Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Türkçe Ezan da Çevrilmeyen Tek Kelime

berfut

New member
Katılım
23 Kas 2007
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbul
Biliyor muydunuz, Türkçe ezanda Allah kelimesi dâhil her kelimeyi
değiştirmişler, sadece bir kelimeye dokunmadan olduğu gibi bırakmışlardı.
Hangi kelime olduğunu izah edeceğim. Ama önce gelin, Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın, 18 Temmuz 1932 tarih ve 636 sayılı genelgesiyle ezan ve
kametin Türkçe
okunacağını bildiren kararının ardından, tam 18 yıl boyunca Türkçe okunan
ezanın ilk defa Arapça okunduğu gün Edirne’den Artvin’e, Sinop’tan
İskenderun’a
kadar tüm Türkiye’yi gözyaşlarına boğan günün hikâyesine bir göz atalım.

Tarih 16 Haziran 1950.

Yani tam 57 yıl öncesi.

Yer Sultanahmet Meydanı.


Bir dönem Diyanet İşleri Başkan Vekilliği de yapan, 2006 yılı mayıs ayında
kaybettiğimiz Yaşar Tunagür Hoca verdiği bir röportajda o günü şöyle
anlatıyor:
“Ezanın Türkçe okunduğu günlerdi. Cuma namazlarını Sultanahmet Camisinde
kılmayı kendime adet edinmiştim. Cuma namazlarını meşhur Hafız Saadettin
Kaynak
kıldırırdı. Yani ilk defa Türkçe ezanı okumuş olan Hafız…

Yine böyle bir Cuma günüydü ve Sultanahmet camisine namaz kılmaya
gidiyordum. Fakat her zamankinden farklı olarak caminin avlusunda büyük bir
kalabalık
ve telaş vardı. Ben ve yanımdaki arkadaşım, merakla cami avlusuna doğru
ilerledik. Baktık ki caminin içinden çok, avluda insan var. Onlar bir şeyler
duymuşlar
ama biz henüz bilmiyoruz. Girdik içeri. Avluda baktık ki herkes yukarı
bakıyor. Camiye giren falan yok. Herkes yukarı bakıyor. Birden cami
minarelerinin
bütün şerefelerinden, “Allahu Ekber! Allahu Ekber!” diye Arapça Ezan
okunmaya başladı. Meğer caminin imamı olan Saadettin Kaynak, her bir
şerefeye bir
müezzin yerleştirmiş, birbiri ardına nasıl ezan okuyacaklarını da onlara
güzelce tembihlemişti. Durumdan haberi olmayan caminin içindeki cemaat da
Arapça
Ezanı duyar duymaz kendilerini dışarı attı.

Avlu hıncahınç doluydu. Herkes İstanbul semalarını inleten Arapça Ezanı
dinliyordu. 14 müezzin 6 minarenin 14 şerefesinden biri başlıyor, öbürü
bitiriyor,
yarım saate yakın sürdü ezan. Bunu, İstanbul’un diğer camileri takip etti…
İstanbul’un bütün minarelerinden, yıllardır özlemini çektiğimiz ezan
sedaları
yükseliyordu göklere… Bir an için rüyada olduğumu sandım. Fakat bu bir rüya
değil, gerçekti. Minarelerden Arapça Ezan okunuyordu. (Duygulandı ve
gözlerinden
akan yaşları sildikten sonra devam etti): Arapça Ezan sesini duyan herkes
olduğu yerde durmuştu. Sanki yere çivilenmiştik; ben ve Sultanahmet
Meydanı’nı
dolduran bütün insanlar… Sokakta oynayan çocuklar bile oyunlarına ara verip,
Allahu Ekber, Allahu Ekber’leri dinler oldular… O an anlatılmaz, yaşanır
ancak…
Büyük bir daüssıladan sonra, öz vatanımıza kavuşmuş gibiydik… Allah bir daha
göstermesin o günleri…”

Türkiye ayakta…

O gün ülkenin dört bir yanında benzer manzaralar yaşandı.
Ezanın Arapça okunmasına imkân kılan Meclis kararı o gün radyolardan ilan
edilince, Türkiye'nin dört bir yanında halk sevinçten sokaklara döküldü. Tüm
gözler minarelere çevrildi ve ilk ezan sesi beklenmeye başlandı. Halk
sevinçten çılgına döndü. Gözyaşları tüm Türkiye'de sel olup aktı. Yasanın 17
Haziran
1950 tarihli resmi gazetede yayınlandığı gün, aynı zamanda Ramazan ayının da
ilk günüydü. Bu durum halktaki duygu yoğunluğunu daha da artırdı.

Gelelim yazıya başlık olan ayrıntıya.

Aralarında Hafız Burhan, Sadettin Kaynak, Hafız Nuri gibi isimlerin
bulunduğu komisyonun çevirisini yaptığı "Türkçe ezan" metni şöyleydi:

''Tanrı uludur, Tanrı uludur
Şüphesiz bilirim, bildiririm
Tanrı'dan başka yoktur tapacak.
Şüphesiz bilirim, bildiririm
Tanrı'nın elçisidir Muhammed.
Haydin namaza, haydin namaza
Haydin felâha, haydin felâha
Tanrı uludur, Tanrı uludur
Tanrı'dan başka yoktur tapacak.''

İşte o kelime…

Ezanın Türkçeye çevrilmeyen tek kelimesi ‘felâh’ oldu.
Sebebi, halkın felah kelimesinin ‘kurtuluş’ anlamına geldiğini bilmemesini
sağlamak ve ezan okunurken, “haydin kurtuluşa” manasına gelecek bir çağrıda
bulunmamaktı.

Allah’a ulaşmak özgürlüklerin en güzelidir. O an tüm dünyevi ayak
bağlarından sıyrılır ve başka bir boyuta geçer insan. Namaz bu duygunun en
yoğunluklu
yaşandığı andır. O an kendine gelir ve her şeyiyle Rabbine döner insan. Kula
kul olmaktan kurtulur. Hani Milli Şairimiz Mehmet Akif, “O rükû olmasa
dünyada
eğilmez başlar…” der ya… İşte namaz insana, Allah’tan başka kimseye boyun
eğmemeyi talim ettirir.
İşte ezanı Türkçeye çevirenler, ‘felah’ kelimesini de Türkçeye çevirip
“haydi kurtuluşa” anlamına gelen bir çağrıya zemin hazırlamamakla, namazın
temel
fonksiyonunu acaba nasıl etkisizleştirebiliriz düşüncesinde olmuşlardır.
Şimdilerde ara ara aynı düşünceyi seslendirip “millet anlamıyor, Türkçe
okunsun”
diyenlerin amacı milletin anlaması değil, değerlerinden kopmasının kapısını
aralamaktır.

Milletin değerleriyle cebelleşmeyi kendine vazife edinen dünyanın başka
neresinde bu tür insanlar vardır acaba? Çok yazık. Çok şükür o günler geride
kaldı.
Geri getirme heveslilerinin çabaları da kursaklarında kalmaya mahkûmdur.

Allah bugünlerimizi aratmasın.

gönül dostlarından
 

berfut

New member
Katılım
23 Kas 2007
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbul
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]ALLAHU EKBER!..
“ALLAHU EKBER” diye başlar ezan ve dört defa tekrar eder aynı sözü : Allahu Ekber, Allah en büyüktür! ALLAHU EKBER!... Sen ey doğu; sen ey Batı, sen ey Güney ve sen ey Kuzey duy, dinle ve bil ki, Allahu Ekber, Allah en büyüktür!.. Siz ey dört cihet, ya da yön, duyun, dinleyin ve bilin ki, EKBER olan yani EN BÜYÜK olan ve temsil ettiğiniz yerkürenin her türlü hakimiyeti Allah’ındır... EKBER yani EN BÜYÜK sıfatı sadece Allah’a aittir. O sıfatı, ondan başkasına verip, kullanmayın ki O’na ortak tanıyıp şirk koşmayın! ALLAHU EKBER, tek Hakim odur! Allahu Ekber, uyulacak tek merci O’dur! Allahu Ekber, yanılmaz kanuna sahip tek kanun O’dur
[/FONT]
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]EŞHEDÜ EN LA İLAHE İLLALLAH!..
Eşhedü!.. Düşündüm, anladım, kalbimle kabul ettim ve dilimle söylüyorum ki: LA İLAHE İLLALLAH! Allah’tan başka kainat nizamını elinde bulunduran bir başkası, yani bir ilah yoktur! İçimde putlaştırdığım makam, ideoloji, ilke, parti, hizip, kadın, erkek, evlat, sanatkar, sporcu, kulüp, loca, önder, şef, seks ilahlarının tamamına “LA” deyip, inkar ederek kalbimi ve düşüncemi, ruhumu ve bedenimi, elimi ve dilimi, “İLLALLAH” deyip Rabbimin emrine veriyorum! O’ndan başkasına güç tanımaya vesile olacak her şeye “LA” (Hayır) deyip, kenara itiyor, O’nu yani Allah’ı tek ve biricik güç ve hakim tanıyarak “İLLALLAH” diyor, bağlanıyorum, bağlanıyorum, bağlandığıma dair söz ve biat ediyorum ki, bütün kainat zerrecikleri şahit olsun.
[/FONT]
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN RASULULLAH!..
Yine düşündüm, anladım, kalbimle kabul ettim ve dilimle söylüyorum ki; Muhammed Allah’ın Rasuludür, yani “İLLALLAH” deyip inandığım Allah’ı bana tanıtan, bana öğreten, bana sevdiren; ve Allah’ın kanununa nasıl uyacağımı, tatbikatıyla gösteren Muhammed (sas)’dir. Yani Allah dışındaki bütün güçleri nasıl inkar edip, Allah’ı öğrenmeme vesile olacak sıfatlarını bana bildiren Muhammed (sas)’dir. Yani Muhammed’i ve onun sünnetlerini kabul ediyorum ki, bana İslam’ı öğreten onlardır. “Kur’ana uyarım da, Peygamberin sünnetini ister alırım, ister almam, çünkü Muhammed araptı ve arap zevkine hitap ediyordu” zihniyetinin temsilcilerine ve saçmalıklarına rağmen, kabul ediyor ve bütün dünyaya şahit olmalari için ilan ediyorum ki, ne Muhammed’siz ve ne de sünnetsiz (yani Hz. Muhammed (sas) uygulaması olmaksızın) İSLAM anlaşılır!.. Çünkü sünneti inkar etmek, Hz. Muhammed (sas) tanımamak da Allah’ı inkar etmenin başka bir yoludur. Ben ise, Muhammed’i Allah’ın Rasulü ve Davamın Lideri olarak tanıyorum!..
[/FONT]
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]HAYYE’ALA’S-SALA!..
Haydi beşeri güçleri temsil eden put heykellerini parçalayıp Allah’a koşan Hz. İbrahim gibi, Allah’a kulluk etmeye!.. Haydi namaza!.. Haydi ibadete!.. Haydi secde etmeye!... Şeytanın iğvasıyla gurur kaplamış olan beynimizi arındırıp, toprağa alnımızı koyarak secde etmeye!.. Secde ederek hür olmaya, şahsiyet bulmaya!.. Asırların cahili kültürleriyle yozlaşmış kafalarımızı secdeye koyarak, tüm süperlerden, Batılardan, tabulardan, makam ve mevkilerden, kölelikten, uşaklıktan, Amerikacılık ve Rusyacılıktan; kapitalizmlerden, komünizim, sosyalizm ve faşizmlerden; ezilmişlikten, horgörülmüşlükten, piramitlere harç, put heykellerine araç olmaktan; bizi dünya için uyandıran çalar saatten, esiri olduğumuz fabrika bacalarından; batının fuhuş kokan kavramlarından, Ankara’nın kirli havasından, ..dan, ...dan, bağımsızlaşarak şahsiyetimizi bulalım secdede! Haydi Allah için namaza kıyam etmeye, rüku ve sücud etmeye!.. Rüku ve sücud ederek tenzih ve ta’zim edelim Rabbimizi Tahiyyatta (selamlaşmada)... Allah’la selamlaşıp, mi’racımıza çıkalım. Mü’minin mi’raci olan tahiyyatta, selamın sadece salih kullar için olduğunu öğrenelim. Tahiyyatta, Allah’ın kendisine lütfettiği selamı, bize de tesmil eden yüce peygamberimizi analım... Namazı bitirip, birbirimize mü’min selamı verelim. Selamdan sonra, tekrar Allah’ı unutup dünya ilahilerinin emrine girmemek, şucu-bucu diye suçlamalarımıza son vermek ve sadece Allah davası için olmak üzere sarılalım birbirimize sıkı sıkıya!.. Ta ki ruhlarımız bir birlerini duysun, tağuti şeytan ve görüşler bizden uzaklaşsın!
[/FONT]
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]HAYYE’ALA’L-FELAH!..
Haydi kurtuluşa!.. Haydi insanlığın kurtuluş mücadelesine!.. Haydi süperlere dur demeye!.. Haydi tüm mustaz’afların, tüm ezilmişlerin safına girmeye!.. Haydi Afganlıyla ağlamaya, Morolularla kanamaya!.. Haydi müstemleke kovboylarıyla mücadele eden Kızılderiliyi kurtarmaya!.. Nikaragualı bebekleri öldürmek için silah taşıyan gemiyi durdurmaya!.. Haydi dünyayı paylaşamayan, kâh Cenevre’de kâh İzlanda’da bir araya gelip insanlıkla alay eden Reagan ile Gorbaçev’in (ve tüm onlar gibilerin) insanların kanları üzerinde ayakta duran ve her ayağı bir kukla başkanın omuzunda olan maşalarını devirip kafalarına çalmaya!.. Haydi aleme “terörist” deyip, Nikaragua gerillalarına, Lübnan’daki paralı askerlere; politikası icabı kâh Markos’a, kâh Akino’ya silah yardımı(!) yapan Amerika’nın ve aynı yöntemlerle emperyalizmi sürdüren yoldaşı Rusya’nın oyunlarını bozmaya!.. Haydi tüm diktatörlerin, zalimlerin, hak yiyenlerin, ispiyoncuların, işbirlikçilerin, mütegallibenin, hırsızların, tefecilerin defterlerinin dürüldüğü odanın kapısını aralamaya!.. Haydi namazla kurtuluşa; namazda duruluşa ve yakarışa!.. Haydi iflah olmaya, haydi mü’min olmaya, ve felahın yalnız mü’min için olduğunu anlamaya...
[/FONT]
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]ALLAHU EKBER!..
Allah en büyük, Allah en büyüktür!.. Bunu tekrar, tekrar söyle ve ne söylediğini bil ki; buna TEKBİR derler. Çok ve korkusuzca tekbir getir ki; Kahrolsun Müşrikler, Münafıklar!.. Unutma tekbir mü’minin silahıdır!..
[/FONT]
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]LA İLAHE İLLALAH!..
Bütün ilahlara HAYIR!.. Sadece Allah’a EVET!.. Sadece O’nun gücüne, kuvvetine, iktidarına EVET!.. O’nun dışındaki tüm ilahlara ve ilahçılara HAYIR!..
[/FONT]
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]EZAN! MÜ’MİNİN ÇAĞRISI...
Kulak verin bu çağrıya, Kurtulun tüm endişelerden, streslerden, parola edinerek kurtuluş çağrısını, İslam’ın Ezanını!..
[/FONT]
[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]Allahu Akbar Allahu Akbar
Allahu Akbar Allahu Akbar Eşhedü En Lâ İlahe İllallah Eşhedü En Lâ İlahe İllallah Eşhedü Enne Muhammeden Rasulallah Eşhedü Enne Muhammeden Rasulallah Hayya Ala’s Salah Hayya Ala’s Salah Hayya Ala’l Felah Hayya Ala’l Felah Allahu Akbar Allahu Akbar Lâ İlahe İllallah!..
[/FONT]
 
Z

zeynep_hearty

Guest
amin insallah..rabbim kezkere razı olsun.. bir an için kendimi Sultan Ahmed meydanında hissettim ve tüm hücrelerime kadar yaşadım o anki atmosferi...selam ve dua ile..
 

__BODOM

New member
Katılım
25 Kas 2006
Mesajlar
241
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
44
eskiden felah kelimesi anlamıyorlardı şimdi hiçbir kelimesini anlamıyoruz arapça bilmeyen kişi bence Kuran ı kendi dilinde okumalı yoksa biz nerden bilecektik Yalnız ALLAH a kulluk etmek ne demek
 

Serhan Eðeryýlmaz

New member
Katılım
1 May 2007
Mesajlar
385
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
37
Dünya'nın düzelmesi ve her hak sahibinin hakkı bulabilmesi için Kuran-ı Kerim'e ve Hadis-i Şeriflere göre yönetilen bir düzen lazım


''Zan konuşmadan önce ilim öğrenin.''

''Kolaylaştırın,güşleştirmeyin,sevdirin,nefret ettirmeyin.''

''İyiliği emretmeyen kötülükten yasak etmeyenler,bizden değildir.''
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Allah razı olsun..

selametle..
 

Serhan Eðeryýlmaz

New member
Katılım
1 May 2007
Mesajlar
385
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
37
Portal bölümünden adıma tıklayarak,bütün mesajlarımı yazdığım konu'ya zan konuşmamak için bu yazıyı yazdım,içim bu yüzden çok rahat.Güncel mevzular olsun,dini mevzular olsun kendimi çok yorum yaparken gördüm,Allah beni affetsin,benim ne haddime Kuran-ı Kerim ayeti ve Resulullah'ın hadis-i şerifini belirtmeden söz söylemem böyle bir iş yaparsam sapıtmış olurum,kardeşlerim ben zan konuşmadan önce ilim öğrenmek istiyorum,zira Resulullah Aleyhisselatu Vesselam buyurmuştur :''Zan konuşmadan önce ilim öğrenin.'' bir diğer hadis-i şerifinde Aleyhisselatu Vesselam buyurmuştur :''Zan sözün en yalan olanıdır.'' zancı olmak yalancı olmaktır,ben böyle olmaktan korkuyorum,bugüne kadar yazmış olduğum yazılarımda doğru kısımda vardır yanlış kısımda siz onları atın bir kenara . Allah Teala Hazretleri insanoğluna Ayetler ve Resuller göndermiştir.Allah insanların uymaları gereken bilgileri insanlara vermiştir.İnsan kendi nefsince konuşamaz,konuşursa baş kaldırmış olur.Yazılarımda sizlere herhangi bir yanlış harekette bulunduysam beni affedin.Bir konu ile ilgili konuşulması lazım geliyorsa bu konuda tek söz sahibi nefisler değil Allah'ın ayetleri ve Resulullunun uygulamaları (sünnetleri) olmalıdır,gerisi yalan.Yazı yazdığım her konunun arkasına bu yazımı da yazacağım nasip olursa.Demek istediğim şu,konuştum konuştum konuştum ama ne konuştum ? artık konulara katılımımda ben değil önce Allah Teala Hazretleri ve sonrasında Resulu söz sahibi olacak kendimden bir şey eklemeyeceğim.Allah'ım nasip ederse
 

NUAYMAN

New member
Katılım
1 May 2007
Mesajlar
530
Tepkime puanı
249
Puanları
0
Yaş
51
ALLAH razı olsun kardeş izninle bir kopyasını alıyorum....
 

istanbluerdem

New member
Katılım
28 Ara 2007
Mesajlar
887
Tepkime puanı
168
Puanları
0
Konum
hayatýn ýcýnden
Türkçe ezanda çevrilmeyen tek kelime

Türkçe ezanda çevrilmeyen tek kelime

Biliyor muydunuz, Türkçe ezanda Allah kelimesi dâhil her kelimeyi değiştirmişler, sadece bir kelimeye dokunmadan olduğu gibi bırakmışlardı.
Hangi kelime olduğunu izah edeceğim. Ama önce gelin, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, 18 Temmuz 1932 tarih ve 636 sayılı genelgesiyle ezan ve kametin Türkçe okunacağını bildiren kararının ardından, tam 18 yıl boyunca Türkçe okunan ezanın ilk defa Arapça okunduğu gün Edirne’den Artvin’e, Sinop’tan İskenderun’a kadar tüm Türkiye’yi gözyaşlarına boğan günün hikâyesine bir göz atalım.
Tarih 16 Haziran 1950.
Yani tam 57 yıl öncesi.
Yer Sultanahmet Meydanı.

Bir dönem Diyanet İşleri Başkan Vekilliği de yapan, 2006 yılı mayıs ayında kaybettiğimiz Yaşar Tunagür Hoca verdiği bir röportajda o günü şöyle anlatıyor: “Ezanın Türkçe okunduğu günlerdi. Cuma namazlarını Sultanahmet Camisinde kılmayı kendime adet edinmiştim. Cuma namazlarını meşhur Hafız Saadettin Kaynak kıldırırdı. Yani ilk defa Türkçe ezanı okumuş olan Hafız…
Yine böyle bir Cuma günüydü ve Sultanahmet camisine namaz kılmaya gidiyordum. Fakat her zamankinden farklı olarak caminin avlusunda büyük bir kalabalık ve telaş vardı. Ben ve yanımdaki arkadaşım, merakla cami avlusuna doğru ilerledik. Baktık ki caminin içinden çok, avluda insan var. Onlar bir şeyler duymuşlar ama biz henüz bilmiyoruz. Girdik içeri. Avluda baktık ki herkes yukarı bakıyor. Camiye giren falan yok. Herkes yukarı bakıyor. Birden cami minarelerinin bütün şerefelerinden, “Allahu Ekber! Allahu Ekber!” diye Arapça Ezan okunmaya başladı. Meğer caminin imamı olan Saadettin Kaynak, her bir şerefeye bir müezzin yerleştirmiş, birbiri ardına nasıl ezan okuyacaklarını da onlara güzelce tembihlemişti. Durumdan haberi olmayan caminin içindeki cemaat da Arapça Ezanı duyar duymaz kendilerini dışarı attı.
Avlu hıncahınç doluydu. Herkes İstanbul semalarını inleten Arapça Ezanı dinliyordu. 14 müezzin 6 minarenin 14 şerefesinden biri başlıyor, öbürü bitiriyor, yarım saate yakın sürdü ezan. Bunu, İstanbul’un diğer camileri takip etti… İstanbul’un bütün minarelerinden, yıllardır özlemini çektiğimiz ezan sedaları yükseliyordu göklere… Bir an için rüyada olduğumu sandım. Fakat bu bir rüya değil, gerçekti. Minarelerden Arapça Ezan okunuyordu. (Duygulandı ve gözlerinden akan yaşları sildikten sonra devam etti): Arapça Ezan sesini duyan herkes olduğu yerde durmuştu. Sanki yere çivilenmiştik; ben ve Sultanahmet Meydanı’nı dolduran bütün insanlar… Sokakta oynayan çocuklar bile oyunlarına ara verip, Allahu Ekber, Allahu Ekber’leri dinler oldular… O an anlatılmaz, yaşanır ancak… Büyük bir daüssıladan sonra, öz vatanımıza kavuşmuş gibiydik… Allah bir daha göstermesin o günleri…”
Türkiye ayakta…
O gün ülkenin dört bir yanında benzer manzaralar yaşandı.
Ezanın Arapça okunmasına imkân kılan Meclis kararı o gün radyolardan ilan edilince, Türkiye'nin dört bir yanında halk sevinçten sokaklara döküldü. Tüm gözler minarelere çevrildi ve ilk ezan sesi beklenmeye başlandı. Halk sevinçten çılgına döndü. Gözyaşları tüm Türkiye'de sel olup aktı. Yasanın 17 Haziran 1950 tarihli resmi gazetede yayınlandığı gün, aynı zamanda Ramazan ayının da ilk günüydü. Bu durum halktaki duygu yoğunluğunu daha da artırdı.
Gelelim yazıya başlık olan ayrıntıya.

Aralarında Hafız Burhan, Sadettin Kaynak, Hafız Nuri gibi isimlerin bulunduğu komisyonun çevirisini yaptığı "Türkçe ezan" metni şöyleydi:
''Tanrı uludur, Tanrı uludur
Şüphesiz bilirim, bildiririm
Tanrı'dan başka yoktur tapacak.
Şüphesiz bilirim, bildiririm
Tanrı'nın elçisidir Muhammed.
Haydin namaza, haydin namaza
Haydin felâha, haydin felâha
Tanrı uludur, Tanrı uludur
Tanrı'dan başka yoktur tapacak.''

İşte o kelime…
Ezanın Türkçeye çevrilmeyen tek kelimesi ‘felâh’ oldu.
Sebebi, halkın felah kelimesinin ‘kurtuluş’ anlamına geldiğini bilmemesini sağlamak ve ezan okunurken, “haydin kurtuluşa” manasına gelecek bir çağrıda bulunmamaktı.
Allah’a ulaşmak özgürlüklerin en güzelidir. O an tüm dünyevi ayak bağlarından sıyrılır ve başka bir boyuta geçer insan. Namaz bu duygunun en yoğunluklu yaşandığı andır. O an kendine gelir ve her şeyiyle Rabbine döner insan. Kula kul olmaktan kurtulur. Hani Milli Şairimiz Mehmet Akif, “O rükû olmasa dünyada eğilmez başlar…” der ya… İşte namaz insana, Allah’tan başka kimseye boyun eğmemeyi talim ettirir.
İşte ezanı Türkçeye çevirenler, ‘felah’ kelimesini de Türkçeye çevirip “haydi kurtuluşa” anl..... gelen bir çağrıya zemin hazırlamamakla, namazın temel fonksiyonunu acaba nasıl etkisizleştirebiliriz düşüncesinde olmuşlardır. Şimdilerde ara ara aynı düşünceyi seslendirip “millet anlamıyor, Türkçe okunsun” diyenlerin amacı milletin anlaması değil, değerlerinden kopmasının kapısını aralamaktır.
Milletin değerleriyle cebelleşmeyi kendine vazife edinen dünyanın başka neresinde bu tür insanlar vardır acaba? Çok yazık. Çok şükür o günler geride kaldı. Geri getirme heveslilerinin çabaları da kursaklarında kalmaya mahkûmdur.
Allah bugünlerimizi aratmasın
 

AntiQa

New member
Katılım
24 Şub 2008
Mesajlar
51
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
42
Konum
istanbul
Evet Türkçe ezan konusu da günümüzde sık sık tartışılan bir konudur.
Bazıları ezanın Arapça okunmasını gericilik olarak görmekte ve Türkçe okunmasını da çağdaşlık olarak değerlendirmektedir..

Ancak kazın ayağı hiç de öyle değildir.

Ezanın Arapça okunması demek çağdaşlık demek değildir ve de ezanın Arapça okunması demek de gericilik demek değildir...

Bu gün ezanın Türkçe okunmasını isteyenlerin çoğu atesittirler..Onlar da ezan Türkçe okunsa zaten namaza falan da gitmezler...

Onların derdi bellidir.. Müslümanlara ne yaptıksa yaptık Allah yoktur (haşa) dedirtemedik bari Tanrı uludur dedirterek dalga geçelim demektedirler...Çünkü Ezan Türkçe okunuğunda gerçekten komik durumlara düşüyor..

Yani bunlar pantolon olmadı gömlek verelim dercesine, sosyalizmi tutturamadık bari sosyal demokrasi ile idare edelim dercesine millete Allah yoktur dedirtemiyorsak da Ttanrı uludur bilirim bildiririm gibi kelimeler söyletelim ve gülelim eğlenelim derdindedirler...

Bu gün bakın Türkçe ezan isteyenlerin ve de müslüman olanlarının da çoğu zaten namaz kılmayanlar ve ezan türkçe okunsa da namaza gitmeyen/gitmeyecek insanlardır...

Ezan artık bir simge olmuştur..Dünyanın bir çok yerinde yüzbinlerce camide ezan Arapça okunmaktadır...Günde beş vakit de okununca hesap etsek milyarlarca kez ezan okunmaktadır.
Ve bu yüzdendir ki artık ezanda müezzinin ne söylediği önemli değildir. Söylediklerini neden söylediği önemlidir.

Dünyanın en atpal insanı bile bilmektedir ki ezan okununca hoca insanları camiye çağırmaktadır. Bizm köyün delisi bile ezan okununca camiye doğru koşmaktadır ve dolayısı ile bu gün ezan okunduğunda hocanın ne demek istediğini anlamıyorum o yüzdne de caniye gitmiyorum diyemez...Yani dediğim gibi artık ezan hocanın insanları namaza çağırdığını bildiren bir simge olmuştur...

Camiye gitmeyen birisi hoca ezan okunurken bilirim bildiririm tanrı uludur dedi diye camiye gitmez...Haydin felaha diyince de imana gelmez...
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
evet metin abi haklsın konu daha önce açılmıştır.: )

bi nokta gerçekten yukardaki kardeşimizin dediği gibi manidar.. türkeç vurgusu yapanlar genelde namaz kılmayanlar.
sanki tutan var. buyur türkçe istiyorsan türkçe kıl:) yok. özgür ülkedeyiz, kimseye baskı yok demi. pardon..kimseye değil, namaz düşmanlarına baskı yok.

selametle..
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
evet metin abi haklsın konu daha önce açılmıştır.: )

bi nokta gerçekten yukardaki kardeşimizin dediği gibi manidar.. türkeç vurgusu yapanlar genelde namaz kılmayanlar.
sanki tutan var. buyur türkçe istiyorsan türkçe kıl:) yok. özgür ülkedeyiz, kimseye baskı yok demi. pardon..kimseye değil, namaz düşmanlarına baskı yok.

selametle..


Mehmedim ben türkce kilmakta mahzur görmememe ragmen Türkce kilmiyorum.Nedeni ise Anladigimi okudugumdandir.Yani eger bir ibadet yapilacaksa gizemli degil anlayacagimizdan olmali.Ama her kesin Allah ile arasindaki olaya disaridan müdahale etmesi gibi bir sacmalik ise kabul edilemez.Kimsenin kilip kilmamasi ise bizleri baglamiyor biz kendimizden sorumluyuz ve bu sorumlulugumuzda bizimle beraber hesab verecek kimsede yok.Ezan konusuna gelince bu konuda konusmak istemiyorum,benim kendi prensiblerimden Basörtüsü,Ezan.Sahislar bazina inme(imam,evliya veya din büyükleri gibi) v.s. gibi konularda yorum yapmak beni asiyor cünki bu konular istismara cok acik konular.Benim yukaridaki linki vermemin sebebi daha önce okudugum konu olmasindandir..Yoksa her hangi bir amac gütmek icin degildir zaten yorumsuz vermistim linki...
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Mehmedim ben türkce kilmakta mahzur görmememe ragmen Türkce kilmiyorum.Nedeni ise Anladigimi okudugumdandir.Yani eger bir ibadet yapilacaksa gizemli degil anlayacagimizdan olmali.Ama her kesin Allah ile arasindaki olaya disaridan müdahale etmesi gibi bir sacmalik ise kabul edilemez.Kimsenin kilip kilmamasi ise bizleri baglamiyor biz kendimizden sorumluyuz ve bu sorumlulugumuzda bizimle beraber hesab verecek kimsede yok.Ezan konusuna gelince bu konuda konusmak istemiyorum,benim kendi prensiblerimden Basörtüsü,Ezan.Sahislar bazina inme(imam,evliya veya din büyükleri gibi) v.s. gibi konularda yorum yapmak beni asiyor cünki bu konular istismara cok acik konular.Benim yukaridaki linki vermemin sebebi daha önce okudugum konu olmasindandir..Yoksa her hangi bir amac gütmek icin degildir zaten yorumsuz vermistim linki...

abi est. ben seninle alakalı demedim zaten.
linkide konu daha önce açıldı, ordan devam etsin diyerek verdiğini düşündüm. yoksa başka değil.

kim nasıl kılarsa kılsın, ya da istemeyen kılmasın bişey diyemem, zaten demiyorum da. lakin, kılanlara da etmediği hakaret kalmayanlara kızıyorum.

kimse onlara neden kılmıyorsun diye karışmıyorsa, onlarda kılana mudahale etmesin. bu bağlamda yazdım. ezan ve başörtüsü konusunda evet açık maalesef.

ama şahsen ben türkçe okunmasına tamamen karşıyım.
neyse zaten bu farklı olacak. birde haklısın bir ibadet yapılacaksa anlaşılması çok daha güzel. ama işte, birilerinin hayatını satır satır bilen bizlere, efendimizin hayatı öğretilmez ya, aynen bunun gibi.. bilmediği şarkıcı, fotbolcu ismi olmayanlara iki satır meal ezberlemek zor gelir. sonrada ana dilde ibadet derler. gelde kızma.

savunanada kızmıyorum, karşı olanada. kızdığım hakaret edenler. yoksa ilmi açıdan münazaraya açık olanlara herkes gibi bende saygı duyuyorum.

selametle..
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
abi est. ben seninle alakalı demedim zaten.
linkide konu daha önce açıldı, ordan devam etsin diyerek verdiğini düşündüm. yoksa başka değil.

kim nasıl kılarsa kılsın, ya da istemeyen kılmasın bişey diyemem, zaten demiyorum da. lakin, kılanlara da etmediği hakaret kalmayanlara kızıyorum.

kimse onlara neden kılmıyorsun diye karışmıyorsa, onlarda kılana mudahale etmesin. bu bağlamda yazdım. ezan ve başörtüsü konusunda evet açık maalesef.

ama şahsen ben türkçe okunmasına tamamen karşıyım.
neyse zaten bu farklı olacak. birde haklısın bir ibadet yapılacaksa anlaşılması çok daha güzel. ama işte, birilerinin hayatını satır satır bilen bizlere, efendimizin hayatı öğretilmez ya, aynen bunun gibi.. bilmediği şarkıcı, fotbolcu ismi olmayanlara iki satır meal ezberlemek zor gelir. sonrada ana dilde ibadet derler. gelde kızma.

savunanada kızmıyorum, karşı olanada. kızdığım hakaret edenler. yoksa ilmi açıdan münazaraya açık olanlara herkes gibi bende saygı duyuyorum.

selametle..


Evet mesele bu isteyen istedigi gibi Allaha ibadetini yapmali.Hayatimda bir kac kere denedim türkce namazi gercekten güzel oluyor ama bir seyler eksik belkide orjinalle yaptigimdada anladigim icin bana oldukca tuhaf geldi,yani aliskanlik olsa gerekki ben daha cok orjinde huzur buldum haz aldim.Ama bazi kardeslerim varki Kendi ana dillerinde daha cok anlam bulduklarini söylüyorlarki bunlar orjini anlamadigindan olsa gerek diye düsünüyorum(Bu kendi tesbitim icerisinde Alman,Türk ve Türkce bilmeyen Türk cocuklarida var).Yani kendi anladigim sudurki Insanlar ancak anladiklari zaman MUTMAIN oluyorlar..
 
Üst Alt