Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tasavvuf hayattır

istanbluerdem

New member
Katılım
28 Ara 2007
Mesajlar
887
Tepkime puanı
168
Puanları
0
Konum
hayatýn ýcýnden
Tasavvuf, güzel ahlaktan ibarettir.

"Kim güzel ahlâkta ileri ise, en güzel sufi odur"
diyen arife Allah rahmet etsin.

Tasavvuf güzel ahlâktan ibaretse, bu güzellik
görünmek ister,sevilmek ister. Güzel olan kalpler, güzel olan şeyleri isterler ve severler.

Öyleyse bu güzelliğin tanınması ve yayılması gerekir.
Çünkü bu güzellik hayallerimizi değil, hayatımızı süslemek içindir.
Öyleyse ona dil değil, el uzatmalıyız.Onu dışımıza değil,
içimize atmalı, yaşayarak tatmalı ve tanımalıyız.



Tatmayan bilemez, bilmeyen sevemez demişler.
Bir şeyi yutacak da olsak, kaldırıp atacak da olsak,
önce ağzımıza alıp dilimize koymalı,
damağımızla kontrol ettikten sonra bir karar vermeliyiz.


Tasavvuf, mürşid, zikir, rabıta, hatme,
murakebe, müşahede, nazar, tevüccüh gibi kelimeleri,
sadece işitmekle veya kitaplardan araştırmakla tam
anlamak mümkün değildir.

Sırat-ı müstakim çizgisinde terbiye veren bir mürşidi
tanımakisteyen kimse, ona bizzat talebe olmalı,
gösterdiği usülde davranmalı ve tavsiyelerine uymalıdır.

Allah için onu sevip kalbinde yer ayırmalı, ondaki edeb ve
güzel ahlâkı gönlüne yerleştirip gündemine almalıdır.
Buna rabıta denir.

Mürid, mürşidine rabıta yapmalıdır.
Bir işe başlayan kimsenin önünde delili, gönlünde sevgisi,
hayalinde bir hedefi yoksa, bu gidişten ve o işten
bir hayır gelmez,biline!


Ey hakkı ayakta tutmak isteyenler!
Hak, edeb ve adalet istiyor. Bir yerde edeb ve adalet
çiğnenmiş ise, bilin ki orada cinayet işleniyor. Şimdi
tasavvufa girenlere de, onu dışarıdan tenkid edenlere
de şunu hatırlatırız:

Tasavvuf, bütünüyle edebtir. Edeb olmaz ise,ne tasavvufa
adım atan, ne de ona taş atan muradına erebilir. Sadece
birisi eleştirir, diğeri onu yıkar. Tavuğun önüne atılan inciye
yazık olur. Çünkü onu ne yer, ne de değerlendirir.
Sadece kirletir.


Hak adamlarının ve hakkı arayanların derdi nefislerinin çıkarı değildir. Onların kulluktan ve mertlikten başka bir dert ve davaları yoktur.Güzele güzel, kötüye kötü derler.

Tasavvuf büyüklerinin itikadı şöyledir:

Peygamberlerin dışındaki herkesin hata yapma, yanılma,
yanlış karar verme payı vardır. Ancak, arifler hatada ısrar etmezler.
Kur'an ve sünnetin açıkça veya işaret yollu tasdik etmediği hiçbir ilim, amel, hal ve cezbe muteber değildir.

Hiç bir müctehid ve mürşid: "Ben masumum, ne söylersem muhkem
ayet gibidir. Sözlerimde yanılma, işlerimde yanlışlık yoktur.
Bana herhangi bir itiraz olamaz!"deme hakkına sahip değildir.

Zaten, Hz. Peygamber"in gerçek varisi olan hiç bir müctehid ve
mürşid, böyle bir iddiada bulunmamıştır.


Hz. Peygamberin (A.S.) halifelerinin ilki ve bütün tarikatların piri Hz. Ebu Bekir Sıddik (R.A.), halife seçildiği
gün Ashab-ı Kiram'a şöyle seslenmiştir:

"Ben Allah'a ve Rasulüne itaat ettiğim sürece bana itaat ediniz.
Ben hak çizgiden ayrılınca, artık kimsenin bana itaat etmesi
gerekmez! (İbnu Kesir)

Bu ümmetin ikinci halifesi ve bir çok cehrî tarikatın meşrebte piri
Hz. Ömer (R.A.) de:
"Bana ayıp ve kusurlarımı gösteren kimseye Allah rahmet etsin" demiştir. (Mekki, Sühreverdi) Yine O, Bişr b. Sad (Rh.A.) kendisine:
"Ya Ömer! Eğer önümüzde yanlış yapar veya işlerinde ihmalkâr davranırsan seni (gerekirse kılıçlarımızla)düzeltiriz!"dediğinde:
"Sizler, evet sizler ancak böyle davrandığınızda hak üzere kalabilirsiniz" (Bkz: Sühreverdi) diyerek, hem kendisini kontrol eden samimi müminlerin bulunmasına sevinmiş, hem de hak üzere kalmak için takip ve eleştiriyi gerekli görmüştür. Mutlak teslimiyet ve hiç itiraz etmemek, ancak hak olan emirlerde olur.


Tasavvuf büyüklerinin ortak sözü şudur:

"Bizim bir kusurumuzu gördüğü halde gelip bize söylemeyen kimse, dostumuz değildir, hasmımızdır. Kıyamet günü ondan davacı olacağız."

Haklı olan ve hak üzere yaşayan bir insanın dokunulmazlık zırhına bürünmesine ne gerek var?
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
Alıntı:"Bizim bir kusurumuzu gördüğü halde gelip bize söylemeyen kimse, dostumuz değildir, hasmımızdır. Kıyamet günü ondan davacı olacağız."

Söylesen bir dert söylemesen bin :)
 
Üst Alt