Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Uydurma Hadis Nasıl Anlaşılır??

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
Peygamber efendimizin vârisleri, vekîlleri olan âlimlere olan i'timâdi sarsmak için, Ingilizler asirlardir, Islâm âlimlerinin kitaplarinda uydurma hadîs olabilecegini telkîn etmeye çalismislar, bunda da oldukça basari sagladiklari, bir çok genci zehirledikleri anlasilmaktadir.
Bir müctehid, baska bir müctehide hatâ ettin demez. (Ictihâd ictihâd'la nakzedilemez) [Mecelle m.16)

Dört mezhebde birbirinden farkli hükümler vardir. Fakat hiçbiri, digerini sapiklikla, hatâ etmekle ithâm etmemistir. Çünkü hadîs-i serîflerde buyuruluyor ki: (Âlimlerin farkli ictihâdlari, mezheblere ayrilmalari rahmettir.) [Beyhekî]

Hanefî ve Hanbelî'de gusülde agzin içini yikamak farz iken, Mâlikî ve Sâfiî'de farz degildir. Bunun için mezhebin birine dogru, ötekine yanlis denemez.

Her müctehidin bir hadîsten hüküm çikarmasi farklidir. Bir müctehidin sahîh dedigi bir hadîse, baska bir müctehid mevdû' diyebilir.

Muhaddis mevdu derse

Hadîs ilminde müctehid bir âlim, bir hadîse mevdû' derse, diger müctehidler buna sahîh diyebilir. Çünkü mevdû' diyen müctehid, bir hadîsin sahîh olmasi için lüzûm gördügü sartlari tasimiyan bir hadîs için, "Mezhebimin usûlünün kâidelerine göre mevdû'dur" der. Ya'nî bu sözün hadîs oldugu bence anlasilamamistir, der. Yoksa, "Bu söz, Peygamber efendimizin sözü degildir" demek istemez. Ayni hadîs için baska bir müctehid sahîhtir diyebilir. Sahîh oldugunu söyleyen müctehid ötekine, "Peygamber efendimizin bu sözüne nasil mevdû' dersin?" demedigi gibi, öteki de, "Bu uydurma söze sen nasil hadîs diyebilirsin?" demez. Diyelim ki, Süyûtî ve Zehebî gibi hadîs âlimleri, Imâm-i a'zâm ve Imâm-i Gazâlî hazretlerinin sahîh dedigi bir hadîse mevdû' dese, o hadîs, ancak bu iki zâta göre mevdû' sayilir. Hadisi bildiren imâmlara göre yine sahîhtir. Fakat Aclûnî, hadîs imâmlarinin bildirdigi hadîs-i serîflere mevdû derse, o hadîs mevdû olmaz.Peygamber efendimizin, mu'cize olarak gelecekten haber veren birçok hadîs-i serîfleri vardir. Bunlarin çogu çikti. (Uydurma hadîs çoktur, Kur'ân okuyalim) diyenlerin de çikacagini bildirerek buyurdu ki:

(Bir zaman gelir, beni tekzib edenler çikar. Söyle ki, kendisine benden bir hadîs söylenince, "Resûlullah böyle sey söylemez. Bunu birak, Kur'ândan söyle" der.) [Ebû Ya'lâ]

Eger herkes Kur'ân-i kerîmden hüküm çikarabilseydi, hadîs-i serîflere, Eshâb-i kirâma ve âlimlere ihtiyâç kalmazdi. Onun için Allahü teâlâ da, Peygamber efendimiz de âlimlere uymamizi emrediyor. Imâm-i Rabbânî hazretleri buyurdu ki:

(Hadîs-i serîflerle amel etmek, bize câiz olmaz. Mezhebimizin hükmüne aykiri gibi görülen hadîs-i serîfler, âlimlerin sözlerini reddetmek için delil ve senet olamaz.) [Müj.Mek. 312]

Muhammed Hadimî hazretleri buyuruyor ki:

(Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdigi hükümdür.

Çünkü bizler, âyet ve hadîsten hüküm çikaramayiz. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadîse uymuyor gibi görünse de yanlis degildir. Bunun için tefsîr ve hadîs okumamiz uygun olmaz.) [Berîka s.94]

Uydurma hadis nakli

Imâm-i Gazâlî gibi büyük âlimlerin kitaplarinda uydurma hadîs oldugunu söyleyen Aclûnî' ve M.Semseddin Sehâvî Peygamber efendimizin ana-babasina kâfir diyen Aliyyül kâri ve benzerlerinin sözlerine aldanarak, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarina dil uzatmak ve onlarin kitaplarinda uydurma hadîs var demekten sakinmalidir. Hiç bir Ehl-i sünnet âliminin kitabinda uydurma hadîs olmaz.

Islâm âlimleri, hadîs uydurmanin ve uydurulmus hadîsi nakletmenin vebâlinin büyüklügünü bildikleri için, Allahtan çok korktuklari için, tek kelime ile sâlih âlim olduklari için kitaplarina uydurma hadîs almazlar. Asagidaki hadîs-i serîfler hadîs âlimlerinin kitaplarindan alinmistir.

(Benden duydugunuz âyet ve hadisi teblig edin! Benî Isrâil'den bildirdiklerimi de söyleyin! Yalniz bana bilerek yalan isnat eden Cehennemdeki yerine hazirlansin!) [Buhârî]

(Iftirâcilarin en büyügü, söylemedigim bir sözü, bana isnat edip nakledendir.) [Beyhekî]

(Söylemedigim sözü, hadîs olarak bildiren veya Ku'âni kendi re'yi [görüsü] ile tefsîr eden, Cehennemde azâb görecektir.) [Tirmizî]

Bu hadîs-i serîfleri nakleden ve bilen bir âlim, nasil olur da kitabina uydurma hadîs alabilir? Yoksa uydurma hadîsi bilemiyecek kadar hâsâ câhil miydiler?
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
Kim, kendisine yapılan bir iyliğe karşı, bunu yapana: "Cezâkellâhu hayran (Allah sana hayırlı mükâfaat versin!)" derse teşekkürü en mükemmel şekilde yapmış olur.
Tirmizi, Birr 86

Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdular: "Kim: `Rab olarak Allah`ı, din olarak İslam`ı, Resul olarak Hz. Muhammed`i seçtim (ve onlardan memnun kaldım)` derse cennet ona vacib olur".

5-) Gercek musluman, muslumanlarin elinden ve dilinden geven icinde oldugu kimsedir. Gercek muhacir ise Allah'in yasaklarini terkeden kimsedir:cool: Islam'in dugmeleri dugme dugme cozulecek(Seriatin emirleri tek tek terkedilecek). Her dugme cozuldukce insanlar onu takibedendugmeyi cozmeye tesebbus edecekler. Bu cozulen dugmelerin ilki idari konular, sonuncusuda namazdir

9-) Sizden kim (Seriate uymayan) bir kotu is gorurse onu eliyle duzeltsin, buna gucu yetmezse diliyle duzeltsin. Buna da gucu yetmezse kalbiyle bugzetsin. Bu sonuncusu ise imanin en zayip mertebesidir

" Dünyada garip gibi yaşa; veya bir yolcu gibi ol! Kendini (ölmeden önce) kabir ehlinden say!"

(Tırmizi, Zühd, 59)

Kişi sevdiği ile beraberdir."

(Buhari, Edeb, 96; Müslim, Birr, 165)
Yarım hurma ile de olsa ateşten korunun. Bunu da bulamazsanız, gönül alıcı güzel sözler söyleyin.

Hz. Muhammed (s.a.v.)

İş ehli olmayana, layık olmayana tevdi edildiği, verildiği zaman kıyameti bekle.
(Buhari)

Hiçbiriniz kendisi için istediğini mümin kardeşi için

de istemedikçe gerçek iman etmiş olamaz.

Buhari iman 7 , Müslim iman 71


Hayra vesile olan hayrı yapan gibidir

tirmizi ilm 14

İman etmedikçe cennete giremezsiniz birbirinizi

sevmedikçe de gerçek anlamda iman etmiş olamazsınız

Müslim iman 93, tirmizi sıfatül-kıyame 56
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez onu

düşmanına teslim etmez. Kim kardeşinin bir ihtiyacını

giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim

müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah

da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır.

Kim bir müslümanın kusurunu örterse, Allah da kıyamet

günü onun bir kusurunu örter.

Buhari mezalim 3, Müslim birr 58


Her insan hata eder hata işleyenlerin en hayırlısı

tevbe edenlerdir.

Tirmizi kıyame 49, ibn mace zühd 30


Allah’ın rızası anne ve babanın rızasındadır.

Allah’ın öfkesi de anne ve babanın öfkesindedir.

Tirmizi birr 3
İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün

vücut sağlıklı olur eğer o bozulursa bütün vücud

bozulur. Dikkat edin o kalptir

buhari iman 39, Müslim müsakat,107

Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse ya

hayır söylesin veya sussun.

Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse komşusuna ikramda

bulunsun

Allah’a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikramda

bulunsun

Buhari edeb 31-85, Müslim iman 74-75

Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle

düzeltsin; buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin;

buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun, bu da

imanın en zayıf derecesidir

Müslim iman 78; ebu davud salat 248


Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın;

yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu

yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre

davran.

Tirmizi birr, 55

Birbirinize buğz etmeyin, birbirinize haset etmeyin,

birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları,

kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla din

kardeşi ile dargın durması helal olmaz.

Buhari edeb 57, 58 müslim birr 23-24
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza

bakar. O sadece sizin kalplerinize ve amellerinize

bakar.

Müslim birr 33, ibn mace zühd 9, Ahmed b. Hanbel

2/285,539


Dört huy vardır ki bunlar kimde bulunursa o kişi tam

münafık olur. Kimde de bu huylardan biri bulunumrsa,

onu terk edinceye kadar o kişide münafıklıktan bir

sıfat bulunmuş olur:

Emanete ihanet eder.

Konuştuğunda yalan söyler

Söz verince sözünden döner

Düşmanlıkta haddi aşar haksızlık yapar

Buhari iman,24, Müslim iman 106

İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez

Müslim fedail,66 tirmizi birr 16
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
1. Bir seferde üç müslüman buluşursa, Allah'ın kitabını en iyi okuyan (Fakih olan), en küçükleri de olsa onlara imamlık etsin. İmamlık edince de onların emiri (lideri) de olur.
Ravi: Hz. Ebû Seleme İbni Abdurrahman (r.a.)

2. Allah Teala bir kulunu severse, o kulun yalvarmasını işitmek için, kendisini ibtilaya (belalara) maruz bırakır.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
Kim Müslüman bir kimsenin hakkını, yemini ile ele geçirirse artık onun için cehennem vacib olmuştur.
Allah Teala ona cenneti de mutlaka haram kılmıştır.


*Müslim, 137

İki haslet vardır ki bir mü’minde asla beraber bulunmazlar: Cimrilik ve kötü ahlâk.
Hadis-i şerif

Allah bir topluluk hakkında hayır dilerse, alimlerini (aydınların) çoğaltır, cahillerini azaltır. Öyle ki, alim konuştuğunda kendisini destekleyen pek çok kimse bulur. Cahil konuştuğunda ise, sözü bastırılır. Allah bir topluluk hakkında şer (kötü son) dilerse, cahillerini çoğaltır, alimlerini azaltır. Öyle ki, cahil konuşsa kendisini destekleyen birçok kimse bulur, alim konuşursa sözü bastırılır.
Hadis-i şerif

Allah kuluna bir nimet verdiğinde kul elhamdulillah derse, bu şükür ve hamd, o nimetten daha hayırlı olur.
Hadis-i şerif

İnsanlar arasında ara bozma niyeti ile laf götürüp getirmek, insanlara hakaret etmek ve sövmek, kendi ırkını üstün görüp başka milletleri aşağı görmek… İşte bu 3 davranış, cehennemdedir. Bunlar, bir mü’minin ahlakında yer alamaz.
Hadis-i şerif

Kur’anı okuyan ve ezberleyenlere hürmet edin. Onlara hürmet eden, bana hürmet etmiş olur.
Hadis-i şerif

Allah, Cehennemde cezası en hafif olanlardan birine şöyle der: Eğer yer yüzündeki her imkan (güç ve servet) senin elinde olsaydı, bu cezadan kurtulmak için, verir miydin? O kişi hiç tereddütsüz: verirdim, der. Allah şu açıklamayı yapar: Sen dünyada yaşarken, ben senden bu dediğimden daha kolayını, yani bana inanmanı ve hiçbir şeyi ortak koşmamanı istedim. Ama sen ise bana ortak koşmakta direttin.
Hadis-i şerif

Mü’min mü’minin kardeşidir. Hiçbir şekilde ona olan hayırlılığını (faydalı tavsiyelerini) elden bırakmaz.
Hadis-i şerif

Din kardeşine gelen bir dert ve kötülükten dolayı sakın sevinme. Sonra Allah, onu rahmetiyle kuşatır da, seni imtihan eder (aynı derdi senin başına verir).
Hadis-i şerif

Nikah benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimle amel etmezse benden değildir. Evleniniz! Zira ben, diğer ümmetlere karşı siz(in çokluğunuz) ile iftihar edeceğim. Kimin maddi imkanı varsa hemen evlensin. Kim maddi imkan bulamazsa (nafile) oruç tutsun. Çünkü oruç, onun için şehveti kırıcıdır.
Hadis-i şerif


3. Allah Teala bir kulu sevdiğinde, onu kendisini ittihaz eder (Kulu kendisi ile meşgul eder.), zevce ve çocukları ile meşgul etmez.
Ravi: Hz. İbni Mes'ud (r.anhüma)

4. Kişi (hasta) kardeşini ziyarete gelip de oturuncaya kadar Cennet yollarında yürümüş olur. Oturunca rahmet o kimseyi kuşatır. Eğer bu ziyareti sabah yapmışsa, yetmiş bin melek onun için akşama kadar dua eder. Bu ziyareti akşam yapmışsa yetmiş bin melek onun için sabah oluncaya kadar dua eder.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)

5. Sırat üzerinde alim ile abid bir araya geldiğinde, abide denir ki: "Cennete gir. Ve ibadetin sebebiyle oradaki nimetlerden faydalan." Alime de denir ki: "Sen burada dur ve sevdiklerine şefaat et. Senin şefaatin mutlaka kabul olunur." Böylece o alim Nebiler makamına yükseltilir.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
Yukarıda metin diye yazdığınız şey içinde bir çok çelişkiyi barındırıyor...Her bir satırına cavap yazarım ama gerek yok, vaktim az...

İMAM GAZZALİ'NİN İHYA'SINGAKİ BAZI HADİSLERİN UYDURMA OLDUĞUNU SÖYLEYEN HAFIZ IRAKİ'DİR Kİ İHYA'DAKİ HADİSLERİ TAHRİC ETMİŞTİR...İMAM GAZZALİ O HADİSLERİN UYDURMA OLDUĞUNU BİLİYORDU, HİKMET KABİLİNDEN İHYA'YA ALDI...YOKSA SAHİH BİR HADİSE DAHİ
İTİRAZ EDEBİLECEK BİR İLME SAHİP İMAM GAZZALİ'Yİ HADİS İLMİNE VAKIF DEĞİLDİ DEMEK YANLIŞ OLUR...

Imâm-i Gazâlî gibi büyük âlimlerin kitaplarinda uydurma hadîs oldugunu söyleyen Aclûnî' ve M.Semseddin Sehâvî Peygamber efendimizin ana-babasina kâfir diyen Aliyyül kâri ve benzerlerinin sözlerine aldanarak, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarina dil uzatmak ve onlarin kitaplarinda uydurma hadîs var demekten sakinmalidir. Hiç bir Ehl-i sünnet âliminin kitabinda uydurma hadîs olmaz.

DAHA SİZ ALİYYUL KARİ'Yİ TANIMIYORSUNUZ...

MÜELLİF ALİYYU'L-KARi MERHUMUN
HAL TERCEMESi VE iLMi ŞAHSİYETİ

Nureddin Aliyyü'l-Kari bin Sultan Muhammed* el-Herevi: Vefatı: 1014 (1606) Herat şehrinde doğmuş ve memleketinde okuduktan sonra Mekke-i Mükerreme'de yerleşmiş ve Şeyhü'l-İslam Ahmed İbn-i Hacer el-Heytemi, Zekeriyyi el-Ensari, Şeyh Ahmed el-Mısri, Abdullah es-Sindi, Kutbüddin el-Mekki gibi tanınmış alimlerinden istifade etmiş ve zamanının en ileri ilim adamlarından olmuştur.
Tefsir, Hadis, İ'tikad, Fıkıh, Usul-i Fıkıh ve Siyer'e ait eserleriyle ün almış ve II asrın mücedditlerinden sayılmıştır. İlmi incelemelerde ve münakkah eser yazmakta çok mahirdi. (Tuhfetü'l-hattatin) müellifi, Aliyyü'l-Kari'nin tanınmış hattatlardan olduğunu yazar.
Çok müttaki bir zat idi; ehl-i.bid'ata karşı amansızdı. Kimseden pervası yoktu. Geçimini elinin emeğiyle temin eder, kimseye yük olmazdı. Her sene bir Mushaf-ı Şerif yazar ve hediyesi bir senelik maişetine medar olurdu.
Hanefi mezhep ve Nakşi meşrep olan Aliyyü'l-Kari, Hanefi mezhebinin en kuvvetli müdafilerindendir. Bir eserinde mezhep imamlarına ve hele İmam Şafii ve taraftarlarına karşı yaptığı i'tirazlardan, kullandığı ağır lisandan dolayı şiddetli tenkitlere ve hatta hakaretlere uğramıştı.
Seyyid-i Şerif Cürcani, Kamus müellifi Firuzabadi, Celalü'd-Din-i Suyuti, İbn-i Kemal Paşa, Hafız Zehebi, İbn-i Hacer-i Askalini, Tacü'd-Din Attar, Şeyh Afifü'd-Din el-Yafii, İzzü'd-Din İbn-i Selam, Ebu Zekeriyya, İmam Şa'rini, Abdü'l-Gani Nabulusi, Kamus ve Burhan mütercimi Kadi-i Rum Asım Efendi merhum gibi büyük din alimlerinin meth ü sena ettikleri Şeyh Muhyi'd-Din-i Arabinin "Fususü'l-Hikem” ve "El-Fütuhatü'l-Mekkiyye” ünvanlı eserlerindeki bazı sözlerinden dolayı onun küfrüne bile kail olmuş ve bu hususta bir de risale yazıp pek ağır ta'n ve teşnî’de bulunmuştur. (Risale fi vahdetül vücut, Muhyiddin İbn Arabi’nin Füsus’una reddiyesidir)
İşte bu kabil cür'etleri ve bazı eserlerinde görülen ifratlı hükümleri ve sözleri olmasaydı gayet iyi bir üslup ile yazdığı çok faydalı ve ciddi eserleriyle daha çok faydalı olur ve eserleri daha büyük şöhret kazanırdı.
1014 yılı Şevval'inde Mekke-i Mükereme'de ölmüş ve (el Muallat) kabristanında gömülmüştür. Ölümünü duyan Mısır uleması dört bini aşan büyük bir cemaatle Camiü'I-Ezher' de gıyabi cenaze namazını kılmışlardır.

* İki lafızdan mürekkep olan "Sultan Muhammed" babasının ismidir. Araplardan başka milletlerin âdeti Muhammed Sadık, Ahmed Esad gibi isimlerin çoğunu mürekkep olarak kullanır. Aliyyu'l-Karinin haltercemesini yazanlardan hiçbiri onun babasının hükümdarlardan olduğunu nakletmiyor.


Kaynak: Kırk Kudsi Hadis, Aliyyul Kari, DİB Yayınları: 3, Tercüme: Hasan Hüsnü Erdem…
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
Milli Gazete - 31 Temmuz 2004 Ebubekir Sifil

Soru: Resulullah efendimizin s.a.s ebeveyni hakkında varid olan, onların mevtinden sonra, Resul a.s. eliyle diriltilip iman ettikleri ve sonra yine öldükleri haberi sahih midir? Bu haberi inkar etmek itikadi tehlike teşkil eder mi? Bu diriltme hadisesi vuku bulmuş mudur? Bulmuşsa onlar iman ile gitmiştir diyebilir miyiz? İmam-ı Suyuti bu konuda müstakil eser vermiştir, ve ebeveyn-i Resulullah'ın imanla öldüklerine hükmetmiştir. Aliyyul Kari ise küfür üzre terk-i hayat ettiklerine kanidir. Doğrusu hangisidir?
Cevap: Bu, ulemanın üzerinde hayli ihtilaf ettiği bir meseledir. Abdülhayy el-Leknevî'nin 7 adet olduğunu söylediği ("Zaferu'l-Emânî", 424), ancak benim 6'sından haberdar olduğum risalelerinde es-Süyûtî, Hz. Peygamber (s.a.v)'in ebeveyninin cennetlik olduğunu izah sadedinde gerçekten büyük bir çaba sarf etmiştir. Bu görüşte o yalnız değildir. es-Süyûtî'nin "er-Resâilu't-Tis'"i içinde basılmış bulunan mezkûr 6 risalenin (bunlardan sadece birisi "el-Hâvî" içinde (II, 353 vd.) yer almıştır) incelenmesiyle de anlaşılacağı gibi, kendisinden önce ve sonra yaşamış pek çok alim aynı kanaattedir. Çağdaşı el-Kastallânî de bu meselede es-Süyûtî'nin çizgisindedir. (Bkz. "el-Mevâhibu'l-Ledünniyye", I, 171-83.)
...
Ebeveyn-i Resul (s.a.v)'in, davetten haberdar olamadıkları için tafsilî iman üzere olmasalar bile "muvahhit" olduklarını gösteren rivayetlerin mevcudiyeti de burada anılmalıdır. (Konuyla ilgili rivayetler yukarıda işaret ettiğim eserlerde zikredildiği için burada onların ayrıntısına girmeyeceğim.)
"el-Fıkhu'l-Ekber"inin bazı nüshalarında İmam Ebû Hanîfe'nin bu konuda "Onlar küfür üzere ölmüştür" (mâtâ ale'l-küfr) dediği kayıtlıdır. Ali el-Karî şerhinde de (310) bu şekilde yer almıştır. Ancak el-Kevserî merhum, bu eserin çoğunluğu teşkil eden yazma nüshalarında bu ifadenin "Onlar küfür üzere ölmemiştir" (mâ mâtâ ale'l-küfr) veya "Onlar fıtrat üzere ölmüştür" (mâtâ ale'l-fıtra) tarzında olduğunu belirtmekte ve şöyle demektedir: "ALLAH'a hamd olsun, ben bu "mâ mâtâ ale'l-küfr" ifadesini "el-Fıkhu'l-Ekber"in Dâru'l-Kütübi'l-Mısriyye'deki iki eski yazma nüshasında bizzat gördüm..."
Muhtemeldir ki "el-Fıkhu'l-Ekber"i istinsah eden bazı müstensihler, "mâ mâtâ..." ifadesinde peş peşe gelen "mâ" harflerinden birini fazla zannederek iskat etmiş, böylece anlam tam tersi istikamette bozulmuştur. Yahut "mâtâ ale'l-fıtra" cümlesindeki "fıtra" kelimesi, kûfî hatta kullanılan harf karakterlerinin yapısı sebebiyle "küfr" kelimesini andırdığı için "küfr" kelimesine çevrilmiş olabilir...


AŞAĞIDAKİ metinlerden ilki Ebul Münteha isimli bir Osmanlı alimine ait. İknicisi Aliyyul Kari'ye ait... Altı çizili ibarelere dikkat edin!!!

2). "Peygamberimizin s.a.v. anne babası küfür üzere (yani kafir olarak) ölmüşlerdir."

1). "Peygamberimizin s.a.v. anne babası cahiliyye üzere (yani kafir olarak) ölmüşlerdir."


İki ibare de yaklaşık aynı manada ve Peygamberimizin s.a.v. anne-babasının kafir olarak öldüklerini açıkça beyan ediyor. Bunu söyleyen başka alimler pek yok. Hele hele bu görüşe bir inanca dönüştürmek ne derece doğru?

Hepsinden önemlisi, Fıkh-ı Ekber gibi İmam-ı Azam'a nisbeti kuvvetli bir eserde bu tür ibarelerin bulunması bize üç ihtimali hatırlatıyor:

a) Ya bu eserde tahrifat yapılmış ve bu tür ibareler ilave edilmiş.

b) Ya bu eser Ebu Hanife'ye rh.a. ait değil.

c) veya Ebu Hanife bu konuda hata etmiştir.

Biz bir ve ikinci şık üzerinde daha fazla duruyoruz. Her nüshasında bu ibare değiştiğine göre, ya düzeltme amaçlı değiştirilmiş veya çıkarılmıştır veya sonradan ilave edildiği için ihtilaf vardır.

Diğer bir konu, bu eser bile bu kadar sorunlu, diğer eserleri ne kadar sorunludur acaba? Bir de kalkıp diğer maznun ve müphem (meşkûk) eserleri esas alıp müslümanları tekfir etmek ve bu yolda da Ebu Hanife'yi kullanmak ne derece insaflı?!!

Selam ve Dua ile...


fiqh30.jpg


molla20.jpg
 

ensar

New member
Katılım
7 Kas 2007
Mesajlar
9
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
52
Nikah benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimle amel etmezse benden değildir. Evleniniz! Zira ben, diğer ümmetlere karşı siz(in çokluğunuz) ile iftihar edeceğim. Kimin maddi imkanı varsa hemen evlensin. Kim maddi imkan bulamazsa (nafile) oruç tutsun. Çünkü oruç, onun için şehveti kırıcıdır.
Hadis-i şerif

Selam casus021,

Bu Hadis-i Şerif doğru ise Bediiüzzaman Said Nursi ve M. Fetullah Gülen hocaefendilerin durumu ne olacak?

Bunlar Peygamber'den değiller mi?

Selametle.
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
uydurma hadisler konusuna gene ingilizleri katarak komplo teorisi üretilmiş.yahudiler unutulmuş.adamlar deveyi hamudu ile götürmüşler en başta şeytan ve adamları Kuranı unutturmuş.senin uydurmalarla dolu hadis kitaplarını ne yapsın?.birbiriyle zıt mezhepleri ne yapsın? zaten bunlar onların amacına hizmet ediyor. Müslümanların önündeki engelleri niye kaldırsın? Kuranı evlerde keselere konulup duvarlara asılan ölülerin arkasından okunan kitap haline getirmişler.Sen hadislerle ,mezheplerle debelen dur
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
Selam casus021,

Bu Hadis-i Şerif doğru ise Bediiüzzaman Said Nursi ve M. Fetullah Gülen hocaefendilerin durumu ne olacak?

Bunlar Peygamber'den değiller mi?

Selametle.
bediüzzaman dogru düzgün zindandan çıkmamışki o islam için kendini feda etmiş bir insan islamda illaki evllik şart degil egerki günahlara dalmayacaksan evlilikde sart degildir bu konuda bir çok hadis vardır
 
Üst Alt