ozkanalbay
New member
- Katılım
- 4 Ara 2006
- Mesajlar
- 103
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 42
Nâmevcut kilisenin çanı, kulesi, zangocu, papazı mı olurmuş?
Peki “burnu” olur mu?
Bana faydası olmayan kilisenin zangocunu ne yapayım ben?
Karadeniz otoyolu yapılıyor ya, “yüklenici firma” (burada LİMAK oluyor), Tirebolu'nun Giresun çıkışındaki yeni inşa ettiği tünele “Kilise Burnu Tüneli” ismini uygun görmüş, koca koca tabelâlara da şimşir harflerle yazdırmış..
Tirebolu'ya gelen okuyor, geçen okuyor, “Kilise Burnu Tüneli”..
İster istemez etrafınıza bakıp kilise arıyorsunuz..
Yok..
Görünürde kilise milise yok..
Olmayan kilisenin burnu neden oluyor?
Tünele neden o isim takılıyor?
Bu iş müteahhitin keyfine, dünya görüşüne mi kalmış?
Esenboğa'ya TAV, Anatolia ismini uygun görürse ve ses çıkarılmazsa LİMAK da Tirebolu tüneline neden haçlı maçlı, dinlerarası diyaloglu isim takmasın ki?
Karayolları kontrol etmiyor mu demeyin..
Karayolları devlet kurumu değil mi, bir bakanlığa bağlı değil mi?
Bir başka bakanlığa bağlı bir başka devlet kurumu da Van'ın Akdamar adasındaki kiliseyi restore ettirip ziyarete açmıyor mu?
Açılmakla kalsa iyi..
“Eğri”VAN'dan, bizim VAN'a doğrudan uçak seferi koymuşlar açılış için..
“Jest”miş..
Neyin jesti, hangi jest, neden jest?
Ermeni Ağrı'dan mı vazgeçmiş, Bağımsızlık Bildirgesinde Türkiye'nin doğusu için BATI ERMENİSTAN demekten mi geri adım atmış?
Soykırım iddialarından mı vaz geçmiş?
Ne yapmış, Hocalı, Kelbecer, Laçin, Şuşa'dan mı çekilmiş?
Karabağ'ı mı boşaltmış?
Neyin jesti? Neyin “bir adım önde olma”sı?
Bakü'de Hocalı'ya gözyaşı döküp, Akdamar'da Ermeni kilisesi açmak….
Ayairini'de mendil açıp, Pankrator'da sadaka dağıtmaya benzer..
İnandırıcı olamazsınız..
En az 15 yıldır
“Karadeniz'de papazların ne işi var, dikkat edin PKK ile Pontusçular Karadeniz'de işbirliği içinde”
dediğimiz için vehim içinde olduğumuz düşünmüştünüz?
Gümüşhane Jandarma Alay Komutanı'nın konuşmasından sonra…
Bir bahar akşamı filan da değil ama…
“Neden başınızı öne eğdiniz?”
Ne dedi yiğit Albay Mustafa Yiğit?
“İnanç turizminin adı Pontusçuluk'tur” .. (Karadeniz Gazetesi. 14 Mart 2007)
Kapı gibi lâf.. Kitap gibi lâf.. Kaya gibi lâf..
Asker sözü.. Askerin sözü.. Devletin belgelerine geçen söz..
Al, ne yaparsan yap..
Gümüşhane İl Jandarma Komutanı yiğit-delikanlı Albay Mustafa Yiğit;
Gümüşhane'de Mahalli İdareler Müdürlüğünce düzenlenen toplantıda bilgisayar eşliğinde bir sunum ve konuşma yapmış ve demiş ki;
“Yunanlı turistler inanç turizmi adı altında Pontus propagandası yapmaktadırlar. PKK terörizmini kullanarak Pontus Rumları ile Kürtler arasında bir bağ kurarak Türk aleyhtarı duyguları teşvik ediyorlar”..
Nedense herkesin “Türkiyelilik” demeyi tercih ettiği bir mekan ve zaman diliminde Albay “Türk” diyor..
Çekinmeden, göğsünü gere gere..
Geçen ay bizimle röportaj yapmak için çırpınan “google gazetecileri”nden biri bana ulaşamayınca elektronik posta adresime şu soruyu göndermişti:
“Filan yazınızda bahsettiğiniz PKK-Pontus işbirliğini nereden çıkarıyorsunuz?”
Öcalan Kenya'da hangi ülkenin Büyükelçiliğinde yakalanmıştı, yardım ve yataklık eden Savvas Kalendiridis'in uyruğu neydi, Öcalan yakalandığında hangi ülkenin pasaportunu taşıyordu, Atina yakınlarındaki Lavrion kampı Mahmur'dan beter değil midir a küçük hanım?
Daha başka ne gibi “kanıt” istediğinizi belirtirseniz, elimizden geldiğince yardımcı olabiliriz..
Başka ne diyor Yiğit Albay?
“Kişinin yaşadığı toplumu sevmesi, onunla gurur duyması ve onun yükselmesi için her türlü fedakârlığı yapması gerekir. …. PKK'nın amacı Doğu ve Güneydoğu illerimizde bir Kürt devleti kurmaktır. PKK'nın Karadeniz'e açılmadaki amacı Güneydoğu ve Doğu'da devam eden operasyonel faaliyetlerdeki yoğunluğu azaltarak oradaki güçlerin bir kısmının bu bölgelere kaydırılmasını sağlamaktır. Doğu ve Güneydoğu'daki acıları bizim Karadeniz halkına da yaşatmak istiyorlar…
Terörle mücadelede temel unsur halktır. Hiçbir terör örgütü halk desteği olmadan yaşayamaz. Bölge halkının teröre alışkın olmaması nedeniyle buradaki zafiyetlerimizde gerekli hassasiyetin gösterilmediğini görüyoruz….İnanç turizmi özellikle Trabzon'da yaygın olmakla birlikte zaman zaman bizim yaylalarda da faaliyette bulunduklarını tespit ediyoruz. Amaçları dünya kamuoyunda Türk düşmanlığı yaratmak, uluslar arası ilişkilerde Türkiye'yi yalnız bırakmak, yurt içinde Türk düşmanlığını canlı tutmak, dünya kamuoyu nezdinde Türk-Yunan sorunları konusunda kendi tezlerini kabul ettirebilecek psikolojik ortamı sağlamak, Türkiye aleyhindeki bölücü, yıkıcı ve irticai faaliyetlere destek sağlayarak Türkiye'de çeşitli sorunlar yaratmaktır.
Batı kamuoyunda Yunanistan'ın, Avrupa'nın kültür ve tarihi merkezi olduğunu canlı tutmak ve Türkler Müslüman, yunanlılar Hıristiyan temasını gündemde tutmak, Türkiye'nin psikolojik harp faaliyetlerini etkisiz kılmak, dünya kamuoyunu Türkiye tarihinin soykırımlarla dolu olduğuna inandırmaya çalışmak ve PKK terörizmini kullanarak Pontus Rumları ile Kürtler arasında bir bağ kurmak, Türk aleyhtarı duyguları teşvik etmektir.
Bölgemizde Pontus faaliyetlerini önleme amacıyla Rumların geçmişte yoğun olarak yaşamış oldukları köylerde vatandaşlarımızın bu tür faaliyetlere karşı duyarlı olması, köy isimleri kullanılırken yeni isimlerin kullanılmasına özen gösterilmesi, özellikle yaz aylarında inanç turizmi adı altında bölgemize gelen Yunanlı turistlerin faaliyetlerinin, bölgede kaldıkları yerler, rehberlik edenler açısından takip edilerek güvenlik kuvvetlerine bildirilmesi gerekmektedir”..
Daha ne desin Yiğit Albay?
Albay Yiğit'in Gümüşhane'deki toplantıda söylediği bu sözler çok önemli bir devlet belgesidir.
Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Baki Onurlubaş'ın (emekli) 5 Aralık 2001 günü Giresun Gazeteciler Cemiyeti'nde yapmış olduğu uyarı
( “KARADENİZ'İN KİTABI” . Hüseyin MÜMTAZ. Üçüncü Baskı. Toplumsal Dönüşüm Yay. İstanbul, Eylül 2004)
gibi tarihi bir nitelik taşımakta olup konu ile ilgili “İkinci Kilometre Taşı”dır.
Tuğgeneral'in ve Albay'ın söylediklerini duyanlar, duymayanlara; anlayanlar, anlamayanlara anlatmalıdır.
Karadeniz'deki ilgili ve yetkili, en alttan en üste kadar her seviyeden devlet memurunun, her öğretmenin cebinde bulunmalıdır bu belgeler.
Vatandaşlar fotokopi yapıp evde saklamalıdırlar.
AB'ye ilişmiş-embed olmuş google yahut Karen Fogg gazetecileri de biraz bir şeyler okuyup öğrenmelidirler.
Gerçekleri görmelidirler.
Bu vesile ile sınıf arkadaşım Onurlubaş'ı sevgi ve muhabbetle anıyor, Albay Mustafa Yiğit'in de gözlerinden öpüyorum..
“57'iNCİ ALAY ÇANAKKALE'DE, TRABLUSGARP'TA, FİLİSTİN'DE, SAKARYA'DA
57'inci ALAY KARABAĞ'DA, KARASU'DA, KERKÜK'TE, KIBRIS'TA
57'İNCİ ALAY HERYERDE..
HEPİMİZ 57'İNCİ ALAY'IN NEFERİYİZ.”
Hüseyin Mümtaz
Peki “burnu” olur mu?
Bana faydası olmayan kilisenin zangocunu ne yapayım ben?
Karadeniz otoyolu yapılıyor ya, “yüklenici firma” (burada LİMAK oluyor), Tirebolu'nun Giresun çıkışındaki yeni inşa ettiği tünele “Kilise Burnu Tüneli” ismini uygun görmüş, koca koca tabelâlara da şimşir harflerle yazdırmış..
Tirebolu'ya gelen okuyor, geçen okuyor, “Kilise Burnu Tüneli”..
İster istemez etrafınıza bakıp kilise arıyorsunuz..
Yok..
Görünürde kilise milise yok..
Olmayan kilisenin burnu neden oluyor?
Tünele neden o isim takılıyor?
Bu iş müteahhitin keyfine, dünya görüşüne mi kalmış?
Esenboğa'ya TAV, Anatolia ismini uygun görürse ve ses çıkarılmazsa LİMAK da Tirebolu tüneline neden haçlı maçlı, dinlerarası diyaloglu isim takmasın ki?
Karayolları kontrol etmiyor mu demeyin..
Karayolları devlet kurumu değil mi, bir bakanlığa bağlı değil mi?
Bir başka bakanlığa bağlı bir başka devlet kurumu da Van'ın Akdamar adasındaki kiliseyi restore ettirip ziyarete açmıyor mu?
Açılmakla kalsa iyi..
“Eğri”VAN'dan, bizim VAN'a doğrudan uçak seferi koymuşlar açılış için..
“Jest”miş..
Neyin jesti, hangi jest, neden jest?
Ermeni Ağrı'dan mı vazgeçmiş, Bağımsızlık Bildirgesinde Türkiye'nin doğusu için BATI ERMENİSTAN demekten mi geri adım atmış?
Soykırım iddialarından mı vaz geçmiş?
Ne yapmış, Hocalı, Kelbecer, Laçin, Şuşa'dan mı çekilmiş?
Karabağ'ı mı boşaltmış?
Neyin jesti? Neyin “bir adım önde olma”sı?
Bakü'de Hocalı'ya gözyaşı döküp, Akdamar'da Ermeni kilisesi açmak….
Ayairini'de mendil açıp, Pankrator'da sadaka dağıtmaya benzer..
İnandırıcı olamazsınız..
En az 15 yıldır
“Karadeniz'de papazların ne işi var, dikkat edin PKK ile Pontusçular Karadeniz'de işbirliği içinde”
dediğimiz için vehim içinde olduğumuz düşünmüştünüz?
Gümüşhane Jandarma Alay Komutanı'nın konuşmasından sonra…
Bir bahar akşamı filan da değil ama…
“Neden başınızı öne eğdiniz?”
Ne dedi yiğit Albay Mustafa Yiğit?
“İnanç turizminin adı Pontusçuluk'tur” .. (Karadeniz Gazetesi. 14 Mart 2007)
Kapı gibi lâf.. Kitap gibi lâf.. Kaya gibi lâf..
Asker sözü.. Askerin sözü.. Devletin belgelerine geçen söz..
Al, ne yaparsan yap..
Gümüşhane İl Jandarma Komutanı yiğit-delikanlı Albay Mustafa Yiğit;
Gümüşhane'de Mahalli İdareler Müdürlüğünce düzenlenen toplantıda bilgisayar eşliğinde bir sunum ve konuşma yapmış ve demiş ki;
“Yunanlı turistler inanç turizmi adı altında Pontus propagandası yapmaktadırlar. PKK terörizmini kullanarak Pontus Rumları ile Kürtler arasında bir bağ kurarak Türk aleyhtarı duyguları teşvik ediyorlar”..
Nedense herkesin “Türkiyelilik” demeyi tercih ettiği bir mekan ve zaman diliminde Albay “Türk” diyor..
Çekinmeden, göğsünü gere gere..
Geçen ay bizimle röportaj yapmak için çırpınan “google gazetecileri”nden biri bana ulaşamayınca elektronik posta adresime şu soruyu göndermişti:
“Filan yazınızda bahsettiğiniz PKK-Pontus işbirliğini nereden çıkarıyorsunuz?”
Öcalan Kenya'da hangi ülkenin Büyükelçiliğinde yakalanmıştı, yardım ve yataklık eden Savvas Kalendiridis'in uyruğu neydi, Öcalan yakalandığında hangi ülkenin pasaportunu taşıyordu, Atina yakınlarındaki Lavrion kampı Mahmur'dan beter değil midir a küçük hanım?
Daha başka ne gibi “kanıt” istediğinizi belirtirseniz, elimizden geldiğince yardımcı olabiliriz..
Başka ne diyor Yiğit Albay?
“Kişinin yaşadığı toplumu sevmesi, onunla gurur duyması ve onun yükselmesi için her türlü fedakârlığı yapması gerekir. …. PKK'nın amacı Doğu ve Güneydoğu illerimizde bir Kürt devleti kurmaktır. PKK'nın Karadeniz'e açılmadaki amacı Güneydoğu ve Doğu'da devam eden operasyonel faaliyetlerdeki yoğunluğu azaltarak oradaki güçlerin bir kısmının bu bölgelere kaydırılmasını sağlamaktır. Doğu ve Güneydoğu'daki acıları bizim Karadeniz halkına da yaşatmak istiyorlar…
Terörle mücadelede temel unsur halktır. Hiçbir terör örgütü halk desteği olmadan yaşayamaz. Bölge halkının teröre alışkın olmaması nedeniyle buradaki zafiyetlerimizde gerekli hassasiyetin gösterilmediğini görüyoruz….İnanç turizmi özellikle Trabzon'da yaygın olmakla birlikte zaman zaman bizim yaylalarda da faaliyette bulunduklarını tespit ediyoruz. Amaçları dünya kamuoyunda Türk düşmanlığı yaratmak, uluslar arası ilişkilerde Türkiye'yi yalnız bırakmak, yurt içinde Türk düşmanlığını canlı tutmak, dünya kamuoyu nezdinde Türk-Yunan sorunları konusunda kendi tezlerini kabul ettirebilecek psikolojik ortamı sağlamak, Türkiye aleyhindeki bölücü, yıkıcı ve irticai faaliyetlere destek sağlayarak Türkiye'de çeşitli sorunlar yaratmaktır.
Batı kamuoyunda Yunanistan'ın, Avrupa'nın kültür ve tarihi merkezi olduğunu canlı tutmak ve Türkler Müslüman, yunanlılar Hıristiyan temasını gündemde tutmak, Türkiye'nin psikolojik harp faaliyetlerini etkisiz kılmak, dünya kamuoyunu Türkiye tarihinin soykırımlarla dolu olduğuna inandırmaya çalışmak ve PKK terörizmini kullanarak Pontus Rumları ile Kürtler arasında bir bağ kurmak, Türk aleyhtarı duyguları teşvik etmektir.
Bölgemizde Pontus faaliyetlerini önleme amacıyla Rumların geçmişte yoğun olarak yaşamış oldukları köylerde vatandaşlarımızın bu tür faaliyetlere karşı duyarlı olması, köy isimleri kullanılırken yeni isimlerin kullanılmasına özen gösterilmesi, özellikle yaz aylarında inanç turizmi adı altında bölgemize gelen Yunanlı turistlerin faaliyetlerinin, bölgede kaldıkları yerler, rehberlik edenler açısından takip edilerek güvenlik kuvvetlerine bildirilmesi gerekmektedir”..
Daha ne desin Yiğit Albay?
Albay Yiğit'in Gümüşhane'deki toplantıda söylediği bu sözler çok önemli bir devlet belgesidir.
Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Baki Onurlubaş'ın (emekli) 5 Aralık 2001 günü Giresun Gazeteciler Cemiyeti'nde yapmış olduğu uyarı
( “KARADENİZ'İN KİTABI” . Hüseyin MÜMTAZ. Üçüncü Baskı. Toplumsal Dönüşüm Yay. İstanbul, Eylül 2004)
gibi tarihi bir nitelik taşımakta olup konu ile ilgili “İkinci Kilometre Taşı”dır.
Tuğgeneral'in ve Albay'ın söylediklerini duyanlar, duymayanlara; anlayanlar, anlamayanlara anlatmalıdır.
Karadeniz'deki ilgili ve yetkili, en alttan en üste kadar her seviyeden devlet memurunun, her öğretmenin cebinde bulunmalıdır bu belgeler.
Vatandaşlar fotokopi yapıp evde saklamalıdırlar.
AB'ye ilişmiş-embed olmuş google yahut Karen Fogg gazetecileri de biraz bir şeyler okuyup öğrenmelidirler.
Gerçekleri görmelidirler.
Bu vesile ile sınıf arkadaşım Onurlubaş'ı sevgi ve muhabbetle anıyor, Albay Mustafa Yiğit'in de gözlerinden öpüyorum..
“57'iNCİ ALAY ÇANAKKALE'DE, TRABLUSGARP'TA, FİLİSTİN'DE, SAKARYA'DA
57'inci ALAY KARABAĞ'DA, KARASU'DA, KERKÜK'TE, KIBRIS'TA
57'İNCİ ALAY HERYERDE..
HEPİMİZ 57'İNCİ ALAY'IN NEFERİYİZ.”
Hüseyin Mümtaz