Müşrikler putları ilahlar biliyorlardı, onlara tapıyorlardı, onları allahtan bağımsız, ögür biliyorlardı. Onlara göre bir tane büyük ilah vardı, diğerleri de onun yardımcıları idi. bu yüzden onların karşısında secde ediyrolardı, onlara kurban kesiyorlardı. oysa putlar hiç bir şey değildi. ama nebi, rasul, imam ve evliyalara gelince, Onların hepsi Allahın kullardır ve bizde Onların tıpkı bizim gibi birer kul olduğuna. knedi başlarına hiç bir şeye güç yetiremediğine, sadece Allaha boyun eğern, tam anlamı ile itaat eden kullar olduğuna ve bu yüzden Allahın onların makamını yücelttiğine -nasıl ki, üminin makamı kafirinkinden üstündür- inanıyoruz. Onlar yaşıyorlar, bizi duyuyorlar. istediklerimizi onlara söylememiz ise haşa Onları ilah bildiğimiz için değildir aksine Allahın kullardır onlar. bu bağlamada insanın kafası karışa bilir. "neden Allahtan istemiyorsun ki" denile bilir. dünya vasıtalar dünyasıdır. mesela neden doktora gideriz? haşa Allah bizi iyileştirmeğe güç yetiremezmi? neden çalışıyoruz? Allah bizim rızkımızı haşa veremezmi? elbette yapa bilir ama biz doktora gidiyoruz. ilaçlar alıyoruz. bazen hiç bir tedavi, ilaç fayda etmiyor, sadec dua gerekiyor. bazen dua ile birlikte ilaç, tedavi, doktorda gerekiyor. sonuç nedir? kim doktorun bağımsız olduğuna, Allahın yardımı olmadan bir şeyler yaptığına ve şifa verdiğine ianırsa müşriktir, necistir. kim doktorun Allahın kulu olduğuna, şifanın Allahtan geldiğine inanırsa ve doktordan yardım isterse müşrik değildir. mesela Kurandan örnek verelim: (Elçinin gitmesinden sonra Süleyman
«Ey önde gelenler! Onlar bana Müslümanlar olarak gelmeden önce, sizden kim onun tahtını bana getirebilir?» dedi. Cinlerden bir ifrit, «Sen daha makamından kalkmadan önce, ben onu sana getirebilirim, ben gerçekten buna karşı kesin olarak güvenilir bir güce sahibim» dedi. Kendi yanında kitaptan bir ilim olan biri de dedi ki: «Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim.» Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki: «Bu Rabbimin fazlındandır, O'na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim de nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim hiç bir şeye karşı ihtiyacı olmayandır, yücedir. Nahl suresi 38-40-cı ayetler Hz. Süleyman a.s tahtı getirmek için gaybi bir gücün, insanın algılayamayacağı bir gücün olması gerektiğini bildiği halde neden bunu Allahtan istemedi? istediği için -haşa- müşrikmi oldu? kesinlikle hayır.
«Ey önde gelenler! Onlar bana Müslümanlar olarak gelmeden önce, sizden kim onun tahtını bana getirebilir?» dedi. Cinlerden bir ifrit, «Sen daha makamından kalkmadan önce, ben onu sana getirebilirim, ben gerçekten buna karşı kesin olarak güvenilir bir güce sahibim» dedi. Kendi yanında kitaptan bir ilim olan biri de dedi ki: «Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim.» Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki: «Bu Rabbimin fazlındandır, O'na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim de nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim hiç bir şeye karşı ihtiyacı olmayandır, yücedir. Nahl suresi 38-40-cı ayetler Hz. Süleyman a.s tahtı getirmek için gaybi bir gücün, insanın algılayamayacağı bir gücün olması gerektiğini bildiği halde neden bunu Allahtan istemedi? istediği için -haşa- müşrikmi oldu? kesinlikle hayır.