Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Takvayla Rızık Çoğalır....

berfut

New member
Katılım
23 Kas 2007
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbul
Tefsirlerde meşhur olduğu üzere Et-Talâk sûresi ikinci ayetinin nuzül sebebinde şöyle bir hadis rivayet olunuyor:
Mâlik oğlu Avf isminde bir sahabî Hazreti Rasûl'e gelip fakirlik ve ihtiyarlığından şikayet etti:
“Ya Rasûlallah aleyhissalâtu vesselam, benim oğlum Sâlim, müşriklerce esir alındı. Malûm ben ihtiyarım, fakirim; annesi de kısır olmuştur; bana ne emir buyurursunuz?“ diye sordu.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem onun şikayetini dinledikten sonra, isteğine
muvafık değil, üslûb-u hakîm kabilinden şöyle buyurmuştur:
“Gerçekte Allah Teâlâ sana ferah yolunu açacaktır. Git oğluna haber gönder; çok lâ havle ve lâ kuvvete illâ Billâ-il-aliyy-il-azîm desin. Siz de..”

Bunun üzerine Avf bin Mâlik ümidli, yorgun, bitkin ehline dönerek hanımına şöyle demiştir: Gel. Rasûullah’a Sâlim’in esaretini çektiğimizin ızdırabını bildirdim; O da bize havkale’yi hediye etti. Oturalım, söyleyelim.
İkisi açlıktan bitkin oldukları halde hizmetçilerine de söylediler; birlikte oturup havkale’ye devam ettiler. ...
Sâlim, müşrikler tarafından esir edilmiş; develerin kayıdlarıyla kelepçelenmiş olduğu bir halde ana ve babasının havkale zikrinin bereketi kendisine yetişiyor; iüler açılıyor; Sâlim kalkıyor, yakınında bir deve buluyor, deveye biniyor, yola koyuluyor.. Sâlim demiştir ki: “Bir koyun sürüsüne, (bazı rivayetlerde: deve sürüsüne) rastladım. Vallâhi ben onları çağırmak için seslenince peşimden koştular.“ ..
Sabaha doğru babasının kapısını çalıyor. Anası, babası ve hizmetçileri birbirlerine: “Ka’be’nin Rabb’ine andolsun, Sâlim’in sesidir” diyerek kapıya koşuşuyorlar. Ne baksınlar, Sâlim ve bir sürü deve veya koyun.. Nedir bunlar soruyorlar. “Bilmiyorum, ipler çözüldü, deveye bindim; yolda gelirken bunlara rastladım; çobanlar uyuyorlardı; seslendim; hepsi peşimde geldim.“ .. Avf bin Mâlik: Hayır hayır, bu bize helal değildir. Rasûlullah’a gidelim de ondan soralım; bize helal ise alalım; şimdi dokunmayalım.“
Birlikte Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in yanına gelince, namazında:

وَمَن يَتَّقِ ٱللَّهَ يَجۡعَل لَّهُ ۥ مَخۡرَجً۬ا (٢) وَيَرۡزُقۡهُ مِنۡ حَيۡثُ لَا يَحۡتَسِبُ*ۚ وَمَن يَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱللَّهِ فَهُوَ حَسۡبُهُ ۥۤ*ۚ إِنَّ ٱللَّهَ بَـٰلِغُ أَمۡرِهِۦ*ۚ قَدۡ جَعَلَ ٱللَّهُ لِكُلِّ شَىۡءٍ۬ قَدۡرً۬ا (٣)

"...Kim Allah’tan korkarsa, Allah da ona bir çıkış yolu ihsan eder. Onu hatır ve hayaline gelmeyecek bir cihetten de rızıklandırır. Kim Allah’a dayanarak tevekkül ederse, O da kendisine yeter. Şüphesiz Allah emrini yerine gitirendir. Allah her şey için muayyen bir vakit koymuştur.“ [Et-Talâk/2-3] mealindeki ayetleri okuduğunu işitmişler.
Namazdan sonra, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e Avf bin Mâlik ve Sâlim birlikte, düşmanların sürüsünün getirilmesini ve olayı arzetmişlet; bunun üzerine Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
“Sen onları istediğin gibi yap; malına yaptığın gibi.“ buyurmuştur.
İbnu Ebî Hâtem de bu hadîsi tahric etmiştir.

Şu halde sebepsiz rızkın gelişine imkanlar vardır. Ve fakat biz asrı saadette yaşayanlar gibi değiliz; bizde zaafiyet vardır; takva ve tevekküö derecesi bizde zayıflamıştır…
Halk dilinde “Allah bacadan rızkı gönderir mi?“ sorusu yanlıştır. Evet Allah Teâlâ rızkı, kisbî ve tevekkül olmak üzere iki sûrette sevk eder. Aslında rızk insanın peşine, insan ecelin peşine koşar. Bazan sebeb perdesi arkasında rızk gizlenir.. Bu soruyu sorana diyebiliriz: Ağız ve burnunun pencerelerinden gelen rızkın bacadan geldiğini görmez misin?. Eğer bu rızk kesilirse, huniyle midene baklava indirsen sana fayda verir mi?..

Ebû Nuaym, Tabarânî, Deylemî, Dârakutnî, Kuzzâî’nin tahric ettikleri Ebî Derdâ’dan gelen bir rivayette Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Kulun rızkı, ecelinden daha fazla onu taleb eder.“

Tirmizî’nin tahric ettiği bir hadiste, Enes radıyallâhu anh şöyle demiştir:
Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in zamanında, biri çalışkan, diğeri Peygamber’in sohbetine devam eden iki kardeş vardı. Çalışan kardeş, kendisine yedirdiği kardeşini Peygamber’e şikayet etmişti. Bunun üzerine Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şikayetçiye şöyle buyurdu:
“Umulur ki sen, onun sebebiyle rızklanıyorsun.“ Binaenaleyh, aile içerisinde çalışan bir kimse, ilim tahsilinden yahud başka bir sebebden çalışmayan ferdlerin başına kakmamalıdır. Çünkü kimin kimin sebebiyle yani duasıyla rızkını aldığı belli değildir. Bazan olur ki Allah Teâlâ birisinin rızkını, diğerinin çalışmasına bağlar.

Mü’min rızkının Allah’tan geldiğine inanmadığı müddetçe imanı sahih olmaz. Bazı ekâbir demişlerdir ki: Bu kapıda şeytan insana çok saldırır. Onun saldırısına uğradığında şunu söyle:
“İnnallâhe rezzâkun z’ul kuvveti’l metîni ve lâ kuvvete illâ billâhi’l aliyyi’l-azîm”
Bu zikir şeytanın o vesvesesini keser İnşâallah.
Evet rızkda da, azami tedbir almakla Allah Teâlâ’nın takdîrine teslim olmak mecburiyetindeyiz.

İmam Ahmed, Neseî, İbnu Mâce ve Hâkim’in tahric ettikleri Hazreti Ömer radıyallâhu anh’tan gelen bir rivayette Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Siz gerçek olarak Allah’a dayanarak tevekkül etseydiniz, Allah da kuşu rızıklandırdığı gibi sizi rızıklandıracaktı. Sabah aç olduğu halde gider, akşam tok olduğu halde döner.“
Hadîs-i şerîfte kuşun zikredilmesinde çok büyük hikmetler vardır.
Kuş hilesiz rızkını taleb eder.
Hafız Zebîdî İhyâ’nın şerhinde diyor ki: “Bir insan kalben ve rûhen Allah Teâlâ’dan başka bir fâil olmadığına, rızk ve rızkın sebebinin de Allah Teâlâ’dan olduğuna cidden inandığı halde, şeriatin emrine uygun talebde bulunursa, ummadığı yerlerde Cenâb-i Hakk Teâlâ kendisine rızk kapılarını açar.“

Tabarânî, İbnu Ebî Dünyâ, Beyhakî ve Hakîm Tirmizi’nin tahric ettikleri bi haberde şöyle buyrulmuştur:
“Kim sebebden kesilip Allah’a sığınırsa, Allah Teâlâ onun meşakkatine kâfidir. Ve onu ummadığı yerden rızıklandırır. Kim de Allah’tan ayrılıp dünyaya dayanırsa, Allah onu ona teslim eder.”
Ebû Hâtem bu hadîs-i şerîf üzerine konuşmuşsa da, hadis hasendir. Bazıları isnad cihetiyle zayıf görmüşler; amma mana olarak bir gerçektir.

Müslim’in de tahric ettiği Ebî Hureyre radıyallâhu anh’tan gelen bir rivayette Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Kuvvetli mü’min, Allah’a zayıf mü’minden daha hayırlı, daha makbuldür. Ama her birinde hayr vardır. Sana fayda veren şeye çok gayret göster. Allah’tan yardım dile ve âciz olma. (Azami tedbirin aleyhinde gelerek) Başına bir şey gelirse: ‘Şöyle yapsaydım, şöyle olurdu.’ deme. Lakin: ‘Allah’ın kaderi; O ne dilerse yapar.’ de. Çünkü muhakkak “eğer“ (kelimesi) şeytanın amelini açar.“


İktibas:
Ehli Sünnetin Nazarı İ’tikâdın Ölçüsüdür
Üstaz İsmail Çetin kuddise sirruh
Dilara Yayınları​
 

kurumuþ çoraklar

New member
Katılım
13 Nis 2008
Mesajlar
122
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Yaş
52
Konum
istanbul
kardeşim bu dini bizlerle nasihatleştiğin için ALLAH cc razı olur inşALLAH yüreğine emeğine sağlık
 
Üst Alt