Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Peygamberlerin Gönderiliş Gayesi

hakka davet

New member
Katılım
25 Eyl 2007
Mesajlar
153
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
53
PEYGAMBERLERİN GÖNDERİLİŞ GAYESİ

“Andolsun, biz her ümmete: "Allah'a kulluk edin ve tağuttan kaçının" (diye tebliğ etmesi için) bir peygamber gönderdik.” Nahl sur 36. ayet

“Dinde zorlama yoktur. Gerçek şu ki, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu reddedip Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir.” BAKARA SUR 256. AYET

Arapça "din" kelimesi hem inancı, hem de bu inanç üzerine kurulan hayat tarzını ifade eder. Bu ayete göre İslâm, iman ve onun hayat tarzı hiç kimseye zorla kabul ettirilemez demektir.

Arapça "tağut" kelimesi sözlük anlamıyla sınırları aşan herkes için kullanılır. Kur'an bu kelimeyi Allah'a isyan eden, Allah'ın kullarının hâkimi ve mâliki olduğunu iddia eden ve onları kendi kulu olmaya zorlayan kimse için kullanır.

Tağut, Hakka, hakikate ve imana karşı gelen, Allah’u Teala’nın kulları için çizdiği nizamı ve sınırları aşan, Allah yolundan men eden her şeyi ifade eder.Tağut bir şahıs olabileceği gibi, Allah’a bağlanmayan her çeşit fikir, düşünce, adet, siyasi güç ve sistemde olabilir.Kim bunları ne şekilde olursa olsun reddeder ve yalnız Allah’a iman edip bağlanırsa ve sadece Allah’u Teala’nın kanun ve nizamlarını kabul eder ve tüm yaşantısını buna göre düzenlerse hiç şüphe yokki kurtulmuştur.

Bu nedenle bir kimse tağut'u reddetmedikçe Allah'a inanmış sayılamaz.

Her şeyi bir hikmete bağlı olarak yaratan Allah'ın iradesi, insanı hem doğru yolu hem de sapıklığı tercih edebilecek bir yetenekte yaratmayı dilemiştir. Onlara iki yoldan birini seçme özgürlüğü vermeyi uygun görmüştür. Ayrıca onlara akıl vermiştir. İki yönelişten birini bununla tercih etsinler diye... Yanısıra evrene, göze, kulağa, duygulara, kalbe ve akla hitap eden ayetler yerleştirdi. Gece ve gündüz boyunca hangi tarafa yönelirse yönelsin insanın bu delillerle karşılaşmasını sağlamıştır.

Bütün bunlardan sonra Allah'ın kullarına olan şefkat ve merhameti onları sadece bu akılla başbaşa bırakmayı yeterli bulmadı. Peygamberlerle gönderdiği yasaları ile bu akla değişmez bir kriter belirledi. Nerede işin içinden çıkamaz olursa, orada bu ilkelere dayanmasını, böylece arzu ve isteklere göre şekil almayan bu değişmez kriter ile yapılan değerlendirmenin doğru veya yanlış olduğunu pekiştirmesini istedi. Peygamberler ise, insanların zorla imana boyun eğmelerini sağlayan zorbalar değildir. Onlar sadece uyarırlar. Onların görevi duyurmaktır. İnsanlara yalnız Allah'a kulluk yapmalarını ve bunun dışındaki her şeyin, puta tapıcılıktan, arzu ve isteklere uymaktan, ihtiraslara kapılmaktan ve otoriteye bağlılıktan kaçınmalarını söylerler.

“Senden önce hiç bir peygamber göndermedik ki, ona şunu vahyetmiş olmayalım: "Benden başka ilah yoktur, öyleyse bana ibadet edin." ENBİYA SUR 25. AYET

Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyuruyor ;
“Kim, Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur, Muhammed (s.a.v.) Allah’ın resuludür diye şehadette bulunursa, Allah onun (vucudunu)cehenneme haram kılar.” (Sahih-i Müslim)

Enes'den(r.a.)rivayetle:Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
"Allah'ın hükmüne rızâ göstermeyen ve takdirine îman etmeyen kimse kendisine Allah'tan başka bir ilâh arasın." (Taberânî)

İslam teslim olmaktır. Allah'ın iradesine ve kaderine teslim olmaktır; daha baştan itibaren Allah'ın emir ve yasaklarına itaat etmeye, başka hiçbir direktife, hiçbir yöne yönelmeden, aynı şekilde O'ndan başkasına güvenmeden Allah'ın belirlediği hayat sistemine uymaya hazır olmaktır.

Yüce Allah'ın emirlerine uymaktan, yasaklarından sakınmaktan; yüce Allah'ın kolayca kullanmaları için buyruklarına verdiği sebeplere sarılıp sonuçlara katlanmaktan başka seçeneklerinin olmadığını kesin şekilde bilmektir. İşte temel budur. Bundan sonra, vicdanda yer eden inanç sisteminin gereklerinin fiili tercümesi ve nefsin Allah'a teslim olmasının, onun hayat sistemine göre hareket etmesinin pratik sonuçları olan şeriat ve kanunlar, rejim ve gelenekler, davranış ve ahlâk kuralları bu temele dayalı olarak biçimlendirilir. İslam bir inanç sistemidir. Şeriat bu inanç sisteminden kaynaklanır. Toplumsal düzen de bu şeriata dayandırılır. İşte birbirini bütünleyen, birbiri ile bağlantılı olan, karşılıklı etkileşim halinde bulunan bu üçlü islam demektir.

Muvahhid müminler hangi ortamda olurlarsa olsunlar, hangi çağda bulunurlarsa bulunsunlar, yeğane Rableri Allah’u Tealaya itaat ederler, yani Kur’an’ı Kerim’e uyarlar... Yeğane önderimiz Rasulullah (S.A.V.)’e itaat eder; yani sünnetine tabi olurlar... Kur’an’nın açıklayıcısı ve hayattaki uyğulayıcısı olan Rasulullah (S.A.V.)’e asla muhalefet etmezler. Bilip iman ederler ki, Rasulullah (S.A.V.)’e itaat, gerçekte Allah’a itaattır.Bundan dolayı, Rasulullah (S.A.V.)’mi yeğane önder ve örnek bilirler.
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
ALINTI:Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyuruyor ;
“Kim, Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur, Muhammed (s.a.v.) Allah’ın resuludür diye şehadette bulunursa, Allah onun (vucudunu)cehenneme haram kılar.” (Sahih-i Müslim)


Sevgili hakka davet ALLAH razı olsun güzel bir konu emeğine sağlık.Alıntı yaptığım hadisi şerif belkide mana ve derinlik bakımından layıkı ile anlatılmadığı için bu gün erteleyen,Affeder diyen,Kalbim temiz imanım var bu yeter diyen,Bu hadisi delil alarak yan gelip yatan ve kendisini müslüman addeden bir toplum ile karşı karşıyayız.İçimizi acıtan en önemli nokta bu yanlış anlama ve anlaşılmanın müsebbiplerinin camii mimber ve kürsülerinden va'zu nasihatte bulunan hoca efendilerin yapıyor olmaları.Bu hadisi bu şekilde derine inmeden mana ve ehemniyetini anlatmadanhele hele "LA" Ne demektir neyi yada neleri reddetmek yok saymaktır."İLAH" ne demektir ""İLLALLAH"" Deyince ne anlamalıdır.neleri kabul etmek ve altına imza atmaktır.Bunları anlatmadan sadece hadis-i şerif verildiği için bu hadisi dayanak yapan belkide lakaytlaşan önemsemeyen bir toplum olduk. hz Muhammed (s.a.v) ın ALLAH ın kulu ve elçisi olduğuna şahidlik etmek ne demektir.Onu örnek almakla şahidlik etme gereği ne derece önemlidir.Eğer bu şekilde yani fiili bir şahidlik yapamaz isek söylediğimiz kelime-i şehadetin havada asılı kalacağı gerçeği anlatılmadığı içinmi bu hallerdeyiz.Kanımca bu hadisi şerif topluma hep yanlış yada içi boşaltılmış olarak anlatıldı.Allah azze ve celle hazretleri bizlere şehadet bilinci nasib etsin ve aşk ve şevk ile söylemiş olduğumuz kelime-i şehadeti dolu dolu eyleme dökerek yaşamayı nasib etsin.Dua ile
 

hakka davet

New member
Katılım
25 Eyl 2007
Mesajlar
153
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
53
Kanımca bu hadisi şerif topluma hep yanlış yada içi boşaltılmış olarak anlatıldı.Allah azze ve celle hazretleri bizlere şehadet bilinci nasib etsin ve aşk ve şevk ile söylemiş olduğumuz kelime-i şehadeti dolu dolu eyleme dökerek yaşamayı nasib etsin.

amin inşaallah....

Teşekkür ederim, bende aynı konuyu aktarabilmek için ikinci bir hadisi şerif daha zikrettim,
Enes'den(r.a.)rivayetle:Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
"Allah'ın hükmüne rızâ göstermeyen ve takdirine îman etmeyen kimse kendisine Allah'tan başka bir ilâh arasın."(Camius-sağir de geçen ve Taberani'nin rivayet ettiği hadistir).

Rabbimiz Allah'ın hükümlerine rıza göstermeyen ve takdir buyurduklarına iman etmeyenlerin, Allah'tan başka İlahlar edineceklerini ve dolayısıyla "La ilahe" demediklerini aktarmak istedim. Tağutları ve Allah'ın dışındaki kanun koyuculara "La ilahe" diyerek;reddederek "İlla Allah" demedikçe, yani neyi reddedip neyi tasdik ettiğini öğrenmedikçe ve buna iman etmedikçe, İmanın gerçekleşmeyeceğini Rabbimiz bakara suresi 256. ayette bildiriyor.

“La ilahe illallah” sadece Allah’a kulluk etmek demektir; Kelime-i Tevhid de ortaya çıkan İslam inancının ilk rüknünün yarısıdır.
“Muhammedun Resulullah” cümlesinde ortaya çıkan ikinci yarısı ise, kulluğun, Resulullah’tan öğrenildiği şekilde yapılmasıdır.

Mü’min ve Müslüman olan kalb, bu prensibin her iki bölümünü ihtiva eden kalbtir. Çünkü bunun dışında kalan iman esaslarıyla, İslam prensipleri şehadet kelimesinin icaplarıdır. Allah’a, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret gününe , Kadere; Hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna iman etmek, namaz, oruç, zekat, hacc, had ve tazir cezaları, helal ve haram muameleleri, İslami öğüt ve prensipler; yalnız Allah’a kulluk etmeğe dayanır. Bütün bunları öğrendiğimiz kaynak ise, Resulullahın Allah’tan getirip bize tebliğ ettikleridir.(Said Havva- Şehadet)

Senin de ifade ettiğin gibi günümüzün en büyük eksiği bu kelimenin ne anlama geldiğinin insanlara anlatılmaması.Oysaki rabbimiz "uyarıcı ve müjdeleyici" olarak gönderdiği peygamberize şu müjdeyi insanlara vermesini istiyor:

"Tağut'a tapmaktan kaçınıp Allah'a yönelenlere; işte onlara müjde vardır. Öyleyse kullarımı müjdele."(zumer sur.17.ayet)

"La İlahe İllallah" diyerek tüm sahte ilahları, tağutlaşarak haddi aşanları, Rablik iddia eden yöneticileri reddedip, Allah'a gönülden bağlananlara, emir ve yasaklarını kabul edip itaat edenlere "cennet" müjdelenmiştir.

Selam ve dua ile...
 
Üst Alt