Abdullah el-Necdi
New member
TEKFIR'E DAIR
- Murat Yazici (?) :
Vehhabiler Ehl-i sünneti tekfir ediyorlar. Bunu yaparken, bazı sözlere ve fiillere yanlış (bahis konusu sözün veya fiilin sahibinin niyet etmediği) düşünceleri isnad ediyorlar. Yani, su-i zan ve iftira ediyorlar. Mesela, vefat etmiş veya uzakta bulunan salih bir zattan dua isteyenleri, o kişiye tapmakla ve şirkle itham ediyorlar.
* * *
- Abdullah el-Necdi (32) :
Sevgili Murat Yazici kardes,
demissiniz ki;
"Vehhabiler Ehl-i sünneti tekfir ediyorlar. Bunu yaparken, bazı sözlere ve fiillere yanlış (bahis konusu sözün veya fiilin sahibinin niyet etmediği) düşünceleri isnad ediyorlar. Yani, su-i zan ve iftira ediyorlar."
O sözünü ettiginiz bazi sözler ve fiiller, eger Seriat'ca "sirk" sayilmis türden iseler, bunlar kendisinde görülen kisinin elbette müsrik olduguna hükmedilir. Niyet, zahiri sarti sakit etmez. Ibadet, sadece "Allah icin" olmasi gerektigi gibi (batini sart), sadece "Allah'in belirledigi sekilde" de olmalidir (zahiri sart). Puta ta'zim eden biri "Ama benim niyetimde Allah'dan baskasi yok" diyebilir mi ? Bu sözle mazur sayilir mi ? Niyetinde Allah'dan baskasi yoksa, batini sarti yerine getirmistir. Ama bu yetmez, zahire de riayet etmeli ve Allah'a, O'nun ögrettigi sekilde kulluk ve ibadet sunmalidir (keyfine göre degil).
Teemmül eyleyin !
* * *
- Murat Yazici (?) :
Abdullah el-Necdi'den Alinti ;
"Niyet, zahiri sarti sakit etmez. Ibadet, sadece "Allah icin" olmasi gerektigi gibi (batini sart), sadece "Allah'in belirledigi sekilde" de olmalidir (zahiri sart)."
Benim yazdıklarımla ne alakası var?
Abdullah el-Necdi'den Alinti ;
"Puta ta'zim eden biri "Ama benim niyetimde Allah'dan baskasi yok" diyebilir mi ? Bu sözle mazur sayilir mi ? Niyetinde Allah'dan baskasi yoksa, batini sarti yerine getirmistir. Ama bu yetmez, zahire de riayet etmeli ve Allah'a, O'nun ögrettigi sekilde kulluk ve ibadet sunmalidir (keyfine göre degil)."
Puta tazim etmekten bahseden kim?
* * *
- Murat Yazici (32) :
Niyete bağlı bir duruma şöyle bir misal verebiliriz:
Ayet-i kerimede mealen "Yalnız senden yardım dileriz..." buyruluyor. Yani, hakiki mânâda yalnız Allahü teâlâdan yardım istenir.
Hasta olan bir kişi, bir hekimden yardım isterse, niyetine göre şu üç durumdan biri söz konusu olabilir:
1. Hekimin her istediğini yapabileceğini düşünürse, Allahü teâlânın izni ve yaratması olmadan hekimin tedavi edebileceğini, şifa verebileceğini vs. sanırsa şirk-i ekber (küfür) olur.
2. Hekimi (hastaneyi, ilacı, vs) sadece yaratılmış bir sebep olarak görürse, şifayı verenin ve yaratanın sadece Allahü teâlâ olduğunu bilirse, fakat sebeplere güvenirse ve neticeyi sebeplerden beklerse şirk-i hafi olur (bu küfür değildir). Bu tür şirkten sakınmak zordur. Bundan korunmak için her Müslüman gayret etmelidir.
3. Allahü teâlânın her şeyi sebeplerle yarattığını ve sebeplere yapışmayı emrettiğini düşünüp sebepleri kullanırken, sebeplere güvenmeyip sadece Allahü teâlâya güvenmek, neticeyi (şifayı, iyiliği, ilmi, vs.) sebeplerden (hekimden, ilaçtan, hocadan vs.) değil sadece Allahü teâlâdan beklemek ise Müslümanlıkdır.
* * *
- Abdullah el-Necdi (32) :
Sevgili Murat Yazici kardes,
söyle söyleyeyim;
Diyorsunuz ki; "Vahhabiler, Ehl-i Sünnet'ten birinin bazi 'sözlerini' ve 'fiillerini', sirk olarak niteliyor, böyle birini tekfir ediyorlar. Oysa bu sözleri söyleyen veya fiilleri isleyen kisinin batininda, yani niyetinde, Allah'dan baskasi yok..."
Manaca bu degil mi Sizin söylediginiz ?
Bu.
Ben de diyorum ki;
Bu tür bir söz veya fiil, mesela "Allah'dan istenmesi gereken birseyin kuldan istenmesi", Seriat'ca "küfür" sayilmis söz ve fiillerdendir. "Niyet" dediginiz, isin "batini" kismi, ibadetin "ic sarti"dir. Buraya Allah'dan baskasi vakif degildir ve buna iliskin Allah'dan baska kimse de hüküm veremez. Ibadet, batinda sadece "Allah icin" olmak zorundadir. Ama is, bununla tamam olmaz. Seriat'in koydugu kurallara riayet de gereklidir ki, bu da, ibadetin "zahiri (dis) sarti", sekil sartidir yani. Ibadetin, herhangi bir bicimde degil, "Allah'in ögrettigi sekilde" yapilmasidir.
Simdi, "Medet eyle ya falan, sefaat eyle ya filan" gibi, Allah'dan istenmesi gereken birseyi kullardan isteyen kisi, niyeti itibari ile Allah'i kast ediyor da olsa, yani batini sart tamam da olsa, zahire, Seriat'a riayet etmemistir ve Seriat'ca "sirk / küfür" olarak nitelenen bir davranisin kendisinde tezahür etmesine sebep olmustur. Böyle birinin bu durumunu onaylayabilir; "Canim sekil yanlis da olsa, Allah'i niyet etti ya, varsin böyle dua etsin" diyebilir misiniz ?
"Isa Allah'dir" veya "Allah'in ogludur" diyen hristiyanlarin, veya baska din mensubu insanlarin söz ve fiillerini nasil "sirk ve küfür" ile niteliyor ve burada "Canim belki niyetleri iyidir" demiyorsak, yani isin bu "niyet" boyutunu dikkate almiyorsak, baska bir sekilde sirk ve küfür olan söz ve fiilleri de ayni sekilde, zahir sartin zorunlulugu nedeni ile, onaylayip tecviz edemeyiz. Oysa bir hristiyanin kalbindekine de vakif degiliz. Buna ragmen sözüne ve eylemine bakarak, küfür niteliginde seyleri onda tesbit ettigimiz icin, hakkinda küfür ile hükmediyoruz. Kisinin batinina iliskin hükmü sadece Allah bilir, insanlar, zahire göre hükmederler. Bu davranis da, zahirde küfürdür !
Bakin bu Size sözünü ettigim "zahir-batin" olayini Fudayl b.Iyaz nasil izah etmis;
Mervidir ki Fudayl b.Iyaz söyle demistir; "Amel eger 'halis' olur ama 'dogru' olmaz ise, kabul edilmez. Ayni sekilde, dogru olur ama halis olmaz ise, yine kabul edilmez. Ancak hem halis hem de dogru olursa, o zaman kabul olunur. Halis olmasi; 'yalniz Allah icin' olmasidir (batini sart), dogru olmasi da; 'sünnet üzere' olmasidir (zahiri sart)." Fudayl bin Iyaz, daha sonra su ayeti okumustur;
"Kim Rabbine kavusmayi umuyor ise, salih (sünnete uygun) amel islesin ve Rabbine, ibadette hic kimseyi ortak kosmasin (ihlasli olsun)" (Kehf-110)
Teemmül eyleyin.
* * *
- Murat Yazici (?) :
Buradaki yazılı olan sözlerden biri doğrudan küfürdür, diğerinde ise küfür tehlikesi vardır.
Birincisi:
"Allah'dan istenmesi gereken birseyin kuldan istenmesi" ve "Allah'dan istenmesi gereken birseyi kullardan isteyen kisi" ifadeleri, bazı şeylerin kullardan istenebileceğini ima ediyor. Bu ise şirk kokuyor. Zira, her şey yalnız ve yalnız Allahü tealadan istenir.
İkincisi:
Sonraki paragrafta, Müslümanlar tekfir edilmektedir. Müslümana (öyle olduğuna inanarak) kafir diyen, kendisi kafir olur.
Seni ahmak Vehhabi...
* * *
- Abdullah el-Necdi (32) :
Sevgili Murat Yazici kardes,
"Yalniz Senden yardim diler, sadece Sana kulluk ve ibadet ederiz" ayeti, Allah'dan "baskasindan" istigasede bulunanin "aslinda Allah'dan" istigasede bulundugunu gösteriyorsa, namaz kilmayan biri de, "Onlar namaz kilarlar" ayetinden hareketle; "Yahu biz zaten namazda imisiz baksana, kiliyormusuz, ayet haber veriyor" desin ha ?
Teemmül eyleyin.
* * *
- Murat Yazici (?) :
Hamakatın alt sınırı yok anlaşılan...
Sen önce benim yazdıklarımı doğru anla.
* * *
- Abdullah el-Necdi (32) :
Sevgili Murat Yazici kardes,
Siz yine de yazdiklarimi teemmül eyleyin...
* * *
- Mavi (?) :
Necdi iddia ettiğine göre bir öğrencinin anlamadığı bir konuda bir öğretmenden yardım istemesi de şirk.
Murat Yazıcı'nın söylediği sözü anlamayacak kadar aklının kıt olduğunu sanmıyorum.
İnat etmeyi bırak, gittikçe zarar veriyorsun kendine...
* * *
- Abdullah el-Necdi (32) :
Sevgili kardeslerim,
Binlerce defa soruldu, binlerce defa cevap verildi...
Yine vereyim insaallah;
Ögrencinin, hocasindan yardim istemesinin sirk oldugunu ben nerede iddia ettim ? Neden o sirk oluyor da, bu olmuyor ? - Cünkü; o, uluhiyyete iliskin bir konu, bu, degil de ondan ! Allah, birtakim seyleri, yüce zatina tahsis etmis, bunlari Allah'dan baskasindan istemeyi sirk olarak nitelemistir. Böyle olmayanlar ise, kullardan istenebilir. Benim söyledigim, budur.
Bakin, bu konuda baska bir yazimizda ne demisiz;
"Aracilar" meselesinde deniyor ki; "Allah, dini, insanlara peygamberler araciligi ile göndermistir, peygamberlere de melek araciligi ile, aracilar olmasa idi biz bu dini nereden bilecektik, bir de kalkmis 'aracilar edinmek sirktir' diyorsunuz". Bu ve buna benzer sekilde "sebepler"i delil getirerek muhalefet edenler, herhalde yazdiklarimizi okumuyor olmalilar. Sebepleri inkar etmiyoruz. Söyledigimiz; "uluhiyyete taalluk eden islerde araci yoktur"dan ibarettir. Bunu, "Tasavvuf'a Dair-2" baslikli yazimin "Allah'dan baskasindan istigasede bulunmak" arabasligini tasiyan bölümünde cok belirgin ifadeler ile dillendirmis olmama ragmen, yaziya itiraz mahiyetinde gelen cevapta, yine ayni nakarat ile karsilastim. Uluhiyyete müteallik olmayan islerde insanlar birbirlerinden yardim isterler. Bu mesrudur. Buna, Selefiyye'den kimse de itiraz etmemistir. Kur'an'da, insanlardan istemenin mesru oldugu alanlarda istendigine dair örnekler de vardir. Sirk ve küfür olan; "uluhiyyete iliskin hususlarda" insanlardan istemektir. Allah'in yasakladigi, budur. Allah, kulluk ve ibadetin, sadece kendisine yönelik olmasini emir buyuruyor. Ilah, kendisine kulluk ve ibadet edilen varliktir. "Ilah" kelimesi, bu anlami ifade eder. Dua, hadis ile sabittir ki, bir kulluk ve ibadettir. Peygambere, veliye, herhangi bir kula el acip "medet ya falan" gibi sözlerle dua eden, o dua ettigi seyi ilahlastirmis ve Allah'a sirk kosmustur. Bu, cok aciktir.
- "Allah'dan baskasina el acip dua etmez, Ona hic kimseyi ortak kosmazlar" (...)
- "O halde sakin Allah ile beraber bir baskasina kulluk edip yalvarma. Sonra azab edilenlerden olursun" (Suara-213)
- "Mescidler Allah'indir. Öyle ise Allah'a yalvarirken bir baskasini katmayin" (Cin-18)
- "Kafirlerin hosuna gitmese de, dini yalniz O'na halis kilarak, sadece O'na dua edin" (Gafir-14)
- "De ki; 'Ben ancak Rabbime yalvariririm ve O'na kimseyi ortak kosman" (Hud-88)
- "Yalniz Sana kulluk ve ibadet eder ve yalniz Senden yardim dileriz" (Fatiha-5)
Istigase ile tevessülün ise "ayri seyler" olduklarini, eger samimi iseniz, buyrun "Tasavvuf'a Dair - 2"nin mezkur bölümünden okuyunuz. Orada yeterli derecede söz söylendigi icin, burayi uzatmiyorum. Tevessülde "kendisi ile istenilen" sözkonusu iken, istigasede "kendisinden istenilen" mevzubahisdir. Tevessülde duanin "yaninda" olmak, istigasede ise duanin "hedefinde" olmak vardir. Istigase ve tevessül, "aracilar" meselesinin iki vechesi. Ilkindeki sapma; sirk, ikincisindeki sapma; bid'attir.
Teemmül eyleyin.
* * *
- Mavi (?) :
Murat Yazıcı'nın şu sözünü eleştirdin galiba: ''Ayet-i kerimede mealen "Yalnız senden yardım dileriz..." buyruluyor. Yani, hakiki mânâda yalnız Allahü teâlâdan yardım istenir.''
Bu sözde anlaşımayacak ne var?
* * *
- Abdullah el-Necdi (32) :
Sevgili kardeslerim,
su durumda ne vardir;
Adam, putun önüne geciyor, ona ta'zim ediyor...
Ve diyor ki; "Ben niyetimde Allah'i kast ediyorum"...
Ne dersiniz bu duruma ?
"Böyle bir durum mu var ?" demeyin...
Benim tasvir ettigim duruma ne dersiniz ?
(Cevap verin ki devam edelim insaallah)
* * *
- Mavi (?) :
Puta tapmak açık küfürdür. Buna hiç kimsenin itirazı yok.
Ama vahhabiler tarafından put olarak ve puta tapan olarak nitelendirilenler kimler !?
* * *
- Abdullah el-Necdi (32) :
Sevgili Mavi kardes,
güzel.
Neden küfürdür ?
Belki niyeti iyidir ?
Puta tapanlarin kimler olduklarini bulalim.
Teemmül eyle.
* * *
- Mavi (?) :
Allah'tan başkasına taptığı için küfürdür.
Ama gerizekalı vehhabiler bir sahabenin Efendimizin kabrine gidip ondan dua etmesi için ricada bulunarak yardım istemesini bile ibadet olarak tanımlayıp Rasullah'ın kabrini put, sahabeyi de müşrik olarak tanımlarlar.
Yardım istemenin ibadet etmek olmadiğını idrak edemeyecek kadar akılları kıttır bunların.
* * *
- Abdullah el-Necdi (32) :
Sevgili Mavi kardes,
putun karsisinda ta'zim edenin bu durumu, burada dinin "zahir"ine riayet mevcud olmadigi icin küfürdür. Böyle birinin niyetinin iyi oldugunu, halis oldugunu, Allah'dan baskasini murad etmedigini farzet. Bu kisinin hali, buna "ragmen" küfürdür. Hüküm, zahire göredir. Böyle biri hakkinda neden "küfür" ile hükmettiginizi iyi teemmül eyleyin. "Puta taptigi icin" deyip gecmeyin. Düsünün...
Iste niyeti iyi olan, ama dinin zahiri kuralini hice sayarak zahirde küfür niteligindeki bir söz ve eylemde bulunan kisinin kafir oldugunu Siz de söylediniz. Unutmayiniz; niyetinin iyi oldugunu varsayiyoruz. Ama yine de küfür...
Teemmül eyle.
* * *
- Mavi (?) :
Puta tapmak küfürdür diyoruz, bunu tevili de yoktur.
Ne dediğimi anlamıyor musun ?
Ama ben bir vahhabi gibi Rasullullah'ın kabrini put olarak görmem, o kabre gidip de Rasulullah'tan dua etmesini isteyen sahabeyi de puta tapan olarak tanımlamam.
* * *
- Abdullah el-Necdi (32) :
Sevgili Mavi kardes,
anlamanizin önündeki engel, Sizsiniz...
selam Size !