Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sonradan müslüman olan genç kız ve hristiyan olarak ölen ailesi

starstar42

New member
Katılım
3 Tem 2010
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Arkadaşlar foruma üyeliğimi bu soruya bir cevap almak için aldım.Bir müşterimiz var ingilterede ve bana bir sorununu anlattı.Şöyleki
isabella isimli bir bayan 32 yaşında islamı seçti ve müslüman oldu.Ailesi katolik olarak yetiştirmişler bu kızımızı ve anne babası hristiyan olarak ölmüş.Bu kızımız müslüman olduktan sonra ailesi için oldukça üzülüyor.Onların sonsuz bir azap çekecek olması fikri bu kızı psikolojik sorunlarada itiyor.Bana düşünebildiğim tek şey ailem diyor.Söylediğine göre ailesi çok iyi insanlarmış.Fakirlere yardım eden bağışlarda bulunan öğrenci okutan vs vs.Kızın tek yaptığı Allahtan ailesi için af dilemek.Onlar için gözyaşı döküp Allahın onları cennete almasa bile toprağa çevirmesi,yani bir nevi yok etmesi.Allaha bunun için yalvarıyorum diyor.Ben bu kişiye ne cevap vereceğimi şaşırdım gerçekten ve Allahtan umut kesilmez onlar için dua et.Belki sen çok iyi bir mümin olursan Allah senin hürmetine bu iseğini kabul eder dedim ama söylediklerimin gerçek olmadığını yorum oldugunu belirttim.bu kadın bizim müşterimiz ve onun için üzülüyorum.çeşitli kişilere soracağımı söyledim.Ona ne cevap vermeliyim
 

betül

New member
Katılım
13 Eyl 2007
Mesajlar
113
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
34
iyilikleri ve hayırlı işleriyle bilinen gayri müslim kişilerin akibeti konusunda verilen cevabı bi siteden alıntı yapıyorum. umarım işinize yarar.

""Cennet âhiretin bir menzilidir. Onun varlığına inanmak âhirete inanmak sayılır. Demek ki, Cennet imansız olmaz. Varlığına, inanmadığınız, kabul etmediğiniz bir yere ne hakla girebilirsiniz veya gitmek ister misiniz? İşte îmanı olmayan ilim adamlarının durumu böyledir. Cennete girebilmek için Cennete ve onu Yaratana inanmak başta gelir.
Peygamber Efendimiz bir hadislerinde, "İman etmedikçe Cennete giremezsiniz"1 buyurarak bu hususa işaret ederler. Bir diğer hadiste de "Kalbinde zerre kadar îman bulunan kimse Cehennemden çıkacaktır" 2 buyururlar.

Öyleyse îman nedir? Bu suâle Peygamber Efendimiz, Hz. Cebrail'in suali üzerine şöyle cevap verir: "Allah'a, Allah'ın meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere, hayrına, şerrine inanmandır."3

Peygamberimiz, îmanı tasdik mânâsında ifade etmektedir. Tasdik ise kalbidir. Dil ile söylenmese de îman îmandır. Bu sebeple açık açık günah işleyenler ve inkâr edenler dışında kimin îmanla gittiğine, kimin imansız öldüğüne tam kanaat etmemiz mümkün değildir. İşte bunun içindir ki, mü'minlerin hüsn-ü hatime için dua etmelerinin hikmeti de bu olsa gerektir. Yani onun iman tezkeresini alarak gitmesini temennidir, bir mü'mine yapılacak en büyük dua budur.

İmam-ı Gazalî, îmanın müddeti hususunda şöyle der: "Bir günlük orucun vakti imsak ile iftar arası ise, îmanın müddeti de bir ömürdür." 4 Yani gündüz ortasında veya akşama yakın bir vakitte orucunu bozan kimse oruçlu sayılmadığı gibi, ömrünün son dakikasında îmanını kaybeden kişi de mü'min sayılmaz. Fakat son anlarda îman eden kimsenin îmanı makbuldür. Çünkü o insan yaşamış olsaydı, ömrünün kalan kısmını imanlı olarak geçirecekti.

İşte bu sebeple gayri müslim fakat iyilikleriyle bilinen insanlar Allah'a inanmadıklarını kesin olarak söylememişlerse veya îmanlarını dile getirmemişlerse onların îmanlı ölüp ölmedikleri hususunda kesin bir şey söylenemez. Kalben inanıp bunu sözle söylememe ihtimali olduğu gibi, gerçekten inanmadan ölmüş olma ihtimali de vardır. Bunun gerçek tarafını ancak Cenab-ı Hak bilir. Hesabını da yine O soracaktır.

Bediüzzaman Hazretleri, "Kâfirin Cehennemde ebedî olarak kalması Cenab-ı Hakkın merhamet ve şefkatine nasıl sığabilir?" şeklindeki bir suale verdiği cevapta, sözünü ettiğimiz bu meseleye ışık tutmaktadır.

"O kâfir hakkında iki ihtimal var. O kâfir ya ademe (yokluğa, hiçliğe) gidecektir veya dâimi bir azap içinde mevcut kalacaktır. Vücudun (var olmanın), velev Cehennem de olsa ademden daha hayırlı olduğu vicdanî bir hükümdür. Zira adem şerr-i mahz (sırf şer ve çirkin) olduğu gibi, bütün musibet ve mâsiyetlerin de merciidir. Vücut ise velev Cehennem de olsa hayr-ı mahzdır (mutlak hayırdır). Maahâzâ kâfirin meskeni Cehennemdir ve ebedî olarak orada kalacaktır.

"Fakat kâfir kendi ameliyle bu duruma kesb-i istihkak etmiş ise (hak etmişse) amelinin cezasını çektikten sonra ateş ile bir nevi ülfet (alışkanlık) peyda eder ve evvelki şiddetlerden azade olur. O kâfirlerin dünyada yaptıkları âmal-i hayriyelerine (iyi işlerine) mükâfeten şu merha-met-i İlâhiyeye mazhar olduklarına dair işârât-ı hadisiye (hadis-i şeriflerin işareti) vardır.5

Demek ki, îmanı olmayan, fakat yaptıkları iyilikleriyle bilinen gayr-ı müslim kişiler, dünyada yapmış oldukları faydalı işlerine mükâfat olarak Cehennemde "bir çeşit Cennet hayatı" yaşayabilirler. Cenab-ı Hak onların bu çalışmalarını karşılıksız bırakmaz.

1. Müslim, İman: 93.
2. Müslim, İman: 304.
3. Müslim, İman: 1.
4. İhyau Ulûmiddîn, 1:135.
5. İşârâtü'1-İcâz, s. 90.

Mehmed Paksu Meseleler ve Çözümleri - 1 ""
 
Üst Alt