Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

sakalı şerif

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

ahmet yasin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Tüm müslümanların ramazanı hayırlıolsun,hayırlara vesile olsun.
Her ramazan ayında olduğu gibi yine çeşitli camilerde peygamberimize ait olduğu iddia edilen sakal,hırka vb şeyler için sahabenin tavrı ne olmuştur?

Beni, bu konuyu ikinci kez açmak zorunda bırakanlara teşekkürü borç biliyorum!!
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Tüm müslümanların ramazanı hayırlıolsun,hayırlara vesile olsun.
Her ramazan ayında olduğu gibi yine çeşitli camilerde peygamberimize ait olduğu iddia edilen sakal,hırka vb şeyler için sahabenin tavrı ne olmuştur?

Beni, bu konuyu ikinci kez açmak zorunda bırakanlara teşekkürü borç biliyorum!!
bu konuyu bir daha açılmamak üzere kitliyorum sorunun cevabı ile birlikte...


sakaliserif2.jpg






sakaliserif1_small.jpg

Lihye-i Şerif

(Sakal-ı Şerif)



Hz. Peygamber'in mübarek sakalı anlamında kullanılan bir terim.

Şemâil kitaplarında ve Siyer-i Nebî kaynaklarının ilgili kısımlarında bu konu Hz. Peygamber'in saçı bahsi ile birlikte geçmektedir.

Kaynaklara göre Hz. Peygamber'in saçları düz ile kıvırcık arasında olup kulak yumuşağına kadar uzanırdı. Bu konuda Hz. Âişe'den ve Berâ b. Âzib'ten rivayet vardır. Yer yer, omuzlarına kadar uzandığına dair rivayetler de vardır. Şârihler buna, traş olduğu günlerde kulak yumuşağına, traş olmaya yakın günlerde ise omuzlarına doğru uzamış olabileceği tarzında bir açıklama getiriyorlar.

İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber önceleri, müşriklere benzememek için saçlarını alnının üzerine salıverirdi. Zira müşrikler saçlarını ikiye ayırıp bir yarısını sağa, öteki kısmını da sola salıverirlerdi. Hz. Peygamber ise buna benzer konularda İslâmî prensip ve sembol henüz ortaya çıkmamışsa ehl-i Kitab'a uymayı tercih ederdi. Resuli Ekrem (s.a.s) bu konuda müstakil bir tavır ortaya koyma zamanı geldiğinde ve konu, müşriklerin saç tipine benzeme ortamından çıktığında daha evvel alnının üzerine döktüğü saçlarını arkaya ve yanlara tarayıp, başının iki yanına salıverir oldu. Vefatına kadar da bunu terketmedi.

Hz. Peygamber'in sakalı, eni ve boyu bakımından mübarek göğsünü, uygun bir şekilde dolduracak tarzda olup, sık ve gür idi.

Resuli Ekrem (s.a.s)'in saç ve sakalındaki mevcut beyaz tellerin 14,17 veya 18 tane olduğu kaydedilir. Buna göre, yirmi civarında olduğu söylenebilir. Demek ki, ağarmada bir yoğunluğun olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Hz. Peygamber'in sakalındaki beyaz teller sakal başlarında ve çevresinde idi.

Hz. Peygamber saç ve sakal bakımına itina gösterirdi. Zaman zaman traş olur ve uzayan kısımları kısaltır, boy ve yanından biraz alırdı. Sık sık yıkayıp tarardı. Bazen de zevcelerine taratırdı. Buna dayanan İslâm âlimleri erkeğin, mahremine saç ve sakal taratmasının caiz olduğunu, hatta karı-koca arasındaki sevginin kuvvetlenmesine sebeb olabileceğini ifade ederler.

Yanından eksik etmediği eşyalar arasında misvak (dişlerini fırçalamak için kullandığı lifli ağaç dalı) ayna, gül yağı şişesi ve ayna yanında tarak niyetine kullandığı saç ayırma kemiği de vardı. Saç ve sakalı uzadığında makasla kısaltır, yanında bulunan sahabe de ondan bir hatıraya sahip olmak maksadıyla kesilenleri toplardı. O yüzden çok sayıda kişinin elinde 'Lihye-i Saadet' bulunurdu.

Cenab-ı Peygamber Aleyhisselâm traş olduğu zaman saç ve sakal telleri ashab tarafından toplanır, hatıra olarak saklanırdı. Veda Haccı'nda traş olurken de Resûlullah'ın (sas) saç telleri çevresindeki ashabı tarafından kapışılmıştı. Bunlardan biri de alnına düşen saçları almak için Allah Resûlü'ne (sas) rica eden Halid bin Velid'di. Halid bin Velid, bu saç tellerini ölünceye kadar sarığının arasında taşıdı. Yemame Savaşı devam ederken başından sarığı düştü. Hazreti Halid, yere düşen sarığını almak için canını düşünmeden düşmanlar arasına daldı. Etrafındakiler bu hali garipseyerek ikaz ettiklerinde "Ben bunu başlığımın kıymetinden dolayı yapmıyorum. Fakat onun içinde Peygamber Aleyhisselâm'ın saçı bulunduğu için müşriklerin eline düşmesini istemiyorum. Ben onu hangi tarafa yönelttimse orası fetholundu." dedi.
Bugün birçok tarihi camide, hatta aileler, şahıslar elinde Sakal-ı Şerif bulunmaktadır. Hırka-i Saadet Dairesi'nde de ellinin üzerinde Sakal-ı Şerif vardı. Cam mahfazalardaki Sakal-ı Şerifler kırk kat bohçaya sarılarak saklanır. Mübarek gün ve gecelerde salâvat-ı şerifeler okunarak ziyarete açılır, gönüllerdeki Peygamber (sas) sevgisi tazelenir, dünya gözüyle görmeden kendisine iman edenler bir nebze olsun hasret giderirler.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt