Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Su Yaratilmişlarin Ilkidir

EHLÝ-SUNNET

New member
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
223
Tepkime puanı
45
Puanları
0
Yaş
46
Web sitesi
www.dinimislam.com
İmam Buhâri’nin rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamber efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem kendine ilk yaratılan şeyin ne olduğu sorulunca (yani bu kâinat nasıl başladı) onlara cevaben şöyle demiştir : “Allâh ezelde mevcut iken hiçbir şey yoktu. Arş’ı suyun üzerinde yarattı ve Levhi-l Mahfuz’a her şeyi yazdırdı, sonra gökleri ve yerleri yarattı.”

Peygamberimiz onlara Allâh’ın başlangıcının olmadığını, yani O’ndan başka hiçbir şeyin ezelî olmadığını bildirmiştir. Başka bir ibâreyle; ezelde Allâh’tan başka hiçbir şey yoktu. Allâh-u Teâlâ her şeyi yarattı.Yani bütün mahlûkatları yoktan var etti. Allâh bütün mahlûkatları bir defada yaratmamıştır. İsteseydi bir defada yaratabilirdi. Fakat yerleri ve gökleri, içinde bulunan nehirleri, dağları ve vadileri altı günde yarattı.

Su Yaratılanların İlkidir

Allâh-u Teâlâ ”El-Bakarah” Sûresinin 213. âyetinde şöyle buyuruyor:
ٍ وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاءِ كُلَّ شَىْءٍ حَي
Allâh-u Teâlâ bu âyette, her şeyi sudan yarattığını bildiriyor.

İmam İbnu Hibben’in rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor:
إِنَّ الله ََتَعَالىَ خَلَقَ كُلَّ شَىْءٍ مِنَ الْمَاءِ
Anlamı : ”Allâh-u Teâlâ her şeyi sudan yarattı. ”
Yani Allâh nuru, karanlığı, yerleri, gökleri, Arş-ı ve Levhi-l Mahfuz’u yaratmadan önce suyu yarattı ve suyu diğer mahlûkatların aslı kıldı. Sudan sonra Arş’ı, sonra Kalem-i Alâ’yı, sonra Levh-i Mahfuz’u bunlardan sonra diğer şeyleri, yani yerleri, gökleri, hayvanları, dağları, ağaçları, nehirleri ve en son Âdem aleyhisselâmı yarattı.


Arş: Cennet’in tavanı olup hacim bakımından en büyük mahlûktur.

İmam İbnu Hibben’in rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor:

مَا السَّمَوَاتُ السَّبْعُ فِي جَنْبِ الكُرْسِيِّ إِ لاّ كَحَلَقَةٍ فِي أَرْضِ فَلاةٍ وَفَضْلُ الْعَرْشِ عَلىَ الْكُرْسِيِّ كَفَضْلِ الْفَلاةِ عَلىَ الْحَلَقَةِ
Anlamı : ” Yedi gök hacim yönünden kürsüye göre çölde bırakılan bir halka gibidir. Arş’ın kürsüye göre büyüklüğü halkanın çöle göre büyülüğü gibidir.”

Yani dört tane geniş ve kuvvetli meleklerin taşımış oldukları muazzam Arş’ın ne kadar büyük olduğu anlamındadır. Bu meleklerin her birinin kulak memesi ile omuzu arasındaki mesafe çok hızlı uçan bir kuşun yedi yüz senelik uçuşu mesafesindedir. Yani çok hızlı uçan bir kuş bu meleklerin kulak memesinden omuzlarına varana kadar yedi yüz sene boyunca devamlı uçması gerekir. Fakat kıyamet gününde o Arş’ı sekiz tane melek taşıyacaktır.

Arşın etrafı melekler ile doludur. Arş, Allâh-u Teâlâ’ya bir mekân değildir. Çünkü Allâh cisim değildir, hiçbir mekâna ihtiyacı yoktur.

İmam Ali -Allâh O’ndan razı olsun-şöyle dedi:

إِنَّ الله َخَلَقَ الْعَرْشَ إِظْهَاراً لِقُدْرَتِهِ وَلَمْ يَتَّخِذْهُ مَكَاناً لِذَاتِهِ
Anlamı: “Allâh, Arşı kudretini göstermek için yaratmıştır. Zatına mekân edinmek için değil.”


Su ve Arş’tan sonra diğer yaratıkların yaratılış sırası

Allâh-u Teâlâ suyu ve Arş’ı yarattıktan sonra Kalem-i Alâ’yı , sonra Levhi-l Mahfuz’u daha sonra da diğer mahlûkatları yarattı.

Kalem-i Alâ ve Levhi-l Mahfuz: Levhi-l Mahfuz hakkında varit olunduğuna göre, büyük ve beyaz mücevherden olup etrafı kırmızı yakutlardandır. Onun genişliği beş yüz seneliktir.

Allâh-u Teâlâ, Kalem-i Alâ’yı yaratıp mahlûkatlardan hiç kimse onu tutmaksızın kudreti ile yazmasını emretti. O da Levhi-l Mahfuz’a bu dünyanın sonuna kadar olacak bütün şeyleri yazdı. Levhi-l Mahfuz’da yazılanların dışında ne bir insan doğar ne de gökyüzünden bir damla yağmur yağar. Bundan elli bin sene sonra Allâh, yer ve semâvâtları yarattı.

Yerler: Üzerinde yaşadığımız yer Allâh-u Teâlâ’nın yarattığı yedi kat yerden bir tanesi olup yedi kat yerin en yükseğidir. Her bir kat diğer kattan ayrılmış vaziyettedir. Yedinci katta, yani en alt katta “Siccin” denilen yer vardır. Kâfirlerin vücutları çürüdükten sonra ruhlarının oraya gidecekleri bir yerdir. Kâfirlerin ruhları kıyâmet gününe kadar burada kalır. Yedi kat yerin altında ise bazı günahkâr Müslümanların cezalarını çekmek için girecekleri Cehennem ateşi vardır ve bu yerin yaratılışı o altı günün ilk iki günündeydi.

Yedi Semâvât: Allâh yerleri yarattıktan sonra yedi semâvâtı yarattı. Bu semâvâtlar sert cisimler olup Allâh onları direksiz olarak ezelî kudreti ile kaldırmıştır. Her sema diğerinden ayrılmış vaziyettedir. Her sema ile diğeri arasındaki mesafe 500 sene olup her semanın da kendi kapısı vardır. Birinci sema, yeryüzünden çok uzak olduğundan ve insan bunun idrakinden âciz olduğu için bazı batılı ülkeler yıldızların, ayın ve güneşin bulundukları boşluğun bu âlemin cümlesi ve tümü olduğunu ve bu boşluğun sınırsız olup sonu olmadığına itikat ediyorlar. Fakat bu batıl olup doğru değildir. Çünkü Allâh-u Teâlâ ve Peygamberimiz bize doğru olanı bildirmiştir. Yedi semânın üzerinde Cennet vardır.

Yer Ekleri: Allâh-u Teâlâ yedi semâvâtı yarattıktan sonra yer ekleri olan nehirleri, ağaçları, dağları ve diğer şeyleri yarattı.

Âdem aleyhisselâm: Allâh-u Teâlâ altıncı günün sonu olan cuma gününün sonunda Âdem aleyhisselâmı yarattı. Âdem aleyhisselam mahlûkatların sonuncusu ve Peygamberlerin birincisidir (ilkidir). Yeryüzündeki topraktan ve Cennet’teki su karışımından yaratıldı. Âdem aleyhisselâmın sol kaburga kemiğinden de annemiz Havva yaratıldı. Melekler, cinler ve hayvanlar Âdem aleyhisselâmdan önce yaratıldı.
 

nakkad

New member
Katılım
23 Ağu 2006
Mesajlar
97
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
çok istifade ettim..allah razı olsun
 
Üst Alt