Ali Asgar isfehani
New member
- Katılım
- 24 Haz 2010
- Mesajlar
- 57
- Tepkime puanı
- 18
- Puanları
- 0
- Yaş
- 33
selamalykum canlar....öncelikle her ortamda ilk esas samimiyet olsa gerek...veya benim için samimiyet çoğu şeyden önemlidir..inancım inançları ile uyuşmayan insanlar olsalar dahi samimi ise başım üstüne....o yüzdendirki ben bir aleviyim ali taraftarıyım ve sizide bir can biliyorum...tek olana baglı ve tek olan bir kurana bağlısınız....
kardeşin bahs ettiği konu kuran ve sünnet islam açısından özellikle günümüzde mühimlik arz etmektedir....ben bir aleviyim ve bize alevilerin sünneti terk ettikleri söylenir eleştirilir....bunu eleştirenler ise ya inançları sosyolojik şekilde inceleyenler yani çevresindeki alevi çoğunlugundan gördüğü sünnet dışı hareketler yada gerçek bir eleştirici isede kaynaklardan yola çıkarak bu yargıya ulaşasanlar ...belki burdada vardır..Allah bilir....öncelikle çevresinde gördüğü insanlar ile bir yargıya varan insanları kenera atıyorum onların sözlerinin ne bir delili olabilir nede bir hükmü....kaynaklarla gelenler ise....biz dedikki esas yol kuran ve ehlibyttir....bazıları burdan yola çıkarak bizim sünneti terk ettiğimizi uydurdular.....öncelikle kaynaklar bir köşede dursun...ehlibeyt kim ona bakalım....ehlibeyttin içinde gayet tabii bilirsinizki peygamberin kendiside bulunmaktadır....ehlibeytin yolunu yol edinmiş bir şahs peygamberi ve onun evlatlarının sünnetini izliyor demektir zaten....ali aba hakiki sünneti ve erkanı müslümanlara sunan bir yol dur....
peygamberimizin hemen vefatından sonra gerçekleşen üzücü olaylar ashabın kendi arasında daha peygamberin vefatından uzun zaman geçmemsine rağmen namazda abdestin alınışında ihtilafa düşmeler...peygamber namazda elini nasıl bağlıyordu abdestte kaç kere yüze su vuruyordu meshmi ediyordu yıkıyormuydu....daha da ilerisi siyasi dicemiz ihtilaflar ilede kılıçlar kınından çekildi....bizim imam Ali as ma kılıç çekmiş muaviyeden bir sürü elimize ulaşan rivayetler var....peygamber buyurmuyormuydu ya ali senin le savaşan sana kılıç çeken münafıklığından seninle savaşır....ve peygamberden sonra kaç yıl hadis aktarımı yasak idi..kimse hadis aktaramıyrodu....kaç asır sonra hadisler bir anda yazılmaya söylenmeye başladı...o kadar komik hadisler peydah oldu ki islama bugün biz okuduğuımuzda üzülmekten başka bişi yapamıyoruz...tüm kaynaklarda alevi olsun sünni olsun her ikisindede.....etkilenmemek mümkünmü peki...önüne gelen o dönemde hadis uydurmaya başladı....hurma satıcısı hurma satamıyor peygamberden işittim ki hurma yiyen cennetlikmiş diyor hurmada rekor satış....dinin bu yönü her zaman kullanılmaya müsaittir zaten....
kısacası iyi bir tahlili iyi bir düşünme ve sağlam masum diyebilceğim bir kaynaktan islami sünneti erkanı insanların örenmesi gerekir...bunu peygamberde biliyordu....daha peygamber hayatta iken peygamberin huzurunda bize kuran yeter biz vasiyet istemeyiz diyerek kavga edip birbirlerine bağıran insanlardan endişelenmekteydi....ibni abbasın perşembe faciası oalrak aktardıgı bu olay oalyın vahimliğini göstermekteydi....
kaynaklara gelince....
bir şeyi anlatan sunan bir yargıda bulunan gerek ona delilde suna kaynakta getire....işin bir akli yonü vardır birde nakli....nakli yönde ben kendi alevi kaynaklarımdan size birşeyler sunacak degilim....çünki içinizde sizin benim kaynaklarımı tanımıyan tanısa dahi kökten ön yargı ile red eden batıldır diyen insanlar vardır haliyle....ki kaynaklarımızda sakaleyn hadisi oalrak he riki taraftada meşhur olan hadis bir hayli ziyaddır....sırf ehli sünnetin 14 kaynağında ayrı ayrı yerlerde sakaleyn hadisi terif olmuştur.....
Muhaddisler mütevatir senetlerle naklettikleri hadiste Resuluılah ın şöyle buyurduğunu naklediyorlar......
Ben sizin aranızdaiki değerli emanet bırakıyorum onlara sarıldığınız sürece benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Onlar Allah'ın Kitabı ve benim itretim Ehli Beyt'imdir. Bu ikisi, kevser Havuzu üzerinde bana tekrar dönünceye kadar asla birbirlerinden ayrılmazlar. Bakın görün benden sonra onlara nasıl davranacaksınız
bu hem alevi şia kaynaklarında hem ehlisünnet kaynaklarında muhaddislerinin naklettiği sahih bir hadistir...bu hadisi muhaddisler kendi müsned ve sihahlarında otuzdan fazla sahabeden nakletmişlerdir....az bir sayıda değil....kuran ve sünnet diyen hadis kaç sahabeden nakledilmiştir acaba....
tartışma ve delil getirme makamında olduğumdan dolayı ben bu hadisin doğruluğunu isbat1amak için alevi kitaplarına veya Şia alimlerinin sözlerine istinat etmeyeceğim...sadece bu konuda ehlisünnet alimlerinin kaynakları ve görüşlerini sunacağım...
Sahih-i Müslim, Kitab-u Fezail-i Ali ibn-i Ebi Talib, c.7, s.122.
Sahih-i Tirmizi, c.5, s.328.
İmam Nesai'nin yazdığı "EI Hasais", s.21.
Müsned-i imam Ahmed ibn-i Hanbel, c.3, s.17.
Müstedrek-i Hakim, c.3, s.109.
Kenz'ül Ümmal, c.1, s.154.
İbn-i Sa'din yazdığı "Et Tabakat'uI Kubra", c.2, s.194.
İbn-i Esir'in yazdığı "Camiu'l Usul" c.1, s.187.
Suyuti'nin yazdığı "Camiu's Sağir" c.l, s.353.
Haysemi'nin yazdığı "Mecmau'z Zevaid", c.9, s.163.
Nebehani'nin yazdığı "Feth'ul Kebir", c.1, s.451.
İbn-i Esir'in yazdığı "Üsd'ul Gabe Fi Ma'rifet's Sahabe, c.2, s.12
Tarih-i ibn-i Asakir, e.5, s.436.
Tefsir-i ibn-i Kesir, c.4, s.113.
kardeşin bahs ettiği konu kuran ve sünnet islam açısından özellikle günümüzde mühimlik arz etmektedir....ben bir aleviyim ve bize alevilerin sünneti terk ettikleri söylenir eleştirilir....bunu eleştirenler ise ya inançları sosyolojik şekilde inceleyenler yani çevresindeki alevi çoğunlugundan gördüğü sünnet dışı hareketler yada gerçek bir eleştirici isede kaynaklardan yola çıkarak bu yargıya ulaşasanlar ...belki burdada vardır..Allah bilir....öncelikle çevresinde gördüğü insanlar ile bir yargıya varan insanları kenera atıyorum onların sözlerinin ne bir delili olabilir nede bir hükmü....kaynaklarla gelenler ise....biz dedikki esas yol kuran ve ehlibyttir....bazıları burdan yola çıkarak bizim sünneti terk ettiğimizi uydurdular.....öncelikle kaynaklar bir köşede dursun...ehlibeyt kim ona bakalım....ehlibeyttin içinde gayet tabii bilirsinizki peygamberin kendiside bulunmaktadır....ehlibeytin yolunu yol edinmiş bir şahs peygamberi ve onun evlatlarının sünnetini izliyor demektir zaten....ali aba hakiki sünneti ve erkanı müslümanlara sunan bir yol dur....
peygamberimizin hemen vefatından sonra gerçekleşen üzücü olaylar ashabın kendi arasında daha peygamberin vefatından uzun zaman geçmemsine rağmen namazda abdestin alınışında ihtilafa düşmeler...peygamber namazda elini nasıl bağlıyordu abdestte kaç kere yüze su vuruyordu meshmi ediyordu yıkıyormuydu....daha da ilerisi siyasi dicemiz ihtilaflar ilede kılıçlar kınından çekildi....bizim imam Ali as ma kılıç çekmiş muaviyeden bir sürü elimize ulaşan rivayetler var....peygamber buyurmuyormuydu ya ali senin le savaşan sana kılıç çeken münafıklığından seninle savaşır....ve peygamberden sonra kaç yıl hadis aktarımı yasak idi..kimse hadis aktaramıyrodu....kaç asır sonra hadisler bir anda yazılmaya söylenmeye başladı...o kadar komik hadisler peydah oldu ki islama bugün biz okuduğuımuzda üzülmekten başka bişi yapamıyoruz...tüm kaynaklarda alevi olsun sünni olsun her ikisindede.....etkilenmemek mümkünmü peki...önüne gelen o dönemde hadis uydurmaya başladı....hurma satıcısı hurma satamıyor peygamberden işittim ki hurma yiyen cennetlikmiş diyor hurmada rekor satış....dinin bu yönü her zaman kullanılmaya müsaittir zaten....
kısacası iyi bir tahlili iyi bir düşünme ve sağlam masum diyebilceğim bir kaynaktan islami sünneti erkanı insanların örenmesi gerekir...bunu peygamberde biliyordu....daha peygamber hayatta iken peygamberin huzurunda bize kuran yeter biz vasiyet istemeyiz diyerek kavga edip birbirlerine bağıran insanlardan endişelenmekteydi....ibni abbasın perşembe faciası oalrak aktardıgı bu olay oalyın vahimliğini göstermekteydi....
kaynaklara gelince....
bir şeyi anlatan sunan bir yargıda bulunan gerek ona delilde suna kaynakta getire....işin bir akli yonü vardır birde nakli....nakli yönde ben kendi alevi kaynaklarımdan size birşeyler sunacak degilim....çünki içinizde sizin benim kaynaklarımı tanımıyan tanısa dahi kökten ön yargı ile red eden batıldır diyen insanlar vardır haliyle....ki kaynaklarımızda sakaleyn hadisi oalrak he riki taraftada meşhur olan hadis bir hayli ziyaddır....sırf ehli sünnetin 14 kaynağında ayrı ayrı yerlerde sakaleyn hadisi terif olmuştur.....
Muhaddisler mütevatir senetlerle naklettikleri hadiste Resuluılah ın şöyle buyurduğunu naklediyorlar......
Ben sizin aranızdaiki değerli emanet bırakıyorum onlara sarıldığınız sürece benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Onlar Allah'ın Kitabı ve benim itretim Ehli Beyt'imdir. Bu ikisi, kevser Havuzu üzerinde bana tekrar dönünceye kadar asla birbirlerinden ayrılmazlar. Bakın görün benden sonra onlara nasıl davranacaksınız
bu hem alevi şia kaynaklarında hem ehlisünnet kaynaklarında muhaddislerinin naklettiği sahih bir hadistir...bu hadisi muhaddisler kendi müsned ve sihahlarında otuzdan fazla sahabeden nakletmişlerdir....az bir sayıda değil....kuran ve sünnet diyen hadis kaç sahabeden nakledilmiştir acaba....
tartışma ve delil getirme makamında olduğumdan dolayı ben bu hadisin doğruluğunu isbat1amak için alevi kitaplarına veya Şia alimlerinin sözlerine istinat etmeyeceğim...sadece bu konuda ehlisünnet alimlerinin kaynakları ve görüşlerini sunacağım...
Sahih-i Müslim, Kitab-u Fezail-i Ali ibn-i Ebi Talib, c.7, s.122.
Sahih-i Tirmizi, c.5, s.328.
İmam Nesai'nin yazdığı "EI Hasais", s.21.
Müsned-i imam Ahmed ibn-i Hanbel, c.3, s.17.
Müstedrek-i Hakim, c.3, s.109.
Kenz'ül Ümmal, c.1, s.154.
İbn-i Sa'din yazdığı "Et Tabakat'uI Kubra", c.2, s.194.
İbn-i Esir'in yazdığı "Camiu'l Usul" c.1, s.187.
Suyuti'nin yazdığı "Camiu's Sağir" c.l, s.353.
Haysemi'nin yazdığı "Mecmau'z Zevaid", c.9, s.163.
Nebehani'nin yazdığı "Feth'ul Kebir", c.1, s.451.
İbn-i Esir'in yazdığı "Üsd'ul Gabe Fi Ma'rifet's Sahabe, c.2, s.12
Tarih-i ibn-i Asakir, e.5, s.436.
Tefsir-i ibn-i Kesir, c.4, s.113.