Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

sedef çiçeği

nurullah_01

New member
Katılım
15 Ocak 2007
Mesajlar
488
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
41
Konum
huzur diyarýndan
Mahkeme salonunda, ****en yaşlarındaki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı...

Adam inatçı bakışlarla, suskun ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözlerini ve bıkkın bakışlarını süzüyordu.

Hakim tok sesiyle, yaşlı kadına: "Anlat teyze, neden boşanmak istiyorsun?"

Yaşlı kadın, derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı:

"Bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan..."

Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu, mahkeme salonunda...

Sessizlik, bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu...

Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmıs 50 yılın ardından?

Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı... Kadın neler diyecekti? Herkes, onu dinliyordu...

Yaşlı kadının gözleri doldu ve devam etti:

"Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim... O bilmez...

50 yıl önceydi.. O çiçeği bana verdiği çiçekler arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm.

Yavrumuz olmadı onları yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım. Her gece güneş doğmadan önce, bir tas suyla sulayacağım onu diye...

İyi gelirmiş derlerdi...

50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi. Taa ki geçen geceye kadar... O gece takatim kesilmiş uyuyakalmışım...

Ben, böyle bir adamla 50 yıl geçirdim.

Hayatımı, umudumu, her şeyimi verdim. Ondan hiçbirşey görmedim. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim."

Hakim yaşlı adama dönerek:

"Diyeceğin birşey var mı, baba?" dedi.

Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle, hakime yöneldi.

Tane tane konuştu: "Askerliğimi Reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım. O bahçenin, görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim. Fadime'mi de orada tanıdım. Sedefleri de... Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim. İlk evlendiğimiz günlerin birinde, boyun ağrısı nedeniyle, onu hekime götürdüm. Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa, boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi. Her gece uykusunu bölüp uyansın, gezinsin dedi.

Hekimi pek dinlemedi bizim hatun...

Lafım geçmedi...

O günlerde, tesadüf, bu çiçek kurumaya yüz tuttu.

Ben ona: "Gece çiçek sularsan geçer", dedim. Adak dilettim... Her gece onu uyandırdım ve onu seyrettim. O sevdiğim kadını, yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece, o çiçek ben oldum sanki..." dedi adam.

O yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle.

"Her gece, o yattıktan sonra uyandım. Saksıdaki suyu boşalttım. Sedef, gece sulanmayı sevmez, hakim bey... Geçen gece de... Yaşlılık... Ben de uyanamadım.

Uyandıramadım... Çiçek susuz kalırdı ama kadınımın boynu yine azabilirdi...

Suçlandım...Sesimi çıkartamadım..."

O anda gazeteciler dahil, mahkeme salonundaki herkes ağlıyordu.
 

ahmet_hoca

New member
Katılım
7 Ağu 2007
Mesajlar
123
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
işte gerçek sevgi ve gerçek aile bu Allah c.c. hepimize aynını nasip etsin inş.
 
B

beyaz_ýþýk

Guest
sevgi cok guzel bir şey.....ne mutlu o insanlaraki her iki sevgiyide bu alemde bulanlara.her iki sadakatıda bu alemde bulanlara...

zaten bu sevgilerden en buyugu olan Allah c.c. sevgisini bulan...

her seyi severki..O zaman ailesinde de sevgi her hasıl daim olur...

boylelikle her iki sevgide ceryan etmiş olur... ve boylelikle eşler arasındaki sadakatta her daim baki olur...


emeginize salık...
 

ebubekr

New member
Katılım
9 Eki 2007
Mesajlar
127
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
40
Konum
çanakkale
Sedef çiçeği

Sedef çiçeği

Mahkeme salonunda ****en yaşlarında yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla suskun ninenin ağlamakan iyice çukurlaşmış gözlerini ve bıkkın bakışlarını süzüyordu.

Hakim tok sesiyle yaşlı kadına:

- Anlat teyze, neden boşanmak istyorsun? dedi.
Yaşlı kadın, derin bir nefes çekrikten sonra başörtüsüyle ağzını aralayıp kısılmış sesiylekonuşmay başladı:

- Bu herif yetti gayri, elli yıldır bezdirdi beni hayattan
Sonra uzunca bir sessizlik oldu mahkeme salonunda,sessizlik bu tür haberleri hergün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu.Kimbilr nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından? Çok sayıda gazeteci davayı izliyordu. Kadın neler dıyecekti? Herkes onu dinliyordu.

Yaşlı kadın gözleri doldu ve devam etti:

- Bizim bir sedefçiçeği vardı. O bilmez 50 yıl önceydi. O çiçeği bana verdiği çiçekler arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm. Yavrumuz olmadı, onları yavru bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım. Her gece güneş doğmadan önce, bir taş suyla sulayacağım diye. İyi gelirmiş derlerdi.50 yıl oldu. Bu herif bir gece kalkıp birkerde bu çiçeği ben sulalayım demedi.

- Taa ki geçen geceye kadar. O gece takatim kesilmiş uyuya kalmışım. Ben boyle bir adamla elli yıl geçirdim. Hayatımı, umudumu, herşeyimi verdim. Ondan hiç birşey görmedim.Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmsını bekledim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim.


Hakim yaşlı adama dönerek:

- Diyeceğin birşey varmı, baba? dedi.Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüden,o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissetiren yüz ifadesiyle, hakime yöneldi.

- Askerliğimi Reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım. O bahçenin görkemli görünümüyle büyümesi için emekerimi verdim.Fadime'mi de orada tanıdım. Sedefleri de.. Ona en güzel çiçekleri, buketleri verdim.Evliliğimizin ilk günlerinde boyun ağrısı nedeniyle onu hekiime götürdüm.Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi.

- Her gece uykusunu bölüp gezinsin dedi.Bizim hanım hekimi dinlemedi. Lafım geçmedi. O günlerde tesadüf bu ya çiçek kurumaya yüz tuttu.Ben ona gece çiçek sularsan geçer dedim. Adak dilettim.Her gece onu uyandırdım ve onu seyrettim. Kendi yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece o çiçek, ben oldum sanki. dedi yaşlı amca.

- Hergece yattıktan sonra uyandım. saksıdaki suyu boşalttım. Sedef, gece sulanmayı sevmez hakim bey. Geçen gece yaşlılık ben de uyanamadım. Uyandıramadım.Çiçek susuz kalırdı ama kadınımın boynu yine azabilirdi.
Suçlandım sesimi çıkartmadım.

O anda gazeteciler dahil mahkemedeki herkes aglıyordu.

" Sevgi de cömert ama sevdikleriniz kırmada cimri olalım"
 
Üst Alt