Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Türkçe Kur’an yazılamaz mı?

cüneytkaya

New member
Katılım
10 Tem 2007
Mesajlar
85
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
44
Kur’an-ı kerimi, dili Arapça olanlar bile tam anlayamaz. Hatta ulemanın en büyükleri olan Eshab-ı kiram bile, âyetlerin manalarını Resulullaha sorarlardı. Bir hadis-i şerif meali:
(Kur’an, Allah’ın metin ipidir. Manalarının hepsi anlaşılmaz.) [İbni Mace]
Yusuf suresinin, (Biz Kur’anı Arapça olarak indirdik, umulur ki, siz onu anlarsınız) mealindeki 2. âyet-i kerimesi, tefsirlerde özet olarak şöyle açıklanıyor:
Biz Kur’anı herhangi bir dil ile değil, en geniş, en açık, en âhenkli olan Arap dili ile indirdik. Eğer iyi düşünürseniz, bu kitabın ulviyetini, kendisinin bir şaheser, hükümlerinin, etkili sözlerinin, bütün insanlığa hitap ettiğini görürsünüz. Ey Araplar, Kur’an-ı kerim, sizin lisanınızla indi. Bugüne kadar birçok edebiyatçının, şairin sözünü dinlediniz. Hiçbirisine benzemediğini, insan sözü olmadığını, ilahi bir kelam olduğunu düşünürseniz, anlarsınız.
Demek ki âyetteki ‘anlamak’ bunun ‘ilahi kelam olduğunu anlamak’tır. Yoksa ahkamını anlamak değildir. Eğer öyle olsaydı, (Ey Resulüm, Kur’anı insanlara açıklaman için indirdik) mealindeki âyet-i kerimeye zıt olurdu. (Nahl 44)
Bugüne kadar gelen bütün edebiyatçılar, Kur’an-ı kerimin nazmına ve manasına, aciz ve hayran kaldılar. Bir âyetin benzerini söyleyemediler. İcazı ve belagatı, insan sözüne benzemiyor. Bir kelime çıkarılsa veya eklense, lafzındaki ve manasındaki güzellik bozuluyor. Nazmı Arap şairlerinin şiirlerine benzemiyor. Çok veciz olup, bitmez tükenmez manalarının bulunduğu, bütün manaları bildirilse bile, yazmak için kâğıt ve mürekkep bulunamayacağı bizzat Kur’anda bildiriliyor. Bir âyet-i kerime meali:
(De ki, Rabbimin [ilmini, hikmetini bildiren] sözleri için, denizler mürekkep olsa, bir o kadar daha deniz ilave edilse, denizler tükenir, Rabbimin sözleri tükenmez.) [Kehf 109, Beydavi]
Kur’an-ı kerim çok vecizdir. Çok kısa bir cümle içinde, bir başka dile tek cümle ile aktarılamayacak kadar çok manalar bulunması özelliğinden dolayı, asırlardır yüzlerce meal ve tefsir yazılmış, hâlâ yazılmaya devam edilmektedir. Bugün Türkçe yazılmış yetmişe yakın meal vardır. Bunların hiçbirinin, Kur’anın orijinal metninin taşıdığı ilahi, mucizevi, edebi niteliği taşıması, mümkün değildir. Kur’an âyetlerindeki cümle ve kelimelerin birden çok manaya gelmesinden dolayı, mealler birbirini tutmuyor. Bunun için bazı müellifler, parantez içinde açıklama getirmektedir. Ama yine de tatminkâr olmaktan uzaktır. Kur’anın diğer kitaplardan önemli bir farkı da, onun bir edebiyat mucizesi olmasıdır. Hatta, şiirde ve edebiyatta zirveye çıkan Mekkeli müşrikler, bu yüzden Kur’ana nazım dediler. Bu vasıftaki Kur’anın edebi kıymeti kaybolmadan hiçbir dile tercümesi mümkün değildir. Bunun için bizzat Kur’an-ı kerim meydan okuyor:
(Kulumuza [Resule] indirdiğimizden [Allah’tan geldiğinden] bir şüpheniz varsa, iddianızda doğru iseniz, Allah’tan gayri şahitlerinizi [bilginlerinizi] de yardıma çağırıp, haydi onun benzeri bir sure meydana getirin! Bunu yapamazsınız, asla yapamayacaksınız da.) [Bekara 23, 24]
(De ki: Bu Kur’anın bir benzerini ortaya koymak üzere insanlar ve cinler toplanıp, birbirine destek de olsalar, yemin olsun ki, yine de benzerini ortaya koyamazlar.) [İsra 88]
Müşrikler, mucize isteyince de buyuruldu ki:
(Kur’an gibi [eşsiz] bir kitabı sana indirmemiz, [mucize olarak] yetmez mi?) [Ankebut 51]
 

the okuz

New member
Katılım
19 Mar 2006
Mesajlar
254
Tepkime puanı
1
Puanları
0
cüneyt kardeş doğrusun mealler asla özgün halinin seviyesine ulaşamaz ancak bir düşününce meal olmasa okumasak geri planda olsa büyük ihtimal delirirdim çünkü karşında Allahın kitabı var ve sen onu 6-7 aylık bir eğitim alamadan okuyamıyorsun gerçekten korkunç olurdu bu ki demek istediğim herkesin bir süre mealle idare etmesi ancak bir süre sonra Arapçayı bir dil gibi öğrenmesi(elifbadan falan değil yani Kur'anın bizzat kendisini okurken de anlayabilmeliyiz) farzdır...
 

K.A.R.A.N.L.I.K.

New member
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
20
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
-KUR’AN OKUMANIN FAZİLETİ

Allah (cc), Kur’an’ı zikir olarak adlandırmış ve Kur’an okumayı adet edineni övmüştür. Peygamberimiz de hadisi şeriflerinde Kur’an’ı öğrenen ve öğretenleri en hayırlı olarak takdim ettikten sonra, unutan veya Kur’an’dan yüz çevirenin davranışını hoş karşılamamıştır.


Sahiheyn’de şöyle rivayet edilmiştir:”Kur’an’ı koruyunuz. Muhammed’in nefsi elinde olana yemin ederim ki Kur’an, develerin bağından kurtulmasından daha hızlı yitirilir.”

Resulullah (sav) şöyle demiştir:”Birinizin şu şu ayetleri unuttum demesi ne kötüdür. Belki o ayetler kendisine unutturulmuştur. Kur’an’ı zikir edin ( tekrarlayın ) Kur’an’ın kişinin kalbinden çıkması devenin bağından kurtulmasından daha hızlıdır.”(Zerkeşi, el-Burhan, Daru’l-Marife (tahkikli baskı), Beyrut,1994, II/82-90)

Buhârî’de rivayet edilen başka bir hadiste de Ebu Musa el-Eş’arî ( r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber(s.a.v) şöyle buyurdu: “Kur’an okuyan ve okuduğuyla amel eden mü’minin örneği, tadı güzel kokusu güzel turunç meyvesi gibidir. Kur’an okumayan, ancak onunla amel eden mü’minin örneği de tadı güzel ancak kokusu olmayan ham hurma
gibidir. Kur’an’ı okuyan münâfığın durumu ise kokusu güzel tadı buruk
reyhâna otu gibidir. Kur’an’ı okumayan münafığın durumu ise kokusu olmayan,
tadı da buruk olan acı yaban keleği gibidir”

“Bana ümmetimden günahları arz edildi. Kur’an’ı kerimden bir sureyi, önce öğrendiği halde, bilahare unutan kimsenin günahından daha büyüğünü görmedim.”(Kütübi Sitte, İbrahim Canan,4/441)
 
Üst Alt