Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Üç Talak Meselesi

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Üç Talak Meselesi



Üç talak meselesi üzerinde müçtehidler ve fıkıh alimleri, birçok açıklamalarda bulunmuşlar ve bunun neticeleri hakkında mufassal bilgiler sunmuşlardır. Bu hususla ilgili fetvaları din kardeşlerimizin istifadesine arzetmeden önce kısa bir açıklama yapmakta fayda mülahaza etmekteyiz.
a) Ayrı ayrı zamanlarda birer birer boşama yaparak üç boşamada bulunmak
b) Önce bir, daha sonra iki talak ile üç boşama hakkını kullanmak
c) Önce iki, sonra bir boşamada bulunmak suretiyle üç talak vermek
d) Bir defada üç talak vermek suretiyle bütün boşama haklarını bir defada kullanmak.
Bu sayılan şekillerin hangisinden gidilecek olursa, neticede "üç" boşama vuku bulmuş olacaktır. İslam fukahasının bu mevzua ışık tutacak bir kısım fetvalarını aşağıya alıyoruz.
1928 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, karısına hitaben bir daha seninle cima edersem üç talak ile şart olsun, deyip bir ay geçince cima etmeden talak-ı bayin ile boşasa ve iddeti içinde iken tekrar nikahlasa da cinsi mukarenette bulunsa üç talak vaki olur."
Açıklama: Üç talakı önlemenin yolu yukarıda açıklanmıştır. İddetin dolması beklenmeden nikah kıyılıp cima edildiği için boşama vaki olur.
1929 - Netice Fetvalarından: "Başka bir memlekete giden kimse, bo-şamaya niyet ederek karısına hitaben, altı aya kadar gelmezsem başkasına var, deyip gitse ve (belirtilen zamanda) gelmese karısı ayrılmış olur" (H.Ec. /51)
1930 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, karısına hitaben "İraden elinde olsun, istersen üç talak ile boş ol" deyip kadın sükut etse boşama vaki olmaz" (H.Ec. 1/56)
1931 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Zeyd, karısını üç talak ile boşadıktan sonra "Ben, bundan önce karımı bir talak île boşamıştım, iddeti dolmuştu" deyip kadın da bu sözü doğrulasa itibar olunmaz" (H.ec. 1/56)
1932 - Abdürrahim Fetvalarından: "İraden elinde olsun" dediğinde kadın boşanmayı ihtiyar etmese (koca) daha sonra "üç talak ile boş ol" dese, üç boşama meydana gelmiş olur" (H.Ec. 1/55)
1933 - Behce Fetvalarından: "Bir kere "Şart olsun" deyip de üç talaka niyet eylese, bir boşama vaki olur" (H.Ec. 1/50)
Açıklama: Üç talakın vukuu için sadece kalben niyet etmek kafi değildir. Ya sarahaten üç sayısını söylemek veya üç sayısını ifade eden bir işaretle boşama yapmak gerekir.
1934 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, taldk-ı bayin ile boşamış olduğu kadına, iddeti içinde üç talakla boş ol dese üç boşama meydana gelmiş olur" (H.Ec. 1/51)
Açıklama: Talak-ı bayin, hanımı ile gerdeğe girmeden önce, sarih veya kınai lafızlardan biri ile yapılan boşama veya gerdeğe girdikten sonra sen mübanesin, seni ibane ettim, gibi beynuneti ifade eden lafızlardan biri ile vukuu bulan boşamalardır.
Talak-ı bayin ile yapılan boşamada, henüz iddet dolmadan, karısını iki veya üç talakla boşasa, söylediği sayıya göre boşama meydana gelir.
1935 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, karısına beş talakla boş ol dese, üç boşama meydana gelir" (H.Ec. 1/51)
Açıklama: Hür bir erkeğin boşama hakkı en son üç defadır. Bundan fazla söylenmesi halinde üç talak vaki olur, geri kalanı lağv olur.
1936 - Abdürrahim Fetvalarından: "Bir erkek karısına (bitaben) "Eğer istersen benden üç talakla boş ol" dese kadın da sükut edip ağlasa boş olmaz" (H.Ec. 1/52)
Açıklama: Kadının ağlaması, duyduğu haberden razı olmadığı ve boşanmak istemediğini ifade eder. Bu sebeple, boşama vaki olmaz.
1937 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, karısına "Birden üçe kadar boş ol" dese, iki boşama vaki olur" (H.Ec. 1/52)
Açıklama: Sayılarla ifade edilen hususlarda, sınır teşkil eden rakam, kastedilen sayıya dahil olmaz. Bu sebeple ancak iki boşama vaki olur.
1938 - Abdürrahim Fetvalarından: "İki karısı olan Zeyd, hanımlarına hitaben, eğer falan yere giderseniz üçer talakla boş olun, dediğinde biri gidip diğeri gitmese boşama meydana gelmez" (H.Ec. 1/66)
Açıklama: Kocanın hitabında her iki kadın müşterek bulunduğundan ancak ikisinin gitmesi ile üç talak meydana gelir. Fakat birisinin gitmesi ile şart tam olarak tahakkuk etmediğinden, üç boşama meydana gelmez.
1939 - Ali Efendi Fetvalarından: "Karısını boşamış olan bir kimseye, "Hanımını bir talakla mı boşadın?" diye sorulduğunda, "Bir, iki, üç, dört" diye cevap verse ailesi üç talakla boşanmış olur" (H.Ec. 1/67)
1940 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd'e "Falan işi işlersen karın üç talakla boş olsun mu?" dediklerinde "Olsun" deyip o işi yapsa, karısı üç talakla boş olur" (H.Ec. 1/69)
1941 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, "Karım Hind'in üzerine evlenecek olursam talak-ı selase üzerime olsun" deyip daha sonra Zeyneb'i nikahlasa ikisinden birisi üç talakla boş olup, Zeyd'e hangisinin boş olduğu açıklatılır" (H.Ec. 1/71)
1942 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, hanımlarına hitaben, "Eğer falan şeyi yaparsanız üçer talakla benden boş olun" deyip, (sonra bu durumdan kurtulmak için) zevcelerini talak-ı bayın ile boşayıp, iddet olduktan sonra o işi yapacak olurlarsa, Zeyd'e tekrar nikahları yapılabilir. Daha sonra o işi yapsalar artık (üç talakla) boş olmazlar" (H.Ec. 1/72)
1943 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd'den üç defa kelimesi küfür sadır olsa hülle icap etmez" (H.Ec. 1/69)
Açıklama: Küfür kelimesini sarfeden kimsenin İslamiyet'le bağlantısı koptuğu gibi, karısının nikah bağlantısı da kopar. Ancak, küfür kelimesi ile olan ayrılığın neticesi, talak lafzı ile olan ayrılıktan farklıdır. Talak (boşama) lafzının üç defa tekrarı, hülleyi gerektirir. Küfür lafzı ile nikah zedelenir ve yenilenmesi gerekirse de üç defa tekrarı halinde hülle icap etmeksizin nikah yapılabilir.
1944 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, bir işi yapmamak üzere üç talaka şart etse, sonra karısını bir talakla boşayıp iddeti dolduktan sonra o işi yapsa, boşama vaki olmaz" (H.Ec. 1/57)
Açıklama: Üç talak, bir şarta bağlanarak konuşulmuş olsa, bunu ortadan kaldırmak için önce bir talak ile kadını boşayıp üç adet göresiye kadar beklenilir ve böylece iddetini doldurduktan sonra o iş yapılacak olursa, üç talak vaki olmaz. Yeniden nikah akdi ile evliliğin devamı temin edilmiş olur.
1945 - Netice Fetvalarından: "Boş ol" lafzı ile talak-ı ric'i vaki olur. Bu durumda, iddet dolduktan sonra "üç talakla boş ol" dese hülle yapılmaksızın (o kadını) nikahlayabilir" (H.Ec. 1/59)
Açıklama: Bu fetvada iddeti dolan kadın, talaka mahal olmaktan çıkmış olmaktadır. Bu itibarla "üç talakla boş ol" denilmesi, onun hakkında geçerli olmaz. Bu sebeple de hülle yapılmaksızın nikahlanabilir.
1946 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, gerdeğe girdiği hanımına, "Benden boş ol" deyip, iddeti devam ederken, "Üç talakla boş ol" dese, hülle yapılmadan o kadını tekrar nikahlamaya güçlü (ve muktedir) olamaz" (H.Ec. 1/66)
1947 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, hamile bulunan karısını üç talakla boşasa, hülle yapılmadan (tekrar) nikah laması caiz olmaz" (H.Ec. 1/67)
1948 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd falan işi yaparsam karım üç talak ile boş olsun dese ve o karısını boşayıp başkası ile evlendikten sonra o işi yapmış olsa üç talak vaki olmaz" (H.Ec. 1/63)
Açıklama: O kimse, bu sözü sarfettiği zaman nikahı altında bulunan kadını boşayınca yapılan talik talakı yıkılmış olur. Başka bir kadın ile evlenince, bu söz ve şart olmaksızın nikahlanmış olacağından, bahsi geçen işi yapmakla talak vaki olmaz.
1949 - Behce Fetvalarından: "Kocanın inkar ettiği üç talakı, Hind'in gösterdiği şahitlerin biri, bir talaka; diğeri iki, bir diğeri de üç boşanmaya şahitlik etseler üç boşama sabit olur" (H.Ec. 1/63)
1950 - Netice Fetvalarından: "Talak-ı ric'i ile boşadığı kadın için "Eğer müracaat edersem üç talak ile boş olsun" deyip de iddeti tamam olduktan sonra nikahlamış olsa, talak vaki olmaz" (H.Ec. 1/53)
Açıklama: Talak-ı ric'ide yapılacak müracaat, iddet dolmadan önce olacaktır. Kadın üç adet görüp temizlenince boşama talak-ı bayin'e dönüşmüş ve kadın ile erkek arasında tam bir ayrılık vücuda gelmiş olur. Müracaat etme şartına bağlanan üç talak, iddetin dolması ile yıkılmış olacağından, daha sonra nikah kıyılması ile talak vaki olmaz.
1951 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Zeyd, karısına hitaben "Sen boşsun" deyip sükut ettikten sonra, "Üç olarak" dese, susması nefesinin kesilmesinden ise, üç talak vaki olur" (H.Ec. 1/53)
1952 - Ali Efendi Fetvalarından: "Falan işiyaparsam üç talak üzerime olsun, dese böyle demek oranın örfünde üç talak ile boş olsun demek ise, o işi yaptığında üç boşama vaki olur" (H.Ec. 1/61)
 

khan19556

New member
Katılım
11 Ocak 2007
Mesajlar
992
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
44
Konum
Sancaðýn düþtüðü yerden
Talâk Yetkisi:

a- Boşama hakkı prensip olarak erkeğindir. Evlilik hayatında yüklendiği sorumluluk ve külfet açısından erkek buna daha layık görülmüştür. Ne var ki, talâkın geçerli olabilmesi için erkeğin bazı şartlara sahip olması gerekir. Bunlar, akıl ve bulûğdur. Mükrehin (zorlanan, ölümle tehdit edilen), sarhoşun, medhuşun (öfke halindeki kimse, talâk ehliyetine sahip olup olmadığı, yani bunların talaklarının geçerli olup olmadığı alimler arasında ihtilaflıdır. Hanefilere göre bunların talakları geçerlidir.

b- Nikah akdinde şart koşulursa, talâk hakkı kadına veya üçüncü bir şahsa devredilebilir. Talak hakkının devredilmesine tefviz; boşama hakkı kendisine devredilen kadına mufavvaza denir. Bu durumda kadın istediği zaman talâk hakkını kullanabilir. Erkek dilerse, boşama hakkını nikahtan sonra da kadına devredebilir.
 
K

kardelenmisali

Guest
Emeginden dolayı ALLAH cc razı olsun inşaALLAH....
 

Uhud daðý

New member
Katılım
2 Tem 2007
Mesajlar
796
Tepkime puanı
39
Puanları
0
Yaş
40
Akil Hastasinin Boşamasi

Akil Hastasinin Boşamasi

Kocama doktorlar paranoyak teşhisi koydular. Dediğinden habersiz hale geldi.
Bu rahatsızlığı döneminde bana defalarca "seni boşadım", "defol git" dediği oldu. Islâm fıkhına göre kocamın bu haldeki talâkı geçerli sayılır mi? Şu halde ben ne yapmalıyım?

Rasûlüllah Efendimiz (s.a.) "üç kimseden kalem kaldırılmıştır (tasarrufları geçerli değildir, yaptıkları yazılmaz). Uyuyandan, uyanıncaya dek, çocuktan âkilbaliğ oluncaya dek, deliden kendine gelinceye dek" (Buhârî, talâk 11, hudûd 22; Ebû Dâvûd, hudûd 17; Nesaî, talâk 21;Ibn Mace, talâk 15; Dârimî; hudûd 1.; Müsned I/118,140 VI/101) buyurmuşlardır. Bu hadîs-i şerife dayanarak Ibn Kudâme diyor ki: Ilim ehli kimseler, sarhoşluk ve (insanın kendi ihtiyarıyla yaptığı) o anlamdaki şeyler dışında aklı giden insanın boşamasının geçerli olmadığında icma etmişlerdir. Osman, Ali, Saîd b. Müseyyeb, Hasan, Nehaî Sa'bî, Ebû Kilâbe Katâde Zührî Yâhya el-Ensârî, Mâlik, Sevrî, Sâfîî Ashâb-i re'y (Hanefiler) böyle söylemişlerdir. Ayrıca Rasûlüllah'ın (s.a.s.) "Aklı bozuk matuh (bunak) dışında herkesin talâkı geçerlidir" (Buhârî, talâk 11; Tirmizî, talâk 15; ibn Mâce, talâk 15) dediği de rivayet edilmiştir. Çünkü talâk mülkiyeti izale eden bir sözdür. Öyleyse bunda alışveriş gibi akla itibar edilmesi gerekir. Aklının; delirme, bayılma, uyku, ilaç alma, zorla içirilen içki ve aklı giderdiğini bilmeden içtiği böyle birşey ile gitmiş olması durumları eşittir. Bunların hepsi boşamayı geçersiz kılar. Bu konuda değişik görüş de bilinmemektedir: (ibn Kudâme, el-Mugnî VI/113-114) Deli, ma'tuh (atehli, saldırgan olmayan bunak, ifadeleri karışık, tedbiri bozuk) mübersem (menejitten etkilenen),sar'alı, medhus (korku ya da unutmaktan aklı giden) melankolik, panorayak, hastalar da bu hükümde aynıdır. Ancak bunlarda nöbetin bulunmadığı, ya da söylediklerinin farkında oldukları zaman sarfettikleri sözler ve yaptıkları tasarruflar geçerlidir. (Geniş bilgi için bk. Ibn Âbidîn (Âmirâ) N/426-27) Zira boşamanın şartlarından biri de akıldır ve aklı gideren bu tür hastalıklara mübtelâ olanların hasta iken boşanmalarına itibar edilmez. (el-Cezîrî, Kitâbu'I-fıkh'ale-I-Mezâhibi'I-erba'a IV/281)
 
Üst Alt