Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ramazan Hilali

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Selamünaleyküm
Değerli dostlar, Ramazan ayında orucun yeni ay ile başlaması gerektiğini biliyoruz, ancak bu yeni ay iki gündür görülmesi gerekirken ve ben dikkatle aramama rağmen göremiyorum. Bu işin yolu yordamı vardır herhalde. Bu konuda bilgisi olanlardan bilgilenmek saadet olacak. Selam
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
"Hilal görüldüğünde oruca başlayınız.Hilal görüldüğünde orucu bozunuz."

"Hilal görüldüğünde oruca başlayınız.Hilal görüldüğünde orucu bozunuz."

Şüphesiz ki Ramazan orucu, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı müslümanların Rableri ile alakasını tanzim eden ibadet olmalarına ilaveten İslâm ümmetinin genel görüntülerindendirler. İslâm ümmeti aralarında ayrılığa sebep olan siyasi yöneticilerin kararlarına ve saray mollaları olan nifak alimlerinin fetvalarına değil de aralarında birliği emreden Allahu Teâla’nın emirlerine itaat ederek aynı günde beraber oruca başlarlar ve beraber bayram yaparlar. Resulullah (S.A.V) şöyle dedi:

“(Ramazan) hilali görüldüğünde oruca başlayınız. (Şevval) hilali görüldüğünde orucu bozunuz. Eğer hilali göremezseniz, Şaban’ı otuz güne tamamlayınız.” (Buhari, Savm, 1776)

“(Ramazan) hilali görüldüğünde oruca başlayınız. (Şevval) hilali görüldüğünde orucu bozunuz. Eğer hava kapalı olup göremezseniz otuza tamamlayınız.” (Nesei, Siyam, 2095)

“Ay 29 gündür. Hilali görmedikçe oruca başlamayınız. Hilali görmedikçe de orucu bozmayınız. Eğer hava kapalı olursa onu takdir ediniz.” (Müslim, Siyam, 1797)

Bu hadisler Ramazan ayının başlaması için şer'i sebebin, Ramazan hilalinin görülmesi olduğuna ve Ramazan bayramı için şer'i sebebin de Şevval hilalinin görülmesi olduğuna açıkça delalet etmektedirler. Bu hadislerdeki şari’in hitabı, Şam ehli ile Hicaz ehli arasında, Endonezya ehli ile Irak ehli arasında bir fark olmaksızın bütün müslümanlara yöneliktir. Hadislerin lafızları genel olarak gelmiştir. “Oruç tutunuz” “Orucu bozunuz” ifadelerindeki cemaat zamiri müslümanların geneline delalet etmektedir. Aynı şekilde “Görülmesi” lafzı bir zamir tamlaması olan cins isimdir. Herhangi bir insan tarafından hilalin görülmesine delalet etmektedir. Fakat hilalin bu görülmesini müslümanlara hasreden hadisler vardır. Nitekim İbni Abbas’tan şöyle dediği rivayet edilmiştir:

“Bir Arap Nebi (S.A.V)’e gelip, ‘Ben hilali gördüm’ dedi. Nebi (S.A.V) de ona şöyle dedi: “Allah’tan başka ilahın olmadığına ve Muhammedin de Allah’ın Rasulü olduğuna şahitlik eder misin?” O da ‘Evet’ deyince Nebi (S.A.V) oruca başlamayı ilan ettirdi.” (Nesei, Siyam, 2085)

Bir müslümanın Ramazan ya da Şevval hilalini görmesi herhangi bir belde/ülke farkı olmaksızın müslümanların tamamına oruca başlamaları ya da orucu bozmalarını farz kılar. Çünkü müslümanlardan hilali gören kimse onu görmeyen kimse için delil olur. Bir belde/ülkedeki bir müslümanın şahitliği başka bir belde/ülkedeki müslümanın şahitliğinden evla/öncelikli değildir. Müslümanların beldelerinde kafirlerin koymuş oldukları sınırların ve bölünmüşlüğün bir değeri yoktur. Bu sınırlardan dolayı mesela; Suriye’deki Darea’da yaşayanlar oruç tutarken Ürdün’deki Ramsa’da yaşayanlar iftar ediyorlar. Halbuki bu iki şehir arasında sadece Hilâfet’in yıkılışından beri kafirlerin çizmiş olduğu güya bir sınır vardır. Bu sınırları da şimdiki yöneticiler korumaya hırs göstermektedirler.

Muhakkak ki Rasul (S.A.V)’in hadislerindeki “Hilali görünce Ramazan orucuna başlayın” emri farz için bir emirdir. Çünkü bu emir, Allahu Teâla’nın şu sözüyle sabit olan bir farzın yerine getirilmesi ile ilgili bir emirdir:

“Ramazan ayı insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak kendisinde Kur’an indirilen aydır. Sizden her kim Ramazan ayına ulaşırsa oruç tutsun.”(Bakara: 185)Şevval hilalinin görülmesi ile orucun bozulması emri de farz için bir emirdir. Çünkü Nebi (s.a.v.) iki günde oruç tutmayı yasakladı. Bu iki gün Kurban bayramı ve Ramazan bayramıdır. Bu bir farz ya da mendubun yerine getirilmesini yasaklamaktır. Bu ise “Hilalin görülmesi ile orucu bozun” sözündeki emrin farz için bir emir olduğuna dair karinedir.Bazılarının bahane olarak gösterdiği, hilalin bölgelere göre görülme yer ve zamanının farklı olması meselesine gelince; bu, tahkiku’l menat (konunun araştırılması) babındandır. Bunu yaşadıkları vakıa için geçmiş alimler incelediler. Onların yaşadıkları vakıada, müslümanlar hilalin görülmesini çok geniş alana yayılmış Hilâfet Devleti’nin her köşesine bir günde bildirilmesi imkanlarına sahip değillerdi. Çünkü o zamanki iletişim vasıtaları buna yeterli değildi. Nitekim onlardan bazıları Kureyb’den rivayet edilen şu hususu delil göstermektedirler:

“Ümmü’l Fadıl onu Şam’daki Muaviye’ye göndermişti. Dedi ki;: ‘Ben Şam’a varıp onun istediğini yerine getirdim. Ben Şam’da iken Ramazan hilali bekleniyordu. Hilali bir Cuma günü ben de gördüm. Sonra ayın sonunda Medine’ye geldim. İbni Abbas bana; ‘Hilali ne zaman görmüştünüz’ diye sordu. Ben, ‘Cuma günü’ dedim. İbni Abbas tekrar ‘Sen de hilali gördün mü?’ dedi. Ben, ‘Evet, hem ben hem de halk gördü ve herkes oruç tuttu, Muaviye de oruç tuttu’ dedim. İbni Abbas tekrar şöyle dedi: ‘Ama biz hilali Cumartesi gecesi gördük. Öyle ise otuza tamamyalıncaya veya hilali görünceye kadar tutmalıyız.’ Ben, ‘Muaviye’nin görmesi ve oruca başlamasıyla yetinmiyor musun?’ dedim, bana cevaben dedi ki: ‘Hayır. Rasulullah (S.A.V) bize böyle emretti.” (Müslim, Siyam, 28; Ebu Davud, Savm, 9)

Bu bir şer'i delil değildir. Sadece İbni Abbas’ın, Rasul (S.A.V)’in “Hilalin görülmesiyle oruca başlayın. Hilalin görülmesiyle orucu bozun” sözü hakkında bir içtihadıdır. İbni Abbas, Şam ehlinin hilali görmelerini benimsemedi. Çünkü aynı günde Medine ehli hilali görmemişti. Bu içtihad Ensar’dan bir grubun rivayet ettiği şu hadisin açık delaletiyle çelişmektedir:

“Dediler ki: ‘Şevval hilalini (hava koşulları nedeni ile) göremedik. Böylelikle sabaha oruçlu olarak başladık. Başka bir yönden bir kafile geldi. Nebi (S.A.V)’e dün hilali gördüklerine dair şahitlik ettiler. Bunun üzerine Rasulullah onlara oruçlarını bozmalarını, daha sonra da ertesi gün bayramları için çıkmalarını emretti.” (Ahmed b. Hanbel, Basriyyin, 19675)

Böylece Rasul (S.A.V) Medine-i Münevvere dışında Şevval hilalinin başkaları tarafından görülmesi nedeniyle Ramazan’dan bir gün sandıkları bir günde oruçlarını bozmalarını onlara emretmiştir. Zira kafile hilali Medine’ye varışlarından bir gün önce görmüşlerdi.

Bugün ise bütün devletlerde çeşitli iletişim vasıtaları mevcuttur. Ve hilalin görülmesi haberini bütün dünyaya bir kaç saniyede iletmeleri mümkündür. O halde müslümanların ister doğrudan görülmesi ister dakik bakışla görülmesi isterse dürbün gibi vasıtalar ile görülmesi şeklinde olsun bu şekillerden birisi ile hilalin görülmesinin yeryüzünün herhangi bir yerinde sabit olması haberini işitince oruca başlamaları ya da bayram için orucu bozmaları gerekir. Muteber olan ru’yet/görmek ya da tespit gözle görmektir. Gözle görülmesi sabit olmadığında astronomi hesaplarına itibar edilmez. Zira orucun başlaması ya da sona ermesinin tespitinde astronomi hesaplarının bir değeri yoktur. Çünkü Rasullah (s.a.v.)’in şu sözünden dolayı orucun ya da bayramın başlamasının şer'i sebebi hilalin gözle görülmesidir “Hilali gördüğünüzde oruca başlayın. Hilali gördüğünüzde (bayram için) orucu bozun. Eğer hava kapalı olursa onun için takdir edin.” (Buhari, Savm, 1767)

Rasulullah (S.A.V)’in, “Eğer hava kapalı olursa” sözünden kastı, eğer onu gözlerinizle göremezseniz demektir. “Onun için takdir edin” sözü de, astronomi hesaplarına başvurun demek değildir. Bu sözünden neyi kastettiğini şu sözünde beyan etmiştir “Hava siza kapalı olduğunda ayı otuza tamamlayın.” (Nesei, Siyam, 2095)

Ey Müslümanlar!
Hilalin tesbitindeki birlik olmayış, müslümanların işlerini İslâm’ın hükümleri ile güden ve onları Kelime-i Tevhid bayrağı altında birleştiren Hilâfet Devleti’nin olmayışından dolayı müslümanların karşılaştıkları bir çok sorundan bir sorundur. O halde müslümanlar oruçlarında ve bayramlarında şer'i hükme bağlı kalmalıdırlar, yöneticileri şer'i hükme bağlı olmasalar da. Çünkü yaratıcıya isyanda yaratılana itaat yoktur. Eğer müslümanlara yeryüzünün herhangi bir yerinde bir müslümanın Ramazan hilalini gördüğü haberi ulaşınca, Ramazan orucuna başlamaları onlara farz olur.

Yeryüzünün herhangi bir yerinde bir müslümanın Şevval hilali gördüğü haberi ulaşınca da bayram için orucu bozmaları farz olur.Müslümanların bütün sorunlarının doğru köklü çözümü ise kendi ellerindedir. O da, Allah’ın şeriatını üzerlerine tatbik edecek ve onları bir devlet içinde birleştirecek olan bir halife nasbedip Hilâfet’i tekrar kurarak İslâmi hayatı tekrar başlatmak için samimi bir şekilde çalışanlarla beraber ciddi bir şekilde çalışmalarıdır. Böylece nasbedilecek olan halife ile birlikte kafirlerin kelimesinin alçalması ve Allah’ın kelimesinin yücelmesi için İslâm risaletini/mesajını tüm insanlara cihad ile taşırlar. Böylelikle de dünyada izzet ve şerefle yaşarlar, ahirette de Allah’ın rıza ve sevabına nail olurlar. Allahu Teâla şöyle buyurmuştur:

“De ki, çalışın! Çalışmanızı Allah da Rasulü de mü’minler de göreceklerdir. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah’a döndürüleceksiniz de O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.” (Tevbe: 105)
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Hilalin Görünmesi Hakkında

Hilalin Görünmesi Hakkında



Hilalin Görünmesi Hakkında Mezheblerin Görüşleri:
Hanefi Mezhebi:

Bu mezhepten olan alimler, hilalin görülmesi hususunda havanın açık olup- olmaması arasında fark gözeterek özetle aşağıdaki görüşleri beyan etmişlerdir:

1. Ramazanın Başlamasını Tesbit:


Şaban ayının yirmidokuzuncu günü, güneşin batması anında İnsanlar hilali araştırmaya çıkarlar:

a. Hilali görürlerse, ertesi gün Ramazandır.

b. Hava bulutlu veya dumanlı olur da hilali göremezlerse, Şaban ayını otuz güne tamamlarlar ve sonra oruca başlarlar.


2. Ramazanın Bitişini Tesbit:

Ramazan ayının yirmidokuzuncu günü, güneşin battığı vakit Şevval ayının hilali araştırılır:

A. Hilal görülürse, ertesi gün bayramdır.

B. Hilal görülmezse, Ramazan otuz güne tamamlanır.

C. Bir Kameri ayın sayısı:

Yirmidokuz veya otuzdur. Bundan az veya çok olamaz.

D. Hilalin görülme vakti:

Hilalin, güneşin batmasından sonra görülmesi muteberdir. Bu itibarla hilal, zeval vaktinden (Öğlenden) Önce veya sonra gündüzleyin görülürse, bununla o gün ne oruca başlanır, ne de oruç bozulur. Çünkü o hilal ertesi güne ait sayılır.

E. Hilalin görülmesinin beldeden beldeye değişip değişmemesi: Hanefi, Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre Ramazan hilali nerede görülürse görülsün, bütün müslüman mükelleflerin oruç tutmaları gerekir. Ye-terki hilalin görüldüğünü belirten şahitlik, hakim huzurunda yapılıp tasdik edilsin.

Şafiilere göre ise, aralarında yirmidört fersah (yaklaşık 126 km.) veya daha fazla mesafe bulunan iki beldenin hilalleri ayrı ayrı görülmelidir. Birinde görülen hilal, diğer beldeyi bağlamaz. Bundan yakın mesafelerde ise bir yerde görülürse, diğerinde de görülmüş sayılır.

F. Ramazan ve Bayramın tesbitinde, müneccimlere (gök bilginlerine) ve astronomik hesaplara başvurulup başvurulmayacağı:

Cumhur ulemaya göre, müneccimlerin bu husustaki sözlerine itibar edilmez. Çünkü hesaplar, kesin olsalar da bunları yapanlar hatadan masum değildirler. Nitekim memleketlerin takvimlerinin birbirinden farklı oluşu da bunu göstermektedir. Diğer yandan, hesaplara göre Kameri aylar mutlaka otuz veya yirmidokuz değildir. Az da olsa kesirlidirler. Allah Teala, kullarına kolaylık olması için orucun yirmidokuz veya otuz olacağını Peygamberi vasıtasıyla bizlere bildirmiş ve müslümanları kesirleri hesaplamaktan azade kılmıştır.

G. Hilali gören şahitlerin sayısı:

Hanefi mezhebine göre Ramazan hilalinin görülmesinde aranan şahit sayısı Şevval hilalinin görülmesinde aranandan farklı olduğu gibi, her iki ayda da havanın açık veya kapalı olması durumunda da aranan şahit sayılan değişmektedir. Şöyleki:

a. Orucun başladığını bildiren Ramazan hilalinin görülmesinde gerekli olan sahi! sayısı:

1) Havanın kapalı (bulutlu veya sisli) olması halinde, Ramazan hilali için tek kişinin hilali gördüğüne dair şahitliği yeterlidir. Erkek veya kadın olması farksızdır. Ancak, şahidin müslüman, adil, akıllı ve baliğ olması şarttır.

2) Havanın açık olması halinde iki görüş zikredilmiştir:

Tercih edilen görüşe göre, haberi, zann-ı galip ifade edecek sayıda çok kişinin hilali gördüklerine dair şahitlik etmeleri gerekmektedir. Bu kişilerin sayılarım tayin etme, Müslüman ulu'l-emr'e (idareciye) bırakılmıştır. Bununla beraber elli, beşyüz olsun diyenler de vardır.

Diğer bir görüşe göre İse; İki adil şahidin şehadeti yeterli sayılmıştır. Günümüzde bu görüşün alınmasını uygun görenler vardır.

b. Orucun (Ramazanın) bittiğini belirten Şevval hilalinin görülmesinde gerekli olan şahit sayısı:

1) Havanın kapalı olması halinde: Adil iki erkeğin veya bir erkek İki kadının hilali gördüklerine dair şahitlikleri yeterlidir. Şahitlerin müslüman, akıllı, baliğ, hür ve adi! olmaları şarttır.

2) Havanın açık olması halinde; Yine iki görüş zikredilmiştir:

- Tercih edüen görüşe göre, haberleri zann-ı galip ifade edecek sayıda çok kimsenin şahitlik etmeleri gerekir.

- Diğer bir görüşe göre ise, iki adil şahidin şahitliği yeterli sayılmaktadır. Bu zayıf görüştür.25[33]

Şafii Mezhebi:


Bu mezhebin sadece Hanefi mezhebinden farklı olan görüşlerini zikretmeye çalışacağız. Birleştikleri hususlar Hanefi mezhebi bölümünde zikredilmiştir.

A. Şafii mezhebine göre hilalin görülmesi beldeden beldeye değişebilir: Şöyleki; Hilal, herhangi bir ülkede görülürse, ona yakın olan ülkelerde de görülmüş sayılır. Bağdat'la Küfe gibi. Buna mukabil, görülen yere uzak düşen beldelerde görülmüş sayılmaz. Bu beldeler, kendi görmelerine veya yakınlarındaki beldelerin görmelerine göre oruca başlar veya bitirirler. Irak'la Suud bu türdendir.

Uzaklık mesafesi: Tercih edilen görüşe göre yirmidört fersahtır. Yani, yaklaşık olarak 126 km. mesafedir. (94.939-20 cm. diyenlerde vardır). Diğer bir görüşte ise, misafir olmak için aranan mesafedir.

B. Ramazan veya Bayramın tesbitinde müneccimlerin sözlerine itibar edilip-edilmeyeceği:

Şafii mezhebinden olan Subkî ve ona tabi olan bir kısım alimler, hilalin tesbiti hususunda müneccimlerin sözlerine itibar edileceğini söylemişlerse de, mezhepte hakim olan görüş bunların sözlerine İtibar edilemeyeceğidir.26[34]

C. Hilalin görülmesinde gereken şahit sayısı ve sıfatları:

a. Orucun başladığını ifade eden Ramazan hilalinin görülmesinde tek kişinin hilali gördüğüne dair şahitliği yeterli sayılmıştır. Ancak şahidin adil, hür ve erkek olması şart koşulmuştur. Havanın açık veya kapalı olması Şafii mezhebine göre önemli değildir. Her iki halde de hüküm aynıdır.

b. Orucun sona erdiğini İfade eden Şevval ayı hilalinin görülmesinde de tercih edilen görüşe göre yukarıdaki sıfatlara sahip olan tek kişinin şahitliği yeterli sayılmıştır. Burada da havanın açık veya kapalı (bulutlu, dumanlı) olmasının herhangi bir farkı yoktur.27[35]

Maliki Mezhebi:


Bu mezhebin de sadece Hanefi mezhebinden farklı görüşlerini özetlemeye çalışalım:

A. Maliki mezhebine göre hilalin görülmesi, beldeden beldeye değişik sayılmamıştır. Bir ülkede görüldüğünde bütün mükellef müslümanların oruç tutmaları gerekir.

B. Hilalin tesbitinde İki adil şahit şarttır. Tek şahit yeterli değildir.28[36]

Hanbeli Mezhebi:


1. İnsanlar, Şabanın yirmidokuzuncu günü hilali araştırmaya çıkarlar:

A. Hilal görülürse, ertesi gün oruç tutulur.

B. Hilal görülmezse iki İhtimal vardır:

a. Hava açık olduğu halde görülmezse, bu durumda ertesi gün oruca, başlanmaz.

b. Hava kapalı (bulutlu veya dumanlı) olur da, hilal görülmezse, bu durumda İmam Ahmed'den üç görüş nakledilmiştir:

Tercih edilen birinci görüşe göre, oruç tutmak vaciptir.

İkinci görüşe göre ise, İnsanlar müslüman olan ulu'l-emirlerine tabidirler. Eğer O oruç tutarsa, onlar da tutar, tutmazsa tutmazlar.

Üçüncü bir görüşe göre ise, oruç tutmak gerekmez. Şayet o günün Rama-zan'dan olduğu daha sonra anlaşılırsa, oruç tuttuğu takdirde de Ramazan borcunu ödemiş olamaz.

2. Bu mezhebe göre, Ramazan hilalinin görülmesinde tek şahit yeterlidir. Ramazan'ın bittiğini belirten Şevval hilalinin görülmesinde ise iki kişinin gördüklerine dair şahitlikleri gerekli görülmüştür.

3. Bu mezhebe göre de, hilal nerede görülürse görülsün, bütün müslümanların oruç tutmaları gerekir. Hilalin görüldüğü yerin yakın veya uzak olmasının herhangi bir farkı yoktur.29[37]

Şii'ya göre hilal, şu dört husustan birinin gerçekleşmesiyle tesbit edilmiş olur:

a. Bizzat kişinin kendisinin görmesiyle hilal görülmüş olur. Velevki gören kişi tek bir insan olsun. (Bunun görmesi kendisini bağlar).

b. Hilalin görüldüğü, bilgi ifade edecek bir şekilde, yaygınlaşır ve tevatür yoluyla nakledilecek olursa, hilal tesbit edilmiş olur.

c. Şaban ayı otuza tamamlanmış olursa, Ramazan hilali tesbit edilmiş olur. Diğer aylar İçin de bu hüküm geçerlidir.

d. Şer'i şahedetle de hilal tesbit edilmiş olur. Bu da İki adil şahidin hilali gördüklerine dair şahitlik etmeleri ve şer'i hakimin buna karar vermesiyle gerçekleşmiş olur. Ancak, hakimin ve şahitlerin hata ettikleri anlaşılmış ol-mamalıdır.30[38]

e. Hilalin bir beldede tesbit edilmesi, diğer beldenin halkı için yeterli değildir. Beldelerin birbirlerine yakın olmaları veya uzaklıklarının birbirine uygun olduğunun bilinmesi hali müstesnadır.


Ramazan Orucunun Başlangıç ve Bitiş Tarihlerinin Ancak Hilalin Görülmesiyle Tesbit Edileceğini Belirten Hadisler:


a. Ebu Hureyre (r.a), Peygamber efendimiz (sav)'in şöyle buyurduğunu söyler: Ramazan orucunu hilali gördüğünüzde tutun. Hilali gördüğünüzde açın. Şayet hava kapalı olursa, (ayın tesbitine mani olursa) otuzu sayın.”1[ 1]

Diğer bir rivayette "...Sayıyı otuza tamamlayın.”2[2]

Başka bir rivayette: "Hilali görmedikçe orucu tutmayın. Hilali görmedikçe orucu bozmayın. Hilali gördüğünüzde orucu tutun. Hilali gördüğünüzde orucu açın. Şayet hava kapalı olursa, (hilalin görülmesine engel olursa) otuz günü sayın.”3[3]

b. Abdullah b. Abbas (r.a), Resulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Orucu Ramazandan önce tutmayın. Orucu hilali gördüğünüzde tutun. Hilali gördüğünüzde açın. Şayet hilalin görülmesine bulut mani olursa, otuz günü tamamlayın.”4[4]

Diğer bir rivayette: Abdullah b. Abbas der ki: Ramazan ayından önce oruca başlayanlara şaşarım. Halbuki Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Orucu, hilali gördüğünüzde tutun ve hilali gördüğünüz zaman açın. Şayet hava kapalı olursa, (hilali görmenize mani olursa) sayıyı otuz güne tamamlayın.”5[5]

c. Abdullah b. Ömer (r.a)'dan, Resulullah (sav)'m, Ramazanı anlatarak şöyle buyurduğu rivayet olunur: "Hilali görmedikçe orucu tutmayın. Hilali görmedikçe orucu açmayın. Şayet hava kapalı olursa (hilali görmenize mani olursa), görüldüğü gibi kabul edin.”6[6]

Diğer bir rivayette Abdullah Resulullah'ın şöyle buyurduğunu İşittim, der: "Hilali gördüğünüzde orucu tutun. Hilali gördüğünüzde onu açın. Şayet hava kapalı olursa görüldüğünü kabul edin."7[7]

d. Cabir b. Abdullah (r.a) der ki, Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Hilali gördüğünüzde orucu tutun. Hilali gördüğünüzde onu açın. Şayet hava kapalı olursa (hilali görmenize mani olursa) otuzu sayın.”8[8]

e. "Ebu Bek re (r.a)'den, Resulullah'ın (sav) şöyle buyurduğu rivayet edilir: "Hilali gördüğünüzden dolayı orucu tutun. Hilali gördüğünüzden dolayı onu açın. Şayet hava kapalı olursa, (hilali görmenize mani olursa) sayıyı otuza tamamlayın. "9[9]

f. Ta'lik b. Ali der ki, Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Hilali gördüğünüz zaman orucu tutun. O'nu gördüğünüz zaman orucu açın. Şayet hava kapalı olursa, (onu görmenize mani olursa) sayıyı tamamlayın.”10[10]

g. Huzeyfe el-Yeman (r.a), Resulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu söyler: "Hilali görmedikçe veya sayıyı (Şaban ayının sayısını) tamamlamadıkça ay gelmeden önce oruca başlamayın. Sonra hilali görünceye veya sayıyı (Ramazan ayının sayısını) tamamlayıncaya kadar orucu tutun."11[11]

Şaban Ayının Dikkatle Hesaplanması Hakkındaki Hadisler:


a. "Ebu Hureyre (r.a), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: "Ramazan ayı için Şaban ayının hilalini hesaplayın."12[12]

b. "Hz. Aişe (r.anh) şöyle buyuruyor: "Resulullah (sav), Şaban ayının hilaline gösterdiği titizliği başkasına göstermezdi. Sonra hilali görünce (Ramazan) orucunu tutardı. Şayet hava kapalı olursa, (O'nun görülmesine mani olursa) otuz günü sayar, sonra oruç tutardı."13[13]

c. Ebu Hureyre (r.a), Resulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu söyler: "Orucu, hilali gördüğünüzde tutun ve onu gördüğünüzde açın. Şayet hava kapalı olursa, (görmenize engel olursa) Şaban ayının sayısını otuza tamamlayın.”14[14]

Hilalin Görülmemesi Halinde Ramazan Orucunun Otuz Güne Tamamlanacağını Bildiren Hadisler:


a. Ebu Hureyre (r.a), Resulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Hilali gördüğünüzde orucu (Ramazan orucunu) tutun. Hilali gördüğünüzde orucu açın (bitirin). Şayet hava kapalı olursa, (hilali görmenize mani olursa) otuz gün oruç tutun."15[15]

b. Ebu Hureyre (r.a), Resulullah (sav)'dan şu hadis-i şerifi rivayet ediyor: "Önceden devam eden bir orucunuzun tesadüf etmesi hariç, Ramazan'dan bir veya iki gün önce oruca başlamayın. Hilali gördüğünüzde oruç tutmaya başlayın. Hilali gördüğünüzde orucu açın. Şayet hava kapalı olursa (hilali görmenize mani olursa) otuz günü tamamlayın, sonra orucu açın.”16[16]

c. Abdullah b. Abbas (r.a), Resulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu söylüyor: "önceden devam eden bir orucunuzun tesadüf etmesi hariç, Ramazan'dan bir veya iki gün önce oruç tutmaya başlamayın. Orucu, hilali gördüğünüzde tutun ve hilali gördüğünüzde açın. Şayet bulut hilalin görülmesine mani olursa sayıyı otuza tamamlayın. Sonra orucu bozun. Ay yirmidokuzdur." İmam Ahmed: 'Yani, ay eksiktir' şeklinde tefsir etmiştir.17[17]

Bir Kameri Ayın Yirmidokuz veya Otuz Gün Olabileceğini, Bundan Fazla veya Eksik Olamayacağını Belirten Hadisler:


A. Abdullah b. Ömer (r.a), Resulullah (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: "Ayın yirmidokuzuncu gecesi olunca, hilali görmeden orucu tutmayın. Hilali görmeden orucu açmayın. Şayet hava kapalı olursa, (görmenize mani olursa) sayıyı otuza tamamlayın.”18[18]

B. Diğer bir rivayette Abdullah şöyle der: Resulullah (sav), Ramazan'dan bahsetti. İki elini birbirine vurarak: "Bir ay şöyle şöyle ve şöyledir" dedi. Üçüncü defasında başparmağını kapattı ve şöyle buyurdu: "Orucu hilali gördüğünüzde tutun ve hilali gördüğünüzde açın. Şayet hava kapalı olursa, (size engel olursa) ayı otuza göre takdir edin”19[19] Görüldüğü gibi, Resulullah iki elini üç defa birbirine vurarak oruç günlerinin sayısını parmaklarla ifade etmiştir. Üç kere onun otuz olduğuna göre, orucun da otuz olduğu ortaya çıkmaktadır. Ancak Resulullah son defasında baş parmağını kapatarak günlerin sayısının yirmidokuz da olabileceğini beyan etmiştir.

C. Abdullah'dan nakledilen diğer bir rivayet ise şöyle varid olmuştur: "Bir ay yirmidokuz olur. Hilali görmeden orucu tutmayın. Ve hilali görmedikçe orucu açmayın. Şayet hava kapalı olursa (görmenize engel olursa), O'nu takdir edin."20[20] Bu lıadis-i şerifte zikredilen "Onu takdir edin" ifadesinden neyin kastedildiği hususunda alimler ihtilaf etmişlerdir:

a. İmam Malik, İmam Şafii, İmam Ebu Hanife, selef ve haleften cumhur ulema, diğer hadisleri de göz önünde bulundurarak, bunun manasının "Şayet hilali göremezseniz, ayı tam sayı olan otuza göre takdir edin" olduğunu söylemişlerdir.

b. İmam Ahmed b. Hanbel ise, "Şayet hilali göremezseniz, onun bulut altında olduğunu takdir edin" manasını ifade ettiğini bildirmiş ve ayın yirmi-dokuzunda hava açık olur da hilal görülmezse, otuza tamamlanacağını, buna mukabil hava bulutlu veya sisli olur da görülmezse, bu hadise göre hilalin var sayılacağını ve o ayın yirmidokuz kabul edileceğini söylemiştir.

c. İbn Şureyh, İbn Kuteybe gibi üçüncü bir kısım alimler ise, buradaki "O'nu takdir edin" ifadesinden, ''Şâyet hilali göremezseniz, astronomik hesaplara göre onu takdir edin" anlamının kasdedildiğini ileri sürmüşler, ancak bu görüşleri alimler tarafından kabul görmemiştir. Çünkü diğer bir rivayette:

"...Şayet hilali görmenize kava durumu mani olursa, ayın sayısını otuza göre takdir edin" diye varid olmuştur.21[21]

Burada dikkat edilmesi gereken husus şudur: Ramazan ayının başlangıç ve bitiş tarihlerinin tesbitinde başvurulacak yol, hilale bakmaktır. Hilal görülmediği takdirde, birinci görüşe göre bu ayın otuz olduğu takdir edilecek; ikinci görüşe göre, hilalin bulutlar allında var olduğu farzedilecek ve üçüncü görüşe göre ise, astronomik hesapların takdirine başvurulacaktır. Bu son görüşün kabule şayan olmadığı belirtilmiştir. Dolayısıyla her şeyi bırakıp takvim hesaplarını esas almak fevkalade yanlıştır. Bundan derhal vazgeçmek gerekir.

D. Abdullah b. Ömer (r.a), Resulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Allah, hilalleri, vakitleri bildiren vasıtalar kıldı. Hilali gördüğünüzde orucu tutun. Hilali gördüğünüzde orucu açın. Şayet hava kapalı olursa,

(buna mani olursa) takdire çalışın ve bilin ki, bir kameri ay otuz günden fazla olmaz.”22[22]

Ramazan Hilalini Görmede Tek Kişinin Şahitliğinin Yeterli Oluşunu Bildiren Hadisler:


Ramazan orucunun başladığını tesbit için tek kişinin hilali gördüğüne dair şahitliği, şu hadis-i şeriflere dayanılarak yeterli görülmüştür:

a. Nafi', Hz. Ömer'in oğlu Abdullah'ın şöyle buyurduğunu rivayet eder: İnsanlar, hilali izliyorlardı. Ben, Resulullah (sav)'a O'nu (hilali) gördüğümü haber verdim. Bunun üzerine Resulullah oruç tuttu ve insanlara oruç tutmalarını emretti.23[23]

b. İkrime, Abdullah b. Abbas'ın şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: "Bîr bedevi, Resulullah'a geldi. "Ben hilali gördüm" dedi. Resulullah: «Lailahe illallah Muhammedürresulullah'a (Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muham-med'in Allah'ın Rasulü olduğuna) şahidlik eder misin» dedi. Bedevi; «evet» dedi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz: «Ey Bilal, insanlara bildir de yarın oruç tutsunlar» dedi."24[24]

Tirmizi, bu hadis-i şerifi rivayet ettikten sonra şunları söylüyor: "İlim ehlinin çoğu bu hadisle amel ederek, oruç tutmak için yalnız bir kişinin şahitliği makbuldür demişlerdir. Nitekim İbnü'l-Mubarek, Şafii, İmam Ahmed ve Küfe ehli bu görüştedir. Buna mukabil orucun bozulması için en az İki kişinin şahitliğinin gerekli olduğunda ihtilaf yoktur, ittifak vardır."
 
Üst Alt