Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Timurtaş Hoca -sözleri-

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
3 Kılo ağırlıgındakı yorganı kaldıramayıpta sabah namazına kalkmayan hayvan cihat edemez..


"12 Eylül'den sonra 48 mahkemede anamdan emdiğim burnumdan geldi. Parmaklarımızdan cereyanlar vererek bizi sorgulamaya tabi tuttular. 'Niye ayet okudun, niye hadis okudun?' dediler. Bir hoca bir ayet okumuş ne var bunda?"


Karısını çıplak gezdiren adam Vallahi deyyustur Billahi deyyustur

Kime uyuyor bunlar? belli ki Allah'a uymuyor, avrupalı modacıyı Allah kabul etmiş onlara uyuyor... Senin Allah'ın avrupa mı? Senin Allah'ın amerikamı? Senin Allah'ın Fransa mı?
Sen Allah'a inanmadın mı? Sen Hz.Muhammed'e inanmadın mı?

Sokaktaki kadınlar neyi arıyorlar?? Vallahi bunun tek cevabı var, nefsinin arzusunu arıyorlar, şehvet arıyorlar.Kadınlar sokağa çıkarken adeta vitrinlere koyulup satılacak mal gibi cilalanıyor, etrafın şehvetini çekmeye çalışıyor.Müslüman böyle olamaz.

Laiklik demek dinsizlik demektir… Ne kadar deyyus varsa laiktir, ne kadar hırsız varsa laiktir, ne kadar p..venk varsa laiktir. Laiklik namussuzluktur.

Timurtaş Uçar savcıya sorar, şekeri çaya karıştırmazsan ne olur?
Savcı; şekersiz çay olur
Hoca; tuzu çorbaya karıştırmazsan ne olur?
Savcı; tuzsuz çorba olur
Hoca; peki Dini devlete karıştırmazsan ne olur?
Savcı; Dinsiz devlet olur
Hoca; savcım Vallahi ben demedim, bak siz dediniz.
Savcı; desene bugüne kadar bizide uyuttular.


Müslüman’ın siyaseti Kur’an dır.

24 saat şarap içen adam La İlahe İllallah dermi lan hayvanoğlu hayvan..

Bismillah deyip genelev açıyor deyyus oğlu deyyus..

İslam’ın düşmanı gazeteciler, yarın mahşer günü görüşürüz sizinle, yarın Hz.Muhammed’in önünde görüşürüz sizinle…

Sokakta gezen çıplak kadınlardan, hangisi Müslümanın kızı veya karısı, hangisi yahudinin karısı veya kızı belli oluyor mu? Siz söyleyin!
 

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
İslam çağdışı Cami çağdışı Hocalar çağdışı Musalla Taşı çağdışı.. e sen niye cenazeni getirip O çağdışı dediğin Caminin Musalla Taşına musallat ediyorsun.Götür Meyhaneden Kaldır Kafir Adam!..(Timurtaş Uçar Rha.)
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Özde güzel sözler ama bir alimin ağzına yakışmamış bunca küfür... Eğer edeb dairesinde söylenmiş olsalardı kelam-ı kibar defterine yazılırdı.
 

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
Hocamız hiçbir şekilde hayatı boyunca küfre düşmemiştir.

Dediğiniz mana kelime manasında küfür ise o söyledikleri hakarettir küfür değildir. Hakaret ettiği şahıslar fazlasıyla haketmektedir yani az bile söylenmiştir.

Allah-u Teala Hazretleri bile onlara (kafir,münafık) hakaret ederken, hocamızında etmesi, edep dairesi dışına çıkarmaz. Hocamız şeriatsızlık yapmaz, çünkü şeriat Edep Amel İhlas ile mümkündür, eğer edepsizlik etmiş olsaydı şeriatsızlık yapmış olurdu. Şeriatsız Alim olunmayacağına göre hocamız edepsizlik yapmamıştır.

Bizlerde cihat ruhu eksik o yüzden hocamızın sözlerini küfür gibi görüyoruz, Allah c.c. düştüğümüz yerden bizleri kaldırmayı, ecdadımız gibi Dinine büsbütün sarılan kullarından eylesin.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Küfre düşmek başka şey, küfür etmek başka... Bilmiyorsanız öğrenin ama demagoji yapmayın.

Hakaret, onur düşürücü sözlerle yapılır, bu sözler kaba sözler ise bu sözlere küfür denir. Kafir veya münafık ifadesi ile pezevenk, deyyus ifadeleri aynı kefeye konulamaz.

Hayvanoğlu hayvan... Deyyusoğlu deyyus... Bu ifadeler, hayvanlığı ve deyyusluğu yapan kişinin direkt kendisi haricinde babasını da ilgilendirmesi cihetinden çok daha ayrı bir handikap taşır.

Ayrıca Hoca'nızın sözlerini özünde tazvip ettiğimi belirtmişim ama lafz olarak çok kaba maalesef...
 

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
Küfür ile alakalı açıklamayı yaptım, (küfre düşmek ve küfür etmek husunda) tavsiyeniz için teşekkürler, demogojı midir nedir ondan anlamam.

Deyyus ve pezevenk gibi ifadelerin çoğunun altında kafir ve münafıklar olduğunu anlamış olmanız lazımdı.

Babada bir bozukluk olursa illa çocuktada olur, bu islam alimleri tarafından saptanmış çok mühim bir meseledir. O yüzden hayvanoğlu hayvan derken, babası öyle idi çocuguda böyle oldu demiştir.

Hocamız, Allah c.c.'ın böyle kişilere "kaba olun" Ayet'ini yerine getirmiştir. Müslüman kardeşlerine çok naziktir, Allah c.c. şefaatlerine nail eylesin.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Deyyus ve pezevenk gibi ifadelerin çoğunun altında kafir ve münafıklar olduğunu anlamış olmanız lazımdı.

Anlıyorum Selim kardeşim, zaten o nedenle de diyorum ki, deyyus, pezevenk gibi ifadeler yerine kafir, münafık gibi ifadeler kullanılırsa söz edebi olurdu, belki kibar-ı kelam defterine yazılırdı.


Babada bir bozukluk olursa illa çocuktada olur, bu islam alimleri tarafından saptanmış çok mühim bir meseledir. O yüzden hayvanoğlu hayvan derken, babası öyle idi çocuguda böyle oldu demiştir.

Olmadı, hiç olmadı!..

Bir, bu bir sui zandır.
İki, iftira ve gıybettir.
Üç, bütün insanların babası Hz.Adem (as) dır.
Dört, sapkın Peygamber çocukları vardır.
Beş, sapkınların Peygamber çocukları vardır.
Altı, bir babanın biri veli, diğeri deli-sapkın çocukları vardır.
Yedi, bu sözü referans alıp, hayvani fıtrat üzere yaşayan kimsenin babasına da hayvan demek kimsenin haddi değildir.



Hocamız, Allah c.c.'ın böyle kişilere "kaba olun" Ayet'ini yerine getirmiştir. Müslüman kardeşlerine çok naziktir, Allah c.c. şefaatlerine nail eylesin.

Hangi ayettir bu bahsettiğiniz ayet?
 

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
İşte Allah-u Teala'da kafir münafık demekle yetinmiyor, hayvan, hatta pislik benzetmesi yapıyor. Bu nedenle kafir münafık zaten hocamızında saydığı katagoriye giriyor. Haşa Allah c.c.'ın ayetleridemi edep dairesi dışında?

Size bir konu yazalım;

Mezheb imamı İmam-ı Azam Hazretlerinin babası Sabit Hazretleri genç*liğinde bir gün dere kenarında abdest alıyormuş. Tam abdest almaya başlayacağı zaman dere sularına kapılıp gelen bir elma görmüş, Elmayı nereden geldiğini ve haram veya helal olup olmadığını düşünmeden bir defa ısırmış. Hikmeti ilahi, o ana kadar elmanın ne olduğunu düşünmeyen Sabit hemen hata ettiğini ve mutla*ka elmanın sahibini bulup helal ettirmesi lazım geldiğini düşünmüş. Abdestini ta*mamlayıp namazını da eda ettikleri sonra suyun geldiği tarafa doğru gitmeye başlamış. Elma elinde olduğu halde araya araya, elmanın düştüğü bahçeyi ve sa*hibini bulmuş.
Bahçenin sahibine meseleyi anlatıp, elmayı yanlışlıkla ısırdığını ve hakkını he*lal etmesini istemiş. İmam-ı Azam Hazretlerinin babasının bu hareketi elma sahi*binin dikkatini çekmiş. Hakkını helal edemeyeceğini, hakkını helal etmesi için bazı şartlan olduğunu söylemiş. Sabit hazretleri ne isterse yapacağını, yeterki hakkını helal etmesini isteyip şartının ne olduğunu sormuş. Elma sahibi de, hakkını helal etmesi için iki sene bahçesinde çalışması lazım geldiğini ve kendi*sine iki yıl hizmet etmesinin şan olduğunu söyleyince Sabit Hazretleri çaresiz kalmış, Âhirette ceza çekmektense, bu dünyada bir şahsa iki sene hizmet etmek daha iyidir diye düşünmüş. Ve şartlarını kabul ettiğini söylemiş.
Sabit hazretleri, bir elmayı yanlışlıkla ısırdığı için elmanın sahibine iki sene hizmet etmiş ve adamın işinde canla başla çalışmış. İki sene dolduktan sonra ada*ma, zamanının dolduğunu ve artık hakkını helal etmesini söyleyince, adanı:
" Yine helal etmiyorum. Benim bir kızım var. Onunla evlenirsen ancak o zaman helal ederim " demiş. Hazreti Sabit:
" Olur "demiş. Adam. yalnız kızının kusurlu olduğunu; elinin çolak, gözünün kör. ayağının topal, dilsiz ve kulağının sağır olduğunu söyleyip, iyi düşünmesini ve sonra pişman olmamasını söylemiş. Hazreti Sabit yine düşünmüş taşınmış. "Âhirette ceza çekmekten iyidir" deyip bu kızla evlenmeyi kabul et*miş...
Meğer Adam, Hazreti Sabit'e kızını vermek için büyümesini beklemiş. Düğün yapılmış. Nikah kıyılmış. Zifaf gecesi Hazreti Sabit'e gelinin olduğu odayı gös*termişler. Sabit Hazretleri içeriye girip, içerde kendisine söylenen evsafla bir kızının bulunmadığını görünce bir yanlışlık olduğunu zannederek hemen dışarı fırlamış. Ve durumu oradakilere anlatmış. Çünkü içerde kayınpederinin söyle*diğinin aksine her azası yerinde genç ve güzel bir kız bulunuyormuş.
Kayınpederi bir yanlışlık olmadığını söyleyerek, meseleyi şöyle anlatmış: "Be*nim kızım kördür, çünkü daha harama bakmamıştır. Sağırdır; çünkü haram şeylere kulak vermemiştir. Topaldır, çünkü gayri meşru yolda yürümemiştir." di*ye sayıp, "Senin banımın o içerde bekleyendir. Allah mesul etsin evladım " de*miş.
Daha sonra seneler geçip bu evlilikten Numan ibni Sabit İmamı Azam Hazret*leri dünyaya gelmiş. Annesi, İmamı Azam'ı hocaya okuması için teslim etmiş. O zaman henüz 3 yaşında bulunan Numan 3 günde Kur'an-ı Kerimi hatmettiği zaman annesi :
"Ah oğlum! Baban o elmayı ısırmasa idi. sen 1 günde hatmederdin" buyurmuş.



Görüldüğü gibi, babanın ve annenin çocuğuna manevi etkisi çoktur, bunun gibi çokça örnek yazabilirim. Tabi illede benim dediğim doğru derseniz susarım ve sizin için bu konuda yapabileceğim pek birşey kalmaz.

Son olarakta istediğiniz Ayet;
Ey Peygamber! kafirlerle, münafıklarla savaş; onlara karşı sert davran. Varacakları yer cehennemdir, ne kötü dönüştür. (tevbe 73)
 
M

mehmet_87

Guest
ettiği küfürler dışında timurtaş hocanın sözlerine aynen katılıyorum.adam devlete bağlı genelev açıyor disko bar açıyor içlerinde her türlü pislik var sonrada gidip devlete vergisini veriyor...deyyus oğlu deyyus diyor..insanın böyle şeylere ailesini karıştırmamak lazım...hz.ibrahimin babası put satıyordu..hz.nuhun oğluda kafirdi..hz.yakubun oğullarının biri peygamber diğer oğullarının çoğu kötü kimselerdi...hoca galiba ak koyunun kara kuzusu da olur atasözünü hiç okumamış..belkide suçsuz insanlara sövüp onların hakkına giriyor farkında değil.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
İşte Allah-u Teala'da kafir münafık demekle yetinmiyor, hayvan, hatta pislik benzetmesi yapıyor.
Bu nedenle kafir münafık zaten hocamızında saydığı katagoriye giriyor. Haşa Allah c.c.'ın ayetleridemi edep dairesi dışında?

Bakın değerli kardeşim, iddianızı doğrulamak adına olmayan şeyler yazıyorsunuz ve kendinize yazık ediyorsunuz. Hayvan olmak başka bir şeydir, hayvandan aşağı hal içinde olmak başka...

İnsan eşref-i mahluktur. Hepsini Allah (cc) yaratmıştır, insan olarak yaratmıştır ve eğer insan münafık ve kafir olmakla hayvan olsa idi zaten bir mesuliyeti kalmazdı. Ayetlerde Allah (cc) bazı yanlış hal içinde ki insanlar için bulundukları hali hayvan haline benzetmiştir, yaptıklarının pis bir hal olduğunu buyurmuştur. Şimdi bunları alel usul, iddia doğrulamak adına olmadığı biçimde sunarsak yanlış yapar, yanlış bilgilendiririz.

İşte bu nedenle kafir ve münafık hakkında Muhterem Hocanızın sözlerini ben tasvip edemiyorum.


Size bir konu yazalım;

Mezheb imamı İmam-ı Azam Hazretlerinin babası Sabit Hazretleri genç*liğinde bir gün dere kenarında abdest alıyormuş. Tam abdest almaya başlayacağı zaman dere sularına kapılıp gelen bir elma görmüş, Elmayı nereden geldiğini ve haram veya helal olup olmadığını düşünmeden bir defa ısırmış. Hikmeti ilahi, o ana kadar elmanın ne olduğunu düşünmeyen Sabit hemen hata ettiğini ve mutla*ka elmanın sahibini bulup helal ettirmesi lazım geldiğini düşünmüş. Abdestini ta*mamlayıp namazını da eda ettikleri sonra suyun geldiği tarafa doğru gitmeye başlamış. Elma elinde olduğu halde araya araya, elmanın düştüğü bahçeyi ve sa*hibini bulmuş.
Bahçenin sahibine meseleyi anlatıp, elmayı yanlışlıkla ısırdığını ve hakkını he*lal etmesini istemiş. İmam-ı Azam Hazretlerinin babasının bu hareketi elma sahi*binin dikkatini çekmiş. Hakkını helal edemeyeceğini, hakkını helal etmesi için bazı şartlan olduğunu söylemiş. Sabit hazretleri ne isterse yapacağını, yeterki hakkını helal etmesini isteyip şartının ne olduğunu sormuş. Elma sahibi de, hakkını helal etmesi için iki sene bahçesinde çalışması lazım geldiğini ve kendi*sine iki yıl hizmet etmesinin şan olduğunu söyleyince Sabit Hazretleri çaresiz kalmış, Âhirette ceza çekmektense, bu dünyada bir şahsa iki sene hizmet etmek daha iyidir diye düşünmüş. Ve şartlarını kabul ettiğini söylemiş.
Sabit hazretleri, bir elmayı yanlışlıkla ısırdığı için elmanın sahibine iki sene hizmet etmiş ve adamın işinde canla başla çalışmış. İki sene dolduktan sonra ada*ma, zamanının dolduğunu ve artık hakkını helal etmesini söyleyince, adanı:
" Yine helal etmiyorum. Benim bir kızım var. Onunla evlenirsen ancak o zaman helal ederim " demiş. Hazreti Sabit:
" Olur "demiş. Adam. yalnız kızının kusurlu olduğunu; elinin çolak, gözünün kör. ayağının topal, dilsiz ve kulağının sağır olduğunu söyleyip, iyi düşünmesini ve sonra pişman olmamasını söylemiş. Hazreti Sabit yine düşünmüş taşınmış. "Âhirette ceza çekmekten iyidir" deyip bu kızla evlenmeyi kabul et*miş...
Meğer Adam, Hazreti Sabit'e kızını vermek için büyümesini beklemiş. Düğün yapılmış. Nikah kıyılmış. Zifaf gecesi Hazreti Sabit'e gelinin olduğu odayı gös*termişler. Sabit Hazretleri içeriye girip, içerde kendisine söylenen evsafla bir kızının bulunmadığını görünce bir yanlışlık olduğunu zannederek hemen dışarı fırlamış. Ve durumu oradakilere anlatmış. Çünkü içerde kayınpederinin söyle*diğinin aksine her azası yerinde genç ve güzel bir kız bulunuyormuş.
Kayınpederi bir yanlışlık olmadığını söyleyerek, meseleyi şöyle anlatmış: "Be*nim kızım kördür, çünkü daha harama bakmamıştır. Sağırdır; çünkü haram şeylere kulak vermemiştir. Topaldır, çünkü gayri meşru yolda yürümemiştir." di*ye sayıp, "Senin banımın o içerde bekleyendir. Allah mesul etsin evladım " de*miş.
Daha sonra seneler geçip bu evlilikten Numan ibni Sabit İmamı Azam Hazret*leri dünyaya gelmiş. Annesi, İmamı Azam'ı hocaya okuması için teslim etmiş. O zaman henüz 3 yaşında bulunan Numan 3 günde Kur'an-ı Kerimi hatmettiği zaman annesi :
"Ah oğlum! Baban o elmayı ısırmasa idi. sen 1 günde hatmederdin" buyurmuş.



Görüldüğü gibi, babanın ve annenin çocuğuna manevi etkisi çoktur, bunun gibi çokça örnek yazabilirim. Tabi illede benim dediğim doğru derseniz susarım ve sizin için bu konuda yapabileceğim pek birşey kalmaz.

Son olarakta istediğiniz Ayet;
Ey Peygamber! kafirlerle, münafıklarla savaş; onlara karşı sert davran. Varacakları yer cehennemdir, ne kötü dönüştür. (tevbe 73)

Ben size ne yazmışım, siz ne yazıyorsunuz.

Ben ayet ve hadis ile soruyorum, siz bir hikaye ile cevaplıyorsunuz.

Edille i şeriye nedir? Siz neyi şeri örnek veriyorsunuz.

İlla benim dediğim diye bir şey yok. Bu hareketi Kur'an a, hadise, ulemanın hal ve hareketine darb et, vicdanına bir daha sor, rahatsan ne ala.

Ayrıca, ayete dikkat edin, "sert" diyor, "kaba" değil...
 
Son düzenleme:

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
Bekir kardeşim beni anlamama niyetinde olduğunuz kanaati içersindeyim. Yazdığım hikaye yaşanmış bir olaydır. Sabit Hz.leri ve oğlu İmamı Azam efendimiz arasında geçiyor. Buna benzer bir çok benzer konular ehli sünnet alimleri tarafından onaylanarak anlatılmıştır.

Mehmet kardeşim istisnalar kaideyi bozmaz, Allah c.c. bazen iyi anne babaya imtihan olsun için kötü evlat gönderir.

Eğer hocamızın babalarınıda kastettiği kişiler istisna kapsamında ise bile tartışılacak bir konudur.Kaldı ki Bekir kardeşimizin "bir alimin ağzına yakışmamış" gibi sözleri, hocamıza çok büyük haksızlıktır. Darbe zamanlarında dimdik ayakta durabilen, İslam'ın hakikatlerini gizlemeyen Allah c.c. başka kimseden korkmayan sayılı Alimlerdendi. Alimin ölümü alemin ölümü gibidir hadisi şerifi hakikaten çok manalı, ölen ve şehit olan hocalarımızın yerini dolduran olmadı, Hızır Ali Hocaefendi, Bayram Ali hocaefendi gibi..ve nice dahası.

Ayrıca izahat olarak sert kelime manasının altında tefsirlerde kaba anlamlarıda yazılmaktadır, zaten mantıken bir şahsa sert davranmak=kaba davranmaktır. (ister fiziki, isterse manevi)
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bekir kardeşim beni anlamama niyetinde olduğunuz kanaati içersindeyim. Yazdığım hikaye yaşanmış bir olaydır. Sabit Hz.leri ve oğlu İmamı Azam efendimiz arasında geçiyor. Buna benzer bir çok benzer konular ehli sünnet alimleri tarafından onaylanarak anlatılmıştır.

Mehmet kardeşim istisnalar kaideyi bozmaz, Allah c.c. bazen iyi anne babaya imtihan olsun için kötü evlat gönderir.

Eğer hocamızın babalarınıda kastettiği kişiler istisna kapsamında ise bile tartışılacak bir konudur.Kaldı ki Bekir kardeşimizin "bir alimin ağzına yakışmamış" gibi sözleri, hocamıza çok büyük haksızlıktır. Darbe zamanlarında dimdik ayakta durabilen, İslam'ın hakikatlerini gizlemeyen Allah c.c. başka kimseden korkmayan sayılı Alimlerdendi. Alimin ölümü alemin ölümü gibidir hadisi şerifi hakikaten çok manalı, ölen ve şehit olan hocalarımızın yerini dolduran olmadı, Hızır Ali Hocaefendi, Bayram Ali hocaefendi gibi..ve nice dahası.

Ayrıca izahat olarak sert kelime manasının altında tefsirlerde kaba anlamlarıda yazılmaktadır, zaten mantıken bir şahsa sert davranmak=kaba davranmaktır. (ister fiziki, isterse manevi)

Kanaatiniz bu ise şu sorulara ve beyanlara cevap verin, haklılığınızı ispat edin ya da yanlış fikriyatınızı düzeltin.


1- Kur'an'ın hangi ayetinde bir kul için pezevenk, deyyus ve hayvanoğlu hayvan ifadeleri vardır?

2- Hangi hadiste bir kul için pezevenk, deyyus ve hayvanoğlu ifadeleri vardır?

3- Cehariye i güzinin hangisi bu ifadeleri kullanarak bir kuldan bahsetmiştir?

4- Hangi ehli sünnet imamı bir kul için bu ifadeleri kullanmıştır?

5- Hangi evliya insanları bu kelimeler ile anmıştır?

6- Mahmut Efendi Hazretleri'nin bu ifradeleri içeren bir beyanı var mıdır?

7- Hangi fıkıh alimi bir günahkar, bir kafir, bir münafık için bu ifadeler ile hüküm koymuştur?

8- Peygamberler masumdur, Allah (cc) onları hususi bir fıtrat üzere yaratmıştır. Genişletmeden bir tek örnekle geçeceğim. Hz. Nuh'un (as) oğlu kafir oldu, kafir kaldı. Bu nedenle babası olan Hz.Nuh'a (as) nasıl bir yafta takabilirsin ve küfre batmış oğlundan söz ederken babası Hz.Nuh'u (haşa) Muhterem Timurtaş Hoca'nın "hayvan oğlu hayvan, deyyus oğlu deyyus " sözleri ile nasıl yad eder, nasıl yaftalayabilirsin.

9- Bu tarz bir yaklaşımı Hz.Sabit kıssasından bir fetva çıkartarak önüne koyan Mahmut Efendi Hazretleri midir, Hızır Ali Hocaefendi midir, Bayram Ali Hocaefendimidir, kaynak verin? Yok siz kendi kendinize verdiniz ise bu fetvayı icazetinizi yazın!..

10- Tahrim 9 - Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varılacak yerdir orası! ve Tevbe 73- Ey Peygamber! Küfre sapanlarla, ikiyüzlülerle cihat et! Onlara sert davran! Onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir o! ayetlerinin tefsirleri sertlikten kasıtla kuvvet ve cihatı söylüyor. Hangi tefsir bu ayetlerin içinde geçen "sert" ifadesinden söz veya fiilen kaba (galiz) manasını vermiştir, kaynak verin.

11- Hz. Şeddad bin Evs (ra)’den nakledilen hadise göre; Sevgili Peygamberimiz (sas) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki Allah her şeyde güzelliği yazmış; farz kılmıştır. O halde öldürdüğünüz zaman öldürmeyi bile güzel yapın. Şimdi bu hadis sizin sertlik kabalık anlamına gelir sözünüzle taban tabana zıt iken, siz mi, Timurtaş Hoca'mı, Peygamber (sav) mı doğru söylüyor. Cevaplayın ve izah edin.

12- İnsan, en güzel şekilde yaratılmış olan muhterem bir yaratıktır. Hiç bir kimseye sövülmemesi gerekir.
Resulullah (s.a.v.) efendimiz bir hadisi seriflerinde:"(Kâmil) bir mü'min zem edici, la'net edici, yaramaz işli ve kötü sözlü olmaz" (Feyz'ül-kadir c. 5, s. 360).Timurtaş Hoca'nın ifadeleri bu hadis ile çelişiyor mu, çelişmiyor mu?

13- Hadika’da buyuruluyor ki:
Fuhuş, çirkin, kaba söz demektir. Haddi aşan her şeye fahiş denir. Buradaki manası çirkin olan işleri açık kelimelerle anlatmak, müstehcen konuşmak demektir. Böyle konuşmak icap ettiğinde bu sözler açık olarak söylememeli, kinaye olarak söylemelidir! Kinaye,bir şeyi, açık manaları başka olan kelimelerle anlatmaktır. Edepli olan, salih olan, fuhuş söylemeye mecbur olunca, kinaye olarak söyler. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Fuhuş söyleyene Cennet haramdır.) [Ebu Nuaym]
(Haya ve az konuşmak imandan, fahiş söz ve çok söz nifaktandır.) [Tirmizi]
(Haya, iffet, dile hakim olmak ve akıl imandandır. Cimrilik, fuhuş, çirkin sözlü olmak ise hayasızlıktan ve münafıklıktandır.) [Beyheki]
(Fahiş ve çirkin sözlerden şiddetle kaçının! ) [Nesai]
(Mümin, ayıplamaz, lanet etmez, fahiş söz söylemez) [Tirmizi]
(Cennet, fahiş ve çirkin söz konuşana haramdır.) [İbni Ebiddünya]
(Allahü teâlâ, fahiş ve çirkin söz söyleyeni sevmez.) [İbni Ebiddünya]
(Çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyenden Allahü teâlâ nefret eder.) [Tirmizi]

Bu hadisler sizce sizi ve Timurtaş Hoca'yı mı destekliyor yoksa?



Şimdi gelelim konunun diğer boyutlarına.

Timurtaş Hocaefendi keskin sözlü bir zat idi. Gerek tarzı icabı, gerek gördüğü, yaşadığı zorluklar nedeni ile kırgınlığını zaman zaman bu şekilde ifadeler kullanarak tezahür ettirmiştir. Allah (cc) bu halini inşaallah avf eyler.

Ama siz, gönlünüze hoş bile gelmiş olsa bu tür galiz ve haksızlık içeren ifadeleri, bir Müslüman olarak, (belli ki Mahmud Efendi Hazretlerine bağlısınız) nasıl afişe eder, nasıl tasvip eder, nasıl savunursunuz. İslam'ın güzelliklerini bu tür nefsani davranışlar ile nasıl bozmaya ve kirletmeye tevessül edersiniz. Sırf haklıyım demek için!.. Timurtaş Hoca Peygamber değil, halife değil, mezhep imamı değil, evliya değil, neden bu denli kör bir sahipleniş... Timurtaş Hoca'yı bizde seviyoruz, hem de çok seviyoruz ama Timurtaş Hoca nezdinde yapılmış bir eksiklik varsa, bunu İslam'ın emridir derecesine varan taassubunuzun sebebi nedir? Sonra kalkmış anlaşılamamaktan, anlamamazlıktan dem vuruyorsunuz. Şimdi bu soruların tamamını delilleri ile cevaplayın ya da bu konuya başka bir tarz ile cevap vermeyin.
 

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
Allah zulme uğrayanların dışında hiç kimsenin açıkça kötü söz söylemesini sevmez. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi işiten ve görendir. (Nisa 148)

O kadar çok boş konuşmuşsunuz ki hepsini ayrı ayrı cevap vererek zaman kaybedemem, hem o kadar boş zamanımda yok, hadi zamanımı size harcadım diyelim, ne yazarsam yazayım sabit kafalılığınızdan dönmeyeceksiniz. O yüzden size kısa ve öz yazmaya çalışıyorum.

Yukarıda yazdığım üzere Ayet ile sabit iken tartışmak manasızdır. Hocamızın hakaret ettiği kişiler İslam'a zulmeden, Allah c.c. İslam nurunu söndürmek isteyen kişiler katagorisine girmektedir. Hocamızda o kişilere gereken cevabı vermiş, yıllarca o kürsülerde haykırarak başını ortaya koyarak anlatmıştır. Hocamızın cenaze namazını Efendi Hz.lerimiz kıldırmıştır. Sohbetlerinide yakından takip etmiştir.

Eski alimler biraz ağır konuşurlardı, bunu herkes kaldıramaz (sizin gibi)

Efendi hz.lerimizin bir vekili, sadece tinerci,hırsız,hapçı gibi kesimlere sohbet veren bir hocamız var,(ismini vermek istemiyorum) sohbetlerinde çokca küfür eder, sizin gibi böyle şey olmaz diyen vatandaşlar, Efendi Hz.lerine gelerek, durumu anlatırlar, Efendi Hz.lerimiz "bırakın onu, karışmayın ona, işini yapıyor." buyurmuştur. Bazen yapılanları söylenenleri akıl almaz, iman alır.

Son olarak hocamızı belki şefaatine nail olurum diye bu kadar savundum. Allah c.c. kalpten geçenleri iyi bilir.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Allah zulme uğrayanların dışında hiç kimsenin açıkça kötü söz söylemesini sevmez. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi işiten ve görendir. (Nisa 148)

O kadar çok boş konuşmuşsunuz ki hepsini ayrı ayrı cevap vererek zaman kaybedemem, hem o kadar boş zamanımda yok, hadi zamanımı size harcadım diyelim, ne yazarsam yazayım sabit kafalılığınızdan dönmeyeceksiniz. O yüzden size kısa ve öz yazmaya çalışıyorum.

Yukarıda yazdığım üzere Ayet ile sabit iken tartışmak manasızdır. Hocamızın hakaret ettiği kişiler İslam'a zulmeden, Allah c.c. İslam nurunu söndürmek isteyen kişiler katagorisine girmektedir. Hocamızda o kişilere gereken cevabı vermiş, yıllarca o kürsülerde haykırarak başını ortaya koyarak anlatmıştır. Hocamızın cenaze namazını Efendi Hz.lerimiz kıldırmıştır. Sohbetlerinide yakından takip etmiştir.

Eski alimler biraz ağır konuşurlardı, bunu herkes kaldıramaz (sizin gibi)

Efendi hz.lerimizin bir vekili, sadece tinerci,hırsız,hapçı gibi kesimlere sohbet veren bir hocamız var,(ismini vermek istemiyorum) sohbetlerinde çokca küfür eder, sizin gibi böyle şey olmaz diyen vatandaşlar, Efendi Hz.lerine gelerek, durumu anlatırlar, Efendi Hz.lerimiz "bırakın onu, karışmayın ona, işini yapıyor." buyurmuştur. Bazen yapılanları söylenenleri akıl almaz, iman alır.

Son olarak hocamızı belki şefaatine nail olurum diye bu kadar savundum. Allah c.c. kalpten geçenleri iyi bilir.

Eğer iddianızı bir ayet veya hadis ile desteklemek istiyorsanız usul ve adab öğrenin. Ayet mealinin sırf lafzı ile ahkam kesilmez. Oku, öğren ve münazara edebi edin. Köşeye sıkışınca yırtıcı gibi saldırma.

Ayet diyor ki, Allah, kötü sözün açıklanmasını sevmez. Kötü fiil şöyle dursun, kötülüğün söz kabilinden olarak bile meydana konulmasını istemez, buğzeder. Gerçi Allah, ne fiil olarak, ne söz olarak, ne gizli, ne aşikar kötülüğün hiç birini sevmez. Fakat ister sözle olsun ilan edildiği ve açıklandığı zamandır ki, bilhassa gazab ve azab eder. Ve işte ilâhî azabın sır ve hikmeti bu noktada, yani Allah'ın kötülüğü sevmemesindedir. Ancak mazlum (zulme uğrayan) hariç. Zulmedilmiş, hakkına tecavüz olunmuş olan kimse feryad edebilir, zalim aleyhine bağıra bağıra beddua edebilir veyahut ondan yakınarak kötülüklerini söyleyebilir, hatta kötü sözlerine aynen karşılıkda bulunabilir. Ve Allah zulme uğrayanın feryadını dinler, halini bilir.
Bu âyetin sebebi nüzulünde deniliyor ki, bir gün Peygamberin huzurunda bir adam Hz. Ebu Bekir'in yüzüne karşı küfretmiş, o da birkaç kere sustuktan sonra sonuçta karşılık vermişti. Karşılık verince Peygamberimiz meclisten kalkıverdi. Hz. Ebu Bekir: "O bana söverken oturuyordunuz, ben karşılık verince kalktınız" dedi. Resulullah da: "Bir melek senin tarafından cevap veriyordu, sen karşılık verince o melek gitti, şeytan geldi, şeytan gelince ben de oturmadım" buyurdu ve bunun üzerine bu âyet nazil oldu. Bir rivayete göre de, bir topluluğa bir misafir gelmiş, yemek vermemişler, şikayet etmiş, şikayetinden dolayı da azarlanmış, bunun üzerine bu âyet inmiş. Hakkına riayet edilmeyen misafirin mazlumlar arasında bulunduğu ve şikayete hakkı olduğu açıklanmıştır. Timurtaş Hoca'nın alel usul ortadan ettiği sözler ile bu ayetin ne alakası var!

Sizin kafanız boş olduğundan sözlerim size boş gelmiş olabilir. Verecek cevap bulamayınca tabiidir zaman bulamamanız, kaçamak cevaplar vermeniz.

Sırf iddianızı doğrulamak adına eski alimlere de iftira etmeyin, ayıptır, zaten Timurtaş Hoca yeni hocalardandır.

Biz burada ağzının düsturu olmayanı torba gibi büzecek halimiz de yok. Konuyu açtığınız yere bakın, Ata Sözleri-Özlü Sözler, bir de sözlere bakın... Galiz ifadeler kullanmak, bu ifadelerin vitrine taşınmasını mı gerektiriyor? Ama sizin zihniyetiniz bunu öğrenmiş ve hazmetmiş olabilir, bana çok çirkin geliyor.

Sizin tarzınızda öyle çirkin, bu nedenle konuyu kapatıyorum!



 
Son düzenleme:
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt