sinang
New member
Bismillahirrahmanirrahim
Esselamün aleyküm,kari'i..
Bizler islamı iki döneme ayırabiliriz,Bu dinin Kur'an ve sünnet ile bağının açık görüldüğü dönemdir.bu toplum vahiy ikliminin çocukları olabilmiş veya bu ruhi haleti hissedenlerle büyümüşlerdir.İmam malik medinelelerin o dönem medine ahalisinin bir konu hakkındaki genel hükmünü Kur'an ve sünnetten sonra delil kabul etmiştir..
İşte böyle bir dönemden sonra İslam toplumunda Kur'an ikliminden sünneti seniyyeden uzaklaşma başlamış olaylar kişilerin zihninde açıklığını yitirmiş,ihtilaflar artmış,hükümlerin Kur'an ve sünnet ile ilgili ilintisi ya çarpıklaşmış veya bulanıklaşmıştır.
Mevzular uzun uzadıya iyi niyetle seleflerinin yolundan giden haleflerince açıklanmış,lakin cahil teba okumak ve anlamak yolunda ya gayret sarf etmemiş veya zihinler yorulmuş,kuru bir taklitçilik oluşmuştur.
Merhum hasan el benna (r.a) konuyu açıklarken güzel bir örnek verir ve derki selefin müminin tanımını yapması mü'minin suresi ilk 10 ayettedir'der.
İşte olayın tahkik boyutu ve taklit boyu veya olayın netlik ve teferruat boyutu buydu.Şimdi bazı kardeşlerimiz teferruatla uğraşıp boğulurken bir kısmımız ise kendimizi hüküm memuru görüyoruz,sanki..
Şaşırmamalıyız Rıza-ı ilahinin dışında nefsin karıştığı her yol tökezlemeyle karşılaşır,doğru düzgün yürüyemez..
Esselamün aleyküm,kari'i..
Bizler islamı iki döneme ayırabiliriz,Bu dinin Kur'an ve sünnet ile bağının açık görüldüğü dönemdir.bu toplum vahiy ikliminin çocukları olabilmiş veya bu ruhi haleti hissedenlerle büyümüşlerdir.İmam malik medinelelerin o dönem medine ahalisinin bir konu hakkındaki genel hükmünü Kur'an ve sünnetten sonra delil kabul etmiştir..
İşte böyle bir dönemden sonra İslam toplumunda Kur'an ikliminden sünneti seniyyeden uzaklaşma başlamış olaylar kişilerin zihninde açıklığını yitirmiş,ihtilaflar artmış,hükümlerin Kur'an ve sünnet ile ilgili ilintisi ya çarpıklaşmış veya bulanıklaşmıştır.
Mevzular uzun uzadıya iyi niyetle seleflerinin yolundan giden haleflerince açıklanmış,lakin cahil teba okumak ve anlamak yolunda ya gayret sarf etmemiş veya zihinler yorulmuş,kuru bir taklitçilik oluşmuştur.
Merhum hasan el benna (r.a) konuyu açıklarken güzel bir örnek verir ve derki selefin müminin tanımını yapması mü'minin suresi ilk 10 ayettedir'der.
İşte olayın tahkik boyutu ve taklit boyu veya olayın netlik ve teferruat boyutu buydu.Şimdi bazı kardeşlerimiz teferruatla uğraşıp boğulurken bir kısmımız ise kendimizi hüküm memuru görüyoruz,sanki..
Şaşırmamalıyız Rıza-ı ilahinin dışında nefsin karıştığı her yol tökezlemeyle karşılaşır,doğru düzgün yürüyemez..