Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sünnet İnkarcılarına Reddiye

Teknik

New member
Katılım
3 Haz 2007
Mesajlar
38
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Sadece Kur’an’la Amel Edilmesini Söyleyene Reddiye ve Cehaletinin Açıklaması


Beyhaki şöyle der[1]:

Rasulullah (s.a.v.) (az yukarıda geçen) bu haberiyle kendisinden sonra ortaya çıkacak bidatçileri reddetmiştir. Söylediğide daha sonra doğru olarak ortaya çıkmıştır.

Beyhaki daha sonra Şebib b. Ebu Fudale el-Mekki’den senediyle şu rivayeti nakleder:

İmran b. Husayn (r.a.) şefaatla ilgili hadisi zekreder[2] Oradikelerden bir tanesi

-Ya eba’n Nuceyd! Siz bizlere hadisler anlatıyorsunuz fakat biz bunlarla ilgili Kur’an’da bir asıl bulamıyoruz, deyince İmran kızar ve dama şöyle der:

- Sen kur’an’ı okudun mu?

- Evet.

-Peki kur’an’ın hiçbir yerinde yatsı namazının farzının dört, akşamınkinin üç, sabahınkinin iki, öğleye ikindininkinin de dört rekat olduğuna rastladın mı?

- Hayır.

- Peki bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Rasulullah’tan (s.a.v.) öğrenmedik mi? Peki Kur’an’da kırk koyunda bir koyun, şu kadar devede şu kadar, şu kadar paraya şu kadar dirhem zekat düştüğüne rastladın mı?

- Hayır.

- Öyleyse bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Rasulullah’tan (s.a.v.) öğrenmedik mi? Keza Kur’an’da

“eski evi (Kabe’yi) tavaf etsinler” (Hac: 22/29)

ayetini okumadınız mı? Peki orada Kabe’yi yedi deva tavaf edin. makam’ın arkaında iki rekat namaz kılın diye bir ifadeye rastladınız mı? Aynı şekilde Allah Rasulünün (s.a.v.) buyurduğu şu hususlar Kur’an’da var mı?

“Zekatını verecek olanın malını zekat tahsildarının ayağına kadargetirmesi, malını bulunduğu yerden uzaklaştırması, birbirlerine kız kardeşlerini verecek kişlerin mehirsiz evlenmesi İslamda yoktur”[3]

...Peki Allah Teala’nın (c.c.) Kur’an’ında şöyle buyurduğunu duymadınız mı?

“Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa da ondan kaçının” (Haşr: 59/7)

İmran daha sonra şöyle söyler:

- sizin ilginizin olmadığı, Rasulullah’tan (s.a.v.) öğrendiğimiz daha başka şeyler de var
.
 

Teknik

New member
Katılım
3 Haz 2007
Mesajlar
38
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Allah Teala’nın Rasulullah Uymayı Emretmesi ve Ona İtaatın Allah’a İtaat Demek Olduğu

Allah Teala şöyle buyuruyor:

“Muhakkak ki, sana beyat edenler aslında Allah’a etmektedirler. Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini ozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Alah’a verdiği ahde vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükafat verecektir” (Feth: 48/10)

Bir diğer ayette de Allah Teala şöyle ferman etmektedir:

“Kim Rasulü itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur”

(Nisa: 4/80)

İmam Şafii de şöyle der:

“Allah Teala onlara, Rasulüne itaatın kendisine itaat demek olduğunu bildirmiş ve şöyle buyurmuştur: Hayır; Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar”

(Nisa: 4/65)

Bize ulaşan habere göre -yine de en iyisini Allah bilir- bu ayet bir toprak meselesi yüzünden Zübeyr’i dava eden, peygamberimizin de Zübeyr’in lehine karar verdiği kişi hakkında nazil olmuştur. İşte peygamberimizinverdiği bu hüküm Rasulullah’ın bir sünnetidir, yoksa hakkında ayet nazil olarak verilmiş bir hüküm değildir”[1]

Buhari ile Müslim, Abdullah b. Zübeyr’den rivayet ederler: Ensardan bir zat, çorak arazideki hurmalıkları suladıkları su kanalının kullanımı hususunda Zübey’i dava eder. Ensari:

-Suyu sal da gelsin, der. Zübeyr de suyu salmaya yanaşmaz. Neticede Rasulullah’a (s.a.v.) davalışırlar. Rasululah (s.a.v.):

- Ya Zübeyr! Önce sen sula, sonra da komşuna sal, deyince Ensari itiraz eder:

-Halanın oğlu olduğu için onu kolluyorsun. BU söz üzerine Rasulullah’ın (s.a.v.) beti benzi atar ve Zübeyr’e:

-Zübeyr! Tarlanı sula, sonra da su kapağına dek doluncaya kadar suyu salma, der.[2]

Zübeyr şöyle der:

“-Vallahi kanaatıma göre şu ayet bu mesele hakkında nazil olmuştur:

“Hayır; Rabbine and olsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hussunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden..”

Buhari ile Müslim Ebu Hureyre’den şu hadisi rivayet ederler: Rasululah şöyle buyurdular:

“Bana itaat eden Allah’a itaat olur. Bana isyan eden de Allah’a isyan etmiş olur”[3]

Buhari, Cabir b. Abdillah’tan şu hadisi rivayet eder:

Peygamberimiz uyurken melekler yanına gelir. Bazıları “uyuyor”, bazıları da “gözü uyur ama kalbi uyanıktır” der. Kendi aralarında:

- Bu dostunuzun durumu bir misale benzer. Hadi onun durumuyla ilgili bir misal verin, derler. Sonra da şöyle söylerler:

- Bu zatın durumu yeni bir ev yapıp, bir zayefet tertip eden kimseye benzer. Bu zat ziyafete çağırmak için etrafa davetçi gönderir. Kim davete icabet ederse, eve girer ve ziyafetten yer. Kim de davete icabet etmezse eve girmez ve ziyafetten de yemez.

Melekler daha sonra kendi aralırnda “bu misali ona yorumlayın da anlasın” derler. Birkısmı şöyle söyler: “Fakat uyuyor”. Diğer bir kısmı da “gözü uyur ama kalbi uyanıktır” derler. Sonra da misali şöyle yorumlarlar:

-Ev cennettir. Davetçi Muhammed’dir. Kim Muhammed’e itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur. Kim de Muhammed’e asi olursa Allah’a isyan etmiş olur. Muhammed insanlar arasında hak ile batılı birbirinden ayırıcı noktadır.

Buhari Ebu Hureyre’den rivayet eder: Rasulullah şöyle buyurdular:

-Yüz çevirenler hariç ümmetimin tamamı cennete girecektir. Sordular:

-Ya Rasulullah! Yüz çevirenler kimlerdir? Cevap verir:

-Bana itaat eden cennete girer, isyan eden de yüz çevirmiş olur.

İmam Şafii de şöyle der

-Alalh Teala kur’an’ında şöyle buyuruyor:

“(Ey müminler!) Peygamberi, kendi aranızda birbirinizi çağırdığınız gibi çağırmayın. İçinizden birini siper ederek gidenleri, muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeble onun emrine aykırı davrananlar, başlarınabir bela gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar”

Beyhaki, Sufyan’dan “onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir bela gelmesinden...sakınsılar” ayetinde geçen beladan muradın “Allah’ın kalplerini mühürlemesi” olduğunu nakleder.

İmam Şafii de şöyle der:

Allah Teala Rasululah’ın kendilerine emrettiği herşeyi yapmalarını, nehyettiği herşeyden de kaçınmalarını emretmiş ve şöyle buyurmuştur: “Peygamber size neyi verdiyse onu alın. Neden de yasakladıysa ondan sakının”

Buhari ve Müslim de İbnu Mesud’dan şöyle dediğini rivayet eder:

“-Dövme yapana, yaptırana, güzelleşmek için kaşlarını yolana, dişlerini inceltene, Allah’ın yarattığı şekli değişterenlere Allah lanet etsin”

İbnu Mesud’un bu sözü Ümmü Ya’kub denilen bir kadına ulaşınca, kalkıp gelir: “Bana gelen habere göre şöyle şöyle demişsin” der. İbnu Mesudda:

-Rasulullah’ın lanet ettiğine ben niye lanet etmeyeyeim ki? Hem Kur’an’da da bu huus geçmiyor mu ki, deyince, kadın:

-İki kapak arasını okudum fakat bu dediğini bulamadım, der. İbnu Mesud da şöyle der:

- Kur’an’ı okumuşsan onu bulmuşsundur. Sen Kur’an’da “peygamber size neyi verdiyse onu alın, neden de yasakladıysa ondan sakının” ayetini okumadın mı?

- Okudum.

- Hah işte! Rasulullah (s.a.v.) (benim saydığı) şeyleri yasaklamıştır

İmam Şafii bu konuda şunu söylüyor:

Allah Teala şöyle buyurarak Rasululah’ın doğru yola götürdüğünü beyan etmiştir:

“Fakat biz onu (kitabı) kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık. Şüphesiz ki sen doğru bir yolu göstermektesin”

İmam Şafii şunu da der: Allah Teala’nın Rasulullah’a tabi olunamasını farz kılışı Rasulullah’ı görenler ile onlardan sonra kıyamete kadar gelenleri kapsar.

Beyhaki bundan sonra senediyle beraber Meymun b. Mihran’ın

“birşey hakkında ihtilafa düşerseniz, onu Allah’a ve Rasulüne arz ediniz” (Şura: 42/52)

ayetiyle ilgili olarak şöyle dediğini rivayet eder:

- “Alimler şöyle demiştir: Allah’a (c.c) arz etmekten murad, kitabıdır. Rasulüllah’a (s.a.v) arz etmekten murad, vefat ettikten sonra sünnetine arz edilmesidir.”

Beyhaki daha sonra Ebu Davud’un Ebu rafi’den rivayet ettiği hadisi zikreder:Rasulüllah (sav) şöyle buyurdular:

“Sizden birinizi, koltuğuna yaslanmış olarak, kendisine emrettiğim veya nehyettiğim bir haber geldiğinde “bunu bilmiyoruz. Biz Kuran’da bulunduğumuz tabi oluruz” derken bulmayayım.”

İmam şafii de şöyle der: Bu hadis, onunla ilgili Kuran’da bir ayet bulamasalarbile müminlerin Rasulüllah’tan (s.a.v) gelen emre uymayanları bildirip, buna uymanın zaruri olduğunu ortaya koymaktadır.

Beyhaki daha sonra yine Ebu Davud’dan, el-İrbat b. Sariye’den gelen hadisi zikreder:

O an beraberinde bulunan ashabı da bulunduğu halde (fethetmek üzere) Rasulüllah (s.a.v) ile birlikte Hayber’e geldik. Hayber’in başındaki adam da azılı bir kafirdi. Rasulüllah’ın (s.a.v) gelip şöyle dedi:

-Ya Muhammed! Eşeklerimizi boğazlayıp, ürünlerimizi yiyip, kadınlarımıza da vurma hakkınız varmı?

Bu söz üzerine Rasulüllah (s.a.v) celallendi ve şöyle buyurdu:

-İbnu Avf! Atına atla git te (ashabıma cennete sadece müminlerin gireceğini ve) namaza toplanmalarını söyle.

Onlar da toplandılar. Rasulullah namazı kıldırdıktan sonra ayağa kalkıp şöyle hitap etti:

- Sizden biriniz koltuğuna yaslanıp, Allah sadece Kur’an’da haram kıldığı şeyleri yasaklamıştır diye düşünerek böyle mi zanneder? Dikket eden! Vallahi ben de bazı şeyleri emrettim ve anlattım. Bazı şeyleri de yasakladım. Benim emirlerim ve yasaklarım da yanı Kur’an gibidir, belki de daha önceliklidir. (Bilesiniz ki) Allah Teala sizlere, izin verilmedikçe zimmilerin evine girmezinizi, kadınlarına vurmanızı ve gerekli öşrü verdileri takdirde ürünlerini yemenizi yasaklamıştır.[4]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Risale: 82-3.

[2] Buhari Tefsir sure: 4; Sulh: 12; Müsakat: 6-8; Müslim Fedail: 129; Ebu Davud Ekdiyye: 31; Tirmizi Ahkam: 26; Tefsir sure: 4;; İbnu Mace Mukaddime: 2; Ruhun: 2; Nesai Kudat: 19-27; Müsned: 1/66, 4/5.

[3] Buhari Ahkam: 1; Cihad: 109; Müslim İmaret: 32-3; Nesai Bey’at: 27; İstiaze: 49; İbnu Mace Mukaddime: 1; Cihad: 39; Müsned: 2/253, 270, 313, 386, 416, 467, 471, 511.

[4] Ebu Davud: 3050; Beyhaki Sünne: 9/204.
 

Teknik

New member
Katılım
3 Haz 2007
Mesajlar
38
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Rasulullah’ın Sünnetlerini Öğretmek ve Onlara Uymanın Farz Oluşu


Allah Teala (c.c.) Kur’an’ında şöyle buyuruyor:

“İçlerinden, kendilerine Allah’ın ayetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkardan) kendilerini temizleyen, kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur”

(Al-i İmran: 3/164)

İmam Şafii şöyle der:

Kur’an bilgisini beğendiğim bir kimseden bununla ilgli olarak şöyle duydum:

-”Hikmet, Rasulullah’ın (s.a.v.) sünnetidir”[1]

Beyhaki bunları aktardıktan sonra senedleriyle beraber Hasan, Katade ve Yahya b. Ebi Kesir’den “bu ayette geçen hikmetten murad, sünnettir” dediklerini rivayet eder. Ardından da el-Mikdam b. Ma’dikerib’ten senediyle beraber Allah Rasulu’nun (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder:

“İyi bilinki, bana Kur’an ve onunla beraber bir misli verildi. Yine iyi bilin ki, bana Kur’an ve onunla beraberbir misli verildi. Keza, bilesiniz ki, karnı tokkişinin koltuğuna oturup, şöyle demesi yakındır: “Size sadece Kur’an yeer. Kur’an’da helal olarak bulduğunuzu helal sayın. Haram olarak bulduğunzu da haram kılın” Şunu bilesiniz ki ehli eşek, yırtıcı tırnaklı hayvan ve zimmilerin yitik malı haramdır”[2]

Beyhaki daha sonra başka bir tarikle el-Mikdam b. Ma’dikerib’den şöyle dediğini aktarır:

- Rasululah (s.a.v.) Hayber günü ehli eşek etini ve başka bazı şeyleri haram kıldı ve şöyle buyurdu:

“Kişinin koltuğuna oturup, bir hadisimi naklederek şöyle demesi yakındır: “Bizimle sizin aranızda Allah’ın (c.c.) kitabı var. Onda helal olarak bulduğumuzu helal kabul eder, haram buduğumuzu daharamsayarız” Oysa Rasulullah’ın (s.a.v.) haram kıldığı da Allah’ın (c.c.) haram kıldığı gibidir”[3]
Beyhaki sonra da, bu hadii sahih bir senedle Ebu Davud Sünen’inde rivayet etmiştir der. Ben de Hakim’in de bunu rivayet ettiğini buraya eklemek isterim.[4]

Beyhaki daha sonra senediyle beraber Ebu Hureyre’den şu hadisi nakleder: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular:

“Size iki şey bırakıyorum. (Bunlara tutunursanız) asla delalete düşmezsiniz: Allah’ın (c.c.) kitabı ve sünnetim. Bu ikisi (kıyamette) havza kadar ayrılmadan beraberce geleceklerdir”[5]

İbnu Abbas’tan da senediyle beraber şu hadisi rivayet eder:

Rasulullah efendimiz (s.a.v.) veda haccında insanlara hitab etti ve şöylebuyurdu:

“Ey İnsanlar! Size, onlara yapıştığınız takdirde asla sapıtmayacağınız iki şey bırakıyorum: Allah’ın (c.c.) kitabı ve sünnetim”[6]

Keza yine senediyle Urve’en şunu rivayet eder:

Rasulullah (s.a.v.) veda haccında hitab etti ve şöyle buyurdu:

“Size, onlara yapıştığınız takdirde asla sapıtmayacağınız iki şey bırakoyurm: Allah’ın kitabı (c.c.) ve sünnetim. Ey İnsanlar! Dediğim şeyi iyi dinleyin ve dediklerimi yaşayın”

Beyhaki senediyle İbnu Vehb’ten rivayet eder: Malik b. Enes’ten şöyle dediğini uydum:

- Rasulullah’ın (s.a.v.) veda haccında söylediği şu söze yapış:

“Size iki şey bırakıyorum. Bunlara yapışırsanız asla sapıtmazsınız: Allah’ın kitabı (c.c.) ve nebinin (s.a.v.) sünneti”

Beyhaki senediyle el,İrbad b. Sariye’den de şunu rivayet eder:

- Rasulullah (s.a.v.) birgün bizlere namaz kıldırdı. sonra bizlere çok etkili vaazda bulundu. Gözler yaşlandı, kalpler duygulandı. Bir kişi:

- Ya Rasulullah! Bu sanki veda konuşmasına benziyor. Bizlere ne tavsiye edersiniz, deyince şöyle buyurdular:

- Size Allah’tan (c.c.) korkmanızı, başı kuru üzüm gibi bir habeşi de olsa emirinizin emirlerini dinleyip itaat etmenizi tavsiye ediyorum. İçinizde benden sonra yaşayacaklar pekçok ihtilaf göreceklerdir. Sİzler benim ve hidayet üzere olan raşid halifelerin sünnetine uyun, ona sımsıkı yapışın. Sonradan uydurulmuş şeylerden kaçının. Çünkü sonradan uydurulmuş herşey bidattır. Her bidat te delalettir.”

Diyorum ki: Bu hadisi Ebu Davut, İbnu Mace ve Müstedrek’inde Hakim rivayet etmiştir.[7]

Beyhaki Aişe’den (r.a) senediyle beraber Rasulüllah’ın (s.av.) şöyle buyurduğu rivayet eder:

“Şu altı kişiye, Allah (c.c) ve duası makbul olan nebiler lanet etmiştir:

Allah’ın (c.c) kitabına ilavede bulunan, Allah’ın (c.c) kaderini yalanlayan, zorla musallat olarak Allah’ın (c.c) aziz kıldığı kimseyi zelil, zelil kıldığını da aziz eden, Allah’ın (c.c) haramlarını helal kılan, Allah’ın (c.c) yakınlarımasını haram kıldığı helal kılan, sünnetimi terk eden.”[8]

Ben de diyorum ki: Bu hadisi Taberani de rivayet etmiştir. Keza Hakim de rivayet etmiş ve sahihtir demiştir.[9]

Beyhaki İbnu Amr’dan Rasululah’ın şöyle buyurduğunu da senediyle beraber rivayet etmiştir:

“Her ibadet edenin dinçlik ve iştiyak zamanı, her iştiyaktan sonra da zayıflık ve gevşeme dönemi vardır. Kimin gevşeme dönemi benim sünnetim doğrultusunda olursa hidayete erer, kiminki de başka şeyler doğrultusunda olursa helak olur”[10]

Beyhaki yine senediyle Enes b. Malik’ten şu hadisi rivayet eder: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular:

“Sünnetimi canlandıran beni seviyor demektir. Beni seven de cennette benimle beraber olacaktır”[11]

Ben de diyorum ki, hadisi Tirmizi de rivayet etmiştir.[12]

Beyhaki yine senediyle beraber Rasulullah’ın şöyle buyurduğunu Ebu Hureyre’den rivayet eder:

“Ümmetimin fesada düştüğü zamanda sünnetimi yerine getirene yüz şehid sevabı vardır”




[1] Risale: 78.

[2] Tahrici daha önce geçti. ayrıca bkz.

Beyhaki Sünen: 9/332; Delail: 6/549.

[3] Tahrici daha önce geçti.

[4] Müsterek: 1/109.

[5] Camiu’s Sağir: 3282; Feyzu’l Kadir: 3/240-1;

Müstedrek: 1/93; Beyhaki Sünen: 10/114.

[6] Camiu’s Sağir: 2923; Feyzu’l Kadir: 3/443;

Beyhaki Sünen: 10/114; Müstedrek: 1/93.

[7] Ebu Davud, Sünnet:5; İbnu Mace, Mukaddime:6;

Darimi, Mukaddime:16; Müstedrek:1/96-7.

[8] Camiu’s Sağir:4660; Daifu’l Sağir: 3248;

Tahricu’l Mişkat: 1095; Tahricu’s Süne: 44; Feyzu’l Kadir: 4/96.

[9] Taberani Evsat: 11/398; Müstedrek: 1/36; 4/90.

[10] Müsned: 11/158, 188, 210; kudai Müsnedu’ş Şihab: 1926-7;

İbnu Hıbban: 653; Tahavi Müşkil: 11/88-9; Tirmizi: 2570.

[11] Hadis zayıftır. Camiu’s Sağir: 8346;

Daifu’l Camii’s Sağir: 5366; Feyzu’l Kadir: 6/40.

[12] Tirmizi İlim: 16; İbnu Mace Mukaddime: 15
 

Teknik

New member
Katılım
3 Haz 2007
Mesajlar
38
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Rasulullahın Hadislerini İnkar Edenin Durumu


Allah (c.c.) size merhamet etsin. Şunu bilesiniz ki, usul ilminde maruf olan şartları taşıyan kavli olsun fiili olsun hadisler hüccettir. Rasulullah’ın (s.a.v.) bu hadislerini inkar edenkimse küfre girer ve İslam dairesinden çıkar, yahudilerle, hristiyanlarla veyahutta Allah’ın (c.c.) murad ettiği diğer kafir fırkalarla beraber haşrolunur.

İmam Şafii (r.a.) birgün bir hadis rivayet eder ve “sahihtir” der. Birisi:

-Ey Ebu abdillah! Sen de aynı kanaatta mısın? diye laf edince, bozulur ve şöyle der:

-Ey adam! Sen beni hiç hristiyan olark gördün mü? Bana kiliseden çıkarken rastladın mı? Belimde hristiyan uşağı gördün mü? Rasulullah’tan (s.a.v.) hadis rivayet edeceğim hem de aynı görüşte olmayacağım ha!


Büyük İslam Alimi İmam Suyuti (rh.a)
 
Üst Alt