Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sakaleyn Hadisi

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
selamalykum canlar....öncelikle her ortamda ilk esas samimiyet olsa gerek...veya benim için samimiyet çoğu şeyden önemlidir..inancım inançları ile uyuşmayan insanlar olsalar dahi samimi ise başım üstüne....o yüzdendirki ben bir aleviyim ali taraftarıyım ve sizide bir can biliyorum...tek olana baglı ve tek olan bir kurana bağlısınız....

kardeşin bahs ettiği konu kuran ve sünnet islam açısından özellikle günümüzde mühimlik arz etmektedir....ben bir aleviyim ve bize alevilerin sünneti terk ettikleri söylenir eleştirilir....bunu eleştirenler ise ya inançları sosyolojik şekilde inceleyenler yani çevresindeki alevi çoğunlugundan gördüğü sünnet dışı hareketler yada gerçek bir eleştirici isede kaynaklardan yola çıkarak bu yargıya ulaşasanlar ...belki burdada vardır..Allah bilir....öncelikle çevresinde gördüğü insanlar ile bir yargıya varan insanları kenera atıyorum onların sözlerinin ne bir delili olabilir nede bir hükmü....kaynaklarla gelenler ise....biz dedikki esas yol kuran ve ehlibyttir....bazıları burdan yola çıkarak bizim sünneti terk ettiğimizi uydurdular.....öncelikle kaynaklar bir köşede dursun...ehlibeyt kim ona bakalım....ehlibeyttin içinde gayet tabii bilirsinizki peygamberin kendiside bulunmaktadır....ehlibeytin yolunu yol edinmiş bir şahs peygamberi ve onun evlatlarının sünnetini izliyor demektir zaten....ali aba hakiki sünneti ve erkanı müslümanlara sunan bir yol dur....

peygamberimizin hemen vefatından sonra gerçekleşen üzücü olaylar ashabın kendi arasında daha peygamberin vefatından uzun zaman geçmemsine rağmen namazda abdestin alınışında ihtilafa düşmeler...peygamber namazda elini nasıl bağlıyordu abdestte kaç kere yüze su vuruyordu meshmi ediyordu yıkıyormuydu....daha da ilerisi siyasi dicemiz ihtilaflar ilede kılıçlar kınından çekildi....bizim imam Ali as ma kılıç çekmiş muaviyeden bir sürü elimize ulaşan rivayetler var....peygamber buyurmuyormuydu ya ali senin le savaşan sana kılıç çeken münafıklığından seninle savaşır....ve peygamberden sonra kaç yıl hadis aktarımı yasak idi..kimse hadis aktaramıyrodu....kaç asır sonra hadisler bir anda yazılmaya söylenmeye başladı...o kadar komik hadisler peydah oldu ki islama bugün biz okuduğuımuzda üzülmekten başka bişi yapamıyoruz...tüm kaynaklarda alevi olsun sünni olsun her ikisindede.....etkilenmemek mümkünmü peki...önüne gelen o dönemde hadis uydurmaya başladı....hurma satıcısı hurma satamıyor peygamberden işittim ki hurma yiyen cennetlikmiş diyor hurmada rekor satış....dinin bu yönü her zaman kullanılmaya müsaittir zaten....

kısacası iyi bir tahlili iyi bir düşünme ve sağlam masum diyebilceğim bir kaynaktan islami sünneti erkanı insanların örenmesi gerekir...bunu peygamberde biliyordu....daha peygamber hayatta iken peygamberin huzurunda bize kuran yeter biz vasiyet istemeyiz diyerek kavga edip birbirlerine bağıran insanlardan endişelenmekteydi....ibni abbasın perşembe faciası oalrak aktardıgı bu olay oalyın vahimliğini göstermekteydi....

kaynaklara gelince....

bir şeyi anlatan sunan bir yargıda bulunan gerek ona delilde suna kaynakta getire....işin bir akli yonü vardır birde nakli....nakli yönde ben kendi alevi kaynaklarımdan size birşeyler sunacak degilim....çünki içinizde sizin benim kaynaklarımı tanımıyan tanısa dahi kökten ön yargı ile red eden batıldır diyen insanlar vardır haliyle....ki kaynaklarımızda sakaleyn hadisi oalrak he riki taraftada meşhur olan hadis bir hayli ziyaddır....sırf ehli sünnetin 14 kaynağında ayrı ayrı yerlerde sakaleyn hadisi terif olmuştur.....


Muhaddisler mütevatir senetlerle naklettikleri hadiste Resuluılah ın şöyle buyurduğunu naklediyorlar......

Ben sizin aranızdaiki değerli emanet bırakıyorum onlara sarıldığınız sürece benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Onlar Allah'ın Kitabı ve benim itretim Ehli Beyt'imdir. Bu ikisi, kevser Havuzu üzerinde bana tekrar dönünceye kadar asla birbirlerinden ayrılmazlar. Bakın görün benden sonra onlara nasıl davranacaksınız

bu hem alevi şia kaynaklarında hem ehlisünnet kaynaklarında muhaddislerinin naklettiği sahih bir hadistir...bu hadisi muhaddisler kendi müsned ve sihahlarında otuzdan fazla sahabeden nakletmişlerdir....az bir sayıda değil....kuran ve sünnet diyen hadis kaç sahabeden nakledilmiştir acaba....

tartışma ve delil getirme makamında olduğumdan dolayı ben bu hadisin doğruluğunu isbat1amak için alevi kitaplarına veya Şia alimlerinin sözlerine istinat etmeyeceğim...sadece bu konuda ehlisünnet alimlerinin kaynakları ve görüşlerini sunacağım...

Sahih-i Müslim, Kitab-u Fezail-i Ali ibn-i Ebi Talib, c.7, s.122.
Sahih-i Tirmizi, c.5, s.328.
İmam Nesai'nin yazdığı "EI Hasais", s.21.
Müsned-i imam Ahmed ibn-i Hanbel, c.3, s.17.
Müstedrek-i Hakim, c.3, s.109.
Kenz'ül Ümmal, c.1, s.154.
İbn-i Sa'din yazdığı "Et Tabakat'uI Kubra", c.2, s.194.
İbn-i Esir'in yazdığı "Camiu'l Usul" c.1, s.187.
Suyuti'nin yazdığı "Camiu's Sağir" c.l, s.353.
Haysemi'nin yazdığı "Mecmau'z Zevaid", c.9, s.163.
Nebehani'nin yazdığı "Feth'ul Kebir", c.1, s.451.
İbn-i Esir'in yazdığı "Üsd'ul Gabe Fi Ma'rifet's Sahabe, c.2, s.12
Tarih-i ibn-i Asakir, e.5, s.436.
Tefsir-i ibn-i Kesir, c.4, s.113.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sakaleyn

İnsanlar ve Cinler, İns ve Cin Alemi.

Mal, ağırlık ve kıymetli şey anlamlarına gelen "sekal" kelimesinin ikili olan "sekaleyn", insanlar ve cinler için kullanılan bir terimdir. Allah Teâlâ; Ey insan ve cin toplulukları! Sizin de hesabınızı ele alacağız" (er-Rahmân, 55/31) ayetinde insanlar ve cinlere "es-Sekalân" diye hitap etmektedir. Bu iki topluluğa peygamber olarak gönderildiği için de Hz. Muhammed'e (s.a.s), "Rasûlü's-Sekaleyn" denilmiştir. Bu kelime ile maruf bir de hadis vardır: Sekaleyn Hadisi. Ashabı Kiramdan Zeyd b. Erkam (Müslim, Fedâilu's-Sahâbe, 36-37; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 367, 371; Dârimî, Fedâilul-Kur'ân, I) ve Ebu Saîd el-Hudrî'den (Müsned, III, 14, 17, 26, 59) rivayet edildiğine göre Veda Haccı dönüşünde Hz. Peygamber, Humm suyu kenarında irad ettiği bir hutbede hamdü senadan sonra; "Ey İnsanlar! Ben bir beşerim, Rabbimin elçisinin gelmesi ve benim de bu davete icabetim yakındır. Ben, size iki değerli şey bırakıyorum: Birincisi, Allah'ın kitabıdır ki, O'nda hidayet ve ışık vardır. Allah'ın Kitabında olanları alın, O'na sarılın" dedi ve insanları Kur'an'a teşvik ettikten sonra; "İkincisi; Ehli beytimdir ki, onlar hakkında size Allah'ı hatırlatırım" dedi ve son cümleyi üç defa tekrarladı. Yukarıda zikredilen güvenilir kaynaklarda bu hadis, birbirine yakın ifadelerle nakledilmektedir. Hadisden de anlaşılacağı gibi, Hz. Peygamber müslümanların, kendisinden sonra Kur'an'a sımsıkı sarılmalarını ve Ehli beyti'ne (akrabalarına) saygılı davranmalarını tavsiye etmektedir. Fakat Şia, Hz. Peygamber'in burada, Hz. Ali'nin elini tutarak;

"Bu, benim vasîm, kardeşim ve benden sonraki halifemdir. O'nun emirlerini dinleyin, O'na itaat edin" dediğini, buna rağmen daha sonra Sahabenin bunu gizlemekte ittifak ettiklerini iddia eder. Şia'nın Rasûlüllah (s.a.s)'e isnad ettikleri bu sözün aslı yoktur; bu, onların bir uydurmasıdır. Bu iddianın uydurma olduğunun delilleri şunlardır: 1) Büyük bir Sahabî topluluğu önünde yapıldığı iddia edilen bu vasiyyetin, sadece bir kişi tarafından rivayet edilip diğerlerince nakledilmemesi mümkün değildir. Çünkü, Hz. Peygamber'den duyduğu her sözü aynen nakletmeyi ibadet sayan ve bunun için en büyük titizlikleri gösteren Sahabeden hiç birinin, Hz. Ebu Bekir ve daha sonraları Hz. Ömer ve Hz. Osman halife seçilip bey'at edilirken itiraz etmemeleri ve bu hadisi rivayet etmemeleri aklın alacağı bir şey değildir. Hatta, halife tayin edildiği iddia edilen Hz. Ali Efendimiz de böyle bir şey söylememiş ve kendisinden önce seçilen üç halifeye de bey'at etmiştir. Benü Sakife gölgeliğinde halife seçimi yapılırken kendisine danışılmadığı için gücendiğinden ve bir de, Rasûlüllah (s.a.s)'ın mirası meselesinde hanımı küstürüldüğü için, Hz. Ebu Bekr'e hemen değil de, hanımı Hz. Fatıma vefat ettikten sonra, yani halife seçiminden 6 ay sonra, bizzat kendisi Hz. Ebu Bekr'in huzuruna gelerek serzenişte bulunmuş fakat ona bey'at etmiştir. Diğer taraftan Hz. Ali her üç halife ile de uyumlu bir şekilde çalışmış ve bazı devlet işlerini yürütmüştür. 2) Böyle bir iddia, Şiîlerin kendi görüşlerini desteklemek için uydurdukları pek çok hadis ihtiva eden kitapların dışında, güvenilir hiç bir kaynakta ve senedli bir şekilde geçmemektedir. Yalnız böyle bir durum dahi, o sözün uydurma oluşu için yeterli bir sebeptir (Yaşar Kandemir, Mevzu Hadisler, 179-186). 3) İslâmda saltanat ve hanedanlık yoktur. Şianın iddia ettiği gibi Hz. Peygamber hilafeti, Hz. Ali ve evladına tahsis etseydi, bu bir saltanat olurdu. Halbuki hilafette asl olan, istişare ile en layık olanın seçilmesidir. Kur'an da bu konularda şûrâ'yı emretmektedir (eş-Şûrâ, 42/38; Âlû Umrân, 3/159). 4) Hz. Alinin ilk üç halifeye isyan etme, Muaviye'ye karşı savaşması da hilafetin, vasiyyetle değil şûrâ ve bey'atla olduğunu gösterir. Şayet Hz. Ali Gadîrihum'da halife tayin edilmiş olsaydı, halife seçildiği gün Hz. Ebu Bekr'e, bunu başaramazsa daha sonra halife seçilenlere karşı savaşması gerekirdi. Halbuki, vasî olmadığı için böyle bir huruc yapmamıştır. Ne zaman ki müslümanlar kendisini seçip bey'at etmişler, işte o zaman Hz. Ali buna karşı çıkanlarla savaşmıştır. 5) Şianın ileri sürdüğü bu iddia Hz. Ali tarafından da kabul görmemiştir. Yaralandığı zaman Hz. Ömer'in seçtiği 6 kişilik şûrâ'nın vardığı karar Abdurrahman b. Avf tarafından önce Hz. Ali'ye, daha sonra Hz. Osman'a sunulduğunda Hz. Ali bunun kendi hakkı müktesebi olduğunu söylememiş, hatta bu konuda biraz da müstağnî davranmış ve daha istekli görülen Hz. Osman halife seçilince de ona bey'at etmiştir. 6) Hz. Peygamber, Hz. Ali'yi hilafete vasiyyet edecek olsaydı bunu, yolculuk esnasında verilen bir molada değil de, bütün müslümanların toplandığı ve en son, önemli mesajlarını verdiği Veda Hutbesinde veya dönüldüğü zaman Medine'de Mescid-i Nebevî'de yapması daha uygun olurdu. 7) İslâm Tarihinde müslümanlara en büyük yarayı açan bu fitne, tarihin derinliklerinde kalması gerekirken, bugün hala bu yarayı kaşıyıp kanatmanın İslâma ve müslümanlara hiç bir faydası yoktur. Aksi doğru kabul edilse dahi, tamiri mümkün olmayan bu meselenin hükmünü Allah'a bırakarak müslümanların, birlik ve beraberliklerini daha güçlendirecek olumlu şeylere yönelmeleri daha doğru olur.

Hadis usûlü kaidelerine, tarihi gerçeklere, Kur'an ve Sünnete, selim akla göre, Hz. Ali'nin vasî tayin edilmesi meselesi uydurma bir hadistir (Aliyyul-Kâri, Mevzuat, 109; İ. Teymiye, Minhâcu's-Sünne, IV, 118). Ancak Hz. Peygamber, Gadirihum'da yaptığı hitabede ashabına, ehli beytine iyi davranmalarını ve Kur'an'a sımsıkı sarılmalarını tavsiye etmiştir. Sekaleyn Hadisi bundan ibarettir.
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
.

.

bütün bunlardan sonra Allahın kitabı ve benim itretim Ehl-i Beytim diye bilinen Sakaleyn hadisi Ehl-i sünnetin kabul etmediğini ve şianın aydurmalanndan olduğunu iddia etmek kişinin kendi cehaletini veya inadını gösterir...... Allahu Tealadan cahiliyyetten doğan bağnazlık ve inadı kalplerden uzaklaştırmasını niyaz ediyorum.....

daha sonra resuluIlahıın sarılmamızı emrettiği A llahın kitabı ve Ehl-i Beyt hadisi Ehli sünnete göre sahih bir hadistir...... şianın nezdinde ise bu hadis mütevatir olarak ehli Beyt imamları yoluyla nakletdilmiştir..... o halde neden bazıları bu hadis konusunda şüphe icad edip onu Allahın kitabı ve benim sünnetim hadisine dönüştürrneğe çalışıyorlar mesela miftahu kunuzis sünne kitabının sahibi kitabının 478. sahifesinde buhari müslim tirmizi ve ibni maceden naklen Resulullahın Allahm kitabı ve kendi sünneti hakkındaki vasiyeti başlığı altında bir bölüm ayırmıştır..... oysa ki mezkur dört kitabı incelediğin takdirde onun naklettiği hadisin bu kitaplarda mevcut olmadığını görürsün.........


buharide kitabul hisam bil kitabı ves sünne diye bir bölümü vardır ama orada böyle bir hadis mevcut değildir..... Sahih-i Buhari ve mezkur kitaplarda nihayeten şöyle bir hadis yeralmıştır......

talha ibni müsarrif şöyle diyor... Abdullah ibni Übeyyden Acaba Resuluılah bir vasiyette bulundumu diye sordum.... o şöyle ded...: hayır.... O zaman ben ona o halde nasıl halka vasiyette bulunmaları emredilmiştir dedim.... o Resuluılah Allahın kitabını vasiyet etti diye cevap verdi Görüldüğü üzere Resuluılah ıın Ben sizin aranazda iki değerli emanet bırakıyorum Allah'm kitabı ve benim sünnetim diye bir hadisi yoktur ve eğer bazı kitaplarda böyle bir hadis olsa da bir değer ifade etmez.... zira naklettiğimiz gib icma bunun hilafınadır.... üstelik eğer Allah'ın kitabı ve benim sünnetim diye nakledilen hadise bakılacak olursa bunun akıl ve nakil ile de bağdaşmadığı görülür...

eger kalp kırdımsa üzdümse helal edin ehlibyt vesileniz olsun inş vesselam....
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bakın, burada size bir şey anlatmaya çalıştım. Anlamakta zorlanıyorsanız izah edeyim. Sizin dedikleriniz, sizin inandığınız kaynaklar, bizim dediklerimiz de bizim. Bunun için var olmuş zaten Ehli Sünnet, Şia veya Alevi ve saire. İtikadınzın adını söyleyin, itikadınızı anlatın ama ona buna yalan-yanlış demeyin, olur mu... Yoksa sizin bin yazınıza, bin delilinize bin cevap bin başka delil çıkar, bu karanlığa yumruk atmak gibidir. Doğrusunu Allah biliyor ve ahirette herkese de bildirecek, sabr...
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
sa. .....k bakma kardeş geç cevap yazdığım için....birde ben sizin açtığınız kuran ve sünnet adlı konuya cevap yazıyordum yanlışlıkla yeni bir konu açmışım ilk girişin acemiliği sayın ve helal edin....

başlık genel islami konular yazıyor....ve bir tartışma formu....ve her tartışma formunda olduğu gibi ve ne olursan ol mantığının bir sonucu olarakta bir takım ihtilaflı konular düşünceler açığa çıkabilir konuşulabilir...ben senin bahs altına aldığın konunu yanlışlığını adabı muaşeret çizgisinde kendi düşüncem ve yien kendi kaynaklarınız ile anlatmaya çalıştım....ve haliyle bu yeni konularda açacaktır...örneğin yukarıda sakaleyn adlı başlıkta yazdıklarınızda açıkca kabul ettiğiniz üzere peygamberin ümmete vasiyeti kuran ve ehlibeyttir....ve peygamber bundan hesaba çekilceğinide buyurmuştur ümmetin....basit bir şey değil resul vasiyeti dediğimiz şey....bu iki kavram kuran ve ehlibeyt bu ikisi bir müminde olmadan o mümin kurtuluşa eremez....çünki peyamber yine aynı bölümde buyurmaktadır ehlibeytim nuhun gemisine benzer ona binen kurtulur ondan uzaklaşan ise helak olur....ehlibeytin önemi ve ehlibeyte muhabbet ve meveddet yani itaat bu açıdan önem arz eder..bunu pekala siz canlar da bilmektesiniz....kimse diyemez biz ehlibeyti sevmiyoruz..bunu diyen insanlık dışı bir varlıktır.....yada vahabidir....münafıktır....bir papaz vardı hiristiyan ilgnç bir söz kullanmıştı....eger imam hüsyn hiristiyan dünyasında yaşamış bir şahsiyet olsa idi biz köy köy kasaba kasaba dolaşır onun sancağı ve ismiyle insanları hiristiyanlığa davet ederdik diyor....bunu diyen bir hiristiyan....kaldıki bir müslüman ehlibeyt hakkında ne düşünebilir....lakin gel gelelim onu katl eenlerde biz müslümanız diyor namaz kılıyordı.....

kuran ve ehlibeytin zorunluluğunu kabul etmeniz taasubunuz oolmadığını gösteriri...ve ben bu bilindiği halde ne den habire kuran ve sünnet mantığ öne atılır anlamam....kuran ve ehlibyt diyorsan eger sünneti de ehlibeytten örenmelisin....başka şahıslardan değil....ve kuranıda ehlibeytten almalısın...imam Ali as ben yürüyen kuranım diyordu....ve Allah resulu kuran ile ehlibeytti bir saymıştır...o ikisi bir bütündür parçalanmaz buyurmuştur ve kevser havuzuna kadar bütündürler demiştir....


şimdi yukarıda kendi yazdığınız yerde anlamakta zorluk çektiğimi yazmışsınız...kardeşim neyi anlamakta zorluk çekiyorum...merak etmeyin gayet düz ve anlayışlır bir türkçeniz var....

lakin siz yeni bir tartışma konusu daha açmış oluyorsunuz...eyvallah işgali yoktur....ve ayrıca benim yukarıda sunduğum hiç bir kaynak gördüğüm kadarıyla şia alevi kaynakı değil...ehlisünent kaynağıdır.....

yeni açmış olduğunuz konu ise imam Ali mın imametinin uydurulma oldugu bahsi ve gadiri hum olayı......
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
ben kendli elimin altında bulunan ehlisünnet kaynaklarından bulabildiğim kadarını bulmuştum....onlardan bazıları imam Ali as mın imameti ile ilgiliydi....

İmam Ahmed bin Hanbel “Müsned”de ve Mir seyyid Ali Hemedani eş- Şafii “Meveddet’ul- Kurba”nın 4. meveddetinin sonunda şöyle naklediyorlar: Resulullah (s.a.a) Hz. Ali’ye şöyle buyurdular:

“Ya Ali! Sen benim zimmetimi beri edeceksin (halkın üzerimdeki olan haklarını ödeyeceksin) ve sen benim ümmetime olan halifemsin.

İmam Ahmed “Müsned”de çeşitli yollarla ve lafızlarla, Şafii fakihi olan İbn-i Meğazili “Menakıb”da, Sa’lebi kendi tefsirinde şöyle naklediyorlar: Resul-u Ekrem (s.a.a) Hz. Ali’ye şöyle buyurdular:

“Ya Ali! Sen benim kardeşim, vasim, halifem ve borçlarımı ödeyensin.

Ebu’l- Kasım Hüseyin bin Muhammed (Rağıb-i İsfehani) “Muhazırat’ul- Udeba ve Muhaverat’uş- Şuara ve’l- Buleğa” kitabının 2. Cildinin 213. sayfasında Enes bin Malik’ten Resul-ü Ekrem (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

“Şüphesiz benim dostum, vezirim, halifem ve borcumu ödeyip vaatlerime vefa edecek olan kendimden sonra geride bıraktığım en hayırlı kimse, Ali bin Ebi Talib’dir

Mir Seyyid Ali Hemedani eş- Şafii “Meveddet’ul- Kurba”nın 6. meveddetinin başlarında, ikinci halife Ömer bin Hattap’tan şöyle naklediyor: Hz. Peygamber, ashap arasında kardeşlik akdi okuduğunda şöyle buyurdular:

“Bu Ali, dünya ve ahirette kardeşim, ailem arasında halifem, ümmetimin içinde vasim, ilmimin varisi ve borcumu eda edendir. Onun malı benden, benim malım ise onundur; onun menfaati benim menfaatim, onun zararı ise benim zararımdır. Onu seven beni sevmiştir, ona buğz eden bana buğzetmiştir.

Muhammed bin Yusuf-u Genci eş- Şafii “Kifayet’ut- Talip”de Ebu Zer-i Ğifari’den şöyle naklediyor: Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu:

“Havuzun (Kevser havuzu) başında, Emir’ul- Müminin Ali’nin bayrağı, yüzü, eli, ayağı (secde yerleri) nurlu olanların İmamı ve benden sonraki halifem yanıma gelecektir.”


bn-i Abbas Resul-u Ekrem (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu naklediyor:

“Ya Ali! Sen havuzumun ve bayrağımın sahibi, kalbimin habibi, benim vasim, ilmimin varisi ve halifemsin. Sen benden önceki peygamberlerin mirasının emanetçisisin. Sen Allah’ın yeryüzündeki emini ve bütün insanlara hüccetisin; Sen imanın rüknü ve İslam’ın bekçisisin. Sen karanlığın meşalesi, hidayetin nuru ve dünya ehli için yükseltilmiş nişanesin.

Ya Ali! Kim sana uyarsa, kurtulmuştur; kim de senden yüz çevirirse, helak olmuştur. Açık yol sensin; sırat-i müstakim sensin; ak yüzlülerin lideri ve müminlerin sultanı sensin. Ben kimin mevlası isem, sen de onun mevlasısın; ben bütün mümin erkek ve kadınların mevlasıyım. Seni ancak helalzade sever ve sana yalnızca haramzade düşman olur. Allah Teala beni miraca götürdüğünde şöyle buyurdu: “Ya Muhammed! Ali’ye benden taraf selam söyle ve ona bildir ki, o benim dostlarımın İmamı ve bana itaat edenlerin nurudur.” Bu keramet ve makam sana mübarek olsun ya Ali!



Bu çeşit hadisler,sizin muteber kitaplarınızda çoktur....ve bunların hiç biri şis kaynağı iflan değil bizzat kendi alimlerinizin kendi kitaplarında yazılı olan rivayetler..ve sadece bunların bi kısmı şuanda burda....sizin muteber kitaplarınızda geçen hadislerde imam Ali’nin imameti hususunda hilafet velayet ve vesayet lafızları oldukça geçmiştir...

sahabenin bunları bilip duyup duymamları sözüne gelince...birinci halife dönemide kimlerin ilk halifeye biat etmeğiklerini incele....ebu zer selamn ammar miktat ve hiç te az olmayan bir sahabe topluluğu...ve imam Ali a smın kendisi...imam ALi 6 ay biat etmedi ilk halifeye niye.....al ay susutu kabul etmedini açıkca söyledi ve al ay sonunda islamın ve ümmetin kaderi için kabul ettiğini söyledi....ya ebu zer ....niye sürgüne gönderildi ve biat etmedi....ve biat edenler niye etmedi bilmiyorlarmıydı imamet o şahısların hakkı değildi ve peyamber imametin sahibini açıkladığını...gayet iyi biliyorlardı...am abunu konuşmadan önce sizin sahabe düşüncenizi gözden geçirmeniz gerekiyor....benim tüm sahabem gökteki yıldızlar gibi hangisine uyarsanız cennete gidersizin rivayetinden yola çıakrak oluşturulmuş sahabe mantığını gözden geçirmeniz gerekiyorki imamet mantığını anlayasınız....ve düşüneseniz imamat seçimle mi olur Allahmı tayin eder...imam masummu olur günahkarmı olur tartasınız....ve imamet makamını örenesiniz...ve sonra o makamın asıl sahiplerini tanıyasınız.....
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
Size göre Ehli Beyt kimdir?

k . bakma sorunu yeni gördüm....

Allah Teala buyuruyor ki: "Doğrusu Allah, ancak siz Ehl-i Beyt'ten pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister

Ehli Sünnet bu ayetin Peygamberin eşleri hakkında olduğunu söylerler.... bu ayetten önceki ve sonraki ayetleri ise buna delil olarak gösterirler.... Ehli Sünnete göre Allah Peygamber'in zevcelerinden pisliği gidermiş ve onları tertemiz kılmıştır...bu bize açıktır kardeş....hatta bazı alimleriniz bununla birlikte Ali Fatıma Hasan ve Hüseyin i de eklerler

Ne var ki aklı nakli ve tarihi gerçekler bu yorumu kabul etmez kardeş......(ben bu sorudan doalyı düşüncenizi tahmin edebildiğim için direk bu şekilde bi cevap yazıyorum bu arada) çünkü Ehli Sünnet kendi sahihlerinde bu ayetin beş kişi hakkında nazil olduğunu onların da Muhammed Ali Fatıma Hasan ve Hüseyin olduğunu nakletmektedirler.... resulullah bu ayetin onlar ve kendisi hakkında olduğunu açıklamış ve Ali Fatıma Hasan ve Hüseyin i abasının altına alarak şöyle buyurmuştur

Allah'ım! Bunlar benim Ehl-i Beyt'imdir. Öyleyse onlardan pisliği gider ve onları tertemiz kıl:::

Bu Hadis-i Şerifi Ehl-i Sünnet'ten birçokları naklederler.

Örneğin:

1-Sahih-i Müslim, Ehl-i Beyt'in Faziletleri Babı, c. 4, s.1883,, h. 2424.
2-Sahih-i Tirmizi , c. 5, s. 351, h. 3205.
3-Müsned-i Hanbel , c. 4, s. 107.
4-Müstedrek-i Hakim, c. 3, s. 133 ve 147, c. 2, s. 416.
5-Hasais-i Nesei, s. 33.
6-Telhis-i Zehebi, c. 2, s. 416.
7-Mu'cem-i Taberani, c. 3, s. 48 ve c. 12, s. 98.
8-Şevahid'ut- Tenzil, Hakim Haskani, c. 2, s. 11.
9-Buhari, et-Tarih'ul-Kebir, c. 8, s. 187.
10- İbn-i Hacer, el-İsabe, c. 2, s. 509.
11- İbn-i Cevzi, Tezkiret'ul-Havas, s. 233.
12-Tefsir-i Fahr-ı Razi, c. 25, s. 209.
13- Kunduzi el-Hanefi, Yenabi'ul-Meveddet, s. 107. İstanbul basımı
14- Menakıb-ı Harezmi, s. 23.
15- es-Siret'ül-Halebiyye, c. 3, s. 212.
16- es-Siret'ül-Dahlaniyye, c. 3, s. 329.
17- İbn-i Esir Üsd'ül-Gabe, c. 2, s. 12 ve c. 5, s. 521.
18- Tefsir-i Taberi , c. 22, s. 6.
19- Suyuti, ed-Dürr'ül-Mensur, c. 6, s. 603.
20- Tarih-i İbn-i Asakir, c. 42, s. 100 - 101.
21- Zemahşeri, Tefsir-i Keşşaf, c. 3, s. 538.
22- İbn-i Arabi, Ahkam'ul-Kur'an, c. 3, s. 153.
23- Tefsir-İ Kurtubi, c. 14, s. 182.
24- İbn-i Hacer, es-Savaik'ul-Muhrika, s. 143.
25- İbn-i Abdulbir, el-İstiab, c. 3, s.1100.
26- İbn-i Abdu Rabbih, el-Ikd'ül-Ferid, c. 4, s. 311.
27- Müntahab-u Kenz'il-Ummal, c. 5, s. 96.
28- Beğavi, Mesabih'us-Sünnet, c. 4, s. 183.
29- Vahidi, Esbab'un-Nüzul, s. 239.
30- Tefsir-i İbn-i Kesir, c. 3, s. 492.

bunların dışında Ehli Sünnet alimlerinden adlarını zikretmediğimiz diğer birçokları da bu hadisi nakletmişlerdir........

bize göre de ehlibeyt bu beş kişiden oluşan ali abadır....
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
. Peygamber'in eşleri de, bu ayetin kimler hakkında indiğini bildikleri için, hiçbirisi Ehl-i Beyt'ten olduğunu iddia etmemiştir. Özellikle Ümmü Seleme ve Aişe, bu ayetin Resulullah, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin hakkında nazil olduğunu rivayet ederler. Resulullah'ın hanımlarının bu husustaki itiraflarını Müslim, Tirmizi, Hakim, Taberi, Suyuti, Zehebi, İbn-i Esir ve diğerleri tahric etmişlerdir.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Güzel, Ehli Beyt'in kim olduğunu öğrendik. Şimdi Ehli Beyt'e mi, Rasulullah'a (sav) mı, Kur'an a mı yoksa senin imamlarına mı uyacağız, onu söyle...
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
öncelikle ben sana selam vermişim selamıma karşılık verme nezaketinde dahi bulunmadın....sorularını benimm için cevaplamak zevktir inan buna hiç bir sorunum olmaz bu konuda..lakin soruyu soruş şeklin ve hitabın sadece bir kulum diyen ve ne olursan ol yinede gel diyen bir formun altında olmaz diye düşünüyorum.....

soruna geldiğimiz zaman kul kardeş....

peygamberin sahih sözünü sen kendin açıkca delili ile sundun bize....ne diyor resul benden sonra kurana ve ehlibeytte sarılın ki kevser havuzunda benle buluşasınız....şimdi bu sözü sunan ve bile olarak bu sorun biraz saçma olmadımı kardeş....yani cevap açıktır sarılman gereken kuran ve ehlbieyttin kendisidir....eger kurtuluş istiyorsan...resulullah ehlibeyttin başıdır zaten..kendini dir ehlbieytte rehberlik eden....kuran zaten açıkca ortadadır kuran terk edilmez....senin imamlarınamı diyen sözüne gelince....senin imamların diye tabir ettiğin imamlar ehlibeyttin kendisidir zaten...imam Ali as ve ardından gelen imamlarım....imam hasan as ve kerbela serveri imam huseyn....ve ardında gelen seccad oalrak meşhur olan imam zeynel abidin as ....ve bul silsile ile benim son imamım sahibezzeman imam mehdi as dır....ve onun zuhrunun çabukluğu ile geçer vaktimiz zamanımızAllah zuhrunu tez eylesin....

senin imalarınmı diyerek küçümsemeye çalıştığın kişiler bu şahslardır....ve hepsinin tarihteki ve islamiyetteki rolleri açıktır....imam ali as mın faziletini anlatmaya burda ki kelimeler yetmez....kerbelayı anlatma sizdeki ve bendeki yürek yetmez....

ayrıca kim kimi neye uymaya davet ediyor....kardeş sen bir konu açmışsınki peygamber böyle böyle dedi..kuran ve sünnet dedi...bu açtığın konunu ağırlılıgınada vakıf olcaksın....seni veya sizleri bir şeye uymaya davet eden yok...beni bağlamazda....ortada söylenmiş bir hüküm var ve ben de bunu yanlışlığını yazdım insanca....seni gel bir şeylere uy diyen yok....
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
öncelikle ben sana selam vermişim selamıma karşılık verme nezaketinde dahi bulunmadın....sorularını benimm için cevaplamak zevktir inan buna hiç bir sorunum olmaz bu konuda..lakin soruyu soruş şeklin ve hitabın sadece bir kulum diyen ve ne olursan ol yinede gel diyen bir formun altında olmaz diye düşünüyorum.....

Forumun en başına bakarsan herkese forma girişinde selam verildiğini görürsün. Ayrıca hitabım bazen dokunur bazılarına, kime dersen, sen gibi batıl propogandistlerine çok batar mesela. Senin olmaz dediklerinden bir zarar çıkmaz ama oldurmaya çalıştıkların tam bir vehamet, ona bak önce...


soruna geldiğimiz zaman kul kardeş....

peygamberin sahih sözünü sen kendin açıkca delili ile sundun bize....ne diyor resul benden sonra kurana ve ehlibeytte sarılın ki kevser havuzunda benle buluşasınız....şimdi bu sözü sunan ve bile olarak bu sorun biraz saçma olmadımı kardeş....

Peygamberin on binlerce açık sözünün hiç birini dinlemezken, onunla amel etmez iken, neden ihtilaflı Ehli Beyt sözüne sarıldığınızın cevabını nasıl verebiliyorsunuz ki?..

yani cevap açıktır sarılman gereken kuran ve ehlbieyttin kendisidir....


Kur'an Allah'a (cc) ve Rasülüne (sav) uyun diyor. Allah ve Rasülünden başka Ehli Beyt'e uyun da demiyor. Ve
peki Allah'ın (cc) ve Rasülünün (sav) izleri kayboldu ve sadece Ehli Beytin ki mi kaldı da Ehli Beyt'in peşine düşüyorsunuz.


eger kurtuluş istiyorsan...resulullah ehlibeyttin başıdır zaten..kendini dir ehlbieytte rehberlik eden....kuran zaten açıkca ortadadır kuran terk edilmez....

Rasulullah Ehli Beyt değildir, önce terimleri yerine doğru koyun, O Allah'ın Rasulüdür ve size göre Ehli Beyt'in başı ise Rasulullah (sav), siz O'nun neyine uyuyorsunuz da geri kalanlara uyun diye dayatıyorsunuz?!.




senin imamlarınamı diyen sözüne gelince....senin imamların diye tabir ettiğin imamlar ehlibeyttin kendisidir zaten...imam Ali as ve ardından gelen imamlarım....imam hasan as ve kerbela serveri imam huseyn....ve ardında gelen seccad oalrak meşhur olan imam zeynel abidin as ....ve bul silsile ile benim son imamım sahibezzeman imam mehdi as dır....ve onun zuhrunun çabukluğu ile geçer vaktimiz zamanımızAllah zuhrunu tez eylesin....


Sen şimdi Şia'ya göre bile Ehli beyt olarak bilinen Hz. Peygamber (s.a.s.)'in ailesi, eşleri ve çocuklarıyla Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in dışında tüm soyu sopu Ehli Beyt ilan ettin. Delilin ne? Oysa O Ailenin soyu seyyid ve şerif olarak tanımlanır. Tutmuşsunuz kendinizi tatmin eden bir yol, gidiyorsunuz, üstelik yemiyor millete salık veriyorsunuz....


senin imalarınmı diyerek küçümsemeye çalıştığın kişiler bu şahslardır....ve hepsinin tarihteki ve islamiyetteki rolleri açıktır....imam ali as mın faziletini anlatmaya burda ki kelimeler yetmez....kerbelayı anlatma sizdeki ve bendeki yürek yetmez....

Biz Ehli Beyt'i de, O soydan gelen ve sapmamış seyyitleri ve şerifleri de sizden çok severiz. Merak etmeyin, sevmek sözle olmaz, icraatla olur.

ayrıca kim kimi neye uymaya davet ediyor....kardeş sen bir konu açmışsınki peygamber böyle böyle dedi..kuran ve sünnet dedi...bu açtığın konunu ağırlılıgınada vakıf olcaksın....seni veya sizleri bir şeye uymaya davet eden yok...beni bağlamazda....ortada söylenmiş bir hüküm var ve ben de bunu yanlışlığını yazdım insanca....seni gel bir şeylere uy diyen yok....

Ben konuya vakıfım, işine bak sen ve uydurma sözleri kimseye yamamaya çalışma. Burası Ehli sünnet itikadı üzere bir forumdur ve sizin düşüncelerinizi; Şia/Alevi tandanslı düşünceler olarak bilir, saygı duyar ama itibar etmeyiz. Siz de bize saygı duyun ve ne polemik yapın ne de demagoji...
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
Forumun en başına bakarsan herkese forma girişinde selam verildiğini görürsün. Ayrıca hitabım bazen dokunur bazılarına, kime dersen, sen gibi batıl propogandistlerine çok batar mesela. Senin olmaz dediklerinden bir zarar çıkmaz ama oldurmaya çalıştıkların tam bir vehamet, ona bak önce...


formun kendine has selamı olsun bide üstüne benim selamım olsun...çokmu....selam noktasına takılacak değilim...sadece bir ahlaktır selam alış verişi...genel olsun özel olsun....ahlak dediğin kendini özelde böyle gösteriri zaten...


Peygamberin on binlerce açık sözünün hiç birini dinlemezken, onunla amel etmez iken, neden ihtilaflı Ehli Beyt sözüne sarıldığınızın cevabını nasıl verebiliyorsunuz ki?..




on binlerce açık söz olarak tanımlamak istediğin şey nedir acaba...kuran ve sünnet hadisinemi onlarca peygamberden hadis diyorsun sen...Allah rızası için şu hadislerin kaynaklarına göre sayısını karşılaştıralımmı senle....kuran ve ehlibeyt diyen kaynakmı az çıkcak veya onu rivayet eden sahabe yoksa kuran ve sünnet.....kaldıki sen kendin delillerini sundun ve bununla birlikte doğruluğunu göstermiş oldun....ihtilaflı dediğin rivayet en güvenilir alimleriniz en güvenilri kaynaklarında senetleriyle sahih denilierek aktarılmış...sakaleyn hadisinde ihtilafı ve şüphesi olan sizlersiniz maalsef...ve peyamber ehlibeyt mevetteinde bu ümmeti sorguya çekecektir....

Kur'an Allah'a (cc) ve Rasülüne (sav) uyun diyor. Allah ve Rasülünden başka Ehli Beyt'e uyun da demiyor. Ve
peki Allah'ın (cc) ve Rasülünün (sav) izleri kayboldu ve sadece Ehli Beytin ki mi kaldı da Ehli Beyt'in peşine düşüyorsunuz.




Allah buyuyorki kurana Allah resulune ve sizden olan emir sahiplerine uyun....bu ayeti bilmiyorum duymadım demeyin illaki konuya vakıf iseniz bilmeniz gerekir....ve Allah resulünün kendi sini ehlbieyt hakkında sözleri ve görüşleri kaynaklarınızda mevcut inkarmı ediyorsunuz yoksa....ve sen neden peygamber ile ehlbieyti ayrı iki kavram olarak görme gayreti peşindesin....hadis ve tefsir konusunda zayıfsın belliki vakıfım diyorsun bide....ehlbieyt hakkındaki ayetten sonra kaynaklarınız yazmakta peygamber abasını o beş kişi ile birlikte üstüne örttü ve ümme selemede orda idi...ve peyamber bu abanın altındakiler ehlbieyttir ve Allah ım sen onları tüm pisliklerden uzak tut demiştir bunu üzerine ümme selamde o abanın altıan girmek istemiş lakin peygamber izin vermemiştir....bunu tam 30 kaynağınızdan sizlere aktardım ki diger tarih alimlerinizi ise saymadım ....size göre bu ihtilaflı oluyor öylemi....merak etmeyin hiç birisinin izi kaybolmaz....

Rasulullah Ehli Beyt değildir, önce terimleri yerine doğru koyun, O Allah'ın Rasulüdür ve size göre Ehli Beyt'in başı ise Rasulullah (sav), siz O'nun neyine uyuyorsunuz da geri kalanlara uyun diye dayatıyorsunuz?!.




sanırım yazdıklarım sizi baya rahatsız ettiki bana alttan altta sözleriniz ile dokunduruyor aklınız sıra hakaret etmeye çalışıyorsunuz.....ve hala dayatma uydurma kelimeleri arasında gid gel yaşıyorsunuz...ne dayatması neyi neye uydurması....bu yazdıkalrın senin açtığın konunu arkasında duramadığını gösteriri...bu yüzdenki inancıma ve alttan alttan şahsıma hakaret etmeye başlıyorsun....dayatmak bizim işimiz değil....siz onunu neyine uyuyorsunuz nasıl bir sözdür...ben işi karşılıklı bir hakaretmelşemeye dönüştürüp siz sanki uyuyorsunuz gibi basit laflar edecek değilim....


Sen şimdi Şia'ya göre bile Ehli beyt olarak bilinen Hz. Peygamber (s.a.s.)'in ailesi, eşleri ve çocuklarıyla Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in dışında tüm soyu sopu Ehli Beyt ilan ettin. Delilin ne? Oysa O Ailenin soyu seyyid ve şerif olarak tanımlanır. Tutmuşsunuz kendinizi tatmin eden bir yol, gidiyorsunuz, üstelik yemiyor millete salık veriyorsunuz....


bu yazında ki nadanlığın dahada belli oluyor kardeş....şiaya göre bilinen ehlibeyt olarak bilnen peygamber filan ne anlamak istiyorsun sen kardeş....:) tüm bir insanlığı veya tüm bir peygamber eşini dayısını amcasını ehlibeyt yapan siz değilmiydiniz....

Biz Ehli Beyt'i de, O soydan gelen ve sapmamış seyyitleri ve şerifleri de sizden çok severiz. Merak etmeyin, sevmek sözle olmaz, icraatla olur.



Ben konuya vakıfım, işine bak sen ve uydurma sözleri kimseye yamamaya çalışma. Burası Ehli sünnet itikadı üzere bir forumdur ve sizin düşüncelerinizi; Şia/Alevi tandanslı düşünceler olarak bilir, saygı duyar ama itibar etmeyiz. Siz de bize saygı duyun ve ne polemik yapın ne de demagoji...

burası bir ehlisünnet sitesimiydi...ben kapıda islamforum yazıyor gördümde geldim kardeş....islam ise oda islam buda islam....mevlanayıda koymuşsunki reklamını güzel yapasın...ne olursan ol gel öylemi....geldim gördüm sağol kardeş...seni tanıdım hoş beşini gördüm saygu duydum amma itibar bende etmedim...sizin düşüncelerinizede geneleksel ehlisünnet çi mantığı derler....selefiliğe de yakındır biraz....ortada kalmışsınız....ve sende bana saygı duymuşsun eyvallah kardeş....lakin insanlar kapının başına yazıyor genel islami konular ve tartışma formu lakin istiyor herkes kendi biri tartışıp konuşsun f...böyle farklı bir tartışma havasında ve düşünce yağmurunda ise hemen demogojidir polemiktir probagandadır gibi sözlerle konuyu şahsileştirip buranın aslında tek bir itikad üzere olduğu onunda ehlibsünent olduğu denilierek bir nevi tartışmadan yırtmaya çalışılmakta....tecrübe olduda diyorum kardeş....boş söz değil ha....
 

betül

New member
Katılım
13 Eyl 2007
Mesajlar
113
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
34
size bir kaç sorum olacak ... lütfen samimi bir şekilde cevaplayın...

geçmişte gerçekte ne yaşandığını Allah c.c. bilir.

halifelik peygamber efendimizn vefatından sonra müslümanları yönetip onlara yön veren kişi olduğuna göre, bu görevi de 4 halife en güzel şekilde yerine getirdiğine göre;

hz. Alinin ilk halife olup olmaması neyi değiştirir?


ehli beyt derken bunların sadece HZ. Ali , fatıma, hasan ve hüseyin kasdedilmesi neyi değiştirir?

hz. alinin geç biat etmesi neyi değiştirir?

bunların hiç biri ne kuranı kerimi ne de sünneti değiştiremez!!!

kuran hepimizin, sünnet hepimizin, ehli beyt hepimizin ehlibeyti değil mi? bu tartışmalar neyi değiştirir? bizim kaynağımız tek kuranı kerim değil mi? peygamberimiz hz. muhammed s.a.v. değil mi? biz peygamberimizin yolundan gitmekle yükümlü değil miyiz? sahabeler arasında ne yaşandığı neden bu kadar önemli? kanıtlanmaya çalışılan nedir? geçmişte ne yaşandığını Allah bilir. hepimiz de beşeriz bu dünyada sınanıyoruz zamanın sahabeleri de sınandılar. onlar da beşer di. günahları da sevapları da varsa buna sadece Allah bilir. bize onları yargılamak düşmez. Allah hepimizi doğru bilgiye ulaştırsın kalplerimizi saptırmasın inşaallah.

müslümanların rehberi kuranı kerim, peygamberi hz. muhammed s.a.v dir. bu tartışmalar kime ne kazandırır ne fayda sağlar bilmem...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
burası bir ehlisünnet sitesimiydi...ben kapıda islamforum yazıyor gördümde geldim kardeş....islam ise oda islam buda islam....mevlanayıda koymuşsunki reklamını güzel yapasın...ne olursan ol gel öylemi....geldim gördüm sağol kardeş...seni tanıdım hoş beşini gördüm saygu duydum amma itibar bende etmedim...sizin düşüncelerinizede geneleksel ehlisünnet çi mantığı derler....selefiliğe de yakındır biraz....ortada kalmışsınız....ve sende bana saygı duymuşsun eyvallah kardeş....lakin insanlar kapının başına yazıyor genel islami konular ve tartışma formu lakin istiyor herkes kendi biri tartışıp konuşsun f...böyle farklı bir tartışma havasında ve düşünce yağmurunda ise hemen demogojidir polemiktir probagandadır gibi sözlerle konuyu şahsileştirip buranın aslında tek bir itikad üzere olduğu onunda ehlibsünent olduğu denilierek bir nevi tartışmadan yırtmaya çalışılmakta....tecrübe olduda diyorum kardeş....boş söz değil ha....

Afedersiniz ama öyledir, Ehli sünnet sitesidir. Eğer doğruluk ve dürüstlüğü şiar eden Hz. Ali (ra) nın sözde izinde değilseniz, okuyup kabul ettiğiniz kurallara rağmen Şia/Alevi propogandası yapmazdınız. Evet, burası İslamForum ama, aması var, sen bilirsin amanın ne olduğunu. Dedik ya sizin dininiz size, bizim ki de bize. Saygı duyarız ama bile bile Müslüman mahallesinde salyangoz satmak da pek abes. Ehli Sünnet itikadından değilseniz bizim sizinle tartışacak bir şeyimiz yok, yüzlerce yıllık ayrılığı burada iki satırla halledemeyeceğinize göre, boşuna meşgul etmeyelim.
 

Yitik_Yürek

New member
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
30
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Ne ehli sünnete nede ehli beyte özüm yok sözüm suan islami forum sitesınde sergılenen şu tartışma şekliniz helal olsun sizlere

Bekir Abim ( Kusura bakmayın fazla tanımıyorum samımiyetinize güvenerek Abi diyorum) Bizlerki Allaha şirk koşmaya eşdeger deriz ırkcılıga, lakin suan kı manzarada ırkcılıga gerek kalmamıs
kendi içimizde ki fitne bu işde !!! Kızabılır sınız saygı duyarım insanların sevdıgı sevmedıgı kabul ettigi görüsler farklıdır ama SENİN KAPINA GELMİŞ İKİ ÇİFT SÖZ ETMİŞ saygısınıda bozmamıssa eger böyle yapman yakısakalmamıs abim



Saygılarımla ....
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Ne ehli sünnete nede ehli beyte özüm yok sözüm suan islami forum sitesınde sergılenen şu tartışma şekliniz helal olsun sizlere

Bekir Abim ( Kusura bakmayın fazla tanımıyorum samımiyetinize güvenerek Abi diyorum) Bizlerki Allaha şirk koşmaya eşdeger deriz ırkcılıga, lakin suan kı manzarada ırkcılıga gerek kalmamıs
kendi içimizde ki fitne bu işde !!! Kızabılır sınız saygı duyarım insanların sevdıgı sevmedıgı kabul ettigi görüsler farklıdır ama SENİN KAPINA GELMİŞ İKİ ÇİFT SÖZ ETMİŞ saygısınıda bozmamıssa eger böyle yapman yakısakalmamıs abim



Saygılarımla ....



Değerli Yitik_Yürek

Herkesin bir yolu, bir düzeni ve düsturu var. İslamForum üyeleri, üyelik için İslamForum kurallarını okuduklarını ve kabul ettiklerini beyan ederek forumda aktivite gösterebilir. İslamForum kurallarıda açıkça İslami paylaşımlarını sürdüğü bu platformda Kur'an ve Sünnet aykırılığını kabul etmediğini ve Ehli Sünnet itikadı çerçevesinde faal olduğunu bildirir.

Forum da bu güne kadar bir çok kez Şia fikriyatları tebarüz ettirilmeye çalışılmış, bu fikriyatların Ehli Sünnetce muteber kabul edilmeyeceği, buna rağmen Şia fikriyatında olanlara kendi zeminleri adına saygı duyulduğu belirtilmiş ve Ehli Sünnetce muteber fikriyatı Şia kaynaklı saldırıların yapılmaması belirtilmiş ve konuyu gündeme getiren kişiler bunu saygı ile karşılayarak çekilmiştir. Çok doğaldır ki; Ehli Sünnet bir forumda Ehli Sünnet itikadını yermekten büyük edebsizlik ve fitnecilik olamaz. Konu inançlar olunca maalesef hazımkar olunamıyor.

Burada ki münazarada da arkadaşımıza konunun itikadi bir mesele olduğunu izah edildikçe, alttan alındıkça propogandist tarzını ilerletmiş ve sınırları zorlayarak konu bu noktaya gelmiştir. Biz bu kapıda iki çift söz eden herkesin sözlerinin zamirinde ne taşıdığını inşaallah anlıyoruz, siz müsterih olun kardeşim, derdimiz üzüm yemek bağcıyla işimiz de var ama işimiz dövmek değil...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Ehlibeyt: Hz. Ali (k.v.) Hz.Fatıma (r.anhuma), Hz.Hasan (r.anhum) ve Hz.Hüseyin (r.ahnum) efendimizden oluşur. Burası doğrudur ve dikkat edilirse bu yakın akraba içerisine Hz. Abbas (r.anhum) gibi bir büyük sahabe ve bir yakın akraba dahi dahil değildir. Buraya kadar tamam.

Fakat; Rasulullah (s.a.v.) hiç bir zaman hiç bir şekilde yerine halife tayin etmemiştir. Dersen ki, imam olarak Hz. Ali (k.v.) efendimizi seçmiştir her seferde yanında yer vermiştir hatta bir hadisinde (Ya Ali! Sen bana Harun'un Musa'ya yakınlığı gibisin" demiştir, dersen; bil ki bu Hz.Ali (k.v.) efendimize akrabalık bağının ne kadar güçlü ve kendisine amcazade oğlu olmasına rağmen kardeş gibi gördüğünün göstergesidir, deriz. Eğer, kendisinden sonra yerine halife olarak kimi layık bulurdu dersen, bilmiş ol ki sekaret anından çok az evvel çıktığı sabah namazında ashabının en arka safında namaza durmuş ve imamete Hz. Ebu Bekir (r.anum) efendimizin geçmesini emr buyurmuştur. Fakat; bu dahi bizim için çok da önemli bir polemik konusu olmamalı. Önemli olan bir insanın İslam üzere olmasıdır. Bir kişi ehli sünnet olabilir ama Hz. Ali (k.v.) gibi bir şahsiyeti belki kendinden bile daha çok sevebilir. Eğer gerçekten Ali'yi (k.v) sevmek alevilik ise, ben senden daha çok aleviyim o zaman. Alevi kültürü başka, vermek istediği mesaj ve anlam çok farklı.

Bu konu, ancak Allah (Azze ve Celle) tarafından Hakim (Celle celaluhu) ism-i şerifi ile çözülecek ve orada hakk'ın kimden yana olduğunu göreceğiz. O zamana kadar biz, Allah Rasulu'nün (s.a.v.) bize bıraktığı Kur'an, sünnet ve ehli beyt gibi mukaddes emanetlerine en azami saygıyı göstererek iman üzere son nefesimize kadar "emr olunduğumuz gibi" dosdoğru olmak ile mükellefiz.

Ali 'de (k.v.) bizim, Hasan'da (r.anhum) bizim, Hüseyin'de (r.anhum) bizim, Ebu Bekir 'de (r.anhum) bizim ve diğerleri de (r.anhum ecmain) bizim...
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
size bir kaç sorum olacak ... lütfen samimi bir şekilde cevaplayın...


selamaleykum canlar...hayırlı sabahlar....öncelikle samimiyetinizden kuşkum olmadığına güvenerek diye bu forma girdim...çünki samimiyet benim nazarımda çoğu şeyden mühimdir...düşüncenizden samimi iseniz zaten hakkı doruyu ve yanlışıda görür ve kalp kırmamaya edebi ve saygıyı unutmamayada özen gösteririsiniz....eger benden yana bir edebsizlik veya saygısızlık geldi ise af ola....ayrıca ben ne şia misyoneri ne de fitneciyim..bende müslümanım sizde....ve fitne her müslüman için şeytan işi bir pisliktir...misyonerliğe gelince...tekrar belirtmekte yarar varki amacım yeni bir konu açmak değildi bu şekilde...başta açıklamak istedim pek okunmadı galiba...bekir kardeşin kuran ve sünent adlı sabit konusuna cevap yazmak istedim lakin yanlışlıkla yeni bir konu aç demişim...acemiliğime verin ve af edin demiştim başta tekrar belirtliyorum....misyoner değilim arkadaşlar...forum içinde genel islami konular açmış ve ne olursan ol yinede gel adı altında bir tartışma ortamı kurmuşsunuz...ki her genel islami konular da böyle istişareler illaki olur....lakin houşuna gelmeyen senle aynı inançta düşüncede olmayan insanlar ile karşılaşıp konuştuktan sonra aşağılayıcı küçük gösterici veya misyonerlikle suçlayıcı ithamlar formun ve şahsın değerini gösteriri..demiyorum ben burda onu gördüm...lakin sözüm bana misyoner deyip küçümseyici yazılar yazanadır....bunu ayrıca belirtmek isterim...sizi bir şeylere davet eden yok inancınızı etkilemeye çalışan yok....bekir arkadaşın yazdıklarına doğal bi şekilde katılmadım ve kendi görüşümü yazma gereği his ettim...bu kadar basit işi misyonerliğine döndürmeye çalışan maalsef karşı taraf oluyor....bizim kendi sitelerimizdede kendi göürüşünü inancını yazan ehlisünent kardeşler oluyor ve biz demiyoruz siz sünnü misyonerlerinisiniz....elimizden geldiği kadarıyla cevaplamaya muhabbet etmeye çalışıyoruz...mevlanın mantığı budur...

geçmişte gerçekte ne yaşandığını Allah c.c. bilir.

halifelik peygamber efendimizn vefatından sonra müslümanları yönetip onlara yön veren kişi olduğuna göre, bu görevi de 4 halife en güzel şekilde yerine getirdiğine göre;

hz. Alinin ilk halife olup olmaması neyi değiştirir?


öncelikle imamet makamının ne demek olduğunu siizin araştırmanıza ve merakınıza bırakıyorum kardeş...evet dediğiniz doğru....lakin o kadarıyla yetinmeyin birazdaha araştırın....

sorunuza gelince....halifelerin seçiliş şekilleri herkesça malumdur...malum olmayanlara ben aktarayım....kaynaklarınızda da bu olay detaylarıyla aktarıldığı üzere peygamberin vefatından hemen sonra sahabeden bir kaç kişi sakife denen yerde toplanarak halife seçimine girştiler...bu haber hz ebubekire ve ömere de ulaşarak onlarda hemen sakifeye gelerek muhacir ve ensar arasında halifa seçimi başladı...ensar kendisinin bu makama daha layık olduğunu düşünerek kendi faziletlerini ve kurandaki ayetler ilede haklarını savundular...binaleyh muhacirlerde kendi haklarını savundular ve bu makama layık olduklarını belirttiler...ve şiddtleli bir tartışmadan sonra hz ebu bekir orda halife oalrak seçildi...bunu ayrıntısına ve daha nele rolduğuna girmiyorum..özetle olay budur...tabii bu durum yaşanırken ehlbieyt ailesinden tek bir kişi dahi orda değildir...o anda ehlbieyt ailesi peygamberin guslü ve defni ile uraşmaktadır...

arkadaş diyorki 4 halifede çok harika yönettiler hiç bi sorun olmadı hz Ali nin hakkının olup olmaması neyi değiştirir ki diyor....

öncelikle bakalım halifelerin yönetim şekline ve halifeler tarihine...sizinde bizimde elimizde bu konuda yeterince kaynak vardır...kendi kaynaklarınız bu konuda dahada bilgiye sahiptir ve ben kendi kaynaklarınızdan sizlere bunları aktaracağım...

ilk halife dönemine bakın...ilk büyük sorun hz fatıam as ve fedek...eger bilseydin fedek ne idi hz fatıam as ne idi 4 halife döneminde her şey güzeldi hiç bir sorun olmadı demez idin....

kaynaklarınız şöyle anlatmakta ....

Urve Aişe'den nakleder ki: Resulullah'ın (s.a.a.) kızı Fatıma (s.a.), Ebu Bekir'e haber göndererek Allah'ın Medine ve Fedek'te Resulüne iade ettiği mallardan olan mirasını ve Hayber'in humusundan kalan malları istedi. Bunun üzerine Ebu Bekir dedi ki: "Resulullah (s.a.a.); "Bizler miras bırakmayız. Bizden kalan şeyler sadakadır." buyurmuştur. Al-i Muhammed, sadece yiyeceğini bu mallardan alabilir. Vallahi ben, Resulullah'ın (s.a.a.) sadakasını kendi zamanındaki halinden değiştiremem. Ben de tıpkı Peygamber'in kullandığı gibi onları kullanacağım." Böylece Ebu Bekir, bu mallardan Fatıma'ya hiçbir şey vermedi. Fatıma da Ebu Bekir'e gazaplanarak ona küstü ve ölünceye kadar da onunla konuşmadı. Fatıma, Resulullah'tan (s.a.a.) sonra altı aydan fazla yaşamadı. O öldüğünde kocası Ali, Ebu Bekir'e bildirmeden geceleyin ona namaz kıldı ve geceleyin onu defnetti. Fatıma hayatta olduğu sürece Ali'nin çevresinde halkın ileri gelenlerinden bazı kişiler vardı; ama Fatıma ölünce etrafında kimseyi göremedi. Bu yüzden Ebu Bekir'le anlaşmak ve ona biat etmek zorunda kaldı. Oysa Fatıma hayatta olduğu aylarda biat etmiyordu

-Sahih-i Buhari, c. 5, s. 177; Sahih-i Müslim, c. 3, s. 1380, h. 1759.

bu kaynakların sizin sahih bildiğiniz ve kurandan sonra ki en güvenilir dediğiniz kaynaklarda yazmakta....

Ebu Bekir hz Fatımayı o kadar incitiyor ki ölene kadar onunla konuşmuyor.... ölümünden sonra da vasiyeti gereği kocası Hz. Ali onu gizlice defn ediyor ve Ebu Bekire haber vermiyor....bBu rivayetlerden ayrıca Hz. Ali'nin Hz. Fatıma hayatta olduğu sürece Ebu Bekire biat etmediği ondan sonra da halkın kendisinden uzaklaştığı için Ebu Bekirle anlaşmak zorunda kalarak biat ettiği anlaşılmaktadır......

bu nedenle görüyoruz ki bütün tarihçiler tefsirciler ve hadisçiler şöyle naklederler:...Hz. Fatıma (s.a.), Fedek'in kendi malı olduğunu iddia etti; ama Ebu Bekir onu yalanlayarak ondan şahit istedi. Hz. Fatıma, Ali bin Ebi Talip ile Ümmü Eymen'i şahit olarak gösterdiyse de, Ebu Bekir onların şahitliğini yeterli görmeyerek kabul etmedi. İbn-i Hacer, es-Savaik'ul-Muhrika adlı kitabında der ki: "Fatıma, Resulullah'ın (s.a.a.) Fedek'i kendisine bağışlamış olduğunu iddia ederek Ali bin Ebi Talip ile Ümmü Eymen'i şahit gösterdi; ama bu şahitler kafi değildi

es-Savaik'ul-Muhrika, s. 37, Yedinci Şüphe.

şimdi hz fatıma as kimdi peki...bunu yine kendi kaynaklarınıza sorun....Buhari, Sahih'inin "İstizan Kitabı"nda, Müslim de Sahih'inin "Faziletler Kitabı"nda Aişe'den şöyle nakleder:

Biz Peygamber'in (s.a.a.) zevceleri, hepimiz Resulullah'ın huzurundaydık. O sırada Fatıma yürüyerek bize doğru geliyordu. Allah'a andolsun ki, onun yürüyüşü tıpkı Resulullah'ın (s.a;a.) yürüyüşü gibiydi. Resulullah onun geldiğini görünce onu karşılayarak buyurdu ki: "Hoş geldin kızım!" Daha sonra onu sağında (veya solunda) oturttu. Sonra ona yavaşça bir şeyler dedi. Bunun üzerine Fatıma çok ağladı. Sonra Peygamber, Fatıma'nın üzüldüğünü görünce yine ona bir şeyler dedi. Bu kez Fatıma gülmeye başladı. Peygamber'in eşlerinin içinde ben ona dedim ki: "Resulullah (s.a.a.) bütün hepimizin içinde, sırrını söylemek için seni seçiyor, sen de ağlıyor musun?!" Fatıma; "Ben, Resulullah'ın sırrını asla ifşa etmem." dedi. Resulullah (s.a.a.) vefat ettikten sonra Fatıma'ya dedim ki: "Şimdi artık Resulullah'ın sana ne dediğini bana söyleyeceksin!" Fatıma şöyle dedi: "Evet, şimdi söyleyebilirim. İlk önce babam bana dedi ki: "Cebrail her yıl Kur'an'ın hepsini bir kez bana nazil ederdi. Ama bu yıl iki kez nazil etti. Bu da benim ecelimin yaklaştığını gösterir. Öyleyse takvalı ol ve benim ayrılığıma sabret. Ben senin için, senden önce gidecek en iyi selefim." Ben de gördüğün gibi ağladım. Resulullah (s.a.a.) üzülüp ağladığımı görünce, kulağıma eğilerek; "Ey Fatıma! Mümin kadınların veya bu ümmetin kadınlarının hanımefendisi olmaya razı değil misin?" diye buyurdu
Sahih-i Buhari, c. 8, s. 79; Sahih-i Müslim, c. 4, s. 194.

kaynağınızdan direk buraya alıyor ve koyuyorum....fatıam as mın makamı ve boyutu ortadadır...ve siz nakl ettiğiniz rivayet ile hz fatıam as mı haksız ilk halifeyi ise haklı çıkarıyor fatıma as mın yersiz gazaplandığı ğını ilk halifenin haklı olduğunu yazıyorsunuz....fatıma as mın küçümsüyor sırf halifeye laf gelmemesi için onu yükseltiyorsunuz....ki peygamberler miras bırakmaz hadiside nerden çıkmadır....kuranda demiyormu ...Ve Süleyman, Davud'un mirasçısı oldu...ki fatıma as bu şekilde onun iddasını yalanlamıştı...ki fedek ve diğer araziler fatıma as ma bir miras değil bağış idi....kaldı miras olsa dahi bunu hiç bi sakıncası yoktu ki ilmin şehri olan ali as mın eşi ve peygamberin kızı hanımların efendisi bunu bilmiyor halifemi biliyor idi....

Buhari, Sahih'inin "Yaratılışın Başlangıcı Kitabı, Peygamber'in Kızı Fatıma'nın Menkıbesi Babı"nda Misver bin Mahreme'den şöyle nakleder: Resulullah (s.a.a.) buyurdu ki:

"Fatıma benim bir parçamdır. Kim onu gazaplandırırsa, beni gazaplandırmış olur."

"Fatıma benim bir parçamdır. Onu özen şey, beni özer; onu inciten şey beni incitir.

Buhari, c. 5, s. 26; Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1902, h. 2449

peki bunlara rağmen 4 halifenin ne kadar güzel bi halif eolduklarını hiç bi sorun olmadığını nasıl söyleye biliyorsunuz...

Buhari, Sahih'inin "Dinden Dönenlerden Tevbe Etmelerini İstemek Kitabı"nda, Müslim de, Sahih'inin "İman Kitabı"nda Ebu Hureyre' den şöyle nakleder:

"Resulullah vefat ettikten sonra, Ebu Bekir halife olup Araplardan bazıları kafir olunca, Ömer dedi ki: "Ey Ebu Bekir! Sen halkla niçin savaşıyorsun? Halbuki Resulullah (s.a.a.) buyurmuştur ki: "Ben, halk "La ilahe illallah" diyene kadar onlarla savaşmakla görevliyim. Kim "La ilahe illallah" derse, malı ve canını benden korumuş olur. Ama eğer bir hakkı zayi etmiş olursa, o başka. Allah da onu hesaba çeker."

Ebu Bekir dedi ki: "Vallahi, kim namaz ile zekatı birbirinden ayırırsa (namaz kıldığı halde zekat vermezse), onu öldüreceğim. Çünkü zekat, mala taalluk eden bir haktır. Vallahi, eğer Resulullah (s.a.a.) zamanında verdikleri zekatın az bir miktarını da olsa bana ödemezlerse, onlarla savaşacağım."

Ömer der ki: "Allah'a andolsun ki ben, Allah'ın, Ebu Bekir'in göğsünü savaşmak için genişlettiğini hissettim ve Ebu Bekir'in haklı olduğunu anladım.

Sahih-i Buhari, c. 9, s. 19; Sahih-i Müslim, c. 1, s. 51, h. 20

Ebu Bekir ve Ömer'den böyle bir şey asla yadsınmamalıdır. Çünkü daha önce de Ebu Bekir ve Ömer, Hz. Fatıma'nın evini, içindeki biat etmeyen sahabilerle birlikte yakma tehdidini savurmuşlardı....Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin ve biatten kaçınan seçkin sahabileri yakmakla tehdit eden kimseler için, zekat vermekten çekinen Müslümanları öldürmek çok kolay bir iştir.... Acaba ilk halifeye neye dayanarak Müslümanlarla savaşmanın caiz olduğuna kanaat getirdiğini sorabilir miyiz.... Ebu Bekiri savunanlarınOnlar Malik ve kavmiiİslam dininden çıkmışlardı ve bu yüzden öldürülmeleri gerekiyordu.... doğrultusundaki iddiaları doğru değildir.... Tarihten azıcık haberi olanlar onların İslam' dan çıkmadıklarını fakat zekat vermekten kaçındıklarını bilirler...Onlar halid bin Velid ile birlikte cemaat namazı kılmışlardı. Ebu Bekir de, Müslümanların beytülmalından Malikin diyetini kan parasını ödemiş ve öldürülmesinden dolayı özür dilemişti. Halbuki İslam' dan çıkan bir mürtedin öldürülmesinden dolayı özür dilenmez ve ona diyet ödenmez. Selefi Salihten hiçbir kimse de zekat vermeyenin kafir olduğunu söylememiştir. Sadece, uzun bir süreden sonra mezhepler ve fırkalar ortaya çıkınca Ehli Sünnet Ebu Bekir'i temize çıkarmak için onların İslam' dan çıktıklarını söylediler.....

ve bununla birlikte taaa üçüncü halifeye kadar hadis aktarımı ve yazılmasınnı yasaklanmasına ne diceğiz....ilk halifenin toplum öündeki ilk konuşmasında

Sizler, Resulullah'tan, ihtilaf ettiğiniz hadisler naklediyorsunuz. Sizden sonra ise halk daha fazla ihtilaf edecektir. Öyleyse Resulullah'tan (s.a.a.) hiçbir hadis nakletmeyin. Sizden hadis isteyen olursa; 'Aramızda Allah'ın Kitabı vardır. Onun helalini helal, haramını ise haram bilin; bu bize yeter.' deyin.

Zehebi,Tezkiret'ü1-Huffaz, c. 1, s. 3 - 4.

şimdi Ebu Bekir ve Ömer'i her zaman savunan ve onları Resulullahtan sonra en iyi insanlar olarak bilen Ehli Sünnetten soruyorrum.... Sizler Sahihlerinizde Resulullahın ben, sizin aranızda iki şey bırakıyorum; onlarla amel ederseniz, asla sapıtmazsınız: Allah'ın Kitabı ve sünnetim. buyurmuş olduğunu nakletmiyor musunuz peki faraza bu hadis doğru ise-nasıl oluyor da Resulullahtan sonra halkın en faziletlileri olan Ebu Bekir ve Ömer sünnetin yazılması ve anlatılmasını yasaklıyorlar ve sünnete hiç mi hiç değer vermiyorlar....

şimdi tek tek halifelerin hepsini burada anlatmaya kalksam ayrıntılı buna forum sayfası yetmez...hele üşçüncü halifeye gelsem ve sürgünler müslman katliamları ilede kalsak işin içinden çıkamayız....bilmiyorum kardeş yazıklarımı tek tek okucak üzerine kafa yorcakmısın ....




ehli beyt derken bunların sadece HZ. Ali , fatıma, hasan ve hüseyin kasdedilmesi neyi değiştirir?

gördüğüm kadarıyla bazı arkadaşlar ve ehlisünentin kendi alimleride ehlbieytin kim oldukları konusunda teraddüt halindeler...kimi çıkmış kuranı sadece esas almış ve demişti tüm bir insanlık ehlbieyttir...kimisi peygamerin eşlerinide içine almış....lakin bize açık ve nettirki kaynaklarınızdada buna geniş bir yer verilmişki peygamberin ehlbieyti ali abadır...o beş kişidir...şimdi bu neyi değiştirir diyor arkadaş....bekir kardeş kendisi bir rivayet nakl etti sahih kaynağınızdan...peygamberin mirası kuran ve ehlbieyttir...ve bu ikisinin bir birinden hiç bir zaman ayrılmıyacağı ve kıyamet günü kevser havuzunda onlarla buluşacaklarını buyurmuştur ve sonunda ise ehlbieyte olan meveddetten ümetin sorguya çekilceğini buyurmuştur....şimdi senin buna rağmen kalkıp ehlbieytin varlığı ve ya yokluğundan bizene bu neyi değiştirir demen peygamberin mirasından ehlbieyte hakaretin sayılr...ve peygamber bundan bu sözden ötürü sorar emanet bıraktığım ve itaat etmenizi istediğim ehbleiytim hakkında nasıl böyle konuşursun diye....



hz. alinin geç biat etmesi neyi değiştirir?


bu sorudan ise imam Ali as mın makamı ve değeri hakkında ki bilgin ortaya çıkıyor kardeş..imam Ali as kim idi...ali hak iledir hak ali iledir....ben ilmin şehriyim ali ise onun kapısıdır kim şehre girmek isterse kapıdan girsin....ali ye karşı kılıç çeken münafıktır....ve daha binlerce imam Ali as hakkında peygamberden rivayetleriniz sözleriniz...sanırım Ali gibi bir insanın fazileti ve makamı hakkında yeteri bilgi sahibi değilsiniz..ehlibeyt ailesinin ki buna kerbela serveri imam huseyn as ve imam hasan as da dahil halifeye biat etmemleri ve yanlarında sahabenin seçkin olan sahabesi ebuzeri ammarı selmanı ve diger yüce sahabeninde biat etmemleri neyi değiştircek ölemi...:) kardeş öyle şeyler değişiyorki herşey bir anda ters düz olu veriyor....geç biat etme sebenini ise kaynaklarınız yine yazmakyta lütfen açın ve okuyunuz....
bunların hiç biri ne kuranı kerimi ne de sünneti değiştiremez!!!

kuran hepimizin, sünnet hepimizin, ehli beyt hepimizin ehlibeyti değil mi? bu tartışmalar neyi değiştirir? bizim kaynağımız tek kuranı kerim değil mi? peygamberimiz hz. muhammed s.a.v. değil mi? biz peygamberimizin yolundan gitmekle yükümlü değil miyiz? sahabeler arasında ne yaşandığı neden bu kadar önemli? kanıtlanmaya çalışılan nedir? geçmişte ne yaşandığını Allah bilir. hepimiz de beşeriz bu dünyada sınanıyoruz zamanın sahabeleri de sınandılar. onlar da beşer di. günahları da sevapları da varsa buna sadece Allah bilir. bize onları yargılamak düşmez. Allah hepimizi doğru bilgiye ulaştırsın kalplerimizi saptırmasın inşaallah.

müslümanların rehberi kuranı kerim, peygamberi hz. muhammed s.a.v dir. bu tartışmalar kime ne kazandırır ne fayda sağlar bilmem...
şu son yazdıkların gerçekten en mantıklı ve en güzeli oldu..inan buna....biz sahabelerde beşer idi günahları oldu yanlışları oldu dediğimizde bunlar sahabelere hakaret ediyor dediler...ve hakkımda bir sürü şeylar yazdılar....biz halifelerin yanlışları oldu dediğimizdede aynı tepki olmakta....biz demiyoruz ne reber tek kurandır nede rehber tek peygamberdir....kuran ve peygamberin öz sahih gerçek yoludur...ve biz bu yolu yanlış yapabilme imkanı veya yanlış yapan sahabelerin hepsinden değil pak ve masum bildiğimiz ehlbieytten almayı seçiyoruz....çünki onlar tüm herkesten daha iyi bilmekteydi peygamberin sünnetini ve yolunu çünki onlar ilmin kapısı idiler...sizin söylediğinizden farklı bir şeymi söylüyorum ben...bende diyorum onlar beşer idi yanlış yaptılar...ve gösteriyorumda iş te yazılı olanlar ortada....zekat vermeyen müslümanların ölüdürlmesi....fedek arazisi...ve hadis aktarmı ve sünent aktarımının yasaklanması....ve daha devamı....lakin bana tüm sahabelerin gökteki yıldılar gibioldukları ve kime uyarsan uy farketmez bu muaviye dahi olsa cennete gitceği anlatılıyor buna karşın..şimdi nerde kaldı cennete götüren bir masum ve pak nerde kaldı beşer olduğunu ve yanlış yapar dediğiniz sahabeler....

tarih bilginiz olsa idi sünnetin nasıl bir değişikliğe uğradığını bilridiniz....hadislerde nasıl oynamalar yapıldığını bilirdiniz...kaç yıl hadis ve sünent aktarımı yasak olan bir tarihe sahibiz...ve bir anda muaviye döneminde hadis ve sünent yazımı başlıyor....öyleki insanlar aklını yemekte..binlerce sünent ve hadis...daha peygamber yeni vefat etmiş insanlar ihtilafta peygamber nasıl abdest alırdı diye...kuran haktır açıtkır ama peygamber sünnetindeki emevi geçici tarih bilgisi olanlar için nettir...maalsef peygamber sünneti üzere deil emevi sünneti üzerine bi yaşam var....
 
Üst Alt