Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Vakif üniversiteleri

berfut

New member
Katılım
23 Kas 2007
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbul
[FONT=Courier, Monospaced]VAKIF ÜNİVERSİTELERİ HAKKINDA

Prof. Dr. Osman Eskicioğlu*

Adana Ticaret Odası (ATO) öncülüğünde kurulacak olan Vakıf
Üniversitesine şiddetle
karşı çıkan ve öğretim üyelerine bu konuda epey uzunca bir bildiri ve açıklama
hazırlayıp gönderen Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi sayın
Prof. Dr. İbrahim Ortaş'a verilen cevaptır.

Pek Muhterem Efendim,

Selam ve saygılar,

Estağfurullah efendim; bir yanlış anlaşılma olacak herhalde,
çünkü ben size adresimi
silin veya ismimi çıkarın demedim. Tam tersine her zaman irtibatta
olmamızın, bilgi ve
düşünce alış verişinde bulunmamızın faydalı olacağı kanaatindeyim.
Ancak benim bu konuda
asıl üzerinde durmak istediğim ve söylemek istediğim nokta şudur: İlim
gerçeği araştırıp
bulmaya çalışır. Gerçeğin ise mevsimlere, siyasi rüzgârlara, kişilerin
özel bakış açılarına ve
dünya görüşlerinin rengine göre değişeceğini sanmıyorum. Bilim ve ilmi
zihniyet, insanların
mevsimlere göre elbise değiştirdiği gibi kılık kıyafet değiştirmez ve
değiştirmemelidir. Bilim ne
ise odur. Mesela su 100 derecede kaynar, namaz kılmak farzdır, oruç
tutmak da Allah'ın bir
emri olup farzdır, piyasada mallar azsa fiyatlar yükselir, mallar çok
olduğu zaman da fiyatlar
düşer. Vergi, devletin üretime yapmış olduğu katkıdan dolayı onun
almaya hak ettiği kendi
payına düşen ekonomik bir değerdir. Hayvanlardan insanlar gibi aile
hayatı yaşayanlar olduğu
gibi, serbest ve çiftleşmede özgürlüğüne sahip olanları da vardır.
Mesela üreme zamanlarında
yuva yapıp evlenen kuşlar, kumrular, serçe ve kırlangıçlar aynı
insanlar gibi aile hayatı yaşarlar.
Fakat eşekler ve köpekler böyle değildirler; onlar en yakınları ile
bile çiftleşme yapabilirler.

Yani bilim kuralları aslında resmi gayr-i resmi, devletin
bilimi, halkın bilimi diye ayrılmaz veya
vakıfların bilimi, özel ya da tüzel bilim diye bir şey yoktur. İlim
kuralları zaman ve zemine göre
değişmeyip hemen hemen her yerde aynıdır. Fakat siz eğer "hocam o
sizin dediğiniz fen
bilimlerindedir", derseniz, "sosyal bilimler de böyledir" diye cevap
vermek isterim. Çünkü dini
Allah koyduğu gibi bilimi ve bilim kurallarını da Allah koymuştur. Fen
bilimlerinin kaynağı deney,
gözlem, araştırma ve laboratuar olduğu gibi, sosyal bilimlerin de
kaynağı daha çok dindir. Zaten
bize göre insan da din ile bilimin kesiştiği noktadan geçen düzlemde
yaşayan bir varlıktır.
Ancak bugün sosyal bilimciler genellikle dinden bi haber oldukları
için maalesef bu yersiz ihtilaflar
asıl buradan kaynaklanmaktadır. Devletin varlığı ve ailenin varlığı ya
da mülkiyetin varlığı
tartışılabilir mi? Bunlara bir kısım bilginler var demiş, bir kıs mı
da yok demiş öyle mi? Evet ama
öyle değil işte. Çünkü bu ve bu gibi görüşler bir ilmi araştırma ve
çalışma sonucunda ortaya
çıkmış bilimsel veriler değildir. Zira tarihte bunların yok olup
bulunmadığı bir zaman süreci asla
yaşanmamıştır. İlim adamı gerçeğin peşinde koşar, hevasının arkasından
veya serap hayallerin
arkasından gitmez. Devlet, aile ve mülkiyet yok deyenler hevapereset
ya da hayalperest
insanlardır, onlar ilim adamları değildirler, görüşündeyim.

Eğer bugün olduğu gibi ilim adamları siyaset yaparlarsa o zaman
iş değişir tabi. Kanaatim
maalesef bugün Türkiye'de ilim adamları ilimden daha çok siyaset
yapıyorlar ve politik tavır
içinde bulunuyorlar.
Mesela örnek vermek istersek bugün birçok fakülte ve üniversite
yöneticilerinin türban veya
başörtüsü konusundaki tutum ve davranışlarında bunu açıkça görüyoruz.
Hâlbuki bunun ilimle ne
alakası var. İşte ben size bunu arz etmek istedim efendim. Biz insan
ve toplum hayatında
vakıfların erişilmez derecede çok üstün bir hizmet yaptıklarına inanıyoruz.

Hatta biz ilahiyat Fakültesinde olduğumuz için bilime İslam
açısından da baktığımız zaman
sadece üniversitelerin değil, anaokulları, ilkokul, orta ve liselerden
tutun da üniversitelere kadar
bütün okulların ve her türlü eğitim ve öğretim kurumlarının vakıflarla
yürütülmesinin çok faydalı
olacağını düşünüyoruz. Devlet da tabii ki her zaman ve her yerde
denetleme görevini yapıp eğitim
ve öğretimin faydalı bir yolda yürüyüp yürümediğini kontrol edip
sağlayacaktır. Biz bu yolun eğitim
ve öğretim için en doğru bir yöntem olduğu kanaatindeyiz.

Benim anlayışıma göre vakıf da bir nevi devlet ya da devletle
ilgili sosyal bir kurum demektir.
Bunun aksini de söyleyebiliriz. Çünkü devlet de aslında bir bakıma
vakıftır. Zira biz vakfı, kimsenin
olmayan ve herkese, toplumun her türlü tüm kesim ve kısımlarına ait
olan diye tarif ediyoruz.
Devlet de zaten tüm vatandaşların bir bileşkesinden ibaret olan sosyal
bir kurum değimlidir?

Kusura bakmayın, biraz uzun ifade dildiği için başınızı
ağrıtmış oldum. Çalışmalarınızda
üstün başarılar dilerken tekrar selam sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Prof. Dr. Osman Eskicioğlu

D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi

İslam Hukuku Öğretim Üyesi

Hocam teşekkür ederim ilginize. Hep beraber bu konuları işleyerek ülkemizin
sağlıklı bir yapıya kavuşmasını sağlamamız gerekir. Kusura bakmayın geç
cevap verdiğim için.

Saygılarımla

İbrahim

Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ

Çukurova Üniversitesi
Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi

[/FONT]
 
Üst Alt