Tecessüs
Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri Kur'an-ı Kerim'de buyu*ruyorlar.
"- Ey imân edenler zann'ın birçoğundan sakının; çünkü zann'ın bir kısmı günâhdır. (Müslümanların ayıb ve kusurlarını) araştırmayın; bir kısmınız bir kısmınızı (arkasından hoşlanmadığı sözle) çekiştirmesin. Hiç sizden biriniz ölü kardeşinin etini yemek ister mi? Bundan tiksindiniz (değil mi?) o halde (gıybet etmekde) Allah'dan korkunuz. Muhakkak ki Allah Tevvâb, (tevbe edenlerin tevbesini kabul eden*dir,) Rahimdir, (çok merhametlidir.) (Hucûrat sûresi/12)
Tecessüs, bir mümin kardeşinin ayıbını aramak ve onu el*de edince ferâhlamakdır. Şübhesiz kötü niyetli, kıskanç huylu olanlarda olan bir nifak alâmetidir.
Tecessüs, gıybet edicilerin elde etdikleri, bir lâf edebilme mahzenidir. Bu yaratıklar kendi ayıblarını görmezler, başkaları*nın, din kardeşlerinin ayıblarıyla meşgul olurlar! Daimi Cenâb-ı Hakk'm murakabesinde olduklarını idrak edebilseler, kendi ayıb*larıyla meşgul olurlar da bu kötü huylarını terk etmeye gayret gösterirler.
Maalesef zamanımızdaki zâhid ve âbidlerin çoğunda dahi bu kötü huy görülmektedir. Bu kötü ahlâka mübtelâ olanlar, hal*lerini düzeltmedikleri takdirde, manen terakki edemezler, Allah Teâlâ'nın nazarından düşerler, tedenni ederler. Yani manen te*rakki edemezler. Ruhen hasta oldukları için yapdıkları ibâdet ve kulluk vazifelerinin tadını alamazlar. Her hususda devamlı şikâ*yetçi olurlar. Onların zenginlikleri, makam sahibi ve sıhhatli ol*maları huzur vermez. Şikâyetlerinin nefislerinden olduğunu bil*seler, Rabb-ül Âlemin hazretlerine yalvarırlar, istiğfar ederler. Büyük nedamet duyarak ihlâs üzere edildiğinde, dilekleri kabul edilir. Çünkü Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri Rahimdir, Ke*rimdir.
Ayrıca onlar kemal ehlini, iyi şöhret yapmış kimseleri kıska*nırlar, bir türlü hasedci huylarını teskin edemezler. Eldeki kötü haberleri yayarlar, iyi, faideli havadisleri gizlerler. Çünkü açıkla*salar, birçok fitne ve fesadın ortadan kalkacağını bilirler. Hakika*ti ketm etmek, gizlemek şeytanın ahlâkındandır.
Bu kötü huyda olanlara leyyin, yumuşak lisanla, tevazu üzere emr-i bil ma'ruf nehy-i anil- münker yapmalı. Onları kat'iy-yen ayıblamamalı. Çünkü kişi ayıbladığma hayatı içinde kendisi de mübtelâ olabilir. Hatta İmam Gazali hazretleri: "Nefislerin ay yuka çıktığı, aşırı bahilliğin kol gezdiği zamanlarda emr-i bilma-ruf, nehy-i anil-münker yapılmaz." buyurmuştur.
Resûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem buyurdular:
- Sû-i zan etmeyiniz! Sû-i zan, yanlış karar vermeğe sebeb olur. İnsanların gizli şeylerini araşdırmayınız. Kusurlarını görme*yiniz. Münâkaşa, hased ve düşmanlık etmeyiniz. Biribirinizi çekişdirmeyiniz. Kardeş gibi birbirinizi seviniz. Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulm etmez, yardım eder. Onu kendinden aşağı görmez. (Müslim)
İnsanları sû-i zandan kurtarmak için, töhmet yerlerinden uzak durmalıdır. Onların dedikodularına fırsat verdiği için işleye*cekleri günâha sebeb olmuş olur.
Bir defasında Resûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz muhterem validemizle (ailesiyle) konuşurken oradan geçenlere:
- Bu benim ailemdir, buyurdular.
- Ya Resûlallah sizden de mi şübhe edilir? dediler.
Buyurdular ki:
- Kan, insanın damarlarında dolaştığı gibi, şeytan da insa*na nüfuz eder, kalbine şüphe sokar. (Buhari)
Allah Teâla'ya da suizan etmemelidir. Günâhların afvolun-mayacağını zan etmek, O'na suizan olur.
Bir hadis-i kudside buyurulmuştur ki!
- Kulum beni nasıl zan ederse, ona zannettiği gibi muame*le ederim. (İbn-i Hibban)
Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri, kabul edileceğini ümid ederek tevbe edeni affeder.
Altınoluk Dergisinden...
Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri Kur'an-ı Kerim'de buyu*ruyorlar.
"- Ey imân edenler zann'ın birçoğundan sakının; çünkü zann'ın bir kısmı günâhdır. (Müslümanların ayıb ve kusurlarını) araştırmayın; bir kısmınız bir kısmınızı (arkasından hoşlanmadığı sözle) çekiştirmesin. Hiç sizden biriniz ölü kardeşinin etini yemek ister mi? Bundan tiksindiniz (değil mi?) o halde (gıybet etmekde) Allah'dan korkunuz. Muhakkak ki Allah Tevvâb, (tevbe edenlerin tevbesini kabul eden*dir,) Rahimdir, (çok merhametlidir.) (Hucûrat sûresi/12)
Tecessüs, bir mümin kardeşinin ayıbını aramak ve onu el*de edince ferâhlamakdır. Şübhesiz kötü niyetli, kıskanç huylu olanlarda olan bir nifak alâmetidir.
Tecessüs, gıybet edicilerin elde etdikleri, bir lâf edebilme mahzenidir. Bu yaratıklar kendi ayıblarını görmezler, başkaları*nın, din kardeşlerinin ayıblarıyla meşgul olurlar! Daimi Cenâb-ı Hakk'm murakabesinde olduklarını idrak edebilseler, kendi ayıb*larıyla meşgul olurlar da bu kötü huylarını terk etmeye gayret gösterirler.
Maalesef zamanımızdaki zâhid ve âbidlerin çoğunda dahi bu kötü huy görülmektedir. Bu kötü ahlâka mübtelâ olanlar, hal*lerini düzeltmedikleri takdirde, manen terakki edemezler, Allah Teâlâ'nın nazarından düşerler, tedenni ederler. Yani manen te*rakki edemezler. Ruhen hasta oldukları için yapdıkları ibâdet ve kulluk vazifelerinin tadını alamazlar. Her hususda devamlı şikâ*yetçi olurlar. Onların zenginlikleri, makam sahibi ve sıhhatli ol*maları huzur vermez. Şikâyetlerinin nefislerinden olduğunu bil*seler, Rabb-ül Âlemin hazretlerine yalvarırlar, istiğfar ederler. Büyük nedamet duyarak ihlâs üzere edildiğinde, dilekleri kabul edilir. Çünkü Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri Rahimdir, Ke*rimdir.
Ayrıca onlar kemal ehlini, iyi şöhret yapmış kimseleri kıska*nırlar, bir türlü hasedci huylarını teskin edemezler. Eldeki kötü haberleri yayarlar, iyi, faideli havadisleri gizlerler. Çünkü açıkla*salar, birçok fitne ve fesadın ortadan kalkacağını bilirler. Hakika*ti ketm etmek, gizlemek şeytanın ahlâkındandır.
Bu kötü huyda olanlara leyyin, yumuşak lisanla, tevazu üzere emr-i bil ma'ruf nehy-i anil- münker yapmalı. Onları kat'iy-yen ayıblamamalı. Çünkü kişi ayıbladığma hayatı içinde kendisi de mübtelâ olabilir. Hatta İmam Gazali hazretleri: "Nefislerin ay yuka çıktığı, aşırı bahilliğin kol gezdiği zamanlarda emr-i bilma-ruf, nehy-i anil-münker yapılmaz." buyurmuştur.
Resûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem buyurdular:
- Sû-i zan etmeyiniz! Sû-i zan, yanlış karar vermeğe sebeb olur. İnsanların gizli şeylerini araşdırmayınız. Kusurlarını görme*yiniz. Münâkaşa, hased ve düşmanlık etmeyiniz. Biribirinizi çekişdirmeyiniz. Kardeş gibi birbirinizi seviniz. Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulm etmez, yardım eder. Onu kendinden aşağı görmez. (Müslim)
İnsanları sû-i zandan kurtarmak için, töhmet yerlerinden uzak durmalıdır. Onların dedikodularına fırsat verdiği için işleye*cekleri günâha sebeb olmuş olur.
Bir defasında Resûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz muhterem validemizle (ailesiyle) konuşurken oradan geçenlere:
- Bu benim ailemdir, buyurdular.
- Ya Resûlallah sizden de mi şübhe edilir? dediler.
Buyurdular ki:
- Kan, insanın damarlarında dolaştığı gibi, şeytan da insa*na nüfuz eder, kalbine şüphe sokar. (Buhari)
Allah Teâla'ya da suizan etmemelidir. Günâhların afvolun-mayacağını zan etmek, O'na suizan olur.
Bir hadis-i kudside buyurulmuştur ki!
- Kulum beni nasıl zan ederse, ona zannettiği gibi muame*le ederim. (İbn-i Hibban)
Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri, kabul edileceğini ümid ederek tevbe edeni affeder.
Altınoluk Dergisinden...