Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sufinin Eşeği

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sûfînin biri, seyahati sırasında bir tekkeye misafir oldu.

Kendi eliyle eşeğini ahıra bağladı. Güzelce yemini suyunu
verdi. İşini başkasına bırakmadı.
Bu tekkenin sûfîleri çok yoksuldu. Toplanıp aralarında
misafire ne ikram edeceğiz diye konuştular. Misafirin eşeğini
satmaktan başka çarelerinin olmadığına karar verdiler. Eşeği
pazar yerine götürüp sattılar. Parasıyla yicek bir şeyler
aldılar.
Tekkenin mumlarını yaktılar. Akşama ziyafet ve semâ olduğunu
ilân ettiler.
Misafir uzak yoldan gelmişti, yorgundu. Tekkedekiler onu
güzelce dinlendirdiler. Akşam olunca yemeğe davet ettiler.
Birbirinden güzel sözlerle kendisine iltifat edip, saygı
gösterdiler.
Yemekten sonra semâ başladı. Misafir sûfî, kendine gösterilen
sevgi ve ilgiye karşılık vermek için tekkedekilerin coşkusuna
katıldı.
Mutfaktan tüten duman, yerden kalkan toza karıştı. Sûfîlerin
aşk ve muhabbetle dönmeleri ortalığı birbirine kattı.
Semâ. ın sonuna doğru, çalgıcı ağır aksak bir makamla çalgısını
çalarak, ''Eşek gitti, eşek gitti'' demeye başladı. Sûfîler


hararetle bu tempoya uydular. Bir yandan ayaklarını vururken,
diğer yandan ellerini çırparak, hep bir ağızdan seher vaktine
kadar, ''Ey oğul eşek gitti, eşek gitti'' diye tempo tuttular.
Misafir sûfî de onların heyecanına ayak uydurmaya çalışıyordu.
Semâ bitti, meclis dağıldı. Herkes evine çekildi. Tekke
boşaldı.
Sabahleyin sûfî, eşeğine yüklemek için eşyasını odasından
dışarı çıkardı. Yola çıkmak için hazırlıklarını yaptı. Eşeğini
almak için ahıra gittiğinde bulamadı. Kendi kendine, ''Akşam
pek az su içmişti. Herhalde tekkenin hizmetçisi suya
götürmüştür'' dedi. Hizmetçi geldiğinde sordu: ''Eşek
nerede?'' Hizmetçi, ''Bu ne biçim soru? Akşamdan beri eşek
gitti diye bağırmıyor musun?'' Sûfî, ''Ben, eşeğimi sana
emanet etmiştim. Koruman gerekirdi'' dedi. Hizmetçi,
''Sûfîlerin hepsi üzerime çullandı. Onlarla baş edemezdim.
Zorlayıp aldılar'' dedi. Sûfî, ''Peki, bana niye haber
vermedin?'' dedi. Hizmetçi, ''Vallahi defalarca geldim, ama
sen eşek gitti lafını hepsinden daha coşkulu söylüyordun.
Haberin vardır diye düşündüm. Hatta ne kadar tevekkül ehli,
ârif bir sûfî diye takdir ettim'' dedi. Sûfî, ''Sûfîler
gerçekten aşkla söylüyorlardı. Onları taklit etmek, bana da
büyük zevk verdi. Fakat sonuçta eşeğim elden çıktı.
Bilinçsizce yaptığım taklit, bana pahalıya mal oldu'' dedi.


***

Yemek hırsı, zevke düşkünlük, insanın aklını körleştirir.
Doğruyu bulmasına engel olur. Tasavvufun şekil ve zevke
dönüştürmek sûfînin ilerlemesini durdurur.



 
Üst Alt