Rasulüne karşı başkaldıran kimselere bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar; bunlar, isterse babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri (soyları) olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orda ebedi olarak kalacaklardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz Allah'ın fırkası olanlar, felah (umutlarını gerçekleştirip kurtuluş) bulanların ta kendileridir.” (Mücadele sur.22.ayet)
“Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size gelene küfretmişler, Rabbiniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı peygamberi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp-çıkarmışlardır…” (Mümtehine sur 1.ayet)

[1] Tevhid risalesi-Mehmet Sürmeli
[2] Kelimeler kavramlar –Yusuf Kerimoğlu
[3] Hak dini Kur’an dili- E. Hamdi Yazır
[4] Tevhid risalesi-Mehmet Sürmeli
[5] İmam Şankıti
[6] Ali Sağır-Besair-ul Kur’an
[7] Yeryüzü varisleri-Kul Sadi Yüksel
 
Üst Alt