Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sağlam Yapılar Deprem Sonuçlarını Değiştirir mi?

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sel, deprem , heyelan, yıldırım ve benzeri haller Allah'ın afatlarındandır. Allah Zül Celal Hazretleri dünya hayatının imtihanlarına istinaden dilediği zaman ve mekanlarda bu afatları halkeder.

İnsanların bu afatları bilmesi ve bunlardan korunmaya çalışması, kendisine emanet edilen canı muhafaza etmesi manasında farzdır. Böyle olmasına rağmen ne Allah'ın afatının önüne geçebilmek, ne de sonuçlarını değiştirebilmek mümkün değildir.

Bu tür felaketler ile meydana gelen mal ve can kayıpları Allah'ın hükmündedir. Zira Allah, Teğabün Suresi'nde de bildirir ki; "Allah'ın izni olmaksızın hiç bir musibet (hiç kimseye) isabet etmez..." Bu bağlamda
Lokman sûresinin 34. ayetini anlamak da gerekir. Ayet der ki; "Kıyamet saatinin bilgisi şüphesiz ki Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır. Rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilmez ve hiç kimse hangi yerde öleceğini bilmez. Şüphesiz Allah her şeyi bilir ve herşeyden haberdardır" Yani, kimse yarın ne kazanacağını, bilmez. İyilik mi, kötülük mü; fayda mı, zarar mı; zorluk mu, kolaylık mı; sağlık mı, hastalık mı geleceğini; itaat mi, isyan mı edeceğini bilmez. Buradaki kazanç sözü mali hususlardan çok geniştir. İnsanın o gün elde edeceği şeylerin hepsini içine alır. Bunun için Cenab-ı Hak şöyle buyurur:

"Hiç bir şey için, bunu yarın yapacağım, deme. Ancak, Allah dilerse yapacağım, de" (el-Kehf, 18/23).


Aynı şekilde, hiç bir nefis nerede öleceğini bilmez. Yani insan öleceği yerin denizde mi, karada mı, bir ovada veya dağda mı olacağını bilmez. Bir Hadis-i şerifte;

"Allah Teâla bir kulun canını bir yerde almayı murat ettiği zaman, onun için orada da bir ihtiyaç yaratır" buyurulur.

İşte bu da insan gözünûn ve kulağının erişemediği kapalılığın gerisinde kalan ve Allah'ın, bilgisini kendi zatı için ayırdığı hususlardandır.


Yine Ankebüt 2. ayette "İnsanlar, -inandık- demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler." demektedir.
Ali İmran 186. ayet ise çok daha çarpıcı bir şekilde afatların oluşunda ki hikmete ışık tutar. "Andolsun, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz... "

Bu gerçekler yine de insanın malı ve canı için tedbir almasına elgel değildir ama sonuç değişmeyecektir.
 

groll

New member
Katılım
22 Eyl 2011
Mesajlar
36
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Başlığın cevabı ''evet''.Depremler insanı öldürmez binalar öldürür.İnsan yapısı bu yapılar deprem kuşağında olan ülkemizde malesef yeteri kadar bilinçli inşa edilmemiştir.Özellikle yarım asırlık klasik türk binaları birçok vatandaşa mezar olmuştur.Bu yapılar zamanında iki amele bir kürek,çimento+deniz kumuyla inşa edilmiş mühendislik hesapları es geçilmiştir.Bunun cezasını gene bugünkü örnekte olduğu gibi vatandaş çekmektedir.

Ne yapmalı?

Öncelikle işin yönetmelik ve yasal boyutu uygulanırken önce insan hayatı dikkate alınmalıdır.Bugünkü yapılarda ticari rant-politik oy hesapları,insan hayatının önünde yer almıştır.Yapılar her seçim zamanı dahada yükselmiş,siyasi ilişkiler sayesinde denetimler atlatılmış yapı ruhsatları çıkarılmıştır.Öncelikle işin hukuki ve demokratik denetim temeli sağlanmalıdır.Daha sonra eskimiş betonarme yapılı yıkılmalı yerine deprem yönetmeliğine uygun yeni yapılar yükselmelidir.Taşrada-köyde kerpiç evler yerine hazır çelik konstrüksiyonlu yapılar tercih edilmelidir.Denetim mekanizması katı ve ülke çapında yayılmacı olmalı siyasi iradeninde üzerinde konumlandırılmalıdır.Bunları ne kadar başarabilirsek depremdende o kadar az zaiyatlı çıkarız.
 

raþid

New member
Katılım
18 Eki 2011
Mesajlar
120
Tepkime puanı
56
Puanları
0
Konum
yan odadan
Günümüz ticaretinin oy-rant kaygısı ile değil, pazar ve ekmek kavgasına yönelik olduğunu söylemek isterim. Bir kaç zümrenin yada grubun bu yöndeki tavırları bütün ticaret yapan insanlara mal edilemez. Ben de ticaret yapıyorum ve gayem hiç bir zaman oy-rant kaygılarını barındırmadı. Benim gibi milyonlarca ticaret yapan insan var, hepsinin de en az benim kadar samimi ticaret ehli olduğuna inanıyoırum. Bütün mesele, otokontrolü sağlamak ile mümkün olur. Bu da, insanların içerisine Allah (Celle celaluhu) korkusu ve sevgisi yerleştirmek ile mümkün olur. Allah'tan korkan ve O'nu seven bir müteahhit dayanıklı sağlam yapılar yapar. Allah'tan korkan bir belediye fen memuru sağlam olmayan temellere yapı kullanım ruhsatı vermez. Allah'tan korkan bir belediye başkanı, bunun aksi yönde hareketleri olan memurunu çalıştırmaz. Allah'tan korkan ve O'nu seven insanlar, bu yönde endişeleri olmayan insanları belediye başkanı seçmez. Yada başbakan seçmez. Hepsi birbirine zincirleme gider.

O'nu (Celle celaluhu) seven insan, O'nun (Celle celaluhu) sevdiği ve severek yarattığı insanı incitmekten çekinir. Bu da Allah'ı (Celle celaluhu) sevmek ve O'ndan korkmak ile yani otokontrolü kendi içimizde oluşturmak ile sağlanır.

Ölen vatandaşlarımıza rahmet, yaralılarımıza şifa ve geride kalanlarımıza da sabr diliyorum. Rabbim tekrarından cümle insanları muhafaza buyursun.
 
Üst Alt