Son dönem Osmanlı âlimlerinden Hüsrev Efendi, birgün sınıfta ders anlatırken, talebeleri hocalarının çok durgun olduğunu hisseder ve:
- Hocam, bugün çok durgunsunuz, derler.
- Kusura bakmayın, der, hisksettirmek istemezdim. Genç kızım, ben evden çıkmadan az evvel vefat etti. Onun teçhiz ve tekfini ile uğraşayım diye düşünürken aklıma, "Talebelerimin dersini aksatırsam Allah bana ne der?" diye geldi. Bende kalktım, derse geldim. Ama kızımın cenazesi evde kala kaldı. Aklım bazen ona gittiği için dalgınlaşıyorum.
* * *
Bunlar, sonsuzluk kervanını temsil eden muallimlerdir ve hayat böyle muallimlerin eli ile yoğrulursa, insanlık muhtaç olduğu saadete yeniden kavuşur...
- Hocam, bugün çok durgunsunuz, derler.
- Kusura bakmayın, der, hisksettirmek istemezdim. Genç kızım, ben evden çıkmadan az evvel vefat etti. Onun teçhiz ve tekfini ile uğraşayım diye düşünürken aklıma, "Talebelerimin dersini aksatırsam Allah bana ne der?" diye geldi. Bende kalktım, derse geldim. Ama kızımın cenazesi evde kala kaldı. Aklım bazen ona gittiği için dalgınlaşıyorum.
* * *
Bunlar, sonsuzluk kervanını temsil eden muallimlerdir ve hayat böyle muallimlerin eli ile yoğrulursa, insanlık muhtaç olduğu saadete yeniden kavuşur...