Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Üç mühim husus

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Konuyu bitirirken bizce önemli üç hususu kısaca açıklamak istiyoruz. Bu hususlar yeterince bilinmediğinden tahrif edilmiş bir Benna portresini seyrediyoruz senelerdir...


1-Hasan el Benna bir Ehl-i Sünnet âlimidir: Allame merhum Said Havva bu konuda şunları yazmakta: “Müslüman Kardeşlerin kurdukları cemiyetin temel esasları Ehl-i Sünnet vel Cemaat mezhebine dayalıdır. Bu sebepten dolayı Üstad el Benna, İhvan-ı Müslimin cemiyetinin her üyesine Ehl-i sünnet vel cemaat mezhebinin itikadi görüşünü yansıtan bir eserini okumasını emir buyurmuştur. Hak mezheplerden birini seçip ona göre amel edilmesini tavsiye etmiştir. Yazdığı ve söylediği her sözde daima Ehl-i Sünnet vel cemaat mezhebi üzerine hareket edilmesini söylemiş; söz, iş, davranış, ahlak, inanç ve fıkıh olarak ona aykırı davranmaktan sakındırmıştır.”


Burada yine bizim bazı tuzu kuru kardeşlerimizin ona ve de Seyyid Kutup’a attıkları “Abduhçu” iftirasına kısa ama net bir cevap yazalım. Bakın ki, Türkiye’de sapla saman nasıl karıştırılıyor. Bu zatların çok güvendiği, ülkemizin önde gelen âlimlerinden merhum Sadreddin Yüksel Hoca Makaleler(Cilt–1-s: 49) adlı eserinde Fizilal’den naklen Seyyid Kutub’un, Abduh ekolüne yönelik şu eleştirisine yer veriyor: “ Söylemek lazım ki, Abduh’un medresesi, İslam’a tam yabancı bir felsefenin-Dekart felsefesinin tesiri altındadır. Var gücü ile akla sarılıyor. İnanç meselelerinde bile akla hakkından fazla yer veriyor.”


Mezhepler konusunda İmamın görüşleri özetle şöyledir;


Teferruatla ilgili fıkhi konulardaki ihtilaflar dinde ayrılığa, düşmanlığa ve kine sebep olmamalıdır. Her müçtehidin bir mükafatı vardır.”


2-Mutasavvıftır: Tasavvufu İslam’ın ruhi hayatı olarak kabul edersek Hasan el Benna asrımızın en büyük mutasavvıflarından biri olarak karşımıza çıkar. Onun Hasafiyye tarikatına intisabı olduğunu da söylemiştik. Her ne kadar İhvan bir tarikat değilse de, tasavvuftan çok etkilenmiş bir Sünni harekettir. Tunuslu ideolog Reşid El Gannuşi bu hususta şunları demekte; “İhvan-ı Müsliminin yapısını inceleyen bir araştırmacının ilk tanık olacağı şey; ruhi derinlik ve disiplindir. Çünkü İmam Benna eşsiz bir teşkilatçı olduğu kadar her şeyden önce bir İslam davetçisi ve mürşididir.”


Said Havva “Ruh Terbiyemiz” adlı dev eserinde ; “Benna, davetin tasavvufi bir hakikat olmasını istedi” derken, onun tasavvuf yolunda bazı kısımlarını eleştirmekle beraber Ataullah İskenderani’nin Hikem’i ile El Mebahis-ül Asliyye adlı eserlerini temel aldığını zikreder.


Said Havva bir diğer eserinde ise şöyle diyor: “Müslüman kardeşlerin ilk lideri ve ilk önderi Üstad el Benna gerek kurduğu cemiyeti bütün vasıflarıyla tanıtırken gerekse cemiyete üye olanlara vazife verirken bir tasavvuf lideri gibi davranmıştır.”


5. Kongre Risalesinde bizzat Benna bu durumu şöyle açıklıyor; “İhvan hareketi Allah’ın kitabı ve Resulün sünnetinde yer alan saf haldeki İslam’a dönüşe çağırdığından selefi bir harekettir. Her konuda sünnet-i seniyyeye uygun hareket etmeyi zorunlu kabul ettiğinden dolayı Sünni bir harekettir. Hayırlar üzerinde birleşme bağlılığı içinde Allah için sevmeyi ve gerektiğinde Allah için insanlardan yüz çevirmeyi esas kabul ettiği ve amel, kalp ve kişi arınmasını önemli gördüğünden sufi bir harekettir.”


3-İhtilalci ve Devrimci değildir: Hasan el Benna yıllar yılı bu ülke insanlarına yanlış tanıtılmıştır. Bunda Batı haber ağlarının payı olduğu kadar, İhvanın ondan sonra sivri bir çizgiye çekilmesinin de rolü vardır. Bu yanlış fikirlerden birisi de; onun tepeden inme bir devrim modeline yeşil ışık yaktığıdır.


Hâlbuki Benna 5. Kongre Risalesinde açıkça şöyle demekte; “İhvan teşkilatı herhangi bir devrime kalkışmayı düşünmediği gibi böyle bir hareketin olumlu sonuçlar vereceğine inanmamaktadır.”
 
Üst Alt