Okyanus misali bir aşkın hikayesiyim ben
Nereye gittiği bilinmeyen dalgaların tutsağıyım
Karaya vurmuş bir gemi var yüreğimde
Yürütmek kolay değil…
Bir yakamozun yalnızlığıyım ben
Parlak ışıkları altında süzülen;
O kör karanlık yakamozum
Her suya vuruşunda “gör artık beni” diye haykıran bir yakamoz
Bir geminin çaresizliğiyim ben
Her dalga vuruşunda savrulan
Her güneş vuruşunda eriyen
Ve her güneş doğuşunda umutla bekleyen yalnız bir gemiyim
Bir okyanusun dalgasına kapılan
Aşkın hikayesiyim ben…
Bilmiyorum nereye gittiğimi
Anlamıyorum ne yapacağımı…
Düşünki yukardan düşen bir kar tanesi
Bembeyaz saflığı altında saklanan
Çirkin, Büzülmüş. Sana doğru uçan bir kar tanesiyim
Sense ağaçların meyvelerini verdiği bir yaz gününde
Uçan saf bembeyaz bir martı…
Her uyanışında sevdiğinin yanına giden
Öpüp koklamak için sert rüzgarları aştığın
Bir martının hikayesisin…
O’nun her ellerini tuttuğunda
Yüreğime kanlı bıçak gibi saplanan
Yalnız yoksul bir dilenciyim
Senin dilencinim…
Abdülkadir ilhan)