Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ülkeler ve kadınlar..

feraknaz

New member
Katılım
20 Nis 2007
Mesajlar
153
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
istanbul
Ülkeleri kadınlar özgürleştirir

Kadınlar, fethedilebilecek en güzel ülkelerdir ve bir ülkeyi de ancak kadınlar özgürleştirebilirler. İç içe geçmiş anlam dünyalarıdır kadınlar ve ülkeler. Bir erkek için, kadın ve ülke birbirinden ayrılmaz dünyalardır.


En şiddetli savaşlar da kadınları fethedebilmek için girişilmiş kıyasıya savaşlardır. Bazen bir erkeğin kadın için mi ülkesi için mi savaştığını ayırt edemezsiniz. Onun için ülkesi de kadını da aynı şeydir.

Kadınların hayal edilemeyecek kadar geniş coğrafyaları vardır. Keşfettikçe yeni dünyaların açıldığı coğrafyalar. Erkeklerin uzun kış gecelerinde yaktıkları bir sigara dumanının eşliğinde hayal ettikleri coğrafyalardır kadınlar.

Erkekler, kadınların ülkesinde yaşarlar. Kadınlar, bizatihi erkeklerin yaşadıkları bir ülkedir.

Kadınından uzak kalmış, aşkını ötelerde kaybetmiş bir erkeğin hayatı, işgal edilmiş topraklarda yaşamaktır nihayetinde. Kadınını yitirmiş bir erkek, işgal altındaki coğrafyalarda suskun ve öfkeli bir hayata düşmüştür. Başını kaldırıp bakmaya cesaret edemeyecek kadar kendi içine dönmüş, kendi boşluğunda, ıssızlığında kaybolacak kadar yalnızdır.

İşgal edilmiş toprakları özgürleştirecek, renksiz, tozlu, güvensiz sokaklarına, hayatın ritmik kalp atışlarını taşıyacak olanlar da kadınlardır. Eğer onlar isterlerse bir ülkenin işgalinin sürekli devam etmesi olanaksızdır. Kadınsı direnişin karşısında, hiçbir kalp, hiçbir tank, hiçbir tüfek, hiçbir işgal ordusu duramaz.

Sahiden aşık bir kadından daha güçlü kim olabilir? Filistin’i de intifadanın küçük generallerinin ardından özgürlüğüne kadınlar yaklaştırıyor.

Kadınlar yüreklerini, aşklarını, sofralarını, çocuklarını, bedenlerini Filistin için açıyorlar. Bir anne oluyorlar, bir sevgili oluyorlar, bir eş oluyorlar, asker oluyorlar ve direniyorlar. Aldıkları her nefes direnişi ateşleyen bir kıvılcıma dönüşüyor.

Geçtiğimiz haftalarda Gazze’yi kuşatan İsrail askerlerine karşı erkeklerini koruyabilmek için siper oldular. Bir camiye sığınmış erkeklerinin etrafında el ele, kalp kalbe bir çember oluşturdular. Öldüler ve fakat çocuklarını vermediler onlara. Öldüler ve fakat sevgililerini vermediler onlara. Öldüler ve fakat kocalarını, erkeklerini, geleceklerini, dünlerini ve bugünlerini, aşklarını, vatanlarını, şarkılarını, dualarını, kutsallarını onların kanlı ellerine teslim etmediler.

Öldüler... Bildikleri en güçlü silahla, tahrip gücü yüksek bir silahla karşı durdular işgalcilere; aşklarıyla! Aşklarına sığdırabildikleri her şeyleriyle direndiler ve yere düştüler her kurşunda. Siyah entarilerinden ve beyaz başörtülerinden sızıp, Gazze’nin bereketli topraklarına yayılan kanları, bir ülkenin özgürleşmesinin şiirini yazıyordu.

Daha iki gün önce bir nine, Fatma Ömer, hiçbir örgütsel bağı olmadığı halde üzerine bombaları sarınıp ölüme yürüdü işgalcilerin arasında. Bilmediği bir jargonu elindeki kağıttan okuyup, orada yaşayan herkesin en iyi bildiği cümleyle sonlandırdı konuşmasını “halkım ve vatanım için...” Böyle dedi ve o da diğer Filistinli kadınların yanına yürüdü. Torunlarını, kızını ellerinde kanlar içinde kaybetmiş bir kadındı o. Kocasını, oğullarını İsrail hücrelerinde çürütmüş bir kadındı.

Kadınlar, ülkeler ve işgal... Özgürlük bir kadının aşkıdır. Bir ülkeye aşık kadınların önünde hiçbir ordu duramaz.
 
Üst Alt