Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tek Ümmet

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Bismillahirrahmanirrahim.

İslamın geldiği, dönemde insanları birbirlerine bağlayan bağ, aile, ırk, toprak ve çıkar bağlarıydı. Bütün bunlar, insan fıtratıyla, insan tabiatıyla ilişkisi olamayan ve sonradan ortaya çıkmış şeylerdi.

İslam, bu önemli konuda, insanların birbirleriyle ilşkisini tespit eden kesin sözünü söylemiştir. İslam, insanları bir araya toplayan, ya da birbirlerinden koparan bağın, aile, renk, ırk, cins, toprak ve çıkar bağları olmadığını, ancak inanç (akide) bağı olduğunu kesinlikle belirtmiştir. Evet, insanların birbirleriyle ilişkilerini sınırlayan, çizen unsur, Allah’a olan akide bağıdır. Çünkü, insanların Allah’a olan akidesi, onlara değerini kazandırmıştır. Sonra bu akide, insanın dünyadaki ve ahiretteki durumunu ortaya koyan temel faktörtür.

Alah’tan gelen”nefha” , insanı insan yapmış değerli, şerefli bir mahluk haline getirmiş, yerdeki ve gökteki bütün nimetleri insana hizmetçi, yardımcı kılmıştır. Bunun için insanların, sonradan ortaya çıkan ve fıtratı kaplayan unsunlar üzerinde değil,bu akide gerçeği üzerinde toplanmaları gerekir.

İçtimai sözleşme ve ilişkilerin temeli “akide”dir. Çünkü insanın en üstün değerlerinden biridir akide. Bu değer yani inanç ililşkisi yoke edilirse, ne bağ, ne toplanma, ne de bir varlık kalır ortada. İnsanlığın, hayvanlar dünyasındaki toplanma noktaları olan mer’a, yiyecek sınır gibi bağlar üzerinde değil, insanlığın en üstün değerlerinden olan inanç üzerinde toplanıp birleşmesi gerekir.

Yeryüzünde iki grub iki hizib vardır. Allah’ın hizbi, bir de şeytanın hizbi. Allah’ın hizbi, Allah’ın sancağı altında duran ve onun nizamını taşıyan hiziptir. Şeytanın hizbi ise, Allah’ın sancağı altında durmayan her fert, millet, toplum, ırk ve cinsi kapsar...

Ümmet, aralarında inanç bağı bulunan insan kitlesidir. İnsanınakidesi onun cinsiyetidir. Akide bulunmazsa ümmet oluşmaz. Çünkü insanları birbirlerinebağlayan başkaca bir müessir yoktur. Toprak cins, soy, maddi çıkarlar gibi ilişkilerin, ne her hangi biri, ne de bütünü bir ümmet oluşturamaz. Ümmet, ancak akidebağı ile kurulabilir.

Rabıta (bağ) kalbi ve aklı kaplayan, hayatın ve kainatın amacını açıklayan, insanı bir”nefha” ile insan yapan ve hayvanlardan diğer varlıklardan ayıran Allah’la ilişki kuran bir düşüncedir. Dolayısı ile bunun oluşturduğu toplum, hayvanlar toplumundan farklı ve ondan şereflidir.

Allah, nerede, hangi cins ve renkte, hangi milletten, hangi kuşaktan olursa olslun, “Nuh peygamberdenMuhammed Aleyhisselama ve kıyamet gününe kadar - bütün insanlaraşöyle sesleniyor:

“Hakikat, bu sizin ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim. O halde başkasına değil, yalnız bana kulluk edin” (Enbiya: 21/92)

Allah, soy, aile, vatan, ırk bağlarını dikkate almadan, insanlar arasında üstünlüğü “inanç” temeli üzerinde kurmuştur.

“Allah’a ve ahiret gününe inanan bir milletin - babaları, oğulları, kardeşleri, ya da akrabaları olsa bile - Allah’a ve hpeygamberine karşı gelenlere sevgi beslediklerini görmezsin. İşte Allah, imanı bunların kalblerine yazmış, katından bir nur ile onları desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyar. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah’dan hoşnut omuştur. Allah’tan yana olanlardı. İyi bilin ki saadete erecek olanlar, Allah’tan yana olanlardır.” (Mücadele: 58/22)

İnsanlar arasında savaşı - savaştan başka bir şey kalmadığında - Allah yolunda cihad müstesna, yasaklanmıştır. Ve savaşlarda, mü’minlerle kafirlerin emelerini şu emirlerle belirtmiştir:

“İman edenler Allah yolunda harb ederler, küfredenler de şeytan yolunda savaşırlar. Öyleyse, o şeytanın dostlarıyla dövüşün, Şüphesiz ki şeytanın hilesi zayıftır.” (Nisa: 4/76)

O zamanlar,vatan, ırk, renk ve ticaret gibi etkenler üzerinde değil akide üzerinde insanların birleşip toplanması insanlığa çok garip görünüyordu. Bugünkü deyimiyle (doktrin ayrılığı) islam geldiği gün garipti. Ama çağımızın insanlığı bunu benimsemiştir. Örneği de, bütün dünyada çeşitli vatan, dil millet ve ırka ait insanların bir doktrin birleşip toplanmalıdır. Bu toplumlar “Allah’a iman”akidesi üzerinde değil de, ekonomik, yada sosyal bir doktrin üzerinde birleşmektedirler. Çünkü insanlık üst düzeyden inmiştir ve görünen yakın çıkarlar ona büyük gerçeklerden daha önemli görünmektedirler. Fakat, birleşme ve toplanmanın, akide, yani doktrin temeli üzerinde olabileceğini, yani birleşme ve toplamının manevi bir bağa dayandığını bilmektedir.Bu da bir gelişmedir. Yanlız artık insanlık yükselmeli, daha üstün, daha olumlu şeylere göz dikmeli, gelecek atılımlarda fıtratın güçlerine ve İslamın insanlığa kazandırdığı tecrübeler dayanarak zirveye doğru yükselen yolda yürümelidir...
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
ALLAH c.c razı olsun kardeşim.Dua ile
 

Serhan Eðeryýlmaz

New member
Katılım
1 May 2007
Mesajlar
385
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
37
tek ümmet 73 bölünme fırkası dışında kalan tek doğru yol olan Kuran-ı Kerim'in ve Resulullah'ın yolundan giden tek cennetlik fırkadır.
 
Üst Alt