Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tarikat da Hakikat da Şeriat İçinidir

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Şeriat üç kısmdır: İlm ve amel ve ihlâs [yâni islâmiyetin emir ve yasak ettiği şeyleri öğrenmek ve öğrendiklerini yapmak ve herşeyi yalnız, Allahü teâlâ için yapmaktır].
Bu üçüne kavuşmayan kimse, şeriate kavuşmuş olmaz. Bir kimse, şeriate kavuşunca, Allahü teâlâ, ondan râzı olur. Allahü teâlânın râzı olması, sevmesi de, bütün dünya ve âhıret saadetlerinin en üstünü ve kıymetlisi olduğunu, İmrân sûresi onbeşinci ve sûre-i Tevbenin yetmişüçüncü âyetleri bildirmektedir.
O hâlde, şeriat, dünya ve âhıretteki bütün saadetleri ele geçirten bir sermâyedir. Şeriatin dışında aranılacak, imrenilecek hiçbir iyilik yoktur. Tasavvuf büyüklerinin kazandıkları, tarîkat ve hakîkat, şeriatin yardımcıları, hizmetcileri olup, şeriatin üçüncü kısmı olan ihlâsı elde etmeye yarar.

Tarîkata ve hakîkata baş vurmak, şeriati tamamlamak içindir. Yoksa, şeriatten başka birşeyler ele geçirmek için değildir.

Tasavvuf yolcularının, o yolculukta gördükleri, tattıkları, ahvâl, mevâcîd, ulûm ve marifetler, imrenilecek, istenilecek şey değildir. Hepsi, evhâm ve hayâlât gibi, geçici şeylerdir. O yolcuları terbiye için, ilerletmek için, vâsıtadan başka birşey değildir.

Bunların hepsini geçip arkada bırakıp,
(Rıza makamı)na varmak lâzımdır. Sülûk ve cezbe yolculuğundaki makamların, konakların nihâyeti, rıza makamıdır. Çünkü, tarîkat ve hakîkat yolculuğundan maksat, ihlâs elde etmektir. İhlâs da, rıza makamında hâsıl olmaktadır.
Tasavvuf yolcularının onbinlerde birini, ancak, üç türlü tecellîlerden marifete dayanan müşâhedelerden kurtarıp, ihlâsa ve makam-ı rızaya ulaştırmakla şereflendirirler. Hakîkati göremiyen zevallılar, ahvâl ve mevâcîdi, birşey sanır. Müşâhedeleri, tecellîleri arzu eder. Böylece, yolda kalıp, vehm ve hayâlden kurtulamaz ve şeriatin kemâline kavuşamazlar. [Şûrâ sûresinin onüçüncü] âyetinde meâlen,
(Allahü teâlâ kullarından dilediğini, kendisine seçer. Başkasından yüz çevirip, yalnız onu istiyenlere, kendine kavuşturan yolu gösterir) buyuruldu. [Yâni Allahü teâlâ, dilediklerine doğru yolu ihsân eder. İstiyenleri de, adaleti ile, arzularına kavuşturur. Adaleti herkese şâmildir.]
İhlâs makamına ve rıza mertebesine kavuşmak için, bu ahvâl ve mevâcîdden geçmek ve bu ilim ve marifetleri edinmek lâzımdır. Bunlar, gayeye götüren yoldur. Maksadın başlangıcıdır. Böyle olduğu, bu fakire, bu yolculukta, tâm on sene sonra bildirildi. Şeriat güzeli, ancak bundan sonra, sevgili Peygamberinin sadakası olarak, cemâlini gösterdi. Daha önce de, ahvâl ve mevâcîde tutulup kalmamıştım. Şeriatin hakîkatına kavuşmaktan başka, istediğim yoktu. Fakat ancak, on sene sonra, hakîkat güneşi doğdu. Bu ihsânından dolayı, Allahü teâlâya pek çok hamd ederim. [Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına
(Şeriat) denir.]
Allahü teâlânın mağfiretine kavuşan, meyân şeyh Cemâlin ölümü, bütün müslümanların üzülmesine sebep oldu.
Bu Fâtiha okumanızı diler, selâm ederim.

Rabbani
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Selamün aleyküm.Şeriat ilahi kurallar manzumesi.İnsan emr ve yasakları kavramadan yola çıkamaz,çıksada tehlike ve desiseleri bertaraf edemez ve Allah cc emrlerinede riyaet etmediğnden hakikata de vasıl olamaz,öyle değil mi.
Hem şeriat umuma gerekir,tarikatta herkes yol alamıyor ve hakikate ise her isteyen ulaşamıyor görüyorum.
Ancak gücü ve kameti yetenler ehlullah ,hak dostları bizlere bildiriyorsa hakikatten ders veriyorsa faydalanmalı,okumalı..dinleriz anlamaya çalışırız.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Şeriat ibadette ihlas istiyor. İhlas tarikat ve hakikatle oluyor. Ben ibadetimde ihlaslıyım diyen, zaten tarikat ve hakikat hükümlerine bir şeklide uymuş oluyor.
 

Kalpteniman

New member
Katılım
18 Ara 2008
Mesajlar
589
Tepkime puanı
587
Puanları
0
Web sitesi
www.kalpteniman.com
Şeriat üç kısmdır: İlm ve amel ve ihlâs [yâni islâmiyetin emir ve yasak ettiği şeyleri öğrenmek ve öğrendiklerini yapmak ve herşeyi yalnız, Allahü teâlâ için yapmaktır].
Bu üçüne kavuşmayan kimse, şeriate kavuşmuş olmaz. Bir kimse, şeriate kavuşunca, Allahü teâlâ, ondan râzı olur. Allahü teâlânın râzı olması, sevmesi de, bütün dünya ve âhıret saadetlerinin en üstünü ve kıymetlisi olduğunu, İmrân sûresi onbeşinci ve sûre-i Tevbenin yetmişüçüncü âyetleri bildirmektedir.
O hâlde, şeriat, dünya ve âhıretteki bütün saadetleri ele geçirten bir sermâyedir. Şeriatin dışında aranılacak, imrenilecek hiçbir iyilik yoktur. Tasavvuf büyüklerinin kazandıkları, tarîkat ve hakîkat, şeriatin yardımcıları, hizmetcileri olup, şeriatin üçüncü kısmı olan ihlâsı elde etmeye yarar.

Tarîkata ve hakîkata baş vurmak, şeriati tamamlamak içindir. Yoksa, şeriatten başka birşeyler ele geçirmek için değildir.

Tasavvuf yolcularının, o yolculukta gördükleri, tattıkları, ahvâl, mevâcîd, ulûm ve marifetler, imrenilecek, istenilecek şey değildir. Hepsi, evhâm ve hayâlât gibi, geçici şeylerdir. O yolcuları terbiye için, ilerletmek için, vâsıtadan başka birşey değildir.

Bunların hepsini geçip arkada bırakıp, (Rıza makamı)na varmak lâzımdır. Sülûk ve cezbe yolculuğundaki makamların, konakların nihâyeti, rıza makamıdır. Çünkü, tarîkat ve hakîkat yolculuğundan maksat, ihlâs elde etmektir. İhlâs da, rıza makamında hâsıl olmaktadır.
Tasavvuf yolcularının onbinlerde birini, ancak, üç türlü tecellîlerden marifete dayanan müşâhedelerden kurtarıp, ihlâsa ve makam-ı rızaya ulaştırmakla şereflendirirler. Hakîkati göremiyen zevallılar, ahvâl ve mevâcîdi, birşey sanır. Müşâhedeleri, tecellîleri arzu eder. Böylece, yolda kalıp, vehm ve hayâlden kurtulamaz ve şeriatin kemâline kavuşamazlar. [Şûrâ sûresinin onüçüncü] âyetinde meâlen, (Allahü teâlâ kullarından dilediğini, kendisine seçer. Başkasından yüz çevirip, yalnız onu istiyenlere, kendine kavuşturan yolu gösterir) buyuruldu. [Yâni Allahü teâlâ, dilediklerine doğru yolu ihsân eder. İstiyenleri de, adaleti ile, arzularına kavuşturur. Adaleti herkese şâmildir.]
İhlâs makamına ve rıza mertebesine kavuşmak için, bu ahvâl ve mevâcîdden geçmek ve bu ilim ve marifetleri edinmek lâzımdır. Bunlar, gayeye götüren yoldur. Maksadın başlangıcıdır. Böyle olduğu, bu fakire, bu yolculukta, tâm on sene sonra bildirildi. Şeriat güzeli, ancak bundan sonra, sevgili Peygamberinin sadakası olarak, cemâlini gösterdi. Daha önce de, ahvâl ve mevâcîde tutulup kalmamıştım. Şeriatin hakîkatına kavuşmaktan başka, istediğim yoktu. Fakat ancak, on sene sonra, hakîkat güneşi doğdu. Bu ihsânından dolayı, Allahü teâlâya pek çok hamd ederim. [Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına (Şeriat) denir.]
Allahü teâlânın mağfiretine kavuşan, meyân şeyh Cemâlin ölümü, bütün müslümanların üzülmesine sebep oldu.
Bu Fâtiha okumanızı diler, selâm ederim.

Rabbani

Emeğinize sağlık kardeşimiz h.z. Allah c.c. Razı olsun İnşaallah.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Tabiki asıl olan hakikate ulaşmaktır.Tüm TArikler Esasen Kurandan alınır.Kuran ise tabiki şeriat dediğimiz emr ve yasakların kaynağıdır.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Sevgideğer Sinan; Kur'an sadece emr ve yasakların kaynağı değil, yaşam kaynağıdır. Emr ve yasaklar bu kaynakta sınırları belirleyen çizgilerdir. Zaten şeriat olmadan tarikat olmaz, nasıl ki demlik olmadan çay demlenemezse, o misal düşünün. Ya da; parmak olmadan nasıl ki tırnak olmazsa, bunun gibi yani.

Zaten şeriat olmadan tarikatı var kabul etmek; zındıklıktır!
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
en güzel yol ifrat ve tefritten ali olanıdır.Sırati müstakim yoludur.müslümanlar arasındaki İhtilaflar günümüzde genelde bu ölçünün gerisinde kalmak veya ölçüyü aşmaktan kaynaklanıyor,sanki.hayırlısı..
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Aziz ve münevver bir şahısa sordular.yolunuzun inceliğinedir...diye.zatı muhterem güldü..Ve cevaben yolumuzun evveli şeriat,ortası şeriat..ahiri şeriat..dedi..sevgiyle kalın...
 
Üst Alt