Abdullah bin Mes'ud (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) bana, "Bana Kur'ân oku" buyurdu.
"Kur'ân sana indirildiği halde ben mi sana okuyacağım?" dedim.
"Evet, onü başkasından dinlemeyi seviyorum" buyurdu.
Nisa Sûresini okumaya başladım.
"Kıyamet gününde her ümmetten peygamberleri o ümmet üzerine bir şahit ve seni de bunlar ve bütün insanlar üzerine bir şahit olarak getirdiğimiz zaman onların hali nasıl olacak?"
âyetine geldiğimde gözlerinden yaşlar boşanıyordu.
Durdum.
"Dilediğini iste, dileğin yerine getirilecek" buyurdu.
Buharı, Fezâilü'l-Kur'ân: 32, 33; Mu'cemü'l-Evsat, 2:353 (16107);Tirmizî, Tefsir 5:237 (3024)
Resûlullah (s.a.v.) bana, "Bana Kur'ân oku" buyurdu.
"Kur'ân sana indirildiği halde ben mi sana okuyacağım?" dedim.
"Evet, onü başkasından dinlemeyi seviyorum" buyurdu.
Nisa Sûresini okumaya başladım.
"Kıyamet gününde her ümmetten peygamberleri o ümmet üzerine bir şahit ve seni de bunlar ve bütün insanlar üzerine bir şahit olarak getirdiğimiz zaman onların hali nasıl olacak?"
âyetine geldiğimde gözlerinden yaşlar boşanıyordu.
Durdum.
"Dilediğini iste, dileğin yerine getirilecek" buyurdu.
Buharı, Fezâilü'l-Kur'ân: 32, 33; Mu'cemü'l-Evsat, 2:353 (16107);Tirmizî, Tefsir 5:237 (3024)