Allahýnaskeri
New member
- Katılım
- 14 Mar 2005
- Mesajlar
- 78
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
Salat
Salat Kuran'ın en temel kavramlarından biridir. İnananların temel özelliği olarak anlatılmaktadır.
23/1-4 , Felaha ulaştı o müminler ki onlar salatlarında itaatkardırlar. Onlar boş şeylerden yüz çevirirler. onlar arınıp yücelmek için yaparlar. (zekatı verirler)
22/35 , Onlar öyle kimselerdir ki Allah anıldığı zaman kalpleri titrer. Başlarına gelene sabrederler, salatı ikame ederler ve kendilerine verdiğimiz şeylerden harcarlar.
24/37 , Onlar ne ticaretin ne de alışverişin kendilerini Allah'ın zikrinden , salatı ikame etmekten ve zekat vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar ,kalplerin ve gözlerin ters döneceği bir günden korkarlar.
35/29 , Allah'ın kitabını okuyanlar ,salatı ikame edenler, ve kendilerine verdiğimiz rızıkdan gizli ve açık sarf edenler, asla zarara uğramayacakları bir ticaret umarlar.
98/5 , Oysa kendilerine dini yalnız Allah'a halis kılarak , Allah'ı birleyenler olarak ona kulluk etmeleri,salatı ikame etmeleri, zekatı vermeleri emredilmişti. İşte doğru din budur.
Salatı ikame etmeyenlerin durumu ise şöyle özetleniyor.
19/59 , Onlardan sonra yerlerine öyle bir nesil geldi ki salatı zayi ettiler , şehvetlerine uydular. Azgınlıklarının cezasını çekecekler.
74/41-47 , Suçlulardan sorarlar sizi yakıcı ateşe ne sürükledi? Derler ki : Biz salat edenlerden olmadık,yoksula da yedirmezdik, ceza gününü yalanlardık, sonunda bu haldeyken ölüm bize gelip çattı.
75/31-32 , Ne doğruladı , ne de salat etti. Fakat yalanladı ve yüz çevirdi.
Allah'ın bu kadar önem verdiği salat ve salatı ikame etmek kavramları ne manaya geliyor? Kavramlar önce kelime manaları ile kullanılıp daha sonra kavramlaştıklarında kelime manaları unutularak yeni manalar yüklenebilmektedir. Kuran indiği dönemde kelime manasıyla anlaşılan ve Kuranın yüklediği mana ile kavramlaşan sözler daha sonra dar kalıplara sıkıştırılmak suretiyle gerçek manalarından soyutlanabilmektedir. Kuran ışığında salat kavramını incelerken de dar kalıplar,dogmalar ile meseleye yaklaşmamak için salatın kelime manasına ve bu manaların Kuran'da kullanılma örneklerine bir göz atalım.
Salat : Arkasından gitmek, arka çıkmak, destek olmak, dua etmek (çağırmak) manalarına gelmektedir.
İkame etmek : Ayağa kaldırmak , yeniden diriltmek , icra etmek demektir.
33/56 , Allah ve melekler resule salat ederler (arka çıkar, destek olurlar) ey müminler siz de ona salat edin (arka çıkın destek olun) selam edin (güvenliğini sağlayın)
33/43 , O (Allah) sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için salat etmektedir (destek olmakta, yardım etmektedir) , melekler de. O (Allah) müminlere rahmet eder.
9/103 , Onların mallarından bir miktar sadaka al ki onları temizleyesin , arıtasın ve onlara salat et.(destek ol,arka çık) Senin salatın (desteğin) onları yatıştırır. Allah işitendir, bilendir.
11/87 , Ey Şuayip dediler senin salatın mı (arkasından gittiğin, arka çıktığın şeymi) sana babalarımızın kulluk ettiklerinden yahut mallarımız üzerinde dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi emrediyor. Oysa sen yumuşak huylu ve akıllısın.
20/14 , Muhakkak ki ben ben Allah'ım benden başka ilah yoktur. Bana kulluk et benim zikrim için salatı ikame et. (desteğini ayaklandır )
29/45 , Kitaptan sana vahyedileni oku ve salatı ikame et . (Onun arkasından giderek ona desteğini ayaklandır.) Çünkü salat ( vahyin arkasından giderek ona destek olmak ) kötü ve çirkin şeylerden alıkoyar. Allah'ın zikri (Kuran) elbette en büyüktür.
3/38-39 , Orada Zekeriya rabbine dua etmişti. Rabbim demişti bana katından temiz bir nesil ver. Sen duayı işitensin.Zekeriya mihrapta kalkmış salat (dua ) ederken melekler nida etti "Allah sana Allah'dan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, kendine hakim ve Salihlerden bir nebi olarak Yahya'yı müjdeler.
Yukarıdaki ayetlerin üzerine biraz düşünelim. ( 47/2 Onlar Kuran'ı düşünmüyorlar mı?Yoksa kalpleri kilitli midir?)
33:56. Allah ve melekleri, resule çok salat ederler. Ey müminler! Sizde ona salat edin selam edin
Allah'ın resulü Hz. Muhammet kendisine indirilen vahyi insanlara duyurmaya ve Allah'ın dinini yaymaya başladıktan sonra gerek müşrikler gerek münafıklar ona karşı savaş açmışlar ve onunla mücadeleye girmişlerdir.
22:72. Âyetlerimiz açık açık kendilerine okunduğunda, kâfirlerin suratlarında hoşnutsuzluk sezersin. Onlar, kendilerine âyetlerimizi okuyanların neredeyse üzerlerine saldırırlar.
68:51. O inkâr edenler Zikri (Kuran'ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devirivereceklerdi. Hâla da "Hiç şüphe yok o bir delidir" derler.
41:26. İnkâr edenler: Bu Kuran'ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın. Umulur ki bastırırsınız dediler.
Allah resulü bir konuda karar verdiğinde ona muhalefet ederek fitne oluşturmaya çalışan münafıklar var. Hatta bunlar bir mescit kurarak fitneyi yaymaya çalışıyorlar.
9:107. (Münafıklar arasında) bir de (müminlere) zarar vermek, (hakkı) inkâr etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resûlüne karşı savaşmış olan adamı beklemek için bir mescit kuranlar ve: (Bununla) iyilikten başka bir şey istemedik, diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardır. Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder.
Böyle bir ortam var ve Allah ile melekler resule salat ediyorlar. Ve müminlerde resule salat ederek onu Esenlik,güvenlik altına alıyorlar. Aynı zamanda Allah müminlere de salat ediyor.
33/43 , O (Allah) sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için salat etmektedir (destek olmakta, yardım etmektedir) , melekler de. O (Allah) müminlere rahmet eder.
Şimdi bu salatın bir tezahürünü Kurandan nakledelim.
8:9. Hatırlayın ki, siz Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da, ben peş peşe gelen bin melek ile size yardım edeceğim, diyerek duanızı kabul buyurdu.
8:10. Allah bunu (meleklerle yardımı) sadece müjde olsun ve onunla kalbiniz yatışsın diye yapmıştı.Zaten yardım yalnız Allah tarafındandır. Çünkü Allah mutlak galiptir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.
8:11. O zaman katından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu; sizi temizlemek,şeytanın pisliğini (verdiği vesveseyi) sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak ve savaşta sebat ettirmek için üzerinize gökten bir su (yağmur) indiriyordu.
8:l2. Hani Rabbin meleklere: "Muhakkak ben sizinle beraberim; haydi iman edenlere destek olun; Ben kâfirlerin yüreğine korku salacağım; vurun boyunlarına! Vurun onların bütün parmaklarına! diye vahyediyordu
Resulün sağlığında müminlerin ona salat ve selam etmeleri ona arka çıkmak destek olmak ve onu güvenlik altına almak olarak anladık . Peki şimdi resule salat ve selam etmek nasıl olacak diye bir soru akla gelebilir. Hz. Muhammet'e saldırılar, onu olduğundan farklı gösterme eğilimleri devam etmiyor mu? Onun adını kullanarak din tahrif edilmiyor mu? Öyleyse onun risaletine sahip çıkarsak ve onun ahlakıyla ahlaklanırsak ancak böylelikle ona salat etmiş oluruz diye düşünüyorum. Onun risaleti: Kuran, ahlakı ise kuran ahlakı idi.
9:103. Onların mallarından sadaka al; bununla onları temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin. ve onlara salat et . Çünkü senin salatın onları yatıştırır. Allah işitendir, bilendir.
Allah'ın resulü Hz. Muhammet müminler ile daima dayanışma içinde olmuştur. Her konuda onlarla istişare etmiş onlara destek olmuş yani salat etmiştir. Allah'ın resulünün desteğini arkasında gören bir mümin için bunun ne kadar önemli olduğu tartışmasızdır. Her insan gibi Allah'ın resulü de ölmüştür. (21:34-35) Onun salatını kazanmak için onun risaletine (Kuran'a ) tabi olmak ona salat etmek yani arkasından gitmek gereklidir.
11:87. Dediler ki: Ey Şuayb! Babalarımızın kulluk ettiklerini, yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana salatın mı emrediyor? Oysa sen yumuşak huylu ve çok akıllısın!
Ayette geçen hadiseyi şöyle bir gözümüzde canlandıralım. Şuayip AS. Allah'ın kendisine vahyettiklerini toplumuna iletiyor. Onlara babalarınızın kulluk ettiği tabi olduğu şeylerden vazgeçin ölçü ve tartıda hile yapmayın. Öksüzün, yetimin, yoksulun hakkını yemeyin . Allah'a kulluk edin .Allah'ın vahyine tabi olun diyor. Toplumun ileri gelenleri şaşkın ey Şuayip diyorlar sen halim selim bir insandın bizim işlerimize karışmazdın sana ne oldu da böyle oldun sana salatın mı böyle yapmanı bizim düzenimizle uğraşmanı emrediyor? diyorlar. Dikkat edersek burada salat din anlamını çağrıştırmaktadır. Şuayip AS.ın Arkasından gittiği, arka çıktığı destek olduğu Allah'ın emirleri, Allah'ın düzenidir. Yani onun dinidir.
20:14. Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et; benim zikrim için salatı ikame et.?
Allah'ın zikri için salatı ikame etmek emrediliyor. Peki Allah'ın zikri nedir
54:17-22-32-40. Andolsun biz Kuran'ı öğüt (zikir) alınsın diye kolaylaştırdık. öğüt (zikir) alan yok mu?
36:69. Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. O sadece bir öğüt (zikir)ve apaçık okunandır.
Zikir öğüt manasına geliyor. Allah'ın öğüdü yani kurandır.
15:9. Zikri (Kuran'ı) kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.
Allah'ın zikri: Kuran olduğuna göre kuran için salat etmek nasıl olacaktır? Elbette ki Kurana tabi olmak, hükümlerini yerine getirmek ve onun için mücadele etmek ile Allah'ın zikri için salat edilmiş olacaktır.
Allah'ın her şeye gücü yeter. O ol dediği zaman her şey olur. Öyleyse onun kitabının, onun değerlerinin destek olmaya, arka çıkmaya ihtiyacı da yoktur. Ancak insanların imtihan için dünyaya gönderilmeleri uygun görülmüştür. Salatı ikame etmeleri, zekatı vermeleri, karşılaştıkları müşküllere sabretmeleri imtihanı kazanmak için yapmaları emredilen şeylerdendir.
(DEVAM EDECEK)
Salat Kuran'ın en temel kavramlarından biridir. İnananların temel özelliği olarak anlatılmaktadır.
23/1-4 , Felaha ulaştı o müminler ki onlar salatlarında itaatkardırlar. Onlar boş şeylerden yüz çevirirler. onlar arınıp yücelmek için yaparlar. (zekatı verirler)
22/35 , Onlar öyle kimselerdir ki Allah anıldığı zaman kalpleri titrer. Başlarına gelene sabrederler, salatı ikame ederler ve kendilerine verdiğimiz şeylerden harcarlar.
24/37 , Onlar ne ticaretin ne de alışverişin kendilerini Allah'ın zikrinden , salatı ikame etmekten ve zekat vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar ,kalplerin ve gözlerin ters döneceği bir günden korkarlar.
35/29 , Allah'ın kitabını okuyanlar ,salatı ikame edenler, ve kendilerine verdiğimiz rızıkdan gizli ve açık sarf edenler, asla zarara uğramayacakları bir ticaret umarlar.
98/5 , Oysa kendilerine dini yalnız Allah'a halis kılarak , Allah'ı birleyenler olarak ona kulluk etmeleri,salatı ikame etmeleri, zekatı vermeleri emredilmişti. İşte doğru din budur.
Salatı ikame etmeyenlerin durumu ise şöyle özetleniyor.
19/59 , Onlardan sonra yerlerine öyle bir nesil geldi ki salatı zayi ettiler , şehvetlerine uydular. Azgınlıklarının cezasını çekecekler.
74/41-47 , Suçlulardan sorarlar sizi yakıcı ateşe ne sürükledi? Derler ki : Biz salat edenlerden olmadık,yoksula da yedirmezdik, ceza gününü yalanlardık, sonunda bu haldeyken ölüm bize gelip çattı.
75/31-32 , Ne doğruladı , ne de salat etti. Fakat yalanladı ve yüz çevirdi.
Allah'ın bu kadar önem verdiği salat ve salatı ikame etmek kavramları ne manaya geliyor? Kavramlar önce kelime manaları ile kullanılıp daha sonra kavramlaştıklarında kelime manaları unutularak yeni manalar yüklenebilmektedir. Kuran indiği dönemde kelime manasıyla anlaşılan ve Kuranın yüklediği mana ile kavramlaşan sözler daha sonra dar kalıplara sıkıştırılmak suretiyle gerçek manalarından soyutlanabilmektedir. Kuran ışığında salat kavramını incelerken de dar kalıplar,dogmalar ile meseleye yaklaşmamak için salatın kelime manasına ve bu manaların Kuran'da kullanılma örneklerine bir göz atalım.
Salat : Arkasından gitmek, arka çıkmak, destek olmak, dua etmek (çağırmak) manalarına gelmektedir.
İkame etmek : Ayağa kaldırmak , yeniden diriltmek , icra etmek demektir.
33/56 , Allah ve melekler resule salat ederler (arka çıkar, destek olurlar) ey müminler siz de ona salat edin (arka çıkın destek olun) selam edin (güvenliğini sağlayın)
33/43 , O (Allah) sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için salat etmektedir (destek olmakta, yardım etmektedir) , melekler de. O (Allah) müminlere rahmet eder.
9/103 , Onların mallarından bir miktar sadaka al ki onları temizleyesin , arıtasın ve onlara salat et.(destek ol,arka çık) Senin salatın (desteğin) onları yatıştırır. Allah işitendir, bilendir.
11/87 , Ey Şuayip dediler senin salatın mı (arkasından gittiğin, arka çıktığın şeymi) sana babalarımızın kulluk ettiklerinden yahut mallarımız üzerinde dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi emrediyor. Oysa sen yumuşak huylu ve akıllısın.
20/14 , Muhakkak ki ben ben Allah'ım benden başka ilah yoktur. Bana kulluk et benim zikrim için salatı ikame et. (desteğini ayaklandır )
29/45 , Kitaptan sana vahyedileni oku ve salatı ikame et . (Onun arkasından giderek ona desteğini ayaklandır.) Çünkü salat ( vahyin arkasından giderek ona destek olmak ) kötü ve çirkin şeylerden alıkoyar. Allah'ın zikri (Kuran) elbette en büyüktür.
3/38-39 , Orada Zekeriya rabbine dua etmişti. Rabbim demişti bana katından temiz bir nesil ver. Sen duayı işitensin.Zekeriya mihrapta kalkmış salat (dua ) ederken melekler nida etti "Allah sana Allah'dan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, kendine hakim ve Salihlerden bir nebi olarak Yahya'yı müjdeler.
Yukarıdaki ayetlerin üzerine biraz düşünelim. ( 47/2 Onlar Kuran'ı düşünmüyorlar mı?Yoksa kalpleri kilitli midir?)
33:56. Allah ve melekleri, resule çok salat ederler. Ey müminler! Sizde ona salat edin selam edin
Allah'ın resulü Hz. Muhammet kendisine indirilen vahyi insanlara duyurmaya ve Allah'ın dinini yaymaya başladıktan sonra gerek müşrikler gerek münafıklar ona karşı savaş açmışlar ve onunla mücadeleye girmişlerdir.
22:72. Âyetlerimiz açık açık kendilerine okunduğunda, kâfirlerin suratlarında hoşnutsuzluk sezersin. Onlar, kendilerine âyetlerimizi okuyanların neredeyse üzerlerine saldırırlar.
68:51. O inkâr edenler Zikri (Kuran'ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devirivereceklerdi. Hâla da "Hiç şüphe yok o bir delidir" derler.
41:26. İnkâr edenler: Bu Kuran'ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın. Umulur ki bastırırsınız dediler.
Allah resulü bir konuda karar verdiğinde ona muhalefet ederek fitne oluşturmaya çalışan münafıklar var. Hatta bunlar bir mescit kurarak fitneyi yaymaya çalışıyorlar.
9:107. (Münafıklar arasında) bir de (müminlere) zarar vermek, (hakkı) inkâr etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resûlüne karşı savaşmış olan adamı beklemek için bir mescit kuranlar ve: (Bununla) iyilikten başka bir şey istemedik, diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardır. Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder.
Böyle bir ortam var ve Allah ile melekler resule salat ediyorlar. Ve müminlerde resule salat ederek onu Esenlik,güvenlik altına alıyorlar. Aynı zamanda Allah müminlere de salat ediyor.
33/43 , O (Allah) sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için salat etmektedir (destek olmakta, yardım etmektedir) , melekler de. O (Allah) müminlere rahmet eder.
Şimdi bu salatın bir tezahürünü Kurandan nakledelim.
8:9. Hatırlayın ki, siz Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da, ben peş peşe gelen bin melek ile size yardım edeceğim, diyerek duanızı kabul buyurdu.
8:10. Allah bunu (meleklerle yardımı) sadece müjde olsun ve onunla kalbiniz yatışsın diye yapmıştı.Zaten yardım yalnız Allah tarafındandır. Çünkü Allah mutlak galiptir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.
8:11. O zaman katından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu; sizi temizlemek,şeytanın pisliğini (verdiği vesveseyi) sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak ve savaşta sebat ettirmek için üzerinize gökten bir su (yağmur) indiriyordu.
8:l2. Hani Rabbin meleklere: "Muhakkak ben sizinle beraberim; haydi iman edenlere destek olun; Ben kâfirlerin yüreğine korku salacağım; vurun boyunlarına! Vurun onların bütün parmaklarına! diye vahyediyordu
Resulün sağlığında müminlerin ona salat ve selam etmeleri ona arka çıkmak destek olmak ve onu güvenlik altına almak olarak anladık . Peki şimdi resule salat ve selam etmek nasıl olacak diye bir soru akla gelebilir. Hz. Muhammet'e saldırılar, onu olduğundan farklı gösterme eğilimleri devam etmiyor mu? Onun adını kullanarak din tahrif edilmiyor mu? Öyleyse onun risaletine sahip çıkarsak ve onun ahlakıyla ahlaklanırsak ancak böylelikle ona salat etmiş oluruz diye düşünüyorum. Onun risaleti: Kuran, ahlakı ise kuran ahlakı idi.
9:103. Onların mallarından sadaka al; bununla onları temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin. ve onlara salat et . Çünkü senin salatın onları yatıştırır. Allah işitendir, bilendir.
Allah'ın resulü Hz. Muhammet müminler ile daima dayanışma içinde olmuştur. Her konuda onlarla istişare etmiş onlara destek olmuş yani salat etmiştir. Allah'ın resulünün desteğini arkasında gören bir mümin için bunun ne kadar önemli olduğu tartışmasızdır. Her insan gibi Allah'ın resulü de ölmüştür. (21:34-35) Onun salatını kazanmak için onun risaletine (Kuran'a ) tabi olmak ona salat etmek yani arkasından gitmek gereklidir.
11:87. Dediler ki: Ey Şuayb! Babalarımızın kulluk ettiklerini, yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana salatın mı emrediyor? Oysa sen yumuşak huylu ve çok akıllısın!
Ayette geçen hadiseyi şöyle bir gözümüzde canlandıralım. Şuayip AS. Allah'ın kendisine vahyettiklerini toplumuna iletiyor. Onlara babalarınızın kulluk ettiği tabi olduğu şeylerden vazgeçin ölçü ve tartıda hile yapmayın. Öksüzün, yetimin, yoksulun hakkını yemeyin . Allah'a kulluk edin .Allah'ın vahyine tabi olun diyor. Toplumun ileri gelenleri şaşkın ey Şuayip diyorlar sen halim selim bir insandın bizim işlerimize karışmazdın sana ne oldu da böyle oldun sana salatın mı böyle yapmanı bizim düzenimizle uğraşmanı emrediyor? diyorlar. Dikkat edersek burada salat din anlamını çağrıştırmaktadır. Şuayip AS.ın Arkasından gittiği, arka çıktığı destek olduğu Allah'ın emirleri, Allah'ın düzenidir. Yani onun dinidir.
20:14. Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et; benim zikrim için salatı ikame et.?
Allah'ın zikri için salatı ikame etmek emrediliyor. Peki Allah'ın zikri nedir
54:17-22-32-40. Andolsun biz Kuran'ı öğüt (zikir) alınsın diye kolaylaştırdık. öğüt (zikir) alan yok mu?
36:69. Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. O sadece bir öğüt (zikir)ve apaçık okunandır.
Zikir öğüt manasına geliyor. Allah'ın öğüdü yani kurandır.
15:9. Zikri (Kuran'ı) kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.
Allah'ın zikri: Kuran olduğuna göre kuran için salat etmek nasıl olacaktır? Elbette ki Kurana tabi olmak, hükümlerini yerine getirmek ve onun için mücadele etmek ile Allah'ın zikri için salat edilmiş olacaktır.
Allah'ın her şeye gücü yeter. O ol dediği zaman her şey olur. Öyleyse onun kitabının, onun değerlerinin destek olmaya, arka çıkmaya ihtiyacı da yoktur. Ancak insanların imtihan için dünyaya gönderilmeleri uygun görülmüştür. Salatı ikame etmeleri, zekatı vermeleri, karşılaştıkları müşküllere sabretmeleri imtihanı kazanmak için yapmaları emredilen şeylerdendir.
(DEVAM EDECEK)