________’Ey oğul; Hayat bir değirmendir,Rüzgar ne kadar şiddetli eserse o kadar hızlı döner değirmen...Ve değirmen ne kadar hızlı dönerse,o kadar fazla buğday öğütür..Ne kadar fazla buğday olursa,o kadar çok un,o kadar çokta ekmek olur..
Sen şimdi rüzgara sırtını dönmeyi bırakta,değirmenin altındaki buğdayları topla..
[ ]_______Oğul;
Tulu’dan az biraz önceydi
Zuhur ettin bin bir nazla
Karanlıktı ve zemheri bir geceydi
Çığlıkların duyuldu ayazla
Kirpiklerin,gözbebeklerine yapışmış,
Zorlandın güneşe doğru bakarken
Adrese teslimat yapılmış
Melekleri gördün,defterini açarken
Sımsıkı sarıldın,annenin süt kokan gögüslerine
Kulağına okunan ezanı,ninni mi sandın
Şaşkın şaşkın baktın,insanların gözlerine
Uzun uzadıya ağladın
Sonra adın konuldu,ve kulaklarına okundu
Kendi kararlarını veremeyecek kadar küçüktün
Biraz canın sıkıldı,birazda kanına dokundu
Ellerini oynattın,gözbebeklerini küçülttün
Sen bir şeyler anlatmaya çalışıyordun
Her kes karnı acıkmıştır diyordu
Ana koynu sıcaktı,oysa üşüyordun
Kimse seni anlamayınca için içini yiyordu
_______Ey oğul; Hayat bir beşiğe benzer,herkes o beşikte sallanır bir gün,ve o beşikteki masalları dinler..ve herkes bir gün beşikten düşer..ve masallar yarım kalır..
Oğul;
şimdi görüyorum ki büyümüşsün
Gözbebeklerin yerinden fırlayacakmış gibi
Besbelli ki biraz korkmuş,birazda ürkmüşsün
Peşine aslan takılmış,ceylanlar gibi
Ne masallar avutmuş seni,nede ninniler
Çaresiz boynunu bükmüşsün
Gardolabında bebekliğinden kalma patikler
Aynadaki yansımana küsmüşsün
Üstelik hala bir şeyler anlatmaya çalışıyorsun
Ve hala birileri seni anlamamakta direniyor
Bu durumda nefes almaya alışıyorsun
Aldığın her nefes,rüzgara geri veriliyor
Öyle bir muammaki,yalanda olsa gülebiliyorsun
Büyüdün işte,gülmek senin kendi kararın
Beğenmediğin diyardan.başka diyara gidebiliyorsun
Bağdattan,Şam’a üç beş adım
Ve mesafeler arası mayınlar döşeli
Dağ başında çıngıraklı yılanlar
Ey oğul;
Dünya ne üçgen nede dört köşeli
Milattan kalma yalanlar...
Şimdi uyu! sessizce uyu! rüyalarının peşine takıl
Boşuna uğraşma anlamaya yetmez dünyayı,akıl
Sen şimdi rüzgara sırtını dönmeyi bırakta,değirmenin altındaki buğdayları topla..
[ ]_______Oğul;
Tulu’dan az biraz önceydi
Zuhur ettin bin bir nazla
Karanlıktı ve zemheri bir geceydi
Çığlıkların duyuldu ayazla
Kirpiklerin,gözbebeklerine yapışmış,
Zorlandın güneşe doğru bakarken
Adrese teslimat yapılmış
Melekleri gördün,defterini açarken
Sımsıkı sarıldın,annenin süt kokan gögüslerine
Kulağına okunan ezanı,ninni mi sandın
Şaşkın şaşkın baktın,insanların gözlerine
Uzun uzadıya ağladın
Sonra adın konuldu,ve kulaklarına okundu
Kendi kararlarını veremeyecek kadar küçüktün
Biraz canın sıkıldı,birazda kanına dokundu
Ellerini oynattın,gözbebeklerini küçülttün
Sen bir şeyler anlatmaya çalışıyordun
Her kes karnı acıkmıştır diyordu
Ana koynu sıcaktı,oysa üşüyordun
Kimse seni anlamayınca için içini yiyordu
_______Ey oğul; Hayat bir beşiğe benzer,herkes o beşikte sallanır bir gün,ve o beşikteki masalları dinler..ve herkes bir gün beşikten düşer..ve masallar yarım kalır..
Oğul;
şimdi görüyorum ki büyümüşsün
Gözbebeklerin yerinden fırlayacakmış gibi
Besbelli ki biraz korkmuş,birazda ürkmüşsün
Peşine aslan takılmış,ceylanlar gibi
Ne masallar avutmuş seni,nede ninniler
Çaresiz boynunu bükmüşsün
Gardolabında bebekliğinden kalma patikler
Aynadaki yansımana küsmüşsün
Üstelik hala bir şeyler anlatmaya çalışıyorsun
Ve hala birileri seni anlamamakta direniyor
Bu durumda nefes almaya alışıyorsun
Aldığın her nefes,rüzgara geri veriliyor
Öyle bir muammaki,yalanda olsa gülebiliyorsun
Büyüdün işte,gülmek senin kendi kararın
Beğenmediğin diyardan.başka diyara gidebiliyorsun
Bağdattan,Şam’a üç beş adım
Ve mesafeler arası mayınlar döşeli
Dağ başında çıngıraklı yılanlar
Ey oğul;
Dünya ne üçgen nede dört köşeli
Milattan kalma yalanlar...
Şimdi uyu! sessizce uyu! rüyalarının peşine takıl
Boşuna uğraşma anlamaya yetmez dünyayı,akıl