Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Postmodern ruh

feraknaz

New member
Katılım
20 Nis 2007
Mesajlar
153
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
istanbul
POSTMODERN RUH
Sam Keen
Çeviri; Doğan Şahiner
Yüzyıllardır devam eden tutarlılık arayışını, tek bir kimliği kalıba dökme çabasını, bütünsel bir görüşe ulaşma gayretini bir kez terk ettiğimizde, yaşanan anın taleplerini karşılamaktan başka hiçbir yol gösterici ilke kalmaz.



Günümüzde postmodernizm kavramı çok moda. 1960 civarında, yeni bir yaşam, sanat ve kimlik tarzının karakterize ettiği çağa girdik. Modern dünya sanayi devrimiyle ve kitle üretimiyle biçimlenmişken, postmodern çağ enformasyon devrimiyle, tüketim etiğiyle, tarzların hızlı değişimiyle ve tek bir perspektife bağlı kalmamayla biçimleniyor. Todd Gitlin'e göre, "Postmodernizm, tutarlılık ve süreklilik sorunlarına karşı bütünüyle kayıtsızdır. Türleri, tutumları, tarzları bilinçli bir şekilde bir araya getirir. Biçimlerin (kurgusal olan-olmayan), tavırların (dolaysız-ironik), tarzların (vahşi-gülünç), kültürel düzeylerin (yüksek-düşük) bulanmasının ya da yan yana gelmesinin keyfini sürer...Ne över ne eleştirir; dünyaya boş gözlerle, duyguyu ve bağlılığı ironi içinde eriten bir bilmişlikle bakar...Yüzeylerin oyunundan keyif alır, derinlik arayışını nostalji diye küçümser."

Postmodern insan, en iyi durumda, haz için yaşar; kaygıyı keyifle bir tarafa atmıştır, kıtlık bilincinin ve ertelenmiş tatminin eski kapitalist tiranlığından kurtulmuştur. Artık ruhunu iyileştirmeye, iradesini geliştirmeye ya da kendini gelecekteki bir cennet için saklamaya çalışmamaktadır. Tek bir kimlik, tutarlı bir bakış açısı ya da trajedi karşısında zafer aramayı bırakmıştır. Tutumu romantik değil ironiktir.

En kötü durumda, postmodern insan şehvetli bir tüketicidir. Hazza dalamayacak kadar soğuk olmasaydı, ona yüzeysel hazların meraklısı denebilirdi. Onun beğenileri, yaşam tarzı ve kanıları modaya göre biçimlenir. Önceki yüzyılın kendi kendini inşa eden özlü insanlarının aksine, tanrı Proteus gibi istediği şekle girer. Yaşamı "doğru ya da yanlış" fikrinden çok "beğeni" fikri çevresinde kurulmuştur; dünyası ahlaki olmaktan çok estetiktir. Hiçbir şeye umut ya da yanılsama geliştirecek ölçüde tutkuyla ilgi göstermeye asla cesaret etmemiş olmasaydı, onun yanılsamalardan kurtulmuş olduğu söylenebilirdi.

Aslında postmodern insan, kendi sandığı kadar yeni değildir. Kierkegaard yüz yıl önce onu Don Juan olarak, yaşamını tek gecelik duraklarda, kısa süreli romantik ilişkilerle geçiren insan olarak tarif etmişti. Bu insan, yaşanan anın üzerine kendi öyküsünü yazdığı boş bir sayfadır, bir tabula rasa'dır. Ağırlıksızdır, Milan Kundera'nın dediği gibi "varolmanın dayanılmaz hafifliği"nden mustariptir. Klasik "bin yüzlü kahraman"ın aksine derinliklerden sakınır ve bin eğlendirici yüzeyle tatmin olur. Dev alışveriş merkezleri, otomobil galerileri ve elektronik süpermarketleri onun boşalıp rahatladığı yerlerdir. Daha "ciddi" konulara el atarsa, Trungpa Rinpoche'nin "tinsel materyalist" dediği kişi haline gelir. Çeşitli dinleri ve kurtuluş şemalarını dener.

Postmodern insanla birlikte, ahlaki akıl yürütmenin sona erdiği bir noktaya geliriz. Yüzyıllardır devam eden tutarlılık arayışını, tek bir kimliği kalıba dökme çabasını, bütünsel bir görüşe ulaşma gayretini bir kez terk ettiğimizde, yaşanan anın taleplerini karşılamaktan başka hiçbir yol gösterici ilke kalmaz. "-malı"nın yerini "beğeni" alır, ve atasözünde dendiği gibi "zevkler tartışılmaz".

Postmodern insan, hiçbir düzenleneme ilkesinin bulunmadığı bir durumda kaybolmuştur. Kafa karıştırıcı bir çoğulluk diyarında dolaşır. Ne var ki, paradokslu bir şekilde, belli ahlaki köşe taşlarından yoksun olması sayesinde, yeni bir yolculuğa başlayabileceği, benzersiz bir konumdadır.
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
""Yüzyıllardır devam eden tutarlılık arayışını, tek bir kimliği kalıba dökme çabasını, bütünsel bir görüşe ulaşma gayretini bir kez terk ettiğimizde, yaşanan anın taleplerini karşılamaktan başka hiçbir yol gösterici ilke kalmaz.""


Günümüzde hangi gruba girdiğini bilmeyen,yaşadığı kimlik bunalımlarının,travmalarından mustarip ama eline geçen ilk fırsattada bahsettiğiniz postmodernizmi yaşayan ne kadar büyük bir yığın var değilmi?
Emeğine sağlık kardeşim.
 
Üst Alt