Lanetli bir kanunun apaçık arapça bir dille insanları uyarması için cebrail(as) vesilesiyle Muhammed(sav) in kalbine indirilen vahyin yerine konulması apaçık bir küfürdür.
Ey akıllılar topluluğu! Ey zekiler ve basiret sahipleri! sizin gibi insanların hükümlerine ,sizin gibi insanların düşüncelerine , hata yapması gayet doğal olan hataları doğrularından daha çok olan , hatta ALLAH ve rasülünün hükümlerinden nas yahut istinbat edilenler hariç hükümlerinde doğruluk bulunmayan , sizlerden daha aşağıda olan kimselerin düşünelerini ve hükümlerini sizlere uygulamasına nasıl rıza gösterirsiniz. sizler canlarınız, kanlarınız ,mallarınız, hanım ve çocuklardan olan aile halkınız ve diğer haklarınız husususnda hüküm vermeleri için nasıl olurda bu kimseleri çağırırsınız. onlar kendisinde hiçbir şekilde hatanın bulunmadığı , ne önünden nede ardından batıl yaklaşamayan , hakim ve hamid olan ALLAH ın indirdiği vahiyle hüküm vermeyi terkedip reddediyorlar.
bilinmelidirki beşeri kanunlarla amel edenler ,kabul etselerde yüz çevirselerede alemlerin rabbi olan tüm eksiklik ve noksanlıklardan münezzeh olan ALLAH ın indirdiği hükümlere muhalif her bir kanun lanetlidir. bununla birlikte beşeri kanunlarla amel edenlerin durumu bizden öne yaşamış cahiliye ehlinin durumlarından çok daha kötü sözleri onlardan daha asılsızdır. zira bunlar bir taraftan rasulullah (sav ) in getirdiklerine iman ettiklerini iddia ediyorlar diğer taraftanda bu iddialarına muhalif hareket ediyorlar.onlar bu halleri ile iman ile küfür arası bir yol tutmak istiyorlar
müslüman bir kimseye dini ALLAH ın hükümlerine dayanmayan cahili düzenleri reddetmesi , onları tanımaması , ona ve taraftarlarına düşmanlık yapmayı emretmektedir muhammed kutub derki:
ALLAH ın kanunlarından hariç yasamada bulunmak tüm fukahanın ittifakı ile küfürdür. acaba tüm davetçiler ALLAH ın indirdiği şeriatın dışında kanun ve yasa koymanın sahibini iman ve islam dairesinden çıkardığını , yine aynı şekilde bu kanunlardan razı olmanın da sahibini dinden çıkardığını öğrenmedilermi?
ibni kesir diyorki:
ALLAH ın hükmü dururken kanlar ,mallar,ırzlar ve diğer konularda herhangi bir beşeri kanunu , ALLAH ın kitabı ve rasulünün sünnetinin önüne geçirerek uygulayan bununla insanlara hükmeden ve bunu insanlara dayatan kimse şüphesizki kafir ve mürteddir. eğer bu amelinde ısrara ederse ve ALLAH ın indirdiği esaslarla hükmetmezse kendisi ile isimlendirildiği hiçbir isim ona fayda vermez.yine aynı şekilde zahiri olarak kendisinden sadır olan namaz,oruç, zekat, hac gibi amellerden hiçbiri de kendisine fayda vermez.
yasama konusuna dair sözü fazlaca uzatmamızın sebebi konunun direkt iman ve küfre tekabul etmesi ve bu konuda üzerinde yaşadığımız coğrafyada çok ciddi hastalıkların bulunmasıdır. zira bugün yaşadığımız şu topraklar üzerinde ilim ehli olarak bilinen kimselerin hemen hemen tümü şuan idaresi altında yaşamaya mahkum edildiğimiz kanun ve yasaları ortaya atanların müslüman olduklarını savunmaktadırlar. ilim ehli olarak bilinen fakat ilmin başı olan tevhid ilminden gafil kalmış bu kimselere göre bugün üzerinde yaşadığımız şu topraklarda , mevcut parlementoda kanun ve yasa çıkaran, ALLAH ın helallerini haramlaştıran, ALLAH ın haram kıldığı şeytanın amellerini helalleştiren, kendi yanlarından suçlar belirleyip bu suçlara kendilerin egöre ceza öngörmek suretiyle ALLAH u tealanın hükümlerini iptal eden kimseler namaz kıldıkları , müslüman olduklarını iddia ettikleri , birçoğunun eşlerinin başları örtülü olduğu için müslümandırlar. hatta ALLAH ın basiretlerini tıkadığı bazı kimseler işi dahada ileriye götürerek ALLAH ın indirdiği şer'i esasları terk ederek kendi nefislerinden kanun ve yasa çıkaran yöneticilerden müslümanlara en yakın olanların desteklenmesini dahi iddia etmektedirler.
yasama, kanun ve hüküm çıkarma yetkisi ancak alemlerin rabbi ALLAH tealanın tekelindedir.hiç kimsenin ALLAH ın indirdiği esasları terk ederek kendi heva ve hevesinden kanun ve yasa çıkarma hakkı yoktur. böyle bir fiilde bulunanların küfrü ayan beyan ortadadır. yeryüzünün neresinde olursa olsun ALLAH ın indirdiği kitabı terkederek yerine beşer ürünü kanun ve yasalar ortaya atan idareciler bu yaptıkları ile ALLAH ın (subhanehu ve teala) ilahlığına tecavüz etmektedirler . böyle kimselerin küfründen ,mürtedliğinden ancak kıblesi beşeri parlementolar olan , tevhid ilminden yoksun kimseler ve bunların kandırdıkları cahiller şüphe eder.
sonuç olarak üzerinde yaşadiğımız t.c de ALLAH ın indirdiği hükümlere kesinlikle hiçbir şekilde itibar edilmeyen parlementolara üye seçme adına yapılan seçimlere katılmak tağutu red ilkesi ile temelden çelişen bir durumdur. çünkü bu olayda yalnızca ALLAH tealaya ait olan bir yetki olan yasamanın ALLAH ın dışındaki bir mercie verilmesi sözkonusudur ki böyle bir tutum şirkin ta kendisidir
"Yoksa cahiliyye hükmünü mü arıyorlar? kesinlikle bilen bir toplum için Allah'tan daha güzel hüküm veren kim olabilir? "(maide 50)
"Hüküm ancak Allah'a aittir: O, size, kendisinden başkasına tapmamanızı emretti. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler." "(yusuf 40)
Ey akıllılar topluluğu! Ey zekiler ve basiret sahipleri! sizin gibi insanların hükümlerine ,sizin gibi insanların düşüncelerine , hata yapması gayet doğal olan hataları doğrularından daha çok olan , hatta ALLAH ve rasülünün hükümlerinden nas yahut istinbat edilenler hariç hükümlerinde doğruluk bulunmayan , sizlerden daha aşağıda olan kimselerin düşünelerini ve hükümlerini sizlere uygulamasına nasıl rıza gösterirsiniz. sizler canlarınız, kanlarınız ,mallarınız, hanım ve çocuklardan olan aile halkınız ve diğer haklarınız husususnda hüküm vermeleri için nasıl olurda bu kimseleri çağırırsınız. onlar kendisinde hiçbir şekilde hatanın bulunmadığı , ne önünden nede ardından batıl yaklaşamayan , hakim ve hamid olan ALLAH ın indirdiği vahiyle hüküm vermeyi terkedip reddediyorlar.
bilinmelidirki beşeri kanunlarla amel edenler ,kabul etselerde yüz çevirselerede alemlerin rabbi olan tüm eksiklik ve noksanlıklardan münezzeh olan ALLAH ın indirdiği hükümlere muhalif her bir kanun lanetlidir. bununla birlikte beşeri kanunlarla amel edenlerin durumu bizden öne yaşamış cahiliye ehlinin durumlarından çok daha kötü sözleri onlardan daha asılsızdır. zira bunlar bir taraftan rasulullah (sav ) in getirdiklerine iman ettiklerini iddia ediyorlar diğer taraftanda bu iddialarına muhalif hareket ediyorlar.onlar bu halleri ile iman ile küfür arası bir yol tutmak istiyorlar
müslüman bir kimseye dini ALLAH ın hükümlerine dayanmayan cahili düzenleri reddetmesi , onları tanımaması , ona ve taraftarlarına düşmanlık yapmayı emretmektedir muhammed kutub derki:
ALLAH ın kanunlarından hariç yasamada bulunmak tüm fukahanın ittifakı ile küfürdür. acaba tüm davetçiler ALLAH ın indirdiği şeriatın dışında kanun ve yasa koymanın sahibini iman ve islam dairesinden çıkardığını , yine aynı şekilde bu kanunlardan razı olmanın da sahibini dinden çıkardığını öğrenmedilermi?
ibni kesir diyorki:
ALLAH ın hükmü dururken kanlar ,mallar,ırzlar ve diğer konularda herhangi bir beşeri kanunu , ALLAH ın kitabı ve rasulünün sünnetinin önüne geçirerek uygulayan bununla insanlara hükmeden ve bunu insanlara dayatan kimse şüphesizki kafir ve mürteddir. eğer bu amelinde ısrara ederse ve ALLAH ın indirdiği esaslarla hükmetmezse kendisi ile isimlendirildiği hiçbir isim ona fayda vermez.yine aynı şekilde zahiri olarak kendisinden sadır olan namaz,oruç, zekat, hac gibi amellerden hiçbiri de kendisine fayda vermez.
yasama konusuna dair sözü fazlaca uzatmamızın sebebi konunun direkt iman ve küfre tekabul etmesi ve bu konuda üzerinde yaşadığımız coğrafyada çok ciddi hastalıkların bulunmasıdır. zira bugün yaşadığımız şu topraklar üzerinde ilim ehli olarak bilinen kimselerin hemen hemen tümü şuan idaresi altında yaşamaya mahkum edildiğimiz kanun ve yasaları ortaya atanların müslüman olduklarını savunmaktadırlar. ilim ehli olarak bilinen fakat ilmin başı olan tevhid ilminden gafil kalmış bu kimselere göre bugün üzerinde yaşadığımız şu topraklarda , mevcut parlementoda kanun ve yasa çıkaran, ALLAH ın helallerini haramlaştıran, ALLAH ın haram kıldığı şeytanın amellerini helalleştiren, kendi yanlarından suçlar belirleyip bu suçlara kendilerin egöre ceza öngörmek suretiyle ALLAH u tealanın hükümlerini iptal eden kimseler namaz kıldıkları , müslüman olduklarını iddia ettikleri , birçoğunun eşlerinin başları örtülü olduğu için müslümandırlar. hatta ALLAH ın basiretlerini tıkadığı bazı kimseler işi dahada ileriye götürerek ALLAH ın indirdiği şer'i esasları terk ederek kendi nefislerinden kanun ve yasa çıkaran yöneticilerden müslümanlara en yakın olanların desteklenmesini dahi iddia etmektedirler.
yasama, kanun ve hüküm çıkarma yetkisi ancak alemlerin rabbi ALLAH tealanın tekelindedir.hiç kimsenin ALLAH ın indirdiği esasları terk ederek kendi heva ve hevesinden kanun ve yasa çıkarma hakkı yoktur. böyle bir fiilde bulunanların küfrü ayan beyan ortadadır. yeryüzünün neresinde olursa olsun ALLAH ın indirdiği kitabı terkederek yerine beşer ürünü kanun ve yasalar ortaya atan idareciler bu yaptıkları ile ALLAH ın (subhanehu ve teala) ilahlığına tecavüz etmektedirler . böyle kimselerin küfründen ,mürtedliğinden ancak kıblesi beşeri parlementolar olan , tevhid ilminden yoksun kimseler ve bunların kandırdıkları cahiller şüphe eder.
sonuç olarak üzerinde yaşadiğımız t.c de ALLAH ın indirdiği hükümlere kesinlikle hiçbir şekilde itibar edilmeyen parlementolara üye seçme adına yapılan seçimlere katılmak tağutu red ilkesi ile temelden çelişen bir durumdur. çünkü bu olayda yalnızca ALLAH tealaya ait olan bir yetki olan yasamanın ALLAH ın dışındaki bir mercie verilmesi sözkonusudur ki böyle bir tutum şirkin ta kendisidir
"Yoksa cahiliyye hükmünü mü arıyorlar? kesinlikle bilen bir toplum için Allah'tan daha güzel hüküm veren kim olabilir? "(maide 50)
"Hüküm ancak Allah'a aittir: O, size, kendisinden başkasına tapmamanızı emretti. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler." "(yusuf 40)