Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Okuyun bakalım

aklý selim

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
120
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Ticani tarikatının şeyhi Ahmet et-Ticani şöyle diyor:

"Kutupluk, bütün ayrıntılarına kadar alemin tümünde Hakk'a (Allah'a) hilafeti uzmadır. Kutup, Rabb'ın ilah olduğu her yerde işlerin idaresi ve Allah'ın uluhiyyeti altında olan herkes hakkında hükmün yerine getirilmesidir.

Allah'tan ne olursa olsun, yaratıklara her şey ancak kutbun hükmü ile ulaşır. Zerresine varıncaya kadar alemdeki her varlığın varlığını sürdürmesi kutbun ruhaniyeti ile olur. Kutupsuz bütün kainat, ruhu olmayan hayaletlerden ibaret olur. Bütün varlıkların ruh ve hayat kazanmaları ancak kutbun onlarda hakim olmasıyla mümkündür.

Evliyanın mertebelerinde de kutup tasarruf eder. Onun zevki dışında ariflerin ve evliyanın hiçbir mertebesi olmaz. Hepsinde tasarruf eden ve sahiplerine kaynaklık eden odur. Bütün alem onun sayesinde rahmet görür. Varlıkların varlıklarını devam ettirmeleri ancak onun sayesindedir. Bu da ondan bütün kullara bir rahmettir.

Alemde var olması, külli ruh için bir hayattır. Allah, ulvi ve süfli alemleri onun nefesiyle destekler. Zati soyut ve aynadır. Herkes istediğini onda görür. (Cevahir'ul Maani, 1/81)

"Allah'ın kutba ikramlarından biri, alemin varlığından önce ve sonrasının bilgisini öğretmesi, nihayeti olmayanı bildirmesidir. Bütün varlıkların nizamının kendisiyle kaim olduğu bütün isimleri ona öğretmesidir. Allah'ın bütün sırlarına muttali kılması, bütün feyizlerini ona vermesi ve ilminin ihata ettiği her şeyi ona bildirmesidir.

"Hiçbir dönemde Kutbu'l Aktap ile peygamberler arasında bir perde bulunmaz. Allah'ın peygamberi gayb ve şehadet aleminde nerde olursa olsun, Kutbu'l-Aktab'ın gözü onu görmekte ve ona bakmaktadır. Hiçbir lahza ondan gizli kalmaz. (Cevahir'ul Maani, 1/63)

KUTBUN YARDIMCILARI

1- İmaman (İki imam): Kutbun iki veziri mesabesindedir. Biri melekut, diğeri mülk alemi ile görevlidir.

2- Evtadı Erbaa (dört kazık): Bunların üç kişi olduğu da söylenir. Zamanın kutbu ölünce onlardan biri onun yerine geçer. Bilgileri Kutbu'l Aktab'dan bir feyizdir. Bunlar ölecek olursa, bütün alem bozulur.

3- Ebdal (bedeller): Bedel, velisi göçmüş olan bölge ruhlarının toplandığı ruhani bir hakikattır. Sayıları kırktır. Yirmi ikisi Şam'da onsekizi Irak'tadır. (Diğerleri herhalde kayıplara karışmış, ayrıca Irak'takilerin ne kadar çalıştığı da belli)

4- Nuceba (Soylular): Bunlar Ebdal'dan aşağıdırlar. Yerleri Mısır'dır. İşleri yaratıkların yüklerini taşımaktır. Yetmiş kişidirler. (Mısırdaki durum da ortada, nereye el atsalar çökertmişler maşallah)

5- Nukeba (Başkanlar): Sayılarının üçyüz veya beşyüz olduğu söylenir. Görevleri, yerin altındaki gizlilikleri ortaya çıkarmaktır. (Maden tetkik arama enstütüsünde çalışıyorlar sanırım)



Şeyh Muhyiddin Arabi’den şöyle nakledilmiştir: Hakikatta Hz. Muhammed’in kutubları iki türlüdür. Biri peygamberimizin bi’setinden önce olanlardır. Bunlar sayıları üçyüz onüç tane olan peygamberlerdir. Diğeri bi’setten sonra gelenlerdir Bunlar kıyamet gününe kadar oniki kutubdur. Yani oniki menzil üzerine deveran ederler. Her biri bir peygamberin izi üzerindedir. Bir bölgede veya bir tarafta, yedi bölgedeki ebdal gibi, insanlardan bir topluluğun işi bir kutba havale edilmiştir. Zira her iklimde bir bedel vardır. O da iklimin kutbudur. Bunlar dört evtad gibidirler. Onlarla Allah doğuyu, batıyı, kuzeyi, güneyi muhafaza ediyor. Halkı mümin veya kafir her memleketin bir kutbu olduğu gibi, Allah velilerinden biri ile o memleketi muhafaza eder.

Yine makam sahiplerinden her birinin bir kutbu vardır ve o onların zamanında işlerin merkezi olmuştur. Onlara Kutbu’l Arifin, Kutbul Muhibbin, Kutbul Mütevekkilin, Kutbuz Zahidin, Kutbul Abidin denir. Bunlar sadece kendine hasredilmiş değillerdir. Peygamberimizden sonra geleceğini söylediğimiz on iki kutup bu ümmetin işlerini üzerine almışlardır. Nitekim alemdeki cisimlerin yörüngesi on iki tanedir. İbadet için yalnız başına bir tarafa çekilenler bunların dışındadır. Bunlar bir topluluktur ki, kutb dairesinin dışındadırlar. Hızır ve iki Hatem onlardandır. Bi’setten evvel peygamberimiz de onlardandı.

Abdülkâdir Geylânl'nin kutbu şu veciz cümlelerle tarif ettiği rivayet edilir: "Hakikatte hiçbir meslek, yol, kademe yoktur ki, kutup için orada saygın, sağlam bir kaynak olmasın. Velayette hiçbir derece yoktur ki, onun orada açık bir ayak izi bulunmasın. Nihayette hiçbir makam yoktur ki, onun orada sabit bir ayağı olmasın. Müşahedede hiçbir menzil yoktur ki, onun orada tatlı bir meşrebi olmasın. Huzura çıkan hiçbir basamak yoktur ki, o oradan yüce bir şekilde geçmemiş olsun. Alem-i gaybda ve âlem-i şehâdet-i evveliyede hiçbir iş yoktur ki, onun ondan bilgisi olmasın. Varlık (vücûd) mazharlanndan hiçbirisi yoktur ki, onun onda müşareketi olmasın. Hiçbir fiil yoktur ki, o onda gizli olmasın. Hiçbir ışık yoktur ki, ondan bir parça, hiçbir marifet yoktur ki, ondan bir nefes taşımasın. Hiçbir mecra yoktur ki, kutup onun sonuna ulaşmış olmasın. Vâsılların tuttuğu hiçbir yol yoktur ki, kutup onun nihayetinin mâliki olmasın. Hiçbir tuzak yoktur ki, onunla kar*şılaşmamış olsun. Hiçbir mertebe yoktur ki, onu cezbetmesin. Hiçbir nefes yoktur ki, o onda sevilmesin. Kutup, izzet sancağının ve kudret kılıcının ta*şıyıcısı, vakit elinin hâkimi, muhabbet ordusunun sultânıdır. Tevliyet ve az*letmeyi üzerine almıştır. Onunla beraber olan şakî olmaz, beraberindekile*rin hiçbir hâli ve müşahedesi kutba gizli kalmaz. Onun hedefinden daha yüksek bir hedef, onun örtüsünden daha büyük bir örtü, onun vücûdundan daha tam, daha mükemmel bir vücut, onun şühûdundan daha açık bir şü-hûd, şertati onun izlemesinden daha şiddetli bir izleme yoktur. O vardır, mevcuttur, muttasıldır, munfasıldır, arzlıdır, şemaildir, kudsîdir, gaybîdir, hâlis bir vâsıtadır, beşerdir, faydalıdır. Onun kendisinde biten bir hududu, kendisine has bir sıfatı, kendisine hoş gelen bir vazifesi vardır. Şu kadar var ki, o, tefrika gözünden çıkan ezel bakışlarını odaklaştırdıgında heybet ile üns arasım birleştirmekle müstetirdir, gizlidir; sıfatların açıklanması için hâ*li bırakıp, makamı övmenin lüzumu ile birlikte, celâl ve cemâl (sıfatlarının) arasını ayırmakla barizdir, zahirdir. Onun tek başınalıgı sırlar ile örtülmüş*tür. O zuhurunun deliller ile gerçekleşmesini gizlice ister. Onun zuhuru ise bir emirdir. Eğer zuhurunu bast ile gerçekleştiremezse o zaman bu iş kabz menzillerinden birisinde olur. Mülk ve hüküm (hikmet) âleminde hiçbir şey zuhur etmez ki, onun dışında, zahirinde gayb ve kudret âleminden bir önü, bir işaret ve bir remz bulu




KUTUP: Lügat manası değirmenin alt sabit taşında bulunan uzun mihver demiri demektir.
Üst tasın deliği ona geçerek taş devir yapar.
Resulü Ekrem'in yeryüzünde halifesi olan zâtı âli...
Kavmin ulusu (en büyüğü).
Kutup daima ceseden mevcuttur. Yani sağdır dünya yüzünde...
Yerini kimse bilmez. Ancak 7'ler bilir.
Kutup eşyada mutasarrıf dır. Hadimleri 40'1ardır.
Kutbiyyet Hak tarafından verilir.
Bütün ruhani emirler kutup makamından çıkar. Kutbiyet mahalli, nazarı ilâhiyedir.
Kutup Resulullah'ın yeryüzünde Ekremiyet halifesidir.
GAVS: Lügat manası nöbet bekleyen vekil manasınadır. Medet.
Nusret makamında manasına kibarı evliya hakkında kullanılırsa da tekdir.
Velilerin başı gavsı azam ismi ile yadedilir.
Gavs, kutup makamına bağlıdır. Gavsiyet Resulü Ekrem tarafından izinle verilir.
Kalplerde mutasarrıfdır. Hadimleri 7'lerdir. Bazen gavsiyet makamı boş olabilir.
O zaman kutup tarafından idare edilir. Gavs, Resulü Ekrem'in naibidir dünya yüzünde...
Gavslar 7'lerden seçilir. Gavsdan kutup olmaz.
Bütün veliler gavsa bağlıdırlar.
Her büyük veli gavsın kim olduğunu bilir. Yerini de bilir.
Gavsın sağında (Abdurrab) makamı vardır.
Bu makamın nazarı, âlemi melekûta nazırdır.
Solunda Abdül-melik makamı vardır.
Nazarı: Âlemi mülke, dünya âlemine nazırdır.
Abdurrab makamından daha efdaldır.
Bu iki makamı işgal eden zatlar kutup tarafından intihab edilir.
Bir de kutbun manevi emrinde olan (Abdullah) makamı vardır
ki buradaki zat bazen hilâfeti maneviye, bazen hilâfeti vücudiye halindedir.
Yani bazen bu makam manevidir, bazen de zamanında bir zat,
bir sultan veya kimsenin gözüne çarpmayan basit gibi görünen mübarek bir zattır.
Gavs ile temas bu zat vasıtası iledir. Bu zat tekdir.
Yeri gizlidir. Bilen çok azdır. Manen temas mümkündür.
Bazen rüya âlemi ile, sonra da maddi olarak olabilir...
Bir de kutbiyete bağlı ve abdülmülk makamında bulunan dünya
mülkünde (EVTAD) vardır. Bunlar dört müstesna zatlardır.
Bunlar her zaman kâbede manen toplanırlar.
Bazen de cesetleri ile birlikte buluşurlar.
Bunların emirlerini 40'lar mülk âleminde görürler.
40'ların müşküllerini 7'1er hallederler.
4'lerin yerleri malûmdur. Bazen yerleri değişir.
Ruhen Beytullahda daima müştemidirler. Bazen de muayyen zaman ve gecelerde buluşurlar.
Evladın yerleri:
Şimalde Abdülmerid, (Güneyde) Cenupda Abdulkadir, (doğuda)
Sarkda Abdülhay, (batıda) garbde Abdülalim makamları vardır.
Bunları da kutbiyet makamı tayin eder.
Bu makamlarda her zaman bir zat bulunur.
3'1er vardır. Bunlar ümmidirler. Manevi ziynet gibidirler.
Hak'kın onlara teberrüken verdiği bîr kıymettir.
Daima Abdurrab'ba yani âlemi melekûta nazar ederler.
Daima dua ve niyazda bulunurlar.

7'ler vardır.
40'lar vardır. Mülk âleminde gezerler.
Görünürler Müşküllerini 7'ler hallederler.
40'lar, 7'leri tanımazlar. Fakat 71er 40ları tanırlar.
Ebrar vardır. Vazifelidirler.
3001er vardır. Seyyardırlar. Gezerler.
30001er vardır. Kendi hallerinde niyaz ve taattadırlar.
Bunların bazıları irşat ile meşguldürler.
Bazıları kendi içlerine çekilmişlerdir.


yazdıklarımız siliyorsunuz,sileceğinize cevap verin ilmi yollardan!
Hem kendiniz yazıyorsunuz,biz cevap vermeyelim diyede ya kilitliyorsunuz,yada siliyorsunuz!Forumdan ayrılmamızı söylüyorsunuz,sizler kendinizi islama nispet ettiğiniz sürece ve tasavvufa dahil olduğunuz sürece bizlerde buradayız!İslami anlayışlarımıza şirk bulaştırırken sessiz kalmamımızı beklemeyin!
 
Üst Alt