Âlemlere rahmet olarak gönderilen”
Ve yaşamını “yüce bir ahlak üzere” sürdüren
Rahmet Peygamberinin nuruyla aydınlattığı yeryüzünü
Bugün vahşet, kan, gözyaşı, zulüm ve insanlık dışı
Terör gibi olaylar kasıp kavuruyor.
Yürekler taş kesilmiş, sevgi damlacıkları
Yerini sevgisizlik ve merhametsizlik seline bırakmıştır.
Yüzlerdeki tebessümün yerini nefret ve öfke almıştır.
Savunmasız ve suçsuz insanları katleden,
İbadet mekânlarındaki insanları diri diri yakan,
Dine küfreden, namusu kirleten,
Kutsal ibadet yerlerini çiğneyen,
Demokrasi ve barış getirme adına
Zulüm getiren zalimlerle, canilerle,
Katillerle aynı dünyayı paylaşıyoruz.
İnsanlık, büyük bir bunalım ve şaşkınlık içinde yaşamaktadır.
Zulmün bataklığında, savaşların cehenneminde kıvranıp durmaktadır.
Kalpler ve ruhlar kaskatı kesilmiştir.
Çaresizlik, açlık, yoksulluk, güçlünün güçsüzü rahatlıkla ezdiği bir dünyada
insanlık yeniden Muhammed’in rahmet dolu mesajına muhtaçtır.
Zulmün her tarafı sardığı bir zamanda insanlık onun merhametini özledi,
Zenginin fakiri gözetmediği bir zamanda insanlık onun cömertliğini özledi.
Onu öldürmek isteyenler bile
Onun eşsiz ve engin merhametinden nasiplerini almış,
Onunla hayat bulmuşlardır.
Bu rahmetin gölgesi hala devam etmektedir.
Bu rahmet gölgesinden faydalanmak isteyenler bu rahmete koşabilirler.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen efendimiz peygamberimiz
Muhammed (s)’i karalamak için yapılan aşağılık saldırılar,
İslam dünyasının Hz. Peygamber’e olan sarsılmaz bağlılığını zayıflatamamış
aksine daha da pekişir hale getirmiştir.
Rahmet Peygamberi Muhammed (s), sınıf, ırk, soy, cins,
Servet ve tüm statü farklarına dayanan imtiyazları ortadan kaldırdı.
Muhammed (s) ve onun getirdiği din,
Bu yönüyle de her zaman insanların ilgi odağında olmuştur.
O’nun sevgi ve rahmet devrimi
Kısa süre içinde bütün Arap yarımadasına yayıldığı gibi,
Bu ilahi mesajı getirdiği günden bu yana
Dünyada İslam'ın girmediği yer, yankılanmadığı alem kalmadı.
Bu rahmet peygamberini gerçek anlamıyla sevebiliyor muyuz?
Bu sevgimizin ölçüsü nedir?
Sevdiklerimiz arasında rahmet peygamberinin yeri
Kaçıncı sırada gelmektedir?
Ne kadar yakınız O’na?
Sahip olduğumuz düşünce ve davranışlarımız
O’ndan bir ışık taşıyor mu?
Uzakta bulunan bir dostumuza duyduğumuz hasretin
Bir benzerini ona da gösteriyor muyuz?
Maalesef epey uzun zamandır
Allah Resulü ile bugünkü ümmeti arasında bir kopukluk söz konusudur.
O’ndan kopuk yaşıyoruz.
Son zamanlarda bu yüce insana karşı yapılmış olan hakaretler
Bir bakıma bu kopukluğun giderilmesine de vesile olmuştur.
İnsan fıtratı gereği, bir şeyi tanıdıkça ilgi duyar ve sever,
Sevdiği oranda da onu tanıma arzusu fazlalaşır.
Evet, ilk yapılması gereken şey, rahmet peygamberi efendimiz
Peygamberimizin hayatını okumak ve bunu mümkün derece
Davranışlarımızda sergilemektir.
O’nu sevenlerle beraber olmaktır.
Hayatını konu alan kitaplar,
Efendimiz peygamberimizi tanıma ve sevmede bir ölçüde yardımcı olacaktır.
Ne mutlu bu rahmet peygamberinin ahlakî yaradılışını anlayarak
Okuyup ona gerçek dost olabilenlere…
Ne mutlu, onun gösterdiği nurlu yoldan gidenlere...
Ne mutlu onun sevdiklerini sevenlere…
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı noktada o kadar hasretiz ki
Muhabbet, şefkat ve merhametine…
Selam olsun onun yaşamını kendine örnek alıp onun yolunda gidenlere…
ALINTI.
Ve yaşamını “yüce bir ahlak üzere” sürdüren
Rahmet Peygamberinin nuruyla aydınlattığı yeryüzünü
Bugün vahşet, kan, gözyaşı, zulüm ve insanlık dışı
Terör gibi olaylar kasıp kavuruyor.
Yürekler taş kesilmiş, sevgi damlacıkları
Yerini sevgisizlik ve merhametsizlik seline bırakmıştır.
Yüzlerdeki tebessümün yerini nefret ve öfke almıştır.
Savunmasız ve suçsuz insanları katleden,
İbadet mekânlarındaki insanları diri diri yakan,
Dine küfreden, namusu kirleten,
Kutsal ibadet yerlerini çiğneyen,
Demokrasi ve barış getirme adına
Zulüm getiren zalimlerle, canilerle,
Katillerle aynı dünyayı paylaşıyoruz.
İnsanlık, büyük bir bunalım ve şaşkınlık içinde yaşamaktadır.
Zulmün bataklığında, savaşların cehenneminde kıvranıp durmaktadır.
Kalpler ve ruhlar kaskatı kesilmiştir.
Çaresizlik, açlık, yoksulluk, güçlünün güçsüzü rahatlıkla ezdiği bir dünyada
insanlık yeniden Muhammed’in rahmet dolu mesajına muhtaçtır.
Zulmün her tarafı sardığı bir zamanda insanlık onun merhametini özledi,
Zenginin fakiri gözetmediği bir zamanda insanlık onun cömertliğini özledi.
Onu öldürmek isteyenler bile
Onun eşsiz ve engin merhametinden nasiplerini almış,
Onunla hayat bulmuşlardır.
Bu rahmetin gölgesi hala devam etmektedir.
Bu rahmet gölgesinden faydalanmak isteyenler bu rahmete koşabilirler.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen efendimiz peygamberimiz
Muhammed (s)’i karalamak için yapılan aşağılık saldırılar,
İslam dünyasının Hz. Peygamber’e olan sarsılmaz bağlılığını zayıflatamamış
aksine daha da pekişir hale getirmiştir.
Rahmet Peygamberi Muhammed (s), sınıf, ırk, soy, cins,
Servet ve tüm statü farklarına dayanan imtiyazları ortadan kaldırdı.
Muhammed (s) ve onun getirdiği din,
Bu yönüyle de her zaman insanların ilgi odağında olmuştur.
O’nun sevgi ve rahmet devrimi
Kısa süre içinde bütün Arap yarımadasına yayıldığı gibi,
Bu ilahi mesajı getirdiği günden bu yana
Dünyada İslam'ın girmediği yer, yankılanmadığı alem kalmadı.
Bu rahmet peygamberini gerçek anlamıyla sevebiliyor muyuz?
Bu sevgimizin ölçüsü nedir?
Sevdiklerimiz arasında rahmet peygamberinin yeri
Kaçıncı sırada gelmektedir?
Ne kadar yakınız O’na?
Sahip olduğumuz düşünce ve davranışlarımız
O’ndan bir ışık taşıyor mu?
Uzakta bulunan bir dostumuza duyduğumuz hasretin
Bir benzerini ona da gösteriyor muyuz?
Maalesef epey uzun zamandır
Allah Resulü ile bugünkü ümmeti arasında bir kopukluk söz konusudur.
O’ndan kopuk yaşıyoruz.
Son zamanlarda bu yüce insana karşı yapılmış olan hakaretler
Bir bakıma bu kopukluğun giderilmesine de vesile olmuştur.
İnsan fıtratı gereği, bir şeyi tanıdıkça ilgi duyar ve sever,
Sevdiği oranda da onu tanıma arzusu fazlalaşır.
Evet, ilk yapılması gereken şey, rahmet peygamberi efendimiz
Peygamberimizin hayatını okumak ve bunu mümkün derece
Davranışlarımızda sergilemektir.
O’nu sevenlerle beraber olmaktır.
Hayatını konu alan kitaplar,
Efendimiz peygamberimizi tanıma ve sevmede bir ölçüde yardımcı olacaktır.
Ne mutlu bu rahmet peygamberinin ahlakî yaradılışını anlayarak
Okuyup ona gerçek dost olabilenlere…
Ne mutlu, onun gösterdiği nurlu yoldan gidenlere...
Ne mutlu onun sevdiklerini sevenlere…
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı noktada o kadar hasretiz ki
Muhabbet, şefkat ve merhametine…
Selam olsun onun yaşamını kendine örnek alıp onun yolunda gidenlere…
ALINTI.