Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sizi buraya getiren nedir?

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM!

İman eden veya etmeyen bütün insanlara İslâm'ı sunarken, kendimizde tamamen açık olması gereken öncelikli bir gerçek vardır... Bu, İslâm'ın kendi yapısından ve tarihinden ortaya çıkar.

İslâm, farklı özelliklere sahip bağımsız bir varlık ve hayat sistemidir. Bütün bağlantı ve dinamikleriyle kendine özgüdür. Bağımsız hayat yöntemi ondan doğmakta, bilinen özelliklere sahip düzen onun üzerine kurulmaktadır.

Bu düşünce, eski olsun, yeni olsun diğer cahili düşüncelere köklü bir şekilde karşı çıkar. Bu düşüncelerle bazı tali noktalarda kesişebilir. Ancak bunların kaynaklandığı temeller insanlığın tanıdığı diğer sistemlerin hepsinden farklıdır.

İslâm'ın ilk görevi yeryüzünde bu düşünceye, uygun bir yaşam biçimi kurmak, onun fiilî bir şekilde tezahürünü sağlamak, Allah'ın seçtiği Rabbani yönteme uyan bir düzen kurmaktır. Bunu pratik olarak gerçek!eştirsin, o temel üzere kursun diye bu müslüman ümmeti Allah göndermiştir: "Siz insanlar için ortaya çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyar, Allah'a iman edersiniz"(Ali İmran 110)

Bu ümmetin niteliği hakkında ise şöyle der: "iyiliği emrederler, kötülükten alıkoyarlar," (Hacc,4l)

Öyleyse İslâm'ın görevi yeryüzünde egemen olan cahilî düşüncelerle, her yerde hakim olan cahili kurumlarla uzlaşmak değildir. Geldiği günde de görevi bu değildi. Bugünkü görevi de bu değildir. Yarın da bu olmayacaktır... Cahiliye aynı cahiliyedir. Cahiliye tek olan Allah'a ibadet etmemek, ilahî hayat tarzında sapmak, ilahî kaynağın dışındaki başka bir kaynaktan düzen, hukuk, yasa, adet, gelenek, değer ve ölçüler ortaya çıkarmaktır. İslâm da yine aynı İslâmdır. Ve görevi insanları cahiliyeden İslâm'a taşımaktır.
Cahiliye; Allah'ın izin vermediği halde bazı insanların diğerlerine yasalar koyarak insanın insana ibadet etmesidir.

İslâm ise insanların düşüncelerini, akidelerini, hukuk düzenlerini, yasalarını, değerlerini, ölçülerini Tek olan Allah'tan alarak O'na ibadet etmek, kula kulluktan kurtulmaktır.İslâm'a iman eden ve etmeyen bütün insanlara, İslâm'ın doğasından ileri gelen bu gerçeği, yeryüzündeki rolünün yapısını sunmamız gerekir.

İslâm, ne düşünce bazında, ne de bu düşünceden doğan kurumlar bazında cahiliye ile ortak çözüme girmeyi kabul eder... Ya İslâm... Ya da cahiliye...

İslâm'ın kabul edeceği, hoşnut olacağı yarısı İslâm, yarısı da cahiliye olan başka bir şey yoktur ortada. İslâm'ın bakış açısı nettir: Hak çok değil, tekdir. Bu hakkın dışındakiler ise ancak sapıklıktır. İkisinin bir araya gelmesi, kaynaşması mümkün değildir. Ya Allah'ın hükmü vardır, ya da cahiliyyenin. Ya Allah'ın şeriatı ya da heva ve heves. Bu konuda birçok ayet vardır.
Kur'an'da: "Aralarında Allah'ın indirdiği Kitab ile hüküm ver. Allah'ın sana. indirdiğinin bir bölümünden seni vazgeçirmelerinden sakın. Heveslerine
Uyma." (Maide, 49)

"Bundan dolayı onlara, davette bulun. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma."(Şura, 15)

"Cahiliye devri hükmünü mü istiyorlar? Yaki-nen bilen bir millet için Allah'tan daha iyi hüküm veren kim vardır?" {Maide, 50)

Bu, üçüncüsü olmayan iki şeydir. Ya Allah ve Rasûle icabet etme, ya da hevese uyma. Ya Allah'ın hükmü, ya da cahiliyenin... Ya tamamen Allah'ın indirdiği ile hükmetme ya da Allah'ın indirdiğinden yüz çevirme... Allah'ın (c.c.) ortaya koyduğu bu kesin ve net açıklamadan sonra artık tartışmaya, konuşmaya gerek yoktur.
Öyleyse İslâm'ın görevi, cahiliyeyi insanların yönetiminden uzaklaştırmak, bu yönetimi; özel yöntemi, bağımsız yapısı ve köklü özelliklerine dayandırarak üstlenmektir. Bu doğru yönetimden amaç; insanlığın Yaratıcısına dönmekten ileri gelen hayrı, insanların hareketleri arasındaki uyumdan doğan kolaylığı bütün insanlar için istemektir. Bu yönetimi; özel, bağımsız yöntem olarak üstlenir. Allah'ın kendisi için istediği yüksek bir düzeye ulaştırır, heveslerin hükmünden kurtarır.
Ya da İran ordusu komutanı Rüstem'in Rebi' b. Amir'e (r.a.) "Sizi buraya getiren nedir?" diye sorduğunda verdiği cevap gibidir: "Dileyeni kula kulluktan Tek olan Allah'a kulluk etmeye dünyanın darlığından dünya ve ahiretin genişliğine, dinlerin zulmünden, İslâm'ın adaletine ulaştırmak için bizi Allah gönderdi."
slâm geçmişte ve günümüzde, doğuda ve batıda insanların
düşüncelerinde, düzenlerinde, kurumlarında, geleneklerinde ve adetlerinde tezahür eden azgınlıklarını okşamak için gelmemiştir. O ancak bütün bunları ortadan kaldırmak üzere tamamen neshetmek, insan hayatını kendine özel ilkeleri üzere kurmak için gelmiştir. Hayatı yeniden, yepyeni bir biçimde, ekseninin kendisi olduğu bir biçimde kurmak için gelmiştir. İnsanların cahiliyede yaşadığı, sahip olduğu bazı noktalarla, onun bazı noktaları benzeşebilir. Ancak bu, o demek değildir. Ondan bir parça da değildir. Tâli noktalardaki bu benzeşme sadece ve sadece tesadüfi bir şeydir. Ağacın kökü tamamen farklıdır. O, kendisinden Allah'ın hikmetinin çıktığı, diğeri ise beşeri heveslerin çıktığı bir ağaçtır: İyi toprak Rabbinin izniyle bitki verir, çorak toprak ta ancak kavruk bitki çıkarır." (Araf, 58)

Cahiliye eskiden pis idi, şimdi de pistir. Görünüşte, biçimde farklılaşır bu pislik. Ancak özde, temelde değişmez. Cehaletlerinden, adaleti, hakkı, hayrı kendi insan, sınıf ve milletlerinin çıkarlarını üstün tutma hastalığından kurtulamayan cahillerin hevesleridir. Allah'ın şeriatının gelip, bunu toptan yürürlükten kaldırması, bütün insanlık için insan cehaletinin bulaşmadığı, heveslerinin kirletmediği, hiç bir grubun çıkarına meyletmeyen bir yasa koyması gerekir.

Allah'ın yöntemi ile insanların yöntemi arasındaki bu köklü farkdan dolayı, bu ikisinin bir düzende bir araya gelmesi, bir kurumda birleşmesi, yarısının bir taraftan diğer yarısının öteki taraftan alınması muhaldir. Çünkü Allah (c.c.) kendisine ortak koşulmasını affetmez. Yönteminin yanında başka bir yöntem de kabul etmez.

Bu aynen böyledir. Ve yakinen böyle bilinmelidir.


Müellifi:Seyyid Kutub

İSTİKBAL İSLAMINDIR..!
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Bu yazının müeellifi sosyolog,edip ve müfessirdir,bunu göz önüne alarak okuyunuz.Ayrıca İslami yöntemin müsbet,olumlu,yapıcı ve gayri ihtilali(bozguncu ve karışıklık çıkarıcı olmayan) yapısını kabul etmiştir.Sözleri sapık anlayışlara yol açmamalıdırBu konuda ,Müellifin İslam cemaatinin yapısı ile ilgili yazısını araştırıp okuyunuz. okuyunuz..
 

sadece

New member
Katılım
26 Ara 2007
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Bu yazının müeellifi sosyolog,edip ve müfessirdir,bunu göz önüne alarak okuyunuz.Ayrıca İslami yöntemin müsbet,olumlu,yapıcı ve gayri ihtilali(bozguncu ve karışıklık çıkarıcı olmayan) yapısını kabul etmiştir.Sözleri sapık anlayışlara yol açmamalıdırBu konuda ,Müellifin İslam cemaatinin yapısı ile ilgili yazısını araştırıp okuyunuz. okuyunuz..


Senin fikrine göre sosyolog edip ve müfessir olan zat İslami yönetimin müsbet olumlu yapıcı ve gayri ihtiyari yapısını kabul edip, sözlerinin sapıklığa yol açmadığını belirterek yazı sahibinin islam cemaat yapısı ile ilgili eserlerini de önermişsin.

Okumak isterdim ama temin etmem bu aralar zor, E-Book olarak bulabilirsen linkini isterim...

Peki; hangi kesme göre yazılıyor bu eserler?
Tüm islamların kabul etmesi mümkün mü yoksa kendi taraftarları mı?
Mezhep ve meşrep ayrılıklarında doğruluğu ve kabulu oluyormu?

Ufak bir kısmını da yazarsan güzelce temaşa edip beraber konuşalım isterim.

Muhabbetle.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Evet defaatle görmüşüm ki Üsdat Seyyid kutubtan yaralananlar ihtilale fikri bir kapı aralıyorlar,hem Kur'anı azimüşanı şekilciliklerinden ya tevil edemiyorlar yahut yanlış teviller ile İslamı yalnış anlıyorlar.Halbuki bu kişiler üstadı ve düşünce ufkunu derinlemesine araştırmamışlar.Birkaç yazısını okumakla yetinmişler.Hem o bir kahramandır,tarih buna şahittir ama o islama hizmetkar güzel söz konuşmada usta,edip,toplum bilimci ve tefsir ilimcisidir,bu kahramanlığı sadece samimiyetine delildir.Onun coşkulu anlatımı ,yalın ifadeleri müslümanları yüreklendirmek,insanlığı onurlu bir hayat tarzına çağırmak ve herkesi tevhid inancında buluşturmaktır.
Evet mühim meselelerde ayrıntılar bazen kapanır,görünmez.Veya ana fikrin tekrar tekrar işlenmesi ve eserlerde çok yer alması,mühimde olsa ayrıntıyı gözden kaçırtır,akıldan siler.Onun içinki Kutub yanlış algılanıyor.
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
Allah razı olsun sinang kardeşim.Özledim sizi :) dua ile
 
Üst Alt