seyfullah putkýran
New member
- Katılım
- 30 Eyl 2005
- Mesajlar
- 5,807
- Tepkime puanı
- 205
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
- Konum
- Ruhlar Aleminden
- Web sitesi
- www.tevhidyolu.net
‘Dâvâm!..’ [/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Güçlü bir nida bu. [/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Bir feveran değil, sesleniş. [/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Elim bir kaza anında veya fevkalâde hadiseler sırasında ölümle yüz yüze gelince medet istenecek, çığlık atılacak, feryâd u figân edilecek şartlarda, gayri ihtiyâri yaşanan fıtrî bir galeyan. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]İki minare yüksekliğinde yekpare bir taştan ibaret olan Van kalesinden ayağı kayıp düşen Bediüzzaman’ın; ortada hiçbir zahiri sebep yokken, üç metrelik bir kavis çizerek harika bir şekilde kurtuluşuna vesile olan hasbî haykırış. [/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Dâvâyı hayattan aziz bilip, hayatı dâvâya feda etmenin sembolleşen ifadesi. [/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Hayat kurtaran bu haykırış, onun hayatında genellikle yeni bir başlangıç addedilir. Halbuki, o an bir neticedir. Said Nursî’nin gençliğinin neticesi. [/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Bir diğer deyişle, gençliğinin meyvesi olan dâvâsının himayesi. [/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Gençliğinin meyvesi[/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Onun gençliğinin meyvesiydi bu dâvâ. [/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Hayatının baharından yaşadığı o müthiş hadise sırasında, hayata dönüşüne vesile olan böyle bir meyve veren gençlik yılları, ilk olarak hareketli mizacı ve cesur fıtratı ile dikkat çekmeye başlamıştı. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]İlk emareleri, çocukluktan gençliğe geçiş safhasında tezahür eden bu hayat hâli, aslında hedefsiz bir akış veya gayesiz çağlayış değil, içinde sürûr ve sükûn bulabileceği muhkem bir mecra arayışıydı. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Çocukluğunda akranlarının yapmaktan korktuğu işleri, hareketleri bir hamlede yapması, çok tehlikeli yerlerden gece vakti tek başına geçmesi, birden fazla kişi ile aynı anda kavga etmeyi göze alması, sorularına cevap vermeyen hocaları ile tartışması ve sık sık medrese değiştirmesi hep o arayışın tezahürleri idi. [/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Nitekim o hareketli mizaç ve cesur fıtrat, aile ocağının mânevî sıcaklığında şekillenen temiz seciyeli sağlam şahsiyetle imtizaç edip, ilmî, imanî bir mecra bulunca ard arda inşirah hamleleri yaşamaya başladı. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Bu sayede hayatın hissiyattan ziyade irade istikametinde işlemesi, gençlik heyecanını zaaflara zemin hazırlayıp hatalara kapı açan bir handikap olmaktan çıkardı ve istidatlarının faydalı hedeflere doğru sevk edilmesini sağladı. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]O yıllarda aldığı gaybî bir işaret üzerine Cizre’ye gidip ahâliye zulmeden Mustafa Paşayı ikaz etmesi, Mardin’de kendisine saldıran mollalara mukabele etmek yerine Ulu Caminin minaresinin şerefe korkuluğunun üzerinde gezinerek gözlerini korkutup kanlı bir kavganın çıkmasına mâni olması, o hâlet-i ruhiye içinde yaptığı ilk hareketlerdi. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Bu ruh hâli zamanla daha da olgunlaşıp ulvî hedeflere yöneldiği için müteakip yıllarda İngilizlerin Müslümanları Kur’ân’dan soğutma plânları yaptıklarını öğrenince; “Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez mânevî bir güneş olduğunu dünyaya göstereceğim” diyerek harekete geçti. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]İstanbul’a gidip padişahla görüşmek için saray erkanı ile mücadele etti, Otuz bir Mart hadiseleri sırasında ayaklanan taburları, başkaldıran hamalları sakinleştirdi, Ferah tiyatrosundaki karışıklıkları önledi, yaptığı cesur müdafaalar sayesinde idamla yargılandığı mahkemeden berat ederek çıktı. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Gönüllü alay kumandanı sıfatıyla talebeleri ile birlikte Ruslarla savaşırken, Ermeni çetelerinin katliamlarına mâni olurken emsalsiz kahramanlıklar gösterdi. Esir kampında generalin tahriklerine, İstanbul’da işgalcilerin tazyiklerine ve Ankara’da Mustafa Kemâl’in tehditlerine cesaretle ve dirayetle karşı koydu. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Memleketin bir ucundan diğer ucuna sürgün edildi, onlarca defa zehirlendi, mahkeme koridorlarında, hapishane zindanlarında yıllarca dehşetli zulümlere, işkencelere maruz bırakıldı ama hepsine gençlik yıllarında kazandığı cesaret ve metanetle mukavemet etti. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Yaşı kemâle erdiği, yattığı zindanların rutubeti ve verilen zehirlerin tesiriyle iyice takatten düştüğü zamanlarda bile mütegalibelere hitap ederken sesinde ‘Dâvâm!..’ haykırışının mehabeti vardı: [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]“Başımdaki saçlarım adedince başlarım bulunsa ve her gün biri kesilse, zındıkaya ve dalâlete teslim-i silah edip vatana, millete ve İslâmiyete hıyanet etmem. Hakikat-ı Kur’ân’a feda olan başımı zâlimlere eğmem.” [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Nur Talebelerini, “Binlerce münevver Türk gencinin teşkil ettiği büyük topluluk” diye tarif etmiş Cevat Rıfat. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Gerçekten öyle. ‘Talebe’ tabiri de gençlikte kullanılan bir sıfat değil mi ki zaten? [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Çoğumuz gençlik çağımızda tanıdık Bediüzzaman Said Nursi’yi. Kimimiz önce ismini duyup ardından eserlerini bulduk, kimimiz eserlerini okuduktan sonra varlığından haberdar olduk. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Onu tanıdıkça bizde ondan, onda bizden izler bulduk. Risalelerini okudukça imanımız güçlendi, maksadına vakıf olduğumuz ölçüde hayat bahşeden dâvâsına mensubiyet hissetmeye başladık. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Bu hâl bizi daha fazla okumaya teşvik etti. Okudukça anladık, anladıkça daha çok okuma ihtiyacı hissettik ve okuduk, okuduk okuduk... [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Aslında yalnız okuyup anlamak değildi vazifemiz. Anlatmakla da mükelleftik. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Belki biraz anladık, ama pek anlatamadık. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Maddî mânevî buhranlarla boğuşmakta olan insanlık, bu boşlukta boğulmamak için onu tanımaya ve eserlerini okuyup anlamaya her zamankinden daha çok muhtaç. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Onu tanıyıp dâvâsına mensubiyet hissettiğimiz için, bunu yapma vazifesi bize düşüyor.[/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Bu işe de gençlerden başlamamız gerekiyor. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Onu en iyi gençler anlar. [/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Çünkü, hayatının her safhasında ve eserlerinin her sayfasında gençlik yıllarının müktesebâtı var.[/FONT] --İSLAM YAŞAR-- |