Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sınanıyor muyuz?

gizem

New member
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
istanbul
Tüm bu dini kurallar ne için? Ne için ibadet ediyoruz? Yaşam amacımız ne?
 

eflatun

New member
Katılım
17 Nis 2010
Mesajlar
34
Tepkime puanı
36
Puanları
0
İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?
Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır. (ANKEBUT/2-3)

Elhamdülillah ne güzel anlatıyor vesselam...

 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
sınanıyoruz derken deneniyormuyuz dedininz acaba evet aynen öyle Allah cc elmas ve kömürü ayırt etmek için bizi deniyor.malum ikiside karbon atomundandır.
 

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
Allah dünyanın geçici bir yurt olduğunu ve asıl yurdun ahiret olacağını tarihin başından bu yana insanlara açıklamıştır. Buna rağmen insan, çok kısa süren dünya hayatına yönelir ve nefsine fayda sağlamaya çalışır. Halbuki olayları biraz akılcı değerlendirebilen ve gerçekleri düşünen bir insan, dünya hayatının sonsuz hayat yanında ne kadar değersiz olduğunu görüp anlar.
Allah insanları dünyada imtihan etmektedir. Ve Allah'ın Kuran'da bildirdiği 'Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım' ( Zariyat Suresi, 56)ayetinin bir gereği olarak insanların tek amacı Allah'a ibadet etmektir.
 

gizem

New member
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
istanbul
Allah dünyanın geçici bir yurt olduğunu ve asıl yurdun ahiret olacağını tarihin başından bu yana insanlara açıklamıştır. Buna rağmen insan, çok kısa süren dünya hayatına yönelir ve nefsine fayda sağlamaya çalışır. Halbuki olayları biraz akılcı değerlendirebilen ve gerçekleri düşünen bir insan, dünya hayatının sonsuz hayat yanında ne kadar değersiz olduğunu görüp anlar.
Allah insanları dünyada imtihan etmektedir. Ve Allah'ın Kuran'da bildirdiği 'Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım' ( Zariyat Suresi, 56)ayetinin bir gereği olarak insanların tek amacı Allah'a ibadet etmektir.

zariyat süresinde; insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım diyor ama tek amacı ibadet etmek değil sanırım aynı zamanda ona inanmak, hatta onun tek olduğuna inanmak. yani Allah onun var olduğuna ve tekolduğuna inanmamızı ve ona ibadet etmemizi istiyor. burada da sınanıyoruz. yani varlığına ve tekliğine inanmazsak ibadetin bir anlamı yok. varlığına ve tekliğine inanırsak fakat ibadet etmezsek yine bir anlamı yok. ben böyle biliyorum en azından.
 

gozcelik

New member
Katılım
10 Eyl 2011
Mesajlar
100
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Tüm bu dini kurallar ne için? Ne için ibadet ediyoruz? Yaşam amacımız ne?

Merhaba,
"Yaşam amacımız ne?" sorunuza şöyle nacizane kendi fikrimle cevap vermeye çalışayım.
Ben kendimce şöyle bir hikaye hayal ediyorum.
Tanrı bir insanı yaratıyor ve ateşe atıyor. İnsan diyor ki "Ey Rabbim, beni niye yarattın da ateşe attın? Ben bunu hakedecek ne yaptım?".
Tanrı der ki: "Ben sonsuz bilgeliğim ile biliyorum ki, eğer seni bir imtihana soksaydım sen beni inkar edecektin, diğer insanlara da bir çok kötülük yapacaktın. İşte o yüzden seni cezalandırıyorum."


Çok saçma oldu değil mi? Bu hikayedeki insan en azından bir seçim şansı olsun ister, cezayı hakedecek hareketleri yaparsa cezasını inkar edemez. İşte Yüce Allah her birimizin ahirette ne günahlarla ve ne sevaplarla önüne geleceğimizi bilir. Ancak bunların eyleme dönüştüğü ve "hak" olduğu (hak edildiği) zaman ve mekandır dünya hayatı. Ödül veya cezanın "hak" olması için kendi özgür iradelerimizle bir şeyler yaptığımız bir sınavdır.

Ya da daha basit olarak şöyle düşünün. Bugün dünyadasınız ve etrafınıza baktığınızda bir sürü şanslı ve şanssız insan görüyorsunuz. Bir çocuk zengin bir aileye dünyaya geliyor. Hayatını rahatça sıkıntısız yaşıyor. Gelecek kaygısı yok. Zina, diğer insanları aşağılama gibi bir çok kötülük yaptığı halde parasına para katıp hayatı daha güzel yaşıyor. Bir diğer tarafta ise fakir bir aileye doğan veya bazı uzuvları çalışmayarak doğan insanlar var. Her ne iyilik yaparlarsa yapsınlar, para veya sağlık kazanamıyorlar. İşte bu nokta da birisi çıkıp şöyle diyebilir: "Niye bu adeletsizlik? Keşke insanlardan iyi olanlar zengin ailelere sağlıkla doğsa da kötü olup başkalarına zulmedenler yokluk içerisinde kalsa."
Doğru bir temenni mi? Bence öyle. Peki insanlardan iyi olanı ile kötü olanını nasıl ayırt edeceğiz? Mesela dünyaya gelmeden önce insanlar minik bir sınavdan geçseler de o sınavdaki notlarına göre zengin ve sağlıklı ya da fakir ve hasta olarak dünyaya gelseler iyi olmaz mıydı? Mantıklı geldi mi? İşte şu an yaşadığımız şey aslında o minik sınav. Biz sonsuz bir yaşamın önündeki 60-70 senelik hemen gelip geçen çükük süreli bir sınav içerisindeyiz. Burada alacağımız notlara göre sonsuz hayatımızda köşkler, huriler(yardımcılar),sağlık ile ödüllendirileceğiz. Ya da yaptığımız kötülüklerin karşılığını göreceğiz.
Yani dünyadan sonra sonsuz bir yaşam var gibi düşünmeyin. Sonsuz yaşamdan önce minik bir dünya hayatı var gibi düşünün. Bu minik hayatta yaptıklarımız bizim esas gerçek hayatımızın yönünü belirleyecektir.

ÖSS sınavına hazırlanırken son 1 seneyi deli gibi çalıştığımı hatırlıyorum. "Ömrüdeki kalan 50-60 senelik bölümü güzel geçirebilmek için bu bir seneyi gözden çıkarıyorum" derdim kendi kendime. iyi bir anlaşma: 60 senelik güzel yaşam için öncesindeki 1 seneyi feda etmem, daha doğrusu "feda etmek"ten ziyade o 1 sene de yapmam gerekenleri yapmam yeterli.

Şimdi de aslında benzer bir durum var. Sonsuz yaşamdaki güzellikler için öncesindeki 60-70 yıllık dönemde yapmam gerekenleri yapmam yeterli. Maalesef, ÖSS'de gösterdiğim hassasiyeti bu konuda gösteremiyorum:(

"Tüm bu dini kurallar ne için?Ne için ibadet ediyoruz?" sorusuna nacizane cevabım şöyledir.
Allah bize bir sınavda olduğumuzu açık açık belirtiyor. Ancak bizler -benim ÖSSdeki hassasiyeti gösterememem gibi- bu sınavın ciddiyetinden uzaklaşıyor, hatta sınavı unutuyoruz. Nefsimiz bizi rahatlığa rehavete doğru çekiyor. Nefsine aldanmayanlar bu sınavı kazanacak ama insanın kendi nefsini yani kendi kenidini yenmesi kolay değildir.
Yüce Allah bize, nefsimize üstün olabilmemiz için bir yol göstermiştir, bir "hayatı doğru yaşama yöntemi" göndermiştir. Oruç tutamızın, namaz kılmamızın herşeye gücü yeten hiç bir şeye muhtaç olmayan Allah'a bir faydası yoktur. Ancak bunları yaparak hem kul olduğumuzu kabul etmiş oluruz, hem de nefsimizi köreltmiş oluruz. Nefsimiz köreldiğinde de ona karşı daha kolay üstün geliriz.
Her bir dini kuralı ayrı ayrı yüzlerce sayfa da anlatmak mümkündür. Neden zina yapılmamalı, neden zekat verilmeli, neden kurban kesilmeli vb. kuralların bildiğimiz ve bilmediğimiz bir çok hikmeti mevcuttur.

Sağlıcakla kalın.
 

raþid

New member
Katılım
18 Eki 2011
Mesajlar
120
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Konum
yan odadan
Tüm bu dini kurallar ne için? Ne için ibadet ediyoruz? Yaşam amacımız ne?

Elbette sınanıyoruz. Bakın forumda yazdıklarınıza bile küfür edilerek sizi bir çeşit küfür etmeye ve yanlışa sürüklemeye çalışıyor şeytan ve avaneleri. Bütün bu olumsuzlukları berataraf ederek siz dönüp bir de "Allah'u Ekber" diyerek namaza durabiliyorsanız, işte o zaman iman lezzetini alıyorsunuz. Bize bunu telkin ile öğretenlerden ve tavsiye edip de uygulatanlardan Rabbim razı olsun ve Allah'a (cc) da sonsuz şükürler olsun.

İşte bütün dini kurallar bizim düzgün ve ahlaklı birer müslüman olmamız ve sadece Rabbimize kulluk etmemiz içindir. Çünkü ayet öyle buyuruyor ki; "Ve ben, cinn u İns'i ancak bana kulluk etsinler diye yarattım" (Zariyat:56)

Yaşam amacımız da ancak budur, biz kabul edip uygulasak da uygulamasak da. Tabi biz nefislerimize uyarak dünyalık işlere saptığımız ve bu işler içerisinde kaldığımız için, bu ayetlere vakıf olamıyoruz. Rabbimiz layık olanlardan ve uygulayanlardan olmamızı nasip etsin inşaallah.
 

gizem

New member
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
istanbul
Merhaba,
"Yaşam amacımız ne?" sorunuza şöyle nacizane kendi fikrimle cevap vermeye çalışayım.
Ben kendimce şöyle bir hikaye hayal ediyorum.
Tanrı bir insanı yaratıyor ve ateşe atıyor. İnsan diyor ki "Ey Rabbim, beni niye yarattın da ateşe attın? Ben bunu hakedecek ne yaptım?".
Tanrı der ki: "Ben sonsuz bilgeliğim ile biliyorum ki, eğer seni bir imtihana soksaydım sen beni inkar edecektin, diğer insanlara da bir çok kötülük yapacaktın. İşte o yüzden seni cezalandırıyorum."


Çok saçma oldu değil mi? Bu hikayedeki insan en azından bir seçim şansı olsun ister, cezayı hakedecek hareketleri yaparsa cezasını inkar edemez. İşte Yüce Allah her birimizin ahirette ne günahlarla ve ne sevaplarla önüne geleceğimizi bilir. Ancak bunların eyleme dönüştüğü ve "hak" olduğu (hak edildiği) zaman ve mekandır dünya hayatı. Ödül veya cezanın "hak" olması için kendi özgür iradelerimizle bir şeyler yaptığımız bir sınavdır.

Ya da daha basit olarak şöyle düşünün. Bugün dünyadasınız ve etrafınıza baktığınızda bir sürü şanslı ve şanssız insan görüyorsunuz. Bir çocuk zengin bir aileye dünyaya geliyor. Hayatını rahatça sıkıntısız yaşıyor. Gelecek kaygısı yok. Zina, diğer insanları aşağılama gibi bir çok kötülük yaptığı halde parasına para katıp hayatı daha güzel yaşıyor. Bir diğer tarafta ise fakir bir aileye doğan veya bazı uzuvları çalışmayarak doğan insanlar var. Her ne iyilik yaparlarsa yapsınlar, para veya sağlık kazanamıyorlar. İşte bu nokta da birisi çıkıp şöyle diyebilir: "Niye bu adeletsizlik? Keşke insanlardan iyi olanlar zengin ailelere sağlıkla doğsa da kötü olup başkalarına zulmedenler yokluk içerisinde kalsa."
Doğru bir temenni mi? Bence öyle. Peki insanlardan iyi olanı ile kötü olanını nasıl ayırt edeceğiz? Mesela dünyaya gelmeden önce insanlar minik bir sınavdan geçseler de o sınavdaki notlarına göre zengin ve sağlıklı ya da fakir ve hasta olarak dünyaya gelseler iyi olmaz mıydı? Mantıklı geldi mi? İşte şu an yaşadığımız şey aslında o minik sınav. Biz sonsuz bir yaşamın önündeki 60-70 senelik hemen gelip geçen çükük süreli bir sınav içerisindeyiz. Burada alacağımız notlara göre sonsuz hayatımızda köşkler, huriler(yardımcılar),sağlık ile ödüllendirileceğiz. Ya da yaptığımız kötülüklerin karşılığını göreceğiz.
Yani dünyadan sonra sonsuz bir yaşam var gibi düşünmeyin. Sonsuz yaşamdan önce minik bir dünya hayatı var gibi düşünün. Bu minik hayatta yaptıklarımız bizim esas gerçek hayatımızın yönünü belirleyecektir.

ÖSS sınavına hazırlanırken son 1 seneyi deli gibi çalıştığımı hatırlıyorum. "Ömrüdeki kalan 50-60 senelik bölümü güzel geçirebilmek için bu bir seneyi gözden çıkarıyorum" derdim kendi kendime. iyi bir anlaşma: 60 senelik güzel yaşam için öncesindeki 1 seneyi feda etmem, daha doğrusu "feda etmek"ten ziyade o 1 sene de yapmam gerekenleri yapmam yeterli.

Şimdi de aslında benzer bir durum var. Sonsuz yaşamdaki güzellikler için öncesindeki 60-70 yıllık dönemde yapmam gerekenleri yapmam yeterli. Maalesef, ÖSS'de gösterdiğim hassasiyeti bu konuda gösteremiyorum:(

"Tüm bu dini kurallar ne için?Ne için ibadet ediyoruz?" sorusuna nacizane cevabım şöyledir.
Allah bize bir sınavda olduğumuzu açık açık belirtiyor. Ancak bizler -benim ÖSSdeki hassasiyeti gösterememem gibi- bu sınavın ciddiyetinden uzaklaşıyor, hatta sınavı unutuyoruz. Nefsimiz bizi rahatlığa rehavete doğru çekiyor. Nefsine aldanmayanlar bu sınavı kazanacak ama insanın kendi nefsini yani kendi kenidini yenmesi kolay değildir.
Yüce Allah bize, nefsimize üstün olabilmemiz için bir yol göstermiştir, bir "hayatı doğru yaşama yöntemi" göndermiştir. Oruç tutamızın, namaz kılmamızın herşeye gücü yeten hiç bir şeye muhtaç olmayan Allah'a bir faydası yoktur. Ancak bunları yaparak hem kul olduğumuzu kabul etmiş oluruz, hem de nefsimizi köreltmiş oluruz. Nefsimiz köreldiğinde de ona karşı daha kolay üstün geliriz.
Her bir dini kuralı ayrı ayrı yüzlerce sayfa da anlatmak mümkündür. Neden zina yapılmamalı, neden zekat verilmeli, neden kurban kesilmeli vb. kuralların bildiğimiz ve bilmediğimiz bir çok hikmeti mevcuttur.

Sağlıcakla kalın.

bazen nefsimize uyduğumuzu ve sınavı unuttuğumuzu söylüyorsunuz. ama sınav için çalışmasanız da sınavda olduğunuzu inkar etmiyorsunuz. yani sınavda olduğunuzu bilmek sınava çalışmak için yeterli bir sebep değil. sınava çalışmak için nefsinizi yenmeniz gerekiyor. yani nefsinizi iman konusunda terbiye etmeniz gerekiyor anladığım kadarıyla sanırım????
 

gozcelik

New member
Katılım
10 Eyl 2011
Mesajlar
100
Tepkime puanı
5
Puanları
0
bazen nefsimize uyduğumuzu ve sınavı unuttuğumuzu söylüyorsunuz. ama sınav için çalışmasanız da sınavda olduğunuzu inkar etmiyorsunuz. yani sınavda olduğunuzu bilmek sınava çalışmak için yeterli bir sebep değil. sınava çalışmak için nefsinizi yenmeniz gerekiyor. yani nefsinizi iman konusunda terbiye etmeniz gerekiyor anladığım kadarıyla sanırım????

İmanım yerinde çok şükür. Ancak bana verilen görevleri, üzerime farz olanları yapmak konusunda nefsimi eğitmem lazım haklısınız. Ben de kendi nefsimi köreltmek için çalışıyorum. Zaten tüm farzları ve sünnetleri hakkıyla yerine getirenler bile "biz doğru yola erdik sonunda" demiyorken ve ahiretten korkuyorken benim sınavı geçecek kadar çalışmam var demem saçma olurdu.
Umarım siz de nefsinizi iman konusunda terbiye etmeye niyet etmişsinizdir. Sağlıcakla kalın.
 
Üst Alt