Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Şehid Bayram ALi hoca r.a. şiilik üzerine...

ekreme

New member
Katılım
28 Kas 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
51
Bismillahirrahmanirrahim

Yavuz Sultan Selim'in hanımı haşmetli anamız şirin bir hanımdı. Yavuz Sultan Selim, Şah İsmaille savaşa giderken ona bir mektubu var:
- Hünkarım, Şevketlim seninle evleneli şimdiye kadar elini ayağını öpmeyen kalmadı. Ben helaline senin elini ayağını öpmek nasip olmadı.
Yavuz Sultan Selim'de cevabında:
- Bizim işimiz Allah için savaşmaktır, başka davamız yok. Benim savaşmam senin namusunu kurtarmaktır. dedi.

8,5 sene padihşahlık yaptı ama 500 yıllık iş yaptı. Bize tembellik yakışmaz.
Osmanlı Padişahı Yavuz, Hacca gidemedi niye? Halbuki canlarını feda ettiler.
"Ya Resulullah sav !.. Senin memleketinde gezen köpeğin yerden kaldırdığı bir tek tozuna 100 tane kellem feda olsun."
Bir zattan dinlemiştim, Yavuz'un hacca gidemeyeşini şöyle anlatıyordu .Yavuz Sultan Selime diyorlar'ki niye hacca gitmedin? Oda diyor ki, ben hacca gidince Resulullah bana:
" Yavuz, sen bana ne hediye getirdin",
" bende ona kocaman bir devletin işlerini terk ettim, kendimi sana kurban için getirdim desem bumu daha iyi yoksa, Ya Resulallah, bu anahtarlar Yunanistanın, bulgaristanın, Avusturyanın, belgratın, İranın, Irakın anahtarlarımı diyeyim bumu daha iyi? Biz bununla meşgulüz ''

Dedem at sırtından inmediki hacca gitsin.Dedem hanımını unutmuş!
Dedem diyorki; İslamın iki büyük düşmanı var! Biri batı,öbürü şia!
Bizim kurslarımızda şialı yapan hocalar var. Böyle bir hocanın burada yeri yok, ve Mekkeye gitmeye hakkı yoktur. Sırf şu şialık üzerine bir kaç saat konuşmam mümkündür.
Fuzuli divanında diyorki:
" Bir adam denizde boğulurken sahilde duran onun derdinden ne anlayacak?...Ben bu gizli hislerimi kime anlatayım.Bin türlü derdim var ama anlatacak takatım yok.
Ehli Sünnetten vel Cemaattan kıl kadar sapan insan velevki herhali keramet olsun ve 100 binlerce müridi olsa bu adam sahtekardır.
Bir araba yolun bir sağından bir solundan giderse mutlaka kaza eder. İnsanında itikatında zikzak olmayacak.

Bir çarşafı 99 hale soktular. Bugünkü soktukları son şekil İran parlamentosunun kadın millet vekillerinin kıyafetidir.Herşeyden önce bu yaptıklarımızdan Allah ve Resulü haberdardır.
Bizim kılımız dahi kıymetlidir.Kimseye itikadımızdan taviz verecek halimiz yok.
Biz şu memlekette yetim kaldık.Devletim bana sahip çıkmıyor'ki, bunlara karşı gerekli mücadeleyi verebileyim. Tarihin hiç bir döneminde bu kadar öksüz kalmadık.

Kur'anı Kerimin 6666 ayetten bir ayetini inkar etse o insan müslüman mı?
Bir insan Kur'an-ı kabul ediyorum ama faiz niye haram olsun dese bu müslüman mı?
Allah*u Teala sahabeleri Fetih suresinde onlar tertemiz diyor.
O şii kalkıp onlar hakkında neler diyor. Sen önce sahabenin Kur'an-da yeri nedir diye gözden geçirde ondan sonra haklarında konuş. Bizde dostluktan yanayız ama insan dostunu tanıması lazım. Birisi gelse anana sövse konuşur musun ? Dost olur musun ?
Şia Hz Aişe'ye sövüyor şimdi ne olacak?

Bayram Ali Öztürk Rha.

إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ

devam edecek...
 

ekreme

New member
Katılım
28 Kas 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
51
Elhamdülillah benim imanım kuvvetli, ben yaşadığım müddetçe anama sövdüremem.Osmanlı'nın Avrupa'da ilerlememesinin sebebi Şia'dır. Osmanlı Avrupa'ya ordu çıkardığı zaman Şia Osmanlıyı arkadan vurmuştur.Sırf anamın namusunu korumak için ejdadın ordu çıkardı. Yavuz'un Çaldıran savaşı gibi. Esasta dostun kim bunu göstermek için söylüyorum. Yoksa kişiler benim hedefim değil...


2 sene önce İran'ın başkanı Rafsan Canı bir uçak çarşaflı kadınla Ankara'ya geldi. Ondan sonra Konya'dan Mevlana'yı ziyaret ettiler. Halbuki şu topraklarda en kıymetli ziyaret edilecek kişi Eyyubul Ensari Hz.dir! Ona gitmiyorda Konya'ya gidiyor. Çünkü Mevlana farsça konuşurdu.Dil benzerliği vardı onun için. Allah'ın müsa'maha etmediğine ben müsa'maha etmem.
Ben istiyorum ki sen namusunlu yaşa.
Arkadaşlardan biri Tebrizden geldi. Orada ki kadınlar ondan hoca istedi.

Arkadşım dedi ki;
ben de onlara, İran'lılardan mollalar var! Onlardan isteyin dedik.

Kadınlarda;
bırakın o ahlaksızları onlar gelip bizimle muta nikahı yapıyor dediler.

İstiyormusunuz yarın ki namusunuz böyle olsun?

Ordan bir tehlike burda bir tehlike. Ben bir tane kanarya, 1000 tane kargaya nasıl yeteyim. Bu kadar hücüm altında iken camiye gelmeyeceğim, okumayacağım bu olurmu?
7000 Filistinli hapishanede, orada duramıyorlar. 20 kişi bir odada hoca tayin edip okuyorlar. Gardiyanlar gelince hap yapıp yutuyorlar.

Hz. Ömer (r.a.) diyor ki:

Bir insan evden çıkıp Camiye gelse Arabistan'da ki Tehame dağı kadar günahı olsa hepsine sünger çekerler.“


Vehb ibni Münebbih; "evde yastık görmektense şeytan görmek bana daha sevimli geliyor".
Çünkü yastık uykuyu çeker. Şeytanı görünce hiç değilse düşmanımdır diye korunurum.
Her halimiz bir olsun. Allah bize iyilik yapmaya mecbur değil. Yediğin yemeklerin hakkını vereceksin!
Sahabeler ne ar yetiştirdiler ne kılıç yaptılar, biraz ense yapalım dediler.
Resulullah bundan haberdar oldu. Siz ne yapıyorsunuz.

Cihad kıyamete kadar devam edicidir.“

Resulullah bir savaştan döndü. Aişe validemiz odasında idi. Cebrail (a.s.) geldi:

Ya Resulullah, Mevla'nın selamı var yine savaşa çıkacaksınız.“

Resulullah emredersiniz deyip hemen hazırlandı.Biz o Peygamberin ümmetleriyiz, ama o izleri kaybettik. O izleri arıyoruz. Mevla nasip eylesin. Osmanlının 50 yılının otuzbuçuk yılı
hep at sırtında geçti.Niçin? Cihad için.

Yavuz Sultan Selim, Babası Beyatıd Veli'ye diyor ki:

Bu devlet başkanlığını bana vereceksin.“ O da:

Ulan oğlum otur yerine sen daha çocuksun,“babasını yine ikaz etti.

Çorlu'da babasıyla savaştı, babasına yenildi. Babası bunun aşkını görünce:

Gel oğlum sen Allah ve Resulullah için uğraşıyorsun bu devlet başkanlığını vereyim sana.“

Benim kimliğim bu. Peki yapamam edemem demek var mı? Kimisine söylüyorsn,söylüyorsun ha duvara söylüyorsun ha ona.

Bayram Ali Öztürk


إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ


d.edecek
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Rabbim bayram hocadan razı olsun, Rabbim şehadetini kabul buyursun, bu denle tesirli sohbet eden kaç hoca yetişir bilemem , sohbetini dinlemekten memnun olduğum nadir insanlardandı.. şimdi artık kendinden dinliyemesemde eskinden dinlediklerimiz bizde yeteri kadar iz etmiştir. Rabbim şehidlerinden de , bu paylaşımı yapandan da ve konusu olan emirel müminin yavuz sultan selim handan (cennet mekan) razı olsun...
 

ekreme

New member
Katılım
28 Kas 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
51
Muhterem Müslümanlar, Allah'ın bahtiyar kulları, Muhammed Mustafa'ya sav kurban olan cemaati müslimin, damarlarında Hz Hatice' nin, Hz Aişe' nin, Hz Fatıma' nın kanını taşıyan Allah'ın bahtiyar kulları, Yavuz Sultan Selim' in öksüz ve yetim torunları...!


Sizi böyle kış ver yaz demeden sohbetlere devam ettiğinizi görmek dünyada cennet hayatı yaşamış olduğunuzu gösteriyor. Herkesin bir davası var, benimde var, sizinde var. Her türlü çilelere ve engellere rağmen yine devam ediyorsunuz ya sizden Allah cc. memnun, Resulullah sav memnun, erenlerde memnun.
Biraz evvel Salatü Selam getirdim. Resulullah' a salatü selam getirin deyince hepimizin selatü selam getirmesi lazım.
Resulullah' a salatü selam getirince, kabrinin başında bulunan melek hemen o salatı alıp Resulullah' a ulaştırıyor.

Bir hadisi şerifte buyruluyor ki:


- Ey Ümmetim ! Cuma günleri bana daha çok salavatı şerife getiriniz. Çünkü ümmetimin cuma günleri getirmiş olduğu salavatı şerife bana arz olunur. Kimki bana salavatı şerife getirirse bana daha çok yakın olur.


Başka bir hadisde:


- En faziletli gününüz cuma günüdür. O gün bana çok salatü selam getiriniz. Çünkü salatü selamlarınız bana arzedilir. Sahabeler, : Ya Resulallah ! Bizim salatü selamlarımız size nasıl arzedilir? Sen çürümüş olursun, diye sorunca Resulullah sav onlara : Allah-u Teala Peygamberlerin cesetlerini toprağa haram kılmıştır, diye cevap verdi.


Topraklar Bayram hocanın cesedini çürütür ama Resulullah'ın kini çürütmez. Siz şerefli insanlar bu derslere geliyorsunuz.
İmam-ı Yusuf'un oğlu vefat ettı. Kendisinin de İmam-ı Azam' ın dersine gitmesi gerekiyordu. Cenazenin kalkma işini başkasına havale etti dediki :


-Arkadaşlar şu saatte İmam' ı Azam ikindi namazından sonra falancı camide ders veriyor.Siz benim oğlumun cenazesini yıkayın defnedin. Eğer ben bugün İmam-ı Azam'ın dersine gitmesem, İmam-ı Azam'da bugün benim şimdiye kadar hiç duymadığım bir meseleyi anlatırsa o zaman ben hayatımın sonuna kadar kahrolurum, sonra ben bu ilmin duymamanın acısını nasıl gideririm.


Evlat tatlı bir şeydir, yürekten kopan bir parçadır ama insan ikinci bir evlat sahibi olmakla evlat hasretini giderebilir. İlim ise böyle değildir.
Sizin ilim aşkınızda bunlara benziyor. İmam-ı Ebu Yusuf'un karekterini gösteriyorsunuz.Ben sizin üzerinize vaaz edecek insan değilim, siz melekleride kıskandıranlarsınız.
Fatih müderrislerinden Hüsrev efendi vardı. 1965 de vefat etti. Talebelerine Buhari okutuyordu.Derse her defasında neşeli giderdi.
Bir sabah derse acele acele gitti, eski neşesi yok. Talebeleri yüzüne baktı, rengi sapsarı, ona dedilerki :


- Hocam her defasında derse gelirken yüzünüz neşeli idi. Bugün ise yüzünüzde bir özlem var, hayrola bir derdiniz
mi var? O da :


-Benim 18 yaşında bir kızım vardı, 3 gündür ateşler içinde idi. Şimdi yolda gelirken vefat haberi bize ulaştı.
Ben derse kıyamadım, gelin şu dersi okuyalımda ondan sonra hep beraber cenazeye gidelim.


10 dakika da olsa ilim tadı her şeyin üzerindedir. Onun için yaptığınız işin ufak olduğunu zannetmiyelim. Hep işin güzelini konuşalım ama eksiklerimizi de görmek lazım. Yemeği pişiriyoruz eksiğine bakıyoruz. Bizim eksiğimiz bize Amerika, Avrupa'mı söyleyecek. Bugün iyisiniz ama Efendi hz. burdan kaybolunca hemen durum fark ediyor. Korkuyorum, Mevla bize verdiklerini gerimi alacak. Allah-u Teala Hadid s. sayfa 540 ayet 16 da:


-İman edenlere vakti gelmedimi ki kalblari Allah'ın zikrine ve inen Kur'an-a saygı ile yumuşasın ve bundan önce kendilerine kitap verilmiş sonra üzerlerinden uzun zaman geçipte kalbleri katılaşmış ve çoğu fıska dalmış bulunanlar gibi olmasınlar.


Onun için rahatlığa kendinizi kaptırmayın, bu işin faturası pahallıya mal olur. Resulullah sav ahirete irtihal ettiği zaman Ebu Bekr Sıdk yanında yoktu. Bir iki kilometre uzakta idi. Duyduki Resulullah sav öldü vurguna döndü. İşini gücünü bıraktı. Resulullah sav evine doğru ilerledi. Anladıki Resulullah sav vefat etti. Geldi yüzünü açtı, alnın öptü, ayaklarının altından öptü ve dediki,:


- Ya Resulallah! Yaşarken de ölürken de güzelsin, hamdele ve selveleden sonra ,
-Ey insanlar her kim Muhammed Mustafa'ya inanıyorsa bilsinki o vefat etti, kim Allah'a ibadet ediyorsa bilsin ki Allah diridir ölmez.


Bayram hoca bugün var yarın yok olabilir, sende bugün varsın yarın yok olacaksın. Ölüm haktır. Niyazımız o ki Allah ölenlerin yerine boş bırakmasın. Demekki bunlar gözlerini yumsa biz hepden kayıp mı olacağız.
Bu Allah dostları Kabe'ye kebap yemeye mi japon malı almaya mı gidiyor.Bazı işler ordan oluyor. Biz akvaryum balıkları gibiyiz suya doymuşuz.Onlar ise bir damla suya bile muhtaç, susuzluktan dudakları bile çatlamış. Herkes Allah dostuna olan aşkından dolayı Kabe'ye Efendiyi görmeye geliyor. Kasrı Mekke oteline, Dubaili bir şeyh, Efendi hz. ziyarete geldi. Dediki:


- Ben her sene Ramazan'ın ilk günü buraya gelirim, Alim, Allah dostu göreyim diye. Kaç günden beri Allah dostu görmedim.
Sizin geldiğinizi duydum bugün hemen sizi görmeye geldim, yarın rahat gidebilirim, dedi.


Sudanlı bir Profosör doktor geldi. Oda aynı Allah dostuna düşkün. Efendi hz. başkalarıyla konuşuyordu onunla henüz konuşmamıştı.
Efendi hz.nin yüzüne bakıp bakıp ağlıyor. Halbuki ona bir şey anlatılmadı. Öyle insan ki Mevla'nın dostunun yüzüne bakınca içinden gidiyor.
Bütün alem onlardan imdat bekliyor. Sende diyorsun ki nasıl olsa Efendi hz. burda yok yazlığa gideyim. Olamaz, Olmaz... Şu anda
Türkiye yanarken insan istirahata çekilirmi ? Şu anda evlerinize acı bir haber gelse kimse burda durur mu ? 70 senedir şu memlekette islam yayalım ateşine tutuldu, çığ altında kaldı, islam delik deşik edildi. Acaba bunun derdi nedir soran oldumu ? Paran kaybolsa her tarafı elek telek ediyorsun, din islam kaç yıl oldu çalındı soran arayan varmı?


Bizim işimiz büyük, sanmayın çeçenistanın zulmü buraya gelmez. Allah bir an bekliyor Türkiye dönecek mi, dönmeyecek mi?
Dönerse ne ala, dönmezse ipleri koparacak. Elimde bir mektup var. Pezgamberler diyarı olan Filistin'den geliyor. Şu an orda israiller var. Mescid-i Aksa onların elinde esir durumda. Bu mektupta diyorki:


- Benim adım Semura Yasin, 12 yaşındayım. Siz beni tanımazsınız ama memleketimi biliyorsunuz. Siylerle Kalu Belada kardeş olmuşuz. Babamı 61 kişi ile Ramazan'da Mescid-i Haluli Rahman'da şehit ettiler. Suçu; Müslüman olmak.Bu
mektubu ben yazmıyorum ablama söylüyorum o yazıyor. Bir arkadaşıma yahudi askeri eziyet ederken bende kurtarayım diye taş attım. Başka bir yahudi askeri geldi taşlarla vurarak kollarımı kırdı. Kollarımı kırdığına ağlamadım. Kollarımı kırarken Peygamberime yaptığı küfürlere ağladım, ve davasını dünyaya satan müslümanlara ağladım. Benim yurdumda insanlar da
mahzundur. Bizim soframız, sizin sofranız gibi donatılmış değil. Bizim oyuncaklarımız kuş lastiği ve taşlardır. Biz açlığı biliriz.
Biz müslümanları severiz yardımları olmasada. Sizi bu mektubumla rahatsız ettim ama unutmayın ki biz hep huzursuzuz.


Bu ızdırabı duyan insanda birşey olmuyorsa ha mermer, ha o. Onun damarlarından kan dolaşmıyor demektir. Amerika bu yıl içinde bir kaç ay evvel 50 milyon dolar gönderdi. 21 trilyon ediyor. Dokuz bakanlığın bütçesine denktir. Niçin gönderdiler bu parayı? Müslümanların bir yıl içinde gelişmesini önlemek.
Demir Bankın kasalarına yatırıldı. Elin gavuru durmuyor bizim gaflete dalmamız hiç olurmu ?
Yavuz Sultan Selim Mercidabık zaferini kazanmak ıçın atına binmiş gidiyordu. Atına hiddetlenince o an veziri -Sinan Paşa onun bileğinden tutup şevketli hünkarım olmaya ki heyecana gelirsiniz, kendinizi tehlikeye atarsınız bizim yüreğimize dihun ( kan ) akar. Yavuz Sultan Selim bileğini çeker ve derki :


- Vezirim bütün ömrümü islam için vakfettim.


Biz Sultan Fatih'in nesliyiz, biz yattığımız yerden ( çadırdan ) zaferi bekleyen insanlar değiliz.Biz bu davanın sahibiyiz.

Bayram Ali Öztürk Rha.


إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ
 

ekreme

New member
Katılım
28 Kas 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
51
Takdim: Haçlı-Yahudi ittifakının ümmet topraklarını işgal etmesine sessiz kalan ve hatta el altından yardımcı olan Şia taifesi yine gündemde. Şehid Bayram Hocamız, Şii fitnesiyle mücadele edenlerin önde gelenlerindendi. Aşağıda okuyacağınız Mektubat tercümesi Şehid Bayram Hocamıza aittir. 1990 yılında Taraf Dergisi’nde Abdülhak Doğru müstear ismiyle yayınlanmıştır. Buyurun, Bayram Hocanın 17 yıl önce Şii fitnesine karşı Müslümanları uyandırmak için ettiği feryada…



Bismihi Teâlâ.



Bütün hamdler Allah Celle Celalühu’a salât ve selâmlar Resulü Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem ve onun pâk Ashab-ı üzerine olsun. Ehl-i Sünnet ve’l- Cemaat inancını devlet seviyesinde temsil edilmediği bir atmosferde yaşıyoruz. Bu inancın en son müdafii Osmanlı Devleti idi. Bu muazzam devletin tarihe malolmasından sonra, bu inancın sahipleri bir bakıma öksüz ve yetim kaldılar. Neticede bu mübarek inanç bugün elleri kelepçeli, ayakları prangalı, gözleri bağlı bir mahlûk konumuna geldi. Bu zor durumda bir taraftan Amerika’nın, diğer taraftan Rusya, bir diğer taraftan da Avrupa insan azmanları ile uğraşırken, beklenmedik bir tarzda, inancımızın tahrik edilmesinde ŞİA’nın da aktif bir görev anlayışı içinde olduğunu gördük.



Allah Celle Celalühu’nun zât ve sıfatları, Kur’ân’ı Kerim, Resulü Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Sahabe-i Kiram hakkında Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaatten farklı bir inanca sahip olan bu cemaatin, Takiyye (hedefe ulaşıncaya kadar iyi niyetli gözükme) prensibi içerisindeki faaliyetlerini Ehl-i Sünnet’in ruhuyla nasıl bağdaştırabiliriz? Tarihin hiçbir döneminde Ehl-i Sünnet’e yâr olmayan bir inanç sistemiyle inancımızın her türlü destekten mahrum bırakıldığı şu garip zamanda bu inanç koalisyonu nasıl câiz görülebilir.

Acaba ŞİA’ya muhabbet besleyen Ehl-i Sünnet kardeşimiz, hiç Ehl-i Sünnet âlimlerinin Şia hakkında yazdıklarını ve söylediklerini araştırdı mı? Osmanlı Devleti her ne zaman Avrupa’ya ordu çıkarttı ise onu arkadan vurmayı inancının gereği bilen Şia’nın, bugün o görev anlayışından bir şey kaybettiğini mi zannediyoruz? Bu nedenle bugün İslâm’ın Avrupa’ya hâkim olamayışının yegâne sebeplerinden birisini Şia olduğunu biliyor muyduk?

Temel inançlarını Sahabe-i Kiram’a düşmanlık üzerine dayandıran bu inanç sistemini normal bularak onlara muhabbet besleyen âhirette hangi yüzle Resulü Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den ve her şeyini onun uğruna feda eden bu büyük insanlardan şefaat isteyecektir? Cenab-ı Hak kitabında Peygamber hanımlarının mü’minlerin anneleri olduğunu belirtirken annelerimiz hakkında ağıza alınmayacak sözler söyleyecek kadar hakikat mahrumu insanlarla kimleri rencide ettiğimizin farkında mıyız? Bugünkü şartlarda bunlar konuşulmuyor. Zira zemin henüz elverişli hâle getirilmiş değil. Ama bu menfi cereyan hele bir iskeleti kursun, omurgayı oluştursun o zaman bu işin vebalini kim taşıyacaktır?

Eğer bugün Ehl-i Sünnet ve’l-cemaat zor durumda bırakılıp iş göremez halde bulunuyorsa bu aksaklı bu inanç sisteminden değil, onu lâyıkıyla anlayıp, yaşayamayan bizlerden kaynaklanmaktadır. Bu inancın birçok milletleri payidar ettiğine tarih şahiddir.

ŞİA’yı, onu bayraklaştıranlara bakarak değil, onların temel inançlarını inceleyerek, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat âlimlerinin bu mezhep hakkında dün ve bugün söylediklerine bakarak değerlendirmemiz gerekir. Eğer Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat olarak yaşayıp ölmek istiyorsak... Bu duygudan hareketle Resulü Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem ve Sahabe-i Kiram’a hasret çeken siz inanan kardeşlerime, yaşadığı asrın Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat reisi olan hicri ikinci bin yılının müceddidi olan İmam-ı Rabbanî Kuddise Sırruhu’nun Mektûbât’ından 349. mektubunu takdim ediyorum.



Bu mektûb, Muhammed Çetrîye yazılmışdır. İş kalbdedir. Âdetolarak yapılan ibâdetlerin işe yaramıyacağı bildirilmekdedir:

Allahü teâlâ, kendinden başkaşeylerden yüz çevirip, kendisine dönmek nasîb eylesin! İşin temelikalbdir. Kalb, Allahü teâlâdan başkasına tutulmuş ise, yıkılmışdemekdir. Bir işe yaramaz. Niyyet doğru olmadıkça, hayrlı işlerin, yardımlarınve âdete uyarak yapılan ibâdetlerin, yalnız hiç fâidesi olmaz. Kalbin selâmetbulması da ve Allahü teâlâdan başka hiçbir şeye düşkün olmaması da lâzımdır.[Ya'nî her yapılan şey, O emr etdiği, O beğendiği için yapılmalı.Onun râzı olmadığı her şeyden kaçınmalıdır. Herşey Onun için olmalıdır.]Hem, kalbin selâmeti, hem de bedenin sâlih işler yapması, birlikde lâzımdır.Beden sâlih ameller yapmaksızın, kalbim selâmetdedir, [kalbim temizdir,sen kalbe bak] demek bâtıldır, boşdur. Kendini aldatmakdır. Bu dünyâda,bedensiz rûh olmadığı gibi, beden ibâdet yapmadan ve günâhlardan kaçınmadan,kalb, temiz olmaz. Zemânımızın birçok dinsizleri, sapıkları, ibâdetyapmayıp, kalblerinin selâmetde olduğunu, hattâ keşf sâhibi olduklarınısöyleyip, saf müslimânları aldatıyor. Allahü teâlâ, sevgiliPeygamberinin sadakası olarak ?aleyhissalâtü vesselâmü vettehıyye",hepimizi böyle sapıklara inanmakdan korusun! Âmîn.

[İslâmiyyetinyasak etdiği şeyler, şiddetli zehrdir. Allahü teâlâ, insanları yaratdığıvakt onlara fâideli olan şeyleri emr etmiş, zararlı olan şeyleri yasak etmişdir.Fâidesi kat'î olanların yapılmasını, lüzûm-i zarûrî ile emr etmişdir.Bunları yapmak, (Farz)olmuşdur.Fâideli şeylerden, yapılması, lüzûm-i gayr-ı zarûrî olanlar da, (Sünnet)olmuşdur.Zararı kat'î olanları terk etmek, lüzûm-i zarûrî olup, bunlar (Harâm)olmuşdur.Terk edilmesi, lüzûm-i gayr-ı zarûrî olanlar, (Mekrûh)olmuşdur.Ba'zı işlerin yapılıp yapılmaması, kulların ihtiyârına bırakılmışdırki, bunlara (Mubâh)denir.Mubâhlar, iyi niyyet ile yapılırsa, sevâb verilir. İyi niyyet ile yapılmazsa,günâh olur].



Bayram Ali Öztürk Rha.
itibar-haber
 
Üst Alt