Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tevhid, Rasullerin ortak çağrısıdır

hakka davet

New member
Katılım
25 Eyl 2007
Mesajlar
153
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
53
Tevhid, Rasullerin ortak çağrısıdır... Tevhid, bütün muvahhid mü'minlerin Allah'ın rızasını kazanması, için yürüdükleri dosdoğru yolun tâ kendisidir.,. Tevhid, katıksız iman ve takvadır... Tevhid, Allah'dan başka hiçbir hüküm koyucu egemen kabul etmemektir... Tevhid, Allah'dan başka bütün hüküm koymaya kalkışan azgın, zalim ve sömürücü egemen güçleri reddetmektir... Tevhid, gerek ferdî, gerekse toplumsal hayata Allah'ın emirlerini hakim kılmak, Allah'ın nehyettiklerine yaklaşmamaktır... Tevhid, sapasağlam kurtuluş kulpuna yapışmak için tağuttan kaçınmak ve katıksız bir şekilde Allah'a iman etmektir!..

Rabbimiz Allah'ın vazifeli kıldığı bütün Rasul ve Nebiler, insanları Tevhid hakikatına davet etmişlerdir:

"Andolsun, biz, her ümmete: "Allah'a kulluk edin ve tağuttan kaçının." (diye tebliğ etmesi için) bir Rasul gönderdik.(Nahl sur.36.ayet)

"Senden önce hiçbir Rasul göndermedik ki, ona, şunu vahyetmiş olmayalım: 'Benden başka ilâh yoktur, öyleyse Bana ibadet edin. (Enbiya sur,25.ayet)

Her kavme, bir Nebî veya bir Rasul gönderilmiş ve onların ortak çağrısı, Tevhid olmuştur... Onlar, Allah'dan başka hüküm koyucu bir egemenin olmadığını, hükmün Allah'a aid olduğunu, Allah'dan başka insanın hayatına müdahale eden bütün hüküm koyucu tağutların reddedilmesinin gerekli olduğunu insanlara tebliğ etmişlerdir... İnsanların, yalnız ve yalnız Rabb, İlâh, Melik olarak olarak Allah'ı kabul edip, yalnızca O'na ibadet etmelerini, yani hayatlarını Allah'ın hükümlerine göre tanzim etmelerini anlatmışlardır...

Resuller,Allah'ın vahyettiği ayetlerini, onlara izah etmiş ve hayatta nasıl uygulanacağını göstermiş, bizzat kendileri yaşayarak önder bir örnek olmuşlardır... Tevhid dinini, yani İslâm'ı insanlara tebliğ eden yegâne Rabbimizin Nebileri ve Rasullerinin dini birdir... Onlar, aynı dini insanlara tebliğ eden, insanlar arasından, Rabbimiz Allah tarafından seçilip vazifeli kılınan kâmil, izzet ve şeref sahibi yüce şahsiyetledir...

Ebu Hureyre (r.a.)'ın rivayetiyle şöyle buyurur Rasululullah (s.a.s.):
"Esasen peygamberler, babaları bir kardeştirler, anneleri ayrı ayrıdır. Dinleri birdir.(Sahih-i Buhârî, Kitabu'l - Enbiya, B.50, Hds. 113.)

Birbirlerinin kardeşleri ve dinleri bir olan bütün Peygamberler (Allah'ın salat ve selâmı üzerlerine olsun), insanlara Tevhid'i bildiriyor, izah ediyor, onların anlamaları için kafaları çatlatırcasma anlatıyorlardı:

"Şu hâlde bil, gerçekten Allah'dan başka ilâh yoktur.( Muhammed sur.19. ayet)

"Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar, mahzun olmayacaklardır. (Bakara sur. 112. Ayet)

Tevhid'in anlaşılması, idrak edilip inanılması ve hayata egemen olması için örnek önderler olmuşlardı muvahhid mü'minlerin rehberleri olan Rasuller ve Nebîler:

"Kendi nefsini aşağılık kılandan başka, İbrahim'in dininden kim yüz çevirir? Andolsun Biz, O'nu dünyada seçtik, gerçekten ahirette de O, salihlerdendir.Rabbi, O'na: "Teslim ol, dediğinde, (O): Âlemlerin Rabbine teslim oldum, demişti. (Bakara sur.130- 131.ayetler)

İşte önder bir örneğin tavrı!.. Âlemlerin Rabbi Allah'ın, kendisine iman ve ibadet konusundaki teslim olmak davetine hiç tereddüt etmeden icabet etmenin gereğini yerine getirme örneği ve bu konudaki önderlik: İbrahim (a.s.)'ın tavrı... Bu tavır, Rasul ve Nebilerden nesillerine, aynı zamanda ümmetlerine bir vasiyettir...

"Bunu, İbrahim oğullarına vasiyet etti. Yakub da: "Oğullarım, şübhesiz Allah, sizlere bu dini seçti, siz de ancak müslüman olarak can verin." (diye benzer bir vasiyette bulundu.)" (Bakara sur 132.ayet)

Muvvahhid mü'minler, Allah'dan başka Rabb, İslâm'dan başka hayat nizamı, Rasulullah Muhammed (s.a.s.)'den başka önder bir örnek, "Müslüman'dan başka bir isim ve bir sıfat kabul etmeyen", izzet ve şeref sahibi şahsiyetlerdir...

Rabbimiz Allah, muvahhid mü'minleri şöyle vasıflandırıp vazifelerini beyan buyurmuştur:

"Siz, insanlar içinde çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz. Ma'ruf (iyi ve İslâm'a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır ve Allah'a iman edersiniz. Al-i îmrân sur.110.ayet)

Tevhid, yani Rasullerin çağrısı olan, ondan başka hakikat bulunmayan ve bütün hayatı kuşatıcı gerçeğin gereği budur... Ne mutlu, bu yolun yolcusu olan ve bu yol üzere direnip sabreden muvahhid mü'minlere.

KUL SADİ YÜKSEL-Tevhid Resullerin Ortak Çağrısı
 

asilnur

New member
Katılım
18 Eki 2007
Mesajlar
168
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
Konum
Istanbul
Arkadaş! Şu zât-ı nuranî (a.s.m.), mürşid-i imânî, Resûl-i Ekrem (Aleyhissalâtü Vesselâm) bak, nasıl neşrettiği hakikatin nuruyla, hakkın ziyasıyla, nev-i beşerin gecesini gündüze, kışını bahara çevirerek, âlemde yaptığı inkılâp ile âlemin şeklini değiştirerek nuranî bir şekle sokmuştur. Evet, o zâtın nuranî güzelliğiyle kâinata bakılmazsa, kâinat bir mâtem-i umumî içinde görünecekti. Bütün mevcudat birbirine karşı ecnebî ve düşman durumunda bulunacaktı. Cemâdat, birer cenaze suretini gösterecekti. Hayvan ve insanlar, eytam gibi zeval ve firakın korkusundan vâveylâlara düşeceklerdi. Ve kâinata, harekâtıyla, tenevvüüyle ve tagayyüratıyla, nukuşuyla tesadüfe bağlı bir oyuncak nazarıyla bakılacaktı. Bilhassa insanlar, hayvanlardan daha aşağı, zelil ve hakir ola-caklardı.

İşte, o zâtın telkin ettiği iman nazarıyla kâinata bakılmadığı takdirde, kâinat böyle korkunç, zulümatlı bir şekilde görünecekti. Fakat o mürşid-i kâmilin gözüyle ve iman gözlüğüyle bakılırsa, her taraf nurlu, ziyadar, canlı, hayatlı, sevimli, sevgili bir vaziyette arz-ı dîdâr edecektir.

Evet, kâinat iman nuruyla mâtem-i umumî yeri olmaktan çıkıp mescid-i zikir ve şükür olmuştur. Birbirine düşman telâkki edilen mevcudat, birbirine ahbap ve kardeş olmuşlardır. Cenaze ve ölü şeklini gösteren cemâdat, ünsiyetli birer hayattar ve lisan-ı haliyle Hâlıkının âyâtını nâtık birer musahhar memuru şekline giriyorlar. Ağlayan, müteşekkî ve eytam kıyafetinde görünen insan, ibadetinde zâkir, Halıkına şâkir sıfatını takınıyor. Ve kâinatın harekât, tenevvüat, tagayyürat ve nukuşu abesiyetten kurtuluyor.
 
Üst Alt