Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sizde de varmı ?

kurumuþ çoraklar

New member
Katılım
13 Nis 2008
Mesajlar
122
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Yaş
52
Konum
istanbul
Yasak denildiği zamanda hacca gitmişler bizim enişteler...
Medine'ye gitmişler.
Medine-i Münevvere'de sabah ezanını çok çabuk okurlar.
Yani, imsak kesilir kesilmez ezanı okurlar.
Biraz beklemeleri olur onların, cemaat toplansın filan diye...
Hemen evvel vaktinde, daha ortalık karanlıkken,
"Allahu ekber" deyip namazı kılarlar.

Bir de, teheccüd vaktinde, namazdan bir saat önce bir ezan daha okurlar geceleyin.
Kalkarsın.
Ne oldu?
Teheccüde kaldırıyor, teheccüd çok sevap ya...
Kur'an-ı Kerim'de Peygamber Efendimiz'e *S.a.v* tavsiye edilmiş ya...
Hani biz hep atlatıyoruz, yatıyoruz ya...

İşte o, o vakitte ezan okurlar; millet teheccüde kalksın da, sevap alsın diye.


Tabii bizim enişteler bir evde misafir oluyorlarmış,
Medinede,
ev sahibi de medineli bir imam...

O devirde öyle çok otel motel yok, gelen misafirler de kıymetli;
imamın evinde misafir oluyorlarmış.

Böyle anlatmıştı, iki şey hatırımda kaldı:

Erkekler tarafına sofrayı tepsinin içine bütün yiyecekleri yemekleri koyup sürerlermiş.
İşte enişte, imam efendi, bilmem kim...
Yerlermiş bir kaç yemek, ondan sonra o sofra mutfağa gitmezmiş.
Erkekler tarafından, sokak kapısından dışarıya sürülürmüş sini bütünüyle...
Yâni bunlar iki üç kişi, ne kadar yediyse, kalan yemekler duruyor üstünde...

Fukara da bilirmiş İmamın kapısının dışına sini sürülecek,
sabahleyin tepsi sürülecek, sofra sürülecek diye...
E, orada bekleşirlermiş. Fukara yemeğini yermiş orada,
tabaklar sıyrılmış olarak boş gidermiş mutfağa...
Bu güzel bir adet, yâni cömertlikleri böyle.


Hala anlatıyor, Allah ömür versin, selâmet versin..
Şimdi ezan okunmuş, teheccüd ezanı galiba; teheccüd ezanı okunur okunmaz,
evin kızı gitmiş küçük bebeğinin burnunu sıkmış, kapatmış burnunu...
E, uyuyan çocuğun burnunu kapatırsan ne olur?
Nefessiz kaldığı için çırpınır uyanır.
Şap şup şup yanaklarına vurmuş, öpmüş, çocuğu uyandırmış.

Şimdi bizim Hala da şakacı bir kimse, demiş ki:

"--Kız ne yapıyorsun, bebekten ne istiyorsun,
ne diye rahatını bozdun zavallının?"

Demiş:

"--Ezan okunuyor, kalksın!"

"--Yahu altında bezi var, belki çişli, belki kakalı;
yâni bu bebek namaz vaktinde kalkacak ne olacak yâni?.."

"--Olmaz." demiş.

"--Namaz kılmaz ki bu..."

"--Olmaz, kılmasa da kalkacak."

"--Niye?"

"--Beyim kızar." demiş.

"Bizim efendi bana kızar, kavga eder sonra benimle; niye bebeği kaldırmadın diye."
Sonra demiş,
"Bebek böyle bu vakitte uyumağa alışırsa, büyüdüğü zaman kalkamaz!" demiş.


Aferin aşkolsun, çok hoşuma gitti yâni, Allah razı olsun...
Evet, çocuk alışkanlığı öyle alırsa; o zaman zor gelmez.
Ama o vakitte, "Çocuktur, kaldırma!" dersen,
yalı kazığı kadar kocaman olduğu zaman, sana tepeden baktığı zaman;
sen onu ayağından sürüklesen,
bando mızıka getirsen, kafasına marş çaldırsan kalkmaz.
yorganı başından aşağı çeker, bir taraftan öbür tarafa döner...

Sen tabii utanırsın babayım diye,eşini gönderirsin:

"--Hanım git, şunu uyandır! Kazık kadar oldu, sabah namazını kılsın." bilmem ne..

"--Yâ anne yâ, bırak yâ..." der o da, yorganı çeker başından aşağı, kalkmaz.

Neden?

Kötü alıştığı için.
Yani, daha önce o vakitte hiç kalkmadığı için.
kaldırılmadığı için.
Anasının gözünde hep bebek kaldığı için



Mahmut Esat çoşan R.a.
28. 12. 1994 - Sabah Sohbetinden
 
Üst Alt