Kaldırımlar ıslanıyor görmüyorsun
sessiz bir can gömülüyor suların rapsodisine
günleri kovalıyor düşlerinde bilmiyorsun
elleriyle şekiler çiziyor damlalara
nerden bilecekti o gece
bir kara kedi kedi geçip önünden
baykuşlar gülümseyecekti kaderine
kaldırımlar ıslanıyordu şehrin;kirli kaldırımları adımları siliyordu
siliyordu yaşlarla damla damla boyuyordu susuzluğuna
damlalar boyuyordu kaldırımları şehri boyuyordu
sessiz bir can oturmuş damlaların altına
boydan boya ıslanıyordu dilinde eski bir ağıdın nağmeleri
nağmeler damlalarla iniyordu melodik sesler çıkarak
o gece yıldızlarlar da yoktu ay da saklanmıştı
gözyşalarının sebebiyle dirilse de yollar
kayboluyordu o gece adımların peşi sıra atılan yorgunluğuyla
ölüm de yoktu,gülmek de....
Kaldırımları ıslanıyor bu şehrin yüreğimden akan yaşlar gibi
can kırıklarını indiriyor yere balyozlar gibi kaldırıyor kedileri yerden
indiriyor sessizliğini birden bire
ıslanıyordu kaldırımlar
nerden bilecektin ki o gecenin burukluğunda sırılsıklam vurulduğumu
yeniden aşkın nişangahı olan yüreğimle
sana geldiğimi
nerden bilecektin ki yüreğimin umarsız acılarını kusarak bir kaldırıma
seni özlediğimi
bilemeyeceksin.bilmeyeceksin de.Kaldırdım yağmurları şehirlerden
bulutları sildim resim defterimden,sildim gözyaşlarımı şiirlerden
artık ağlamayacağım,dik duracağım yalnızlıklara
gece beni sarsın isterse yoklukta,yokluğunda sarsın bütün düşlerimi
yine menekşeme sarılıp çiçek açmasını bekleyeceğim.
bahar olacak yeniden o açınca,güneşi indirip göklerden
üstüne bırakacağım,çekeceğim bütün bulutları göklerden
sulasın diye onu.
ama sen görmeyeceksin.Bilmeyeceksin onun açışıyla baharlandığımı
duymayacaksın kısık sesimle çığlıklarımı,
düşlerimi,yalnılığımda kustuğum geceler boyu adam resimlerini
kırdığım bütün tabelaları
büyük puntolarla yüreğimde haykırsamda sevdamı
küçük harflerle yansıtacağım şiirlerime
martılar o zaman aksın,denizlerinden üstüme
o zaman işlesin kaderim saatin ardınca
ardılansın belki de düşlerimi yazdığım deftere
...
kaldırımlar ıslanmıştı şehrin ve sen bilmiyordun
ıslanmıştım aşkının sağanığından,gözlerim ıslanmıştı
islenmiş bir buhurla kokunu izledim o zaman odamın penceresinden
yayılışı izledim dimağıma elvan elvan.Sardım bütün benliğimi
sarıldım yelkovan gibi akrebe,dakikalığımı ölçtüm birden bire
ölçtüm mesafesiz seviyorum seni,uzaklığın isyanında seni limansız seviyorum
boğulsam da aşkın inlemeyeceğim denizlerinde
boğulsam da hüsranlarımdan ağlamayacağım denizlerinde
sen bilmiyordun ama bırakmıştım eski deliliklerimi
sakinliğe sukunet sarıyorum sigara dumanyla
artık ciğerden öksürüyorum dumanlaşan zihnimle
bu yüzden susup susup sana yazışım bu yüzden
sana sessizce gelişim,sesimin rengini bilemeyecek kimse
mavi diyecekler belki de gözlerinden yansıyacak denizlerle
kaldırımları ıslandı,adımladım yolları bir başıma
gece arkadaşım oldu ilerledik heybeden yüreğe
kaldırımları ıslaktı bu şehrin,sanki şehir de ağlamıştı
bırakmıştı öyle dolu dizgin gözyaşlarını
sen bilmiyordun ama ben adımladım bütün metanetimle
ilerledim gözlerinde,seni izledim uyurken
hdoya doya hiç bakmadığım yüzüne
belki de o gece baktım doya doya
ilk defa böyle doydum
rüyanda gülümsüyordun,rüyalara dalmıştın
sen bilmiyordun ama ben seni izliyordum
kaldırımları ıslanmış bu şehirde
içime akıttığım damlaları topladım
acuçladım birer birer
o gece görmedin sen sana yağmur toplamıştım
avuçlamıştım kaderimizi ve tutup tutup sarılmıştım
nerden bilecektim ki akıp gideceğini damlaların
ellerimin arasından,sana biriktirmiştim halbu ki
çiçeklenesin diye.
o gece....
kaldırsam da bütün şemsiyeleri şehirlerin üstünden
yıldırımları kabus oluyor düşlerimin
denizleri izliyor bütün engünlerin çıkmaz sancıları
görmedin o gece sen ama
ben seni çok özlemiştim
dağlara çıkayım dedim günlerce
orada biraz olsun durulayım
ama kaybettim zirvesi bulutlu dağlarımı
yönümü kaybettim sen görmedin
bilmeyeceksin de o gece başka olanları
kedileri gördüm
onlarda zaten mahurdular.
bir onlar şahit oldu yanışına bütün resimlerimin
kurduğum kalelerin yıkılışına
günlerdi bilmiyorsun,görmedin söylemedim
üşüdüm o gece ellerim buz kesti
yalnızlığım dondurdu bütün gece beni
kaldırımları ıslanmış şehirde
en çok da kalabalıklığında kimsesizliğimle
sarıldım yolların kıvrımsız uzanan kaldırımlarında
kaldırımlar ıslaktı
toprak kokuyordu heryer.
bahar gelmişti oysa
çiçeklenmiş oysa heryer
sana dermiştim düşlerimi birer birer
o gece
geldim
gittiğimde donmuştum.
üşüdüm
...